Bir halkın, geçmiş ve geleceğini bir parti programına yerleştirmek,oraya hapis etmeye çalışmak ,tarihi ve doğa kanunlarını bilmemekle birlikte toplumsal değişimlerden hiç bir şey anlamamak demektir.Bilindiği gibi toplum dediğimizde;sınıfsal,sosyal,ekonomik,piskoloji,hukuk,yöntenm ve yönetim... vs daha bir çok bilimsel konuyu içinde taşır.
Sol çıkışlı,sılogansı bir örgütlenmenin üzerine bastığı toplum onu bir yere kadar taşır.Kürd halkı ,üzgürlüğüne susamışlığı ,ülkesine kavuşma özlemi onun parçalanmasına neden oldu.Fakat bu parçalanmışlık onun her şeyden vaz geçtiği anlamına gelmeyeceğini onu parçalıyanlar tarafındanda biliniyordu.Kürdistanın tüm parçalarında bu mücadelle her zaman sürmüştür.Fakat,bü mücadeleyi geliştiren her örgüt ve parti ,Çok egoistce veya dünya gerçekliğinden uzak olarak,bir parçanın özgürlüğünü hedeflemiştir.Diğer parçalarla ne güç vermiş, ne de güