بازبدە بۆ ناوەڕۆکی سەرەکی

FAK* yada IADE-i ITIBAR

FAK* yada IADE-i ITIBAR

Bana öyle geliyor ki Almanya, TC ile anlasmali ve pes pese harekete geçtiler. Geçenlerde Rizgari Internet sitesinde bu konuda bilgi aktaran degerli insan Örfi Pervane'nin bir haberi vardi, aktariyorum.

Alman Polisinin, Içisleri Bakani'nin talimati ile Özgür Politika'ya yaptigi baskin ve gazeteyi kapatma karari demokratik hukuk devletinin hiç bir normu ile açiklanamaz. Hukukun bertaraf edildigi bu olayda "dis politik çikar" olarak öne çikarilan argüman keyfiyetten baska bir sey degildir.

Almanya Hükumeti sergiledigi bu tavir ile hukukun egemen, basin ve ifade özgürlügünün vazgeçilemez deger oldugu bir Avrupa ülkesinin tavrindan ziyade bir üçüncü dünya ülkesi tavri sergilemistir.
Hukuk disina çikis kapisinin, bir Kürd kurumu olan özgür Politika'ya baskin ve kapatma karari ile aralanmasi Almanya'yi sonu belirsiz bir mecraya sürükleme tehlikesini de beraberinde tasimaktadir.

içisleri bakaninin bu tavri Türk savcilarinin kitaplari okumaya gerek görmeden toplatmalari ile ayni derecede anti demokratik ve ayni derecede hukuka aykiridir.
Basin özgürlügüne agir bir müdahale olan bu yanlisi kiniyor, Alman Adaleti ve Avrupa Birligi tarafindan kararin geri alinarak yapilan hatanin düzeltilmesini ümit ediyorum.
09.09.2005
Örfi pervane

Kürd ulusunun Öcalan kontrolünden çikmasi halinde, Ulusal birlige yönelmesi kaçinilmazdi.
Bu durumda tamamen bagimsizlik yanlisi bir yapinin olusmasi ve Kürdleri pesinden götürmesi mümkündü. Ve Güneylileri örnek alarak, Avrupa devletleri nezdinde de destek bulabilecek, Federasyon gibi makul ve engellenemez taleplerle ayaga kalkarlarsa, TC'nin isi oldukça zorlasacakti.

Elbette bunu engellemek gerekliydi.

Son dönemlerde Öcalan'in M Kemal hayranligini dillendirmesi nedeni ile büyük prestij kaybettigi görülmekteydi.

TC Genelkurmay'i, Öcalan araciligi ile denetim altinda tutugu Kürd kitlesinden önemli ölçüde kaymalar oldugunu görüyordu. Kitleyi PKK'ye sahip çikamaya zorlayacak bir proJe gerekiyordu.

Belki, bilinçsizce, belki danisikli bilemeyiz ama, M Uzun'un Avrupa'ya kaçmasinin da buna hizmeti olmus ve sanki PKK, bir dizi saldirin magduru haline getirilix gibi sunuldu.

Ve Internet sayfalarinda Öcalan'a, PKK'ya ve kurumlarina bir sahiplenme egilimi görülüyor.
Projenin ise yaradigi görülmektedir. Bu tutum, TC'ye benzer senaryolari yineden sahneleme olanaklari sunuyor.

Sanki Özgür Politika, Aydinlik çizgisini asmamis, Kürd insanlarini, yazar-çizerlerini, devrimci evlatlarini hedef göstermemis, saldiri ve tehdit dolu yazilar akabinde insanlar dövülmemis, yaralanmamis ve öldürülmemislerdi.

Özgür Politika ve PKK kurumlari hiçbir zaman ulusal olmadilar. Bir adamin mali idiler ve hala öyledirler!

Kürdün ülkesine, diline, Federasyon gibi en küçük özgürlük taleplerine kisaca her seyine saldiran bu kurumlarin gerçek sahibi, Öcalan araciligi ile TC'dir. Bu kurumlara sahiplenmek, TC'ye sahiplenmektir.

Öcalan Kürdleri kendi mali gibi gördü ve görüyor! Kürdler üzerinde her türlü tasarrufa sahip oldugunu saniyor ve öyle davranmayi sürdürüyor.

“Her seyi yaratan”a 'Xadê', sahip yani Allah deniyor. Öcalan da Kürdlerin Allahligini oynuyor. Bu rolden en iyi yararlanan TC'dir. O da Öcalan'i Kürdlerin Allah'i olarak görmek istiyor. Kendi kontrolleri altinda tuttuklari bir Kürd Allah'i!

Yani yola gelmeyeni canindan eden, bir hizaya getirme aleti islevi görüyor TC için!

Senaryo basarili yürüyor!
Bunu anlami yeni olaylara hazir olmak gerektigidir!

Hasan Dere

08/09/05
------------------------------------------------------------------------------------

*Fak tuzak demektir. Bunu Federal Almanya Kapani olarak da okuyabilirsiniz.

Şîroveyeke nû binivisêne

The content of this field is kept private and will not be shown publicly.

Plain text

CAPTCHA This question is for testing whether or not you are a human visitor and to prevent automated spam submissions.