Ana içeriğe atla
Submitted by Anonymous (doğrulanmadı) on 19 April 2008

Muhalefet böyle yapılır ve açık politika böyle yapılır. Başka türlü yapılacağını düşünmek, dolayısıyla katılmamak sizin hakkınızdır ve anlaşılır bir tavırdır.

Kürdistan mücadelesinin ete kemiğe büründürülemeyişinin sebebi temiz ve açık toplum kurmaya yeterli özenin gösterilmemiş olmasında yatar. Yazımda dile getirdiğim suçların bir tekini işlemiş olan insanlara gelişmiş demokrasilerin hepsinde mahkeme yolu gözükür. Kürtler, kendi suçlulularını yargılamadıkları sürece başkaları tarafından yargılanan millet olarak kalacaklardır.

Katmak konusuna gelince, siyasi yetmezliği kat be kat aşan ağır suçların varlığı sözkonusudur. Binlerce insanın sürek avı misali katledilmiş yada susturulmuş olması bir olgudur. Yaşanmış olan gerçekleri dillendirmek her insanın hakkı ve görevidir. Birileri sesini yükselttikçe mağdur olanların suskunluklarından arınarak seslerini katmaları mümkün hale gelecektir. Katma isteğinde bu nedenle beis yoktur. Aksine bir tutum yanlıştır. Geçmişte cereyan etmiş olayları açıklıkla olduğu kadar katılımcıları ve destekçileri ile ortaya koymak, muhtemel cinayetlere karşı bir bariyer oluşturacaktır. Siyasetçilerin görevi, işlenen cinayetler sonrasında (kiralık ağıtçılar misali) teorik mülahazalara girişmek yerine yeniden husule gelmesi muhtemel cinayetlere ve hak ihlallerine karşı engelleyici tavır almaktır. İnsan yaşamını korumak, baskıcı ve kirli uygulamaları teşhir etmek öncelikli olduğu kadar görmezlikten gelinmeyecek bir sorumluluktur. Hiç kimse baskıcılığı ayyuka çıkaranlara gözlerini yumma lüksüne sahip değildir. Dahası baskıcıların alternatifi aynı baskı dalgasına (dönemine göre) omuz vermiş eski şerikleri ve müttefikleri değildir. Dünyanın hiçbir yerinde suçluları suç ortakları yargılamaz. Yargılama, modern hukuk prensiplerini esas alır.

İnsan haklarını, düşünce özgürlüğünü, muhalefet hakkını ve varlığını yeterince gözetememek Kürdistan mücadelesinin önemli bir eksikliği olagelmiştir. Kendisi bizzat bu hak ve özgürlüklere ihtiyaç duyan ve kazanımı için mücadele eden bir halkın kendi içinde örgütleri eliyle yaşama geçirilmiş ağır hak ve özgürlük ihlallerini soruşturamayışı Kürdistan mücadelesinin adeta tecrit konumunda tutulmasının nedenlerini de açıklamaktadır. Suskunluğun, dağınıklığın, ne yapacağını bilemez hale düşürülmenin en etkin belirleyicisi kürtlerin kürt örgütleri eliyle en az sömürgecilerinki kadar baskıcı yöntemlerle kontrol altına alınmış olmasında aranmalıdır. Çağdaş yöntemleri izleyen yeni açılımlar yaratılmadığı sürece suskunluğun ve ataletin aşılmasına imkan yoktur. Kürdistan mücadelesinin dünyada kabul ve destek gören bir mücadeleye dönüştürülmesine bugünkü haliyle imkan yoktur. Özgür düşünce ve insan yaşamına saygı kürtlere üzerinde birleşecekleri ilk ama en önemli basamağı sunmaktadır. Diğer bir yandan, dünyanın diğer halklarından içtenlikli destek ve yardım sağlanabilmesi de özgürlükçü bir tutumun sindirilmesine bağlıdır. Açıklık etrafında, serbestlik etrafında, gönüllülük etrafında biraraya gelinebilir. Çağdışı yöntemlerde ısrarın, mücadele eden kitlenin hacmini her gün biraz daha küçülterek aktif mücadelenin kararlı unsurlarını devre dışı bırakmakta olduğu bir olgudur. Bunun nedenleri de açıktır, müsebbipleri de açıktır ve hala yetmezliklerini topluma dayatmak durumundadırlar. Onlarla değil onlarsız devam edilmesi son derece rasyonel bir algılayış tarzı olmasının ötesinde kürtlerin ilerleyebilmek için hangi kamburları sırtından indirmesi gerektiğini de göstermektedir.

İfşa etmekte olduklarıma dedikodu diyeceğinize gerçekliğine kulak verip tüyler ürpertici boyutunun kürtlere neye malolageldiğini kavramaya çalışmanız, size de korkudan sıyrılıp hiç değilse isminizle ve kişiliğinizle katılma yada katılmama hakkını sunacaktır ki sizin bu hakkınıza omuz vermekte kürtlerin önceliğidir.

Sindirilmeye, baskıya, tehdide, cinayetlere ve tüm bu saydıklarım önünde gerilemeye, sessiz kalmaya hayır diyorum. Temiz toplum temiz insanlarla yaratılır. Açık toplum açık siyasetçilerle yaratılır, kapalı kutularla değil.

Bizler 78'li yıllarda Kurdistan ulusal bağımsızlık mücadalesi saflarına katılırken 16-17 yaşı aşmamış genç ve sempatizan insanlardık kendimizi herşeyi ile Kurdistan ulusal bağımsızlık mücadelesine feda edecek bir şekilde gözü kara mücadele ederken, bu gün sessiz ve sedasiz hiç bir şey olmamış gibi dünün liderleri diye kabaran ama bugün, dünün değerlerini pazara çıkarıp tüyen ve ''büyükbaşlar''ın konum ve pozisyonu irdelenilmek zorunludur. Abdo büyük bir ''onur''la imralıya teşrif ederken şimdiye kadar Abdoyu bahane edenlerin, Abdoya paralel aranedan çekilmeleri aydınlığa kavuşturulamaz. Bir dönem Kurdistan ulusal bağımsızlık mücadelesine önderlik edip hiç bir bedel ödemeden ortalıkta caka satıp mangalda kül bıarakmayanlar, örgüt ve örgütlü mücadeleyi tasfiye edenler, Kurdistan ve Kürt halkının geleceği açısında teşhir edilmesi kaçınılmazdır. Bu anlamda Sayın Kenan Fani Doğan desteklenilmelidır. Saygılarımla Deşti

Sizinle uzun uzadiya karsilikli gevezelige girecek degilim. "Modern hukuk" dediginiz zamazingo hakkinda bilgisi olan "gercekler" denen seyin Elo, Hesso ve Husso'nun bir duvara astigi bildirilerle degil de bagimsiz mahkemeler veya arastirma komisyonlari, vs tarafindan tespit edildigini bilir. Cunki mahkemeler "gercegin" ne olduguna her iki tarafi dinledikten, onlerine sunulmus delilleri inceledikten sonra karar verirler. Ayrica neyin kabul edilebilir delil ve kimin dinlenebilir sahit olacagina dair kurallari ve izledikleri prosedurler vardir. Mahkeme heyeti, hakim, savci, avukatlar vs uzun yillarin hukuk egitimine ve tecrubesine sahip profesyoneller arasindan secilir. Tabii ki mahkemelere nazaran siyaset her zaman acik yapilmaz. Bunu bilmek icin de bir siyasetci olmaya gerek yoktur. Dunyanin en seffaf siyasetine sahip toplumlarda bile hukumetler, partiler, ve hatta sivil toplum orgutleri bile kararlarini kapali kapilar ardindan verirler ve daha sonra aciklarlar. Siyasetin raconu geregi o kararlara en muhalif kisi dahi eger o siyasi orgutun bir parcasi olarak kalmak istiyorsa destek vermese dahi en azindan o kararlara itirazi olmadigi izlenimini vermek zorundadir. Temiz siyaset esittir acik siyaset, kapali siyaset esittir kirli siyaset diye bir kaidede yoktur. Herkes bir zamanlar bagli olduklari orgutlerin butun sirlarini aciklamak zorunda da degildir. Tabii ki bunlar akademik meseleler. Yukarida iki paragrafa sigdirmaya calistigim konular uzerinde binlerce yildir az kan ve murekkep dokulmus degildir. Demek istedigim sudur ki ne modern hukuk ve ne de acik siyaset bu foruma astiginiz dedikodulara kilif olamaz. Kaldi ki siz dedikodusunu yaptiginiz olaylarin magduru bile degilsiniz. Bu meseleleri su veya bu nedenden dolayi gundeme getirmeyenleri veya getirmek istemeyenleri taraf yapmaya ve onlari kendi kontrolleri/istekleri disinda yonlendirmeye, bir polemige veya seruvene sokmaya hakkiniz yoktur. Isteginiz uzerine yukaridaki ifadelerimi kendi gercek ismimle imzaliyorum. Davud Dalagidisarda Patagonya Killi Kurd Aydinlar Birligi (KIL-KAB) Baskani

