Merhaba Hek!
Aso Zagrosi
Belli bir dönemden beri İnternet bağlantımda bir sorun var. Her halde yakında çözülecektir. Buna rağmen kısmen tartışmalarınıza katılmaya ve katkı sunmaya çalıştım.
Kürdistan Forumda Birinci Dünya savaşı öncesi ve esnasında Kürdlerle Ermeni ve Asuriler arasında yaşanan sorunların tartışmasını olumlu buluyorum. Biz hâlâ o tarihsel döneme ilişkin ciddi bir çalışma yapmış değiliz.
Kürdistan'ın esası Birinci Dünya savaşı sırasında Savaş Cephesidir. Yani Ruslarla Osmanlılar arasındaki savaşta Kürdistan savaş meydanıdır.
Kürdistan'ın büyük bir kesimi işgal edilmişti. Erzincan'dan Muş, Bitlis, Van, Xoy, Urmiye, Mahabad, Serdeşt ve Revandiz'a kadar işgal altındaydı.
Kürd araştırmacıları şimdiye kadar bu savaşın neden olduğu kıyımların bir blançosunu çıkarmadılar.
Forumdaki son tartışmalara bağlı olarak biraz Doğu Kürdistan'daki Asurilerin durumu üzerine yoğunlaştım. Bir çok kaynakta Doğu Kürdistan'da kıtlıkta ve savaşın yaptığı tahribatlar neticesinden açlıktan ve hastalıklardan dolayı insan kıyımı var. O dönemin tanıklarından bazıları „Kürdlerin nasıl köpek etini ve ölen ölüleri yediklerini“ anlatıyorlar.
Fazla uzatmadan şunu vurgulamak gerekir. Biz bu tartışmalarla hem Kürdlerin o dönem içinde bulunduğu durum hakkında verileri derleyebiliriz ve hemde Kürdlerle Ermeni ve Asurilerin ilişkilerini tespit edebiliriz.
Savaş bu cephede „Müslüman-Hıristiyan savaşı“ haline gelmişti. Asuriler ve Ermeniler kaderlerini Rusya'ya bağlamışlardı. Kürdlerde Osmanlıya...
Aslında Kürdler açısında bu durum tam doğruyu ifade etmiyor. Çünkü Birinci Dünya savaşı esnasında Kamil Bedirxan, Abdulrezak Bedirxan ve eski Hamidiye Alaylarının bir dizi subayı Osmanlıya Karşı Rusların saflarında savaştılar, Kürd taleplerini seslendirdiler. Simko, Seyid Taha ve Abdulselam Barzani Ruslarla bir çok defa görüştüler ve hatta savaşın başında Simko Ruslarla Birlikte Türklere karşı savaştı.
Rusya Kürdleri değil, Ermenileri ve Asurileri tercih etti. Ne de olsa dindaştılar.
Süreç içinde Simko Ruslardan uzaklaştı. Hamidiye subayları Ermeniler tarafından öldürüldüler. Her ne kadar Abdulrezak ve Kamil Bedirxan savaşın sonuna kadar Rus ordusunun safarında kaldılarsada etkili olmadılar.(Newroz.Com Arşivinde Kamil Bedirxan'ın yazılarına bakabilirsiniz) Serhad Êzidileri de savaşın sonuna kadar Rusların saflarında savaştılar. Çihangir Ağa en ileri gelenlerinden biriydi.
Savaşın ilk başlangıcında Dersim Kürdleri Ruslarla birlikte Erzurum'da Türk ordusuna saldırdılar. Fakat savaş sırasında Rus ordusunun yaptığı katliamlardan sonra Dersimlilerde saf değiştirip onlara saldırdılar. Birinci Dünya Savaşı esnasında Ermeni Birliklerinin generallerinden biri 1928 yılında Paris'te yayınladığı anılarında Dersimlilerin o saf değiştirmesini „hain Dersimliler“ diyerek ifade ediyor.
Ermeniler Ruslara dayanarak bugün Kuzey Kürdistan denilen bölgede yani Erzincandan Elazığ'a, Muş Bitlis, Van ve hatta Diyarbakira kadar olan bölgede kendi devletlerini kurmak istiyorlardı. Bu konuda yüzlerce belge var. Zaten birinci dünya savaşı sırasında Rus ordularının ve Ermeni Tugayların girdiği her bölgede ya Kürdler kendileri kaçıyor yada kalan Kürdler kırımdan geçiriliyordu. Abdulrezak Bedirxan'ın bazı Kürd köylülerinin köylerine geri dönmeleri için Van'daki Ermeni yöneticilerinin nezdinde giriştiği çabalar komediye dönüşüyor.(Zaman bulursam çeviririm)
Asuri Özgürlük Komitesi 27 Haziran 1917'de yayınladığı bildiride kuracakları devletin sınırlarını şöyle tespit ediyor: „Urmiye, Musul, Tur Abdin, Nuseybin, Cizire, hakkari“ (Tam metin için Nowşirwan, Kurd w Ecem, sayfa 331, 322)
Mar Şimon'un 1916 yılında Duk Nicolas ile yaptığı antlaşma Rusya'nın denetiminde bir Asuri idaresinin kurulmasını ön görüyor.
Ekim devrimi ile birlikte Rusya'ya endeksli tüm bu planlar boşa çıkıyor. Rus Ordusu geri çekiliyor. Şunu vurgulamak gerekirki Kürdler tüm cephelerde Ruslara karşı savaşıyor. Bu konuda bir dizi kaynak var.
Forum'da bu ve benzeri tartışmaların olması iyi bir şeydir. Ermeni soykırımı, Kürd soykırımı ve Asuri soykırmını ortaya koymak için tartışmak şart. Bu halkların bir birlerinin katiamlarında aldıkları rolleri tartışmak gerek.
Fakat bu tartışmalar yapılırken sürekli tıkandı. Tartışmaların içeriği değil, kullanılan uslup tartışmalarda daha çok önplana çıktı.
Kenan'ın senin ailen hakkında ve mahlaslar hakkında söylediklerini kabul etmediğimizi ve doğru bulmadığımız bir çok defa bu tip yazıları kaldırarak ifade ettik. Ayrıca bu tip tartışmalar Newroz Com'dan önce farklı biçimlerde başka sitelerde de olmuştu.
Yani kısacası deşifrasyonlara karşıyız.
Seninde Ermeniler meselesi tartışılırken bazı genellemeler yapman yanlıştı. Sorunları tartışacağına, belge ve verilerle sorunun kaynağına ineceğine insanları tahrik eden tanımlamaları ısrarla tekrarladın. Her ne kadar belirli bir kesimi kastettiğini vurguladınsada tepkileri durduramadın. Bir de bu „çapulcu“ vb... söylemler Osmanlıdan Türkiye Cumhuriyetine kadar sistemli bir şekilde Kürdlere karşı kullanıldı. Bir de bu termolojinin bir tarihçesi var.
Bu tartışmada farklı eğilimlerinin olması doğal. Kürd toplumunda zaten bu eğilimler var. Bu konuda yapılması gereken tarihsel belgeleri ortaya koymaktır. „ Belge olmadan yazılan tarih tarih değildir“ demişler. Haksızda sayılmazlar. Belgesiz tartışma gözleri bağlanan insanların deveye dokunmaları neticesinde giriştikleri tanımlamaya benziyor.
Fakat bu tartışma daha sonra kavgaya dönüştü. Sanki iki kişinin kavgası var görünümünü aldı.
Bizde tartışma kültürü zayıf. İnsanlar tartışmak için değil, birbirlerini mat etmeye uğraşıyorlar.
Ben şahsen tartışmaların bu derece ye vardırılmasını hoş görmedim. Ama, sansüre de hoş bakmıyorum.
Biz Forum Çalışanları olarak daha önce Forum katılımcılarına bir çağrı yaptık ve birlikte bir hukuk oluşturmak istedik. Arkadaşların ezici çoğunluğu sansüre karşıydı. En çokta karşı çıkan sendin. Forum katılımcılarının tartışarak bir çare bulacaklarını söylüyordün. Ama süreç içinde arkadaşlar Forum Çalışanların sansürcü olmaya teşvik ettiler.
Birde sorduğun sorulardan biri örgüt, site, ülke ve diyaspora ilişkileri ..
Bence bu sitenin görevi Kürdistan'daki aktüel gelişmeleri Kürd kitlelerine aktarmak, Kürd tarihi ve Kürd edebiyatı hakkında kaynak oluşturmak ve Kürdistan'daki siyasal gelişmeleri mercek altına almaktır. Kürdistan bağımsızlığını savunan insanların kendilerini ifade edebilecekleri bir kürsüdür.
Daha fazla uzatmadan bitiriyorum.
Kendine iyi bak
Hoşça kal
Aso Zagrosi
Merhaba Hek!