Kürd görünüp Türkiye Devleti'ni, bayrağını, sınırlarını, dilini ve kültürünü benimseyip savunanlar, Türk ırkçısından daha çok Türkçü oluyorlar. Bu durum Suriye, İran ve Irak hayranları ve işbirlikçileri için de böyledir.
Bunlar, kesinlikle bir sömürgeci - Kürd savaşında ikiyüzlü bir siyaset güderler. Bir taraftan savaşta Kürdler ve Kürdistan'ın bağımsızlığı için savaştıklarını, savaşın kirli propagandası yoluyla yayarlar, ama esasında ise, niyetleri Kürdlerin ağır bir darbe yemeleri ve devlet kurmamaları için, alttan alta işbirlikçi siyasetinin gereğini yerine getirirler. Halkımızın saflığından yararlanarak savaş alanında sömürgecilerin hâkim gücü olmaya çalışırlar.
Eğer halkımız saf olmasa, bir parti açıktan açığa savunduğu düşüncelerinin aksini yapar mı? Bu kontra partileri, kendi kadrolarını ancak siyasi düşünceleri doğrultusunda yönlendirirler. Parti siyasetlerine ters düşen Kürdistan Devleti için savaşmazlar...
Çok mu zordur ki, siyasi düşüncelerini değiştirdiklerini ilan etmeleri, Kürdistan ulusal bayrağını ellerine alarak, peşinden de Kürdistan'ın bağımsızlıkçı siyasetlerini kamuoyunda açıklayıp deklare etmek. Dürüstlerse önce bunu yaparlar. Ama nerde!!!
Onların varı yoğu sömürgecileri kardeş ilan etmektir. Sömürgeciler, Kürd Halkının baş düşmanları ve soykırımcılarıdırlar. Düşmanımızla kardeş olan, elbette ki Bağımsız Kürdistan'ı ret eder ve engeller. Bunu da defalarca Apo, M. Karayılan, Cemil Bayık, Duran Kalkan ve Feyman Hüseyin, demeçlerinde duyurdular. Qandil'dekiler sırayla, ''Güney'de kurulacak bir Kürd Devleti'ni engelleriz ve karşı çıkarız'' dediler. Merak edenler varsa, Hasan Cemal'in Qandil'de M. Karayılan'la yaptığı röportaja bakabilirler. Şimdi siyasetlerinde hangi değişiklik oldu da Kürdistan'ın bağımsızlığı için savaşsınlar?
Bu planı yapan ve çarkı döndürenler bu partilerin kontra liderleri ve sömürgeci efendileridirler. Kürdistan milliyetçileri ve yurtseverlerinin bunlarla en ufak bir ortak hedefi var mıdır? Elbette ki yoktur. Sömürgeci düşmanlarımız ile kardeş ilişkileri ve ortak hedefleri olan bu kontraların, Kürd ve Kürdistan dostu olup Kürdlerin bağımsızlığı için savaşacaklarını düşünmek, siyasetten anlamamak demektir. Bunların savaşı ancak ve ancak, sonuçta alan ele geçirmektir.
''Tüm Kürdler birlik oluştursun'' diyenler, Kürdistani milliyetçi ve bağımsızlıkçı olanlarla bu kontraların en ufak bir ortak tarafının olmadığını bilmiyorlar mı? Bu sakat birliği savunan yalakalar ve korkaklar, hem nalına, hem de mıxına vuruyorlar. Bilerek veya bilmeyerek, sömürgecilerin safında olanlarla birliği önermek, kontra vagonlarıyla, kontracıların değirmenine su taşımak demektir. Esasında Kürdistan bu gün hala sömürge devletlerin egemenliği altında ve her seferinde katliamlara uğruyorsa, bunda işbirlikçilerin çok büyük payları vardır.
Kürdistan bağımsızlık mücadelesinin önündeki en büyük engellerden biri, bu kontra hareketleridir. Bunları büyük engel durumuna getiren iki sebep vardır. Birincisi, Kürd görünürler ama özünde Kürdistan'ın kurulmasına karşı faaliyetlerin içindeki engel güçlerdirler. İkincisi de sömürgecilerin kendi devlet geleneğinden derledikleri tecrübeler sonucu, yaptıkları planları bunların ellerine tutuşturup, bunları vurucu güç ve savaşın kirli propagandacıları haline getirip etkili bir şekilde kullanmalarıdır.
Kürdistan bağımsızlıkçıları, Kürd milliyetçileri, bunların sahte yüzlerini yoğun bir şekilde teşhir ederek, halkımıza göstermek zorundadırlar. Bunların şiddet ve tehditlerinden korkup sinmemelidirler. Ancak o zaman, bunların halkımızı kandırmaları engellenmiş olur. Birlik, ancak Kürdistan’daki tüm farklı inançlara ait olan azınlıkları da dıştalamadan, gerçek Kürdistani yurtsever ve bağımsızlıkçılarla oluşturulmalıdır. Kürdistan'ın bağımsızlık yolu, ancak ve ancak böyle bir birlik sonucu açılmış olur.
12 Ağustos 2014