"Modern hukuk" ve "acik siyaset" bilginiz ve pratiginiz hayranlik verici. Zamaniniz olursa sizi KIL-KAB'a konferanslar vermeye davet etmeyi arzuluyoruz. Patagonya telefon rehberinde adimizi ve adresimizi bulabilirsiniz. Selamlar ve sizinle yazismak buyuk bir zevk. Davud Dalagidisarda Patagonya Killi Kurd Aydinlar Birligi (KIL-KAB) Baskani

"Modern hukuk" ve "acik siyaset" bilginiz ve pratiginiz hayranlik verici demissin. Bu forumda üç gündür kalmayan hakaretle saldıran, tahrik etmek, taciz etmek için kullanmadığı çirkef kalmayan insanlara hem tahrikin hem körlüğün hem aynı forumda farklı mahlaslarla farklı kişilikler sergilemek maharetinin uyandırdığı hayranlığın yanında bana duyulan hayranlığın sözü bile olmaz. O şeref sana ait. Bülent Ersoy, senin gibilerinden çok daha namusludur. Türk olduğu, çocuk doğurmaya doğası elvermediği halde 'çocuklarınızı savaşa göndermeyin' diyebildi ve mahkemeye giderek söylediklerinin arkasında durdu. Kaldıki Bülent Ersoy savaş mağduru bile değildi. Müdahil olması için çocuklarını savaşta kaybetmesimi gerekiyordu? Adamın biri barzanilere hakaret etti, forumlarda hukuk uzmanı kesildin ve herkese hukuk istedin. Sen olayın mağdurumuydun? Sirac sizi forumundan kovarken ben kendimi siper ettim hem de barzanilere küfredenin hukukunu yükselterek. Sirac beni mi kovuyordu, yoksa ben o olayın mağdurumuydum? O gün iyiydim bugün kötü oldum. İşinize geldiğinde hukuk gelmediğinde sen mağdur değilsin hukuk senin neyine soytarılığı. Yanan yakılan benim ülkem değilmi? soykırıma uğratılan benim milletim değilmi? Kuşaklar boyudur bu zulmü çeken benim halkım, yakınlarım, kapı komşum, akrabalarım, aile fertlerim ve ben değilmiyim? Ulusal mücadele hakkında söz söyleyenlere işlerine gelmediği zaman 'haval ailenden kaç şehidin var' diyenlerin mantığına empoze olmuşsun. İnsanların işkence görmesi, insanların özgürlüklerinin gaspedilmesi, insanların katledilmesi bütün insanlığın sorunu değilmidir? Karşı çıkmak için tutuklanmak, öldürülmekmi gerekiyor? Ancak senin aile fertlerin öldürüldüğünde mi öldürülmeye karşı çıkacaksın? Bizzat sen kendin fiziki yada siyasi tasfiyeye uğratıldığındamı tasfiyeyi reddedeceksin? Dikatörler, ırz düşmanları sana tasallut etmedikleri sürece baskıcılığa karşı çıkmaya, kirli eylemlerini irdelemeye, reddetmeye hakkın yokmudur sanıyorsun? Kürtlerin en önemli eksikliği senin gibi angutlara aydın payesi vermeleridir. İkiyüzlü kişilik yoksunu. Sen önce kişilik konferanslarına git biraz edeplen beni sonra konferansa davet edersin. Yeter ulan hafifliklerinizden, riyakarlıklarınızdan çektiğim. Dört gündür burada kalmayan hakarete ve suçlamaya katlanmak suretiyle sinir harbi yürütmüş birine tahrikte bulunuyorsun. Kızaracak yüzün olmadığı için önemsemezsin. Forumda sansür olmasın dersin, kollektif tepki bilmem neden bahsedersin rezalet gırtlağa vurunca kenara çekilirsin. Ortalık dindiğinde tekrar döner önce beni bulursun. Haysiyetsiz herif! Bir daha benimle muhatap olma.

