بازبدە بۆ ناوەڕۆکی سەرەکی

UMUT TACIRLERI YINE IS BASINDA!

UMUT TACIRLERI YINE IS BASINDA!

Hasan H. YILDIRIM

Ne oluyoruz? Kime ve neye tav oluyoruz?

Ne olmustu? Kim ne demisti? Bunca koparilan firtina neyin nesi?

TC Basbakani, Diyarbakir´da ne demisti ki, Kürd milletini TC kapisina baglamayi kendilerine görev bilen Kürd politikacisi ve aydini, hep bir agiz da ayni sakizi yeniden cignemeye basladi.

TC Basbakani, “Kürd sorunu vardir. Tek millet, tek devlet, tek bayrak altinda demokrasi icinde cözecegiz” demisti.

Bunda keramet arayan Kürd politikaci ve aydinlarin dünden bügüne yaptiklari ve yapmaya calistiklari sey Kürdleri TC kapisina baglamaktir.

Erdogan´in söyledikleri yeni bir sey degildir. Türk egemenlik sisteminin resmi görüsüdür.

Mesele bu iken birileri yine biz Kürdlerin düsmanimizi sevmemizin ugrasini veriyor. Ve bu cevreler, kendilerini Kürd politikacisi ve aydini deyip caka satiyor.

Bu cevreler, kendilerini farkli isimlerle ifade etselerde bulustuklari ortak zemin TC devletinin resmi görüsünün cercevesidir.

Dikkat edilirse bu cevrelerin sasmaz ezberinde TC devlet erkaninin her agzini actiginda nakaratladiklari “buna yeni tavir diyoruz”, “cok önemsiyoruz”, “deger biciyoruz”, “cesaretli bir adim”, “olumlu bir girisim” vs. süren bir maniplasyonlardir.

Bu iyimserlik niye? Bununla ne yapilmak istenir? Kürdleri yanlisa yönlendirme ve düsman hakkinda pempe hayaller yaratmak ve yaymaktir.

Birileri bayatlanmis ninilerini yeniden seslendirmek icin TC Basbakani´nin Diyarbakir´daki tekrarladigi „tek millet, tek devlet, tek bayrak“ resmi söylemi yine kendilerine göre yorumladilar. Kürdleri yine TC celatlarinin söyledigi ninilerle uyutmanin aktörü oldular.

Siyasal mücadeleleri boyunca zaten hep bunu yaptilar. Kürd milletine güvenmediler. Kürd milletinin kendi mücadelesiyle kurtulusuna inanmadilar. Kurtariciyi hep disarda aradilar. Aradiklari ve bulduklari da hep Kürd millet düsmanlari oldu.

Iyimser olmak sorunu cözmüyor. Türk egemenlik sistemini taniyanlar, sunu cok iyi bilir. Türk siyasilerin verecegi her mesaj Ordu onayinda gecmeden seslendirilmez.

Diyarbakir, Türk egemenlik sisteminin en hassas alani. Türk Basbakanlarinin Diyarbakir ziyaretlerinde verecegi mesaj daha evel Genelkurmayin onayindan gecer. Genelkurmayin onayindan gecmeyen bir görüs Diyarbakir´da Türk Basbakanlari tarafindan seslendirilemez.

Demirel´de Diyarbakir´da „Kürd realitesini taniyorum“, Mesut Yilmaz´da “AB yolu Diyarbakir´da gecer” demisti. Degisen ne oldu? Inkar ve imha daha da artirilmisti.

Kimsenin kuskusu olmasin ki, Erdogan´in gezi sonrasinda da bunlar olacaktir. Ordunun mevcut statökosu sürdükce kimse, birakin ileri bir adim atmayi, yerinde saymayi bile beceremez.

Kimse yanilmasin. Kürdistan sorunu cözülmeden Türkiye´ye demokrasi gelmez. “Türkiye´ye demokrasi gelecek, Kürt sorunu cözülecek” diyenler, Türk egemenlik sistemin etkisinden kendilerini kurtaramayanlardir.

Kimdir bunlar? Bunlar, Kürd millet egemenligi gasbini öngören ne idügü belirsiz “Kopenhag Kriterleri” saksakcilaridirlar.

Kürdistan sorununu „Kopenhag Kriterleri“ ile sinirlyaip TC devletinin „vatandaslik hakki“ düzeyine indirgeyenler kim olursa olsun Kürdistan yurtseverliginden cok uzaktirlar.

Bu cevrelerin oynadigi rol en asagi sömürgeci egemenlerin oynadigi rol kadar tehlikelidir.

Cünkü “sömürgeci ülkelere demokrasi gelecek, Kürt sorunu cözülecek” gibi tehlikeli bir yaklasim sahibidirler. Kürd milletini TC kapisina baglama siyasetin yürütücüsüdürler.

Kürd millet cikari tam da bunlarin iddia ettikleri politikanin tersi politikadadir.

Gelismelerin gösterdigi de bu politikanin kazanacagidir.

Bu gelismenin geregi yapildigi oranda Kürdistan kurtulur, Kürd milleti özgürlesir.

Kürdistan kurtuldugunda sömürgeci ülkelerde demokrasinin gelismesi maddi bir güce dönüsür.

Bunun tersini savunanlar degisimi düsmanin verecegi kirintilara baglayan cevrelerdir.

Umut tacirleridirler. Umut fakirin ekmegi ya. Ama ne yazik ki, karin duyurmuyor.

Beklentileride TC devlet erkanindadir. Onlarinda dedikleri dedik, ileriye yönelik atiklari olumlu bir adim yok. Tersine herkes gider Mersine bazilarinin umut bagladiklari gider tersine.

Ama olsun! Birileri “Kürdlük” adina düsmani halkimiza sevdirmenin politik ugrasini veriyor.

Ama bir türlü bu zevat bunu da basaramiyor. Cünkü halkimizin kendi celatlarini sevme diye bir derdi yok. Bunu ihanet sayiyor. Iyi de ediyor.

Halkmizi yasatan ve bugünlere getirende budur. Düsmana karsi duydugu kin ve öfke halkimizi dimdik ayakta tutmaktadir.

Bilinmelidir ki, bunun tersi bir politika Kürd milletini dogal ölüme terketmekdir.

Kürd milleti, düsmanla yasamayi degil, bagimsiz olmak istemektedir.

Kürd milletinin kurtulusu, Kürd politik önderligin bagimsizlikta israr etmesinin yanisira daha aktif bir mücadeleye girmesine baglidir.

18 Agustos 2005

Şîroveyeke nû binivisêne

The content of this field is kept private and will not be shown publicly.

Plain text

CAPTCHA This question is for testing whether or not you are a human visitor and to prevent automated spam submissions.