Kürdistan Parlamentosu hâlâ toplanmadi...

Tüm dünya Kürd yurtseverleri ve dostlari yillardan beri Güney Kürdistanlilarin sagladiklari gelismeleri gururla ve basi dik bir sekilde seslendiriyorlardi... Yine bu cevreler ve hatta bir cok devlet ve basin cevreleride Güney Kürdistani Irak’a ve Ortadogu’ya örnek olabilecek bir model olarak sunuyorladi... Bu kanida olanlar hakliydilar. Cünkü Güney Kürdistan’da cok ciddi gelismeler yasaniyordu.. Kürdlerin umutlari ve istemleri gün gectikce daha büyümeye basliyordu..

Kürdler, savas öncesi, savas esnasinda, secimler sirasinda tek ses, tek yürek ve tek siyasal irade olarak ortaya ciktilar ve bir cok kazanim elde ettiler.. Kürdlerin bu ortak siyasal iradesi sayesinde elde ettikleri kazanimlar, tüm dünya Kürdlerinin kivanc kaynagi oldu... Bazi kazanimlar saglamlastirildi ve bazilarida önümüzdeki sürec icinde bir takvim dahilinde elde edilecekti...

30 Ocak secimlerinden bu yana 3 ay 25 gün gecti ve hâlâ Kürdistan Parlamentosu, Kürd halkinin gercek temsilcileri olan secilen 111 milletvekilimiz tek bir toplanti yapamadilar...

Normal olarak alinan karara göre, Yüksek Secim Kurulunun secim sonuclarini acikladiktan 10 gün sonra Kürdistan Parlamentosu toplanacakti.
10 gün gecti, Parlamento toplanmadi.. Daha sonralarida bir cok celiskili aciklamalar yaptilar... Bunlardan biride Irak Parlamentosu toplandiktan sonra, Kürdistan Parlamentosuda toplanacak gerekcesiydi...

Dr. Nuri Talabani’ye göre „bu mantik Kürdleri Araplarin kuyruguna takmaktir...... özürün kabahatan daha kötü olma olayidir“..

Daha sonra Parlamentonun toplanmamasinin gercek nedenleri ortaya cikti.

Neden mi?

Kürdistan’da iktidar olan , YNK ve KDP arasindaki, Kürdistan Bölge Baskanin görev, yetki ve görev süresine iliskin görüs ayrilgindan dolayi Kürdistan Parlamentosu toplanamiyor..

Kürdistan halki, Kürd aydinlari ve bir dizi Kürd siyasal partileri ve kurumlari bu empoze edilen emir vaki durumdan rahatsizlar..

Dr. Nuri Talabani Medya Gazetesine yaptigi aciklamada: „ Eger bir kac gün icinde Parlamento toplanmasa, biz 20 parlamenter karar verdik onlari Parlamentonun toplanmasina zorlamak icin parlamentoya gidecegiz“ dedi..

KDP ve YNK listelerinde yer almayan Kürdistan Parlamenteri, daha önce iki toplanti yapmis ve dayatilan duruma karsi rahatsizliklarini ortaya koymuslardi..

Halk kitlelerinde yogun bir sekilde gelisen kaygi, bu Parlamentoda 1992‘de secilen Parlamento gibi islevsiz birakiliyor.

Daha önceki Parlamento14 yil islevsiz kaldi.. Kürdistan halkina bir Anayasa dahi veremedi... Eger, gecmisteki Parlamento bir taslak degilde gercek bir Anayasa yapmis olsaydi bugünkü acmazlar olmazdi..
1992 tarihinde „Kürdistan Cephesi“ Kürdistan’da mevcut olan birlestirici tek kurum olarak iki karar cikardi.. Birinci karar Kürdistan Parlamentosu secimlerine iliskin karardi; digeri ise „Kürdistan Kurtulus Hareketinin Rehberi“ ne iliskin karardi..

Kürdistan Parlamentosunun secilmesinden sonra bu iki karar yasalastirildi.. Kürdistan’a be „Rehber“ secmek icin yapilan ilk oylamada kimse cogunlugu saglamadi.. KDP ve YNK arasindaki sorunlardan dolayi „Rehber“ secmekten vaz gectiler.

Daha sonra Dr. Nuri Talabani’nin hazirladigi Anayasa taslaginda bu „rehber“ Baskan olarak degistirildi... Nuri Talabani’nin bu taslagi daha sonra Kürd siyasal partileri ve parlamentosu tarafindan taslak olarak kabul edildi.. Ama Anayasa olarak kabul edilmedi..

Simdi ise KDP ve YNK Baskan ve yetkileri konusunda ciddi bir tartisma icindeler..

KDP ve cevresi Baskan’a cok genis yetkiler vermek istiyor. YNK ise Baskanin rollünü minimize etmek istiyor.. Eger Mam Celal Kürdistan Baskani olmus olsaydi, herhalde YNK ve cevresi KDP’nin bugünkü tavrini takinacakti..

Sorun yanlis zamanda ve oramda tartisilmaya baslanildigindan dolayi bu duruma geldi..

Hatta KDP’den bazi yazarlar ve politbüro üyeleri Kek Mesud’u Kürdistan „merciye“si olarak lanse etmeye basladilar. Gerekceleri ise „Siilerin Ayetullah Ali Sistani’si varsa, bizim de Kek Mesud“ diyerek olaya aciklama getiriyorlar.

Görünen o ki, 1992‘de Kürdistan Cephesi ve sonra Kürdistan Parlamentosu Kürdistan’a bir „Rehber“ ararken ve bugünde „Merciye“ yaratmaya calismalari kendi icinde problematik ve islami cevreleri taklit etme mantigidir. Iran’da „Rehber“; Siilerde „Merciye“ olmasi pekde Kürdlerin örnek alacaklari ve fazla yararlanacaklari bir sey yok. Bunlar islami ve cagdisi kurumlardir..

14 yil boyunca var olan Anayasa taslagi Kürdistan kamuoyunda tartisilmadi.. Bu gidislede Kürdler bir oldu-bitti olayiyla karsi karsiydirlar..

Kürdistan’a bir Baskan gerekiyor. Kek Mesud ise bunu en cok hak eden bir Kürd önderidir...

Ama Kürdlerin gectigi bu hassas durumda, Kürdistan Baskanina yardimci atanmak kötü bir düsünce degildi... Kürdistan Baskani Kek Mesud’a Pekala YNK den Nosirwan yada Xusret, bir Türkmen, bir Asuri ve birde islami Kürdistan kadrosu yardimcilar olarak atanabilinirdi... Olagan üstü bir dönemde gectigimiz bu ortamda ulusal bir konsansus ve isbirligi gerekiyor. Kürdistan’da var olan tandans ve etnik yapilanmalarin en üst düzeyde temsil edildigi bir kurum, Kürdistan’a kazandiracakti..
Kerkük ve isgal altindaki kürdistan topraklarinin sorunlari hâlâ cözülmüs degil....

Federal Irak Anayasasiyla ilgili tartismalarin nasil bir guzergahdan gidecegi belli degil..

Yollunda giderse, bu yillin Eylül ayinda Anayasa ile ilgili referandum ve yil sonunda genel secimler olacak..

Tüm bunlari gerceklestirmek icin Kürdistanlilarin birligi conditio sine qua non dur...

Ama Güney Kürd önderligi ne yapiyor? Bu olagan üstü dönemde ic tartismalara girmis bulunuyorlar..

Bu tartismalar daha simdiden Kürd davasina zarar vermeye basladi.... Kürdler, Irak’ta „mutabakati“, „uyumi“, „anlasarak“ kurumlasmayi dayatirken, Kürdistan’da ise kendilerini birbirine dayatmaya calisiyorlar.. Bu kabul edilecek bir durum degildir..

Güney Kürdleri her zaman Araplarla „mutabakat“ siyasetini savunuyorlar... Bu siyasetin birazini Kürdistan’a uygulasalar daha iyi olmazmi?