[i]Yukardaki yazımın ikinci paragrafı aşağıda düzelterek yazdığım şekilde olacaktı, yanlış tıklamayla eksik çıktı[/i] Bu forumda üç gündür kalmayan hakaretle saldıran, tahrik etmek, taciz etmek için kullanmadığı çirkef kalmayan insanlarla hem tahrikin hem körlüğün hem aynı forumda farklı mahlaslarla farklı kişilikler sergilemek maharetinin benzeşmesiyle uyandırdığın hayranlığın yanında bana duyulan hayranlığın sözü bile olmaz. O şeref sana ait

"Adamın biri barzanilere hakaret etti, forumlarda hukuk uzmanı kesildin ve herkese hukuk istedin. Sen olayın mağdurumuydun?" 1- Her zamanki gibi insanlari birbirine karistiriyorsun. Dikkatli olun! Bu gidisle sizin dedikodulariniz degeri bes paradan bir paraya dusecek. Hatirlatayim. 2- Ne zaman ki senin dedikodusunu yaptigin olaylarin magduru senin dedikodusunu yaptigin meseleleri gundeme getirir ve senin dedikodusunu yaptigin insanlari suclar iste belki o zaman senin dedikodu yapma hakkin dogar. Belki dogar! O da duruma bagli! Cunki olay senin yasadigin ulkenin mahkemesine intikal etmisse senin mahkemede degilde boyle acik forumlarda o mesele hakkinda konusman sadece ahlak disi olmaz ayni zamanda buyuk ihtimalle yasadisi da olur. Modern hukuk boyle emrediyor maalesef. Koca koca ifadelerle ilkel tirk hukukundan baskasiyla tanismamis insanlarimizi kandirmaya calisiyorsun. Dedikodularina "modern hukuki" bir kilif uydurmaya calisiyorsun. Ac bir kac hukuk kitabi ve oku bak istersen. Veya git yasadigin ulkenin mahkemelerinde biraz zaman harca! Bak bakalim modern hukuk nasil isliyor. Senin hukuktan zirnik kadar anlamadigin asikar. Forumlarda yaydigin bu dedikodularinla bir gun kendini mahkemenin karsisinda bulursan hic sasma! "Sirac sizi forumundan kovarken..." "siz" derken sadece bana mi atifta bulunuyorsun yoksa "1'den cok sayida kisilere" mi? Umarim baskalarini da bu velveleye karistirma tesebbusunde bulunmuyorsundur. Cunki ben SB forumunu kendim terk ettim. Kapiyi carpip gittim! Ve bir daha da donmedim. Yuzeysel nedeni Ayn Rand'dan calinmis oldugunu ispatladigim bir makaleyi forumdan silmemeleriydi. Esas nedeni ise SB'nin artik dayanilamaz hale gelen fasist diktatorlugu. SB forumu fasist bir diktatorluge donusmeseydi Ayn Rand'dan calinmis makaleyi siler ve isledigi ahlaksizliktan dolayi o fikir hirsizini feci bir sekilde uyarirlardi. Bir universite ogrencisi islemis olsaydi boylesine bir fikir hirsizligini kesin okuldan atarlardi. Kaldi ki Ayn Rand bes para etmez bir "filozoftur". Madem calinti makalelere bile bile yer vereceklerdi bari degerli bir filozofun makalesine forumd yer verseydiler. Bisiklet calacagina git BMW cal! Her neyse fazla kasimayayim. "... ben kendimi siper ettim..." He kurban! Solaxi the martyr! Senin bugun cinayet tertiplemekle sucladigin o "zatin" o forumunda o zamanlar ne isin vardi? Al gulum, ver gulum degilmiydiniz? Sen kendi ozgur iradenle mi ayrildin o fasist forumdan? Seni kovmasalardi sen o forumdan ayrilirmiydin hic, agam? "...hem de barzanilere küfredenin hukukunu yükselterek. Sirac beni mi kovuyordu, yoksa ben o olayın mağdurumuydum?" 2005 yilinin sonlarina dogru cereyan etmis Dr. Kadir vakasindan bahsediyoruz, bilmeyenler icin hatirlatalim. SB'nin "BIZ TUKURDUGUMUZU YALAMAYIZ!! MAYIZ! YIZ! IZ!!" diye nara attigi donemden... 1- Dr. Kadir vakasi mahkemeye intikal etmis bir vaka ve Dr Kadir 30 yil cezayla sonuclandirilmis bir davanin magduru idi. Istedigin gibi yorumda bulunmaya veya bulunmamaya hakkin vardi. 2- O vakitler cezanin agirligi hakkinda Sirac Bilgin iyi olmus dedi. HeK/BB itiraz etti. Tartisma kizisinca SB yonetimi mesajlari silmeye baslayinca forumun ileri gelenleri saflara bolundu. Senin HeK/BB'ye taraf oldugun dogrudur. Senin gibi martyr edebiyati yapmiyor belki ama Ezdi $er'de HeK'e net ve acik bir sekilde destek verdi. Forumda zaman zaman ikiz kardesim diye hitap ettigim ve oldukca bilinen ve sevilen bir diger istirakci maalesef SB'nin yaninda saf tuttu. Ben o tartismalara hic dahil olmadim. Bunu bilerek yaptim. Bir "cooling off period"un ardindan forumda eski ortami geri getirebilme, bir "genel af"a yol acabilme umuduyla yaptim. Geride uzlasmaci en az bir kisi kalsin diye. BB hatirlar mi bilmiyorum ama onun saflarinda oldugumu bir dogum gunu mesajiyla (hangi gun oldugunu unuttum gitti) ustu ortulu bir sekilde ima ettim ve kendisiyle yillar onceden tanismis oldugumuz hatirlattim. Her neyse o olaydan sonra BB biraz "cooling off period" icin Antarktikaya gitti. Ben SB forumunda yukselise gecen fasist dikatatorluge sadece bir-bucuk ay daha dayanabildim. Birakin bir genel affin cikmasi -ki burada affedilmesi gereken forumdan kovulanlar mi yoksa Sirac Bilgin mi bu ayri bir mesele- SB kalkti calinti oldugu ispatlanmis bir makaleyi o makalaeyi calan hirsizin adi altinda forumun birinci sayfasindan vermekte israr etti. O zaman da ben kendim "son veriyorum" dedim ve "wallahi de billahi de tillahi de, bi neh telaqe be fitil" diye yemin etmeye de gerek duymadan oradan ayrildim. Gidis o gidis! Peki ya siz, Sayin Solaxi/Kenan Fani Dogan? Sizin SB forumundan ayrilmaniz ne zaman ve hangi sartlar altinda vuku buldu acaba? Belki yanlis hatirliyorum ama hatirladigim kadariyla siz fasit/masist cinayet tertipleyicisi/mertipleyicisi demeden SB forumunda yazmaya devam ettiniz. Veya bir vakitler geri dondunuz, taa ki baska nedenlerden tekrar kovuluncaya kadar. Bu da benim gevezeligim olsun. Son gevezeligim. Cunki sizin gevezeliginize rakip olabilecek ne zamanim, ne enerjim ve ne de istegim var artik. Kici boklu ilkellikleri "modern hukuk" veya "acik siyaset" diye bu foruma ugrayan Kurdistanlilara satmaya calisirsaniz muhatap alinir veya alinmazsiniz onu simdiden kesitirmek zor. Hadi kalin saglicakla! Davud Dalagidisarda Patagonya Killi Kurd Aydinlar Birligi (KIL-KAB) Baskani

