1914; Bitlis Kürt Milli Direnişi Üzerine...
Türkiye Cumhuriyeti'nin tarihi, yalan, iftira ve inkarın da tarihidir... 19.yüzyılın başında, oluşturulan milli devletlerin bir çoğunda, resmi tarih; yalan, iftira ve inkar üzerine kurulmuştur.... Bu milli devletlerde tarihi yazan egemenler, kitlelerin cehaletinden yararlanarak, subjetiv ve ırkçı düşüncelerini; tarihi olaylar gibi göstererek; yeni nesilleri biçimlendirmeye çalışmışlar...
Bu konuda, Rusya, İran ve Türkiye gibi ülkelerin tarihleri eşi görülmemiş, dezinformasyonlarla doludur...Mesela; sosyalizmin tarihine biraz aşina olanlar; Lenin'in, Troçki ile çekilmiş resimlerinin, Stalin tarafından fotomontaj metoduyla nasıl temizlendiğini, iyi bilirler ...
Türkiye'nin tarihinde böylesine tahrif edilmiş binlerce örneğe raslamak mümkündür... Hele Kürtler ve Kürdistan söz konusu olduğunda, yalan, iftira ve inkarcılığın ölçüsü, bir insan havsalasının alamayacağı kadar soysuzlaştırılmıştır.
Dünya'nın hep kapalı bir kutu gibi kalacağını tahmin edebilecek kadar basiretsizleşen Kemalistler, İran, Irak ve Suriye devlet sınırları içinde kalan Kürtlerin de varlığını unutarak, Kürt diye bir milletin olmadığı fikrini ortaya atmıştır.... (Türk Başbakanı; Recep Tayyib Erdoğan; hala da Kürt milletini; matematiksel yöntemlerle, Türklerin bir unsuru gibi gösteriyor...)
19.yüzyılın başlarında karmaşık siyasal durumundan yararlanarak, bölge halkları arasına nifak sokarak, milli devletini kuran Türk ırkçılığı, yalan, iftira ve inkar üzerine inşa ettiği tarih anlayışını sürdürebilmek için bir ’'tarihçiler'' ordusuda oluşturmuştur.. Resmi ideolojiyi yaygınlaştırmaya çalışan ve özenle yetiştirilmiş bu ’'tarihçiler'', bir doğrunun yanına, iki yalnışı koyarak, kitleleri yalan ve iftira ile yönlendirmeye çalışıyorlar...
Bu insanlardan biri de Hüriyet gazetesi yazarlarından; Soner Yalçın'dır...
Soner Yalçın, son günlerde enerjisinin % 90'nını Kürtleri karalamak ve Kürtlerle diğer milletleri birbirine düşürmek için harcıyor...
21 Aralık 2008 tarihinde, Hüriyyet gazetesinde; Ermeni soykırımıyla ilgili yazdığı uzun yazıda cümlelerini evirip çevirip sonra sözü yine Kürtlere getirerek, onlara iftira atıyor.. Aşağıya aldığım ve gerçekle hiç alakası olmayan iftira şöyle:
’'Ermenilerin bazıları ikna olacakken bu kez ne oldu dersiniz; 1914 Mart ayında Kürtler ayaklanıp Ermenileri keserek Bitlis'in yarısını ele geçirdiler. Neyse, bu haftanın konusu bunlar değil. Merak edenler, "Halil Menteşe'nin Anıları" adlı kitaba bakabilir. Ancak sahaflarda bulabilirsiniz; artık bu tür kitapların yeni baskıları yapılmıyor!''... (Dikkat ediniz! satır aralarında iftirasını attıktan sonra:''neyse, bu haftanın konusu bunlar değil'' diyerek, meseleyi geçiştirmeye çalışıyor...)
1914 Bitlis Kürt Milli direnişi ile ilgili tarihi gerçeklere geçmeden önce;Soner Yalçın'ın kaynak gösterdiği, Halil Menteşe'ye kısa değinerek geçeyim...Halil Menteşe; Osmanlı Meclisi Mebusan'ın başkanı ve Ermeni katliamının baş tertipçilerinden biridir... Ermeni katliamını planlayan ve uygulamaya koyan çekirdek kadronun üçüncü üyesi değilse, dördüncüsüdür...
Türk tarihçileri Enver ve Talat paşaları katliamın sorumlusu olarak göstererek, fırtınayı onlar üzerine kopartıyorlar, bunu yaparken de, Ermeni katliamında; en az onlar kadar günah işleyen, yüzlerce İttihat-ı Terakki kadrosunu saklamaya çalışıyorlar...
Şimdi; azgın bir Türk ırkçısı ve yeminli bir Kürt düşmanı olan Soner Yalçın'ın iftiralarına gelelim; Tarihi gerçekler, Kürt ve Ermeni kaynakları;1914 Bitlis'teki Kürt milli direnişinde; bir tek Ermeni'nin burnunun bile kanamadığını gösteriyor...
