[img]http://www.radikal.com.tr/veriler/2008/04/28/yo1.gif[/img]
[b]CIA'in Suriye-Kuzey Kore sunumu soru işaretleriyle dolu[/b]
Daha beş yıl önce dönemin ABD Dışişleri Bakanı Powell, Irak'ın kitle imha silahlarına sahip olduğu iddiasıyla ilgili BM Güvenlik Konseyi'nde bir sunum yapmıştı. Savaşın meşruiyet zemini inşa edilirken birçokları bu sunumu çarpıcı bir performans olarak niteledi. Fakat bütün suçlamaların temelsiz olduğu anlaşıldı. Dünyaya gösterdiği, bir video oyunundan ibaretti adeta. Kısa süre sonra İsrail, casuslarının Saddam'ın kitle imha silahlarını Suriye'ye taşıdığını ortaya koyan 'kanıtlar' elde ettiği yaygarasına başladı. Bu iddia da müşteri buldu -fakat ortaya atılan heyulaya dair tek kelime duyulmadı.
Geçen perşembe CIA'nın Kongre'deki sunumu da (Pyongyang'ın Şam'a nükleer silah için plütonyum üretmeye muktedir bir reaktör tedarik ettiği öne sürülüyordu) çarpıcıydı. İsrail'in eylülde Suriye'deki bir tesise düzenlediği hava saldırısını da meşrulaştıran bir görünüm arz edecekti. Fakat bu konularda ABD ve İsrail'in sicili göz önüne alınırsa, yeni bir kurnazlık ve sahtekârlıktan ibaret de olabilir.
ABD'nin iddiası birçok soru işareti barındırıyor. Şam bu sözde reaktör için yakıtı nereden alacaktı? Plütonyum ayrıştırıcısı veya kullanılan yakıtı yeniden işleme tesisi neredeydi? Nükleer silah programının varlığına dair ne kanıt vardı? ABD (ve İsrail), BM'nin nükleer gözlem kuruluşunu niye baypas etti?
Bunlar Suriyelilere inanmalıyız demek değil. Onlar da tesisin askeri bir depo olduğunu söylemekle yetindiler. Esad'ın rejimi güvenilir değil. Şam'ın hedeflerini şiddet kullanan maşalarla gerçekleştirme çabasıyla ve Lübnan'daki karşıtlarını öldürmekle yazılmış bir tarihi var. Şam'ın "Bizi o kadar aptal mı sanıyorsunuz?" savunmasına olsa olsa müspet cevap verilebilir; 2003'te ABD'nin Şam büyükelçiliğinin yakınında Irak'ta savaşmaya gönüllülerin yazıldığı bir merkeze onay verdiği henüz unutulmadı.
Fakat bu da ABD'nin iddialarının doğru olduğu anlamına gelmez. Tuhaf bir mesele bu. CIA'in meseleyi kamuoyuna açma kararı, Kuzey Kore'nin silahsızlandırılmasına yönelik görüşmeler kritik bir noktaya gelmişken Pyonyang'ı köşeye sıkıştırıyor -bu da Bush yönetimindeki şahinleri güçlendiriyor. Fakat sunumun Hizbullah ve İran'ın önde gelen adamlarından İmad Mugniye'ye Şam'da suikast düzenlenmesinden hemen sonraya denk geldiği de gözden kaçmamalı. Tek bir video gösterisiyle bölgedeki şaibeli meselelere ışık tutmak imkânsız. Fakat bize, kibritleri görmezden gelecek herkes için bu bölgede fazlasıyla çıra bulunduğunu da hatırlatmalı.
([i]Başyazı, 25 Nisan 2008[/i])
[url=http://www.radikal.com.tr/haber.php?haberno=254201&tarih=28/04/2008]Rad…]
'Amerika İran'a Saldırmaz'