[b]"Esas nedeni ise SB'nin artik dayanilamaz hale gelen fasist diktatorlugu. SB forumu fasist bir diktatorluge donusmeseydi" Bir "cooling off period"un ardindan forumda eski ortami geri getirebilme, bir "genel af"a yol acabilme umuduyla yaptim. Ben SB forumunda yukselise gecen fasist dikatatorluge sadece bir-bucuk ay daha dayanabildim. Birakin bir genel affin cikmasi -ki burada affedilmesi gereken forumdan kovulanlar mi yoksa Sirac Bilgin mi bu ayri bir mesele- SB kalkti calinti oldugu ispatlanmis bir makaleyi o makalaeyi calan hirsizin adi altinda forumun birinci sayfasindan vermekte israr etti. [/b] Yukardaki satırlar sana ait. Dedikodu diye bunlara denir. Ben Sirac'la al-gülüm ver-gülüm değildim. Beni kovmadı. Öcalan'la ilgili yazdığım yazıda [b]Resul Altınok, Abdullah Ekinci, Mehmet Karasungur ve Mehmet Şener[/b] cinayetlerini sorguladığım yazım, [b]Öcalan'ın savaş esiri olduğu ve kendisini savunamayacağı[/b] gerekçesiyle kaldırıldı. Foruma yazamayacağımı belirterek ayrıldım. Haftalar sonra aynı konuda bir yazı daha astım [b]bu forumda istenmiyorsun, niçin yazdın [/b] denilerek kovuldum. Seninse bunlara değimiş bir tek yazın yoktur. Bu cinayetlerin insanlıkdığı, hukuk dışı olduğunu belirtmek için illahki hukukçu olmaya gerek yoktur. Herkes elindeki bilgileri açıklıkla ortaya dökerse kürt siyaseti berraklaşır ve toparlanır. Dr Kadir'le ilgili makalem, konunun hukuki değerlendirmesinin hukukçulara bırakılması çağrısı ile sona erer. Ben hiçbir yerde hukukçu olduğumu söylemedim. Siyasetle uğraşan biri olmamın dışında Öcalan'ın milletimin başına getirdikleri tahtında bir birey olarak Öcalan'ın gerçekleştirdiklerinin mağduruyum. Sirac'ın 1974-1977 yılları arasında KDP'nin fiilen en yetkili karar verici mensubu olması ve benim anılan yıllarda kendisiyle aynı yapıda çalışmam nedeniyle anlattıklarımın hem tanığı hem mağduruyum. Yazdıklarımı açık kimliğimle ve mağdurların açık kimlikleriyle yer zaman göstererek ortaya koydum. Gerçek şahıslar sözkonusudur. Ne zaman ilgili taraflar yalanlarsa o zaman gerçekliği sorgulanır. Bak olayı Kürdistan'ın en yaşamsal, en bitirici hastalığı olan muhaliflere baskı uygulanmasının mahzurları ve fiziki tasfiyeler yapılmış olmasından alarak [b]forum dedikoduculuğuna [/b] indirgedin. Maalesef bizim aydınlarımızın bu önemli konularda ya dalağı dışarda kalıyor yada başını kuma gömerken kıçı dışarda kalıyor. İnsana, insan yaşamına dair sorunları ele alıp tartışmakta uygar bir tutumu benimsememekteki eksikliğiniz herbirinizi kendi kimliğini sahiplenmekten alıkoymuş. Kendi kimliğini sahiplenmekte tereddüt gösteren kişilerin kendi halkının kimliğini yükseltmelerini beklemek çocukça bir hayaldir. Anlaman dileğiyle. Hiç mağdur olmadığımı düşünün. Kürtlerin senin [b]faşist diktatör[/b] dediğin kişiler eliyle uğratıldıkları zararlar kendine insanım diyen her bireyi ilgilendirir. Cinayet, işkence, muhaliflere yönelik baskıya ve tehdide başvurmuş olmak kendine insanım diyen herkesin karşı çıkası, tel'in etmesi gereken suçlardır. Dünyanın her yanında uygar insanlar bu tür baskıcılığa ortak tavır alır. Anılan suçları bulaşmış olanların gizli kalmış suçlarını açıklamak, irdelemek siyaseten doğrudur. Bu ilkel yöntemlerin kürtlere neye malolduğunu bilmemiz bir yana bütün bunların açık toplum prensipleriyle bağdaşmadığını, hukuki olmadığını hatta insanca olmadığını söylemek, çözümün açıklıkta yattığını, hukuka riayet edilmesi halinde bunların hiçbirinin gerçekleşmeyeceğini ve karşılık bulacağını söylemek bir haktır. Demokrasi prensiplerini, özgürlüklere saygıyı ihmal etmenin de üzerine çıkarak bu kavramlarla tam bir zıtlık içinde olanların topluma özgürlük ve demokrasi getirmek yerine sömürgeci diktatörlüğü bile aratır sonuçlara neden olacklarını söylemek ve arkasında durmak bir haktır. Dahası bir farklılıktır. Bunları söylemek için hukukçu olmaktan önce insan olmak gerekiyor. Önce kendin ol. İnsan ol.

Yeni Yorum yaz

Düz metin

CAPTCHA This question is for testing whether or not you are a human visitor and to prevent automated spam submissions.