Ermeni Kaynakları; Bitlis direnişinde; Kürt ve Ermeni güçleri arasında ittifaktan bahsederken, Kürt kaynakları; Ermeni kadınların; damların üzerinde zılgıt atarak, Kürt direnişçilerini desteklediğini, Ermeni demircilerin, Kürt direnişçilerini kılıç ve palalarla donatıklarını yazar....
Bitlis direnişinin dini önderleri; Şeyh Şahabettin ve Seyit Ali'dir...Direnişin fiili önderi ise Melikan aşiretinden olan Molla Selim'dir....Molla Selim 1913 yılında hazırlık çalışmalarına başlarken; Muş yakınlarıda Surp Garabet manastırına uğrar, Taşnak merkez komitesi üyesi olan Vartan Varabet'le görüşür... Bölgenin geniş özerkliğe sahib olmasını konuşurlar...(Ermeni tarihçi Garo Sasuni; Molla Selim ile Taşnak liderleri Vartan Varabet, Görün ve Rupen arasında imzalanmış yazılı bir antlaşmadan bahseder...)
Doğrusu; 1914 Bitlis Milli Kürt direnişi konusu, Kürt milli direnişleri arasında en az incelenen ve en az bilinen bir direniştir.. Direnişin lokal olması ve bu direnişi yaşayan nesilin; birinci dünya savaşında heder olması, bu direniş konusundaki bilgilerin yeni nesillere ulaştırılmasını zorlaştırmıştır... Bunu fırsat bilen Türk tarihçileri de, ya hiç böyle bir direniş olmamış gibi davranır ya da direnişi sadece dini motifler içinde göstererek, milli yanını saklamaya çalışır... Bazen de Soner Yalçın'ın yaptığı gibi Ermeniler ve Kürtler arasına nifak koymak için, satır aralarında iftira biçiminde kullanılır......
1900 lü yılların başında: Osmanlının desteğiyle, siyasal sahneye çıkartılan Kürt toprak ağalarının bir kısmı Osmanlının yanında yer alırken... Kürdistan'da siyasal nufuzu ellerinde bulunduran dini önderler, Osmanlı devletinin çöküşe gittiğini kavramıştı... Balkan ve Arap halklarının; Osmanlı sömürgeciliğine karşı giriştikleri kurtuluş savaşlarından etkilenen Kürt aydınları (şeyh, molla ve fakıhlar ) Kürtlerin milli bağımsızlığını sağlamak için harekete geçmişlerdir...1914 Bitlis Milli Kürt direnişi de bu koşullarda ortaya çıkmıştı...
Rusların vaadettiği desteğe güvenerek direnişe geçen Molla Selim'in tutuklandıktan sonra;''Trablus'u araplara; Girit'i rumlara verdiniz, Kürdistan'ı da bize bırakınız'' diye yaptığı savunma bunun açık örneğidir...
1914 Bitlis direnişiyle aynı döneme tekabül eden Şeyh Abdulselam Barzani önderliğindeki Musul direnişi de (14 Mart 1914); Şeyh Ubeydullah Nehri den beri devam ederek gelen Kürdistan bağımsızlık düşüncesinin bir halkasıdır...
Şeyh Ubeydullah geleneğinden gelen Kürt liderlerin tümü; Kürt milletinin kurtuluşunun; komşuluk ilişkileri içinde yaşadıkları tüm gayrı müslüm halklarla yapılacak ittifaklardan geçtiğinin bilincindeydiler...
Bu yüzden; ırkçı Türk tarihçilerinin iddia ettiği 1914; Bitlis direnişinde Ermenilerin kesildiği iddiası açık bir yalan ve bir iftiradir... Bunu idida eden Soner Yalçın gibi ırkçılar da halklar arasına nifak koymak isteyen müfterilerdir...
Bir de; Türk kaynaklarının iddia ettiği gibi; 1914 Bitlis Kürt Milli direnişi 3 gün değil, 18 gün sürmüştür...
Başta Şeyh Şahabettin ve Seyit Ali olmak üzere 14 kişi idam edilmiştir... Molla Selim ise direnişten üç ay sonra, sığındığı Rus konsolsluğundan çıkartılarak idam edilmiştir... Kürt direnişçileri 18 gün gibi kısa bir sürede, cesaret ve kararlılığın zirvesine ulaşarak, yüz yıl sonrada unutulmamanın gururunu hak etmişlerdir...
Yüz yıl sonra (1914 Bitlis Milli Kürt direnişi; 5 yıl sonra 100. yılına girecek) bile düşmanları onlardan bahsediyorsa, dostları da onlar için yakılan ağıtları söylüyorsa, bu direnişe katılanların ve şehit olanların ölümsüzleştiklerinin açık bir kanıtıdır...
Ruhları şad olsun....
24 Aralık 2008
Battal Aziz
Bu yazıyı;Kürt araştırmacı Celilê Celil'in;19 Yüz yılın Başlarında Kürt Aydınlanması ile Ermeni tarihçisi Garo Sasuni'nin Kürt Ulusal Hareketleri ve Ermeni-Kürt İlişkileri adlı eserlerinden yararlanarak hazırladım..
Re: 1914; Bitlis Kürt Milli Direnişi Üzerine...(Rizgari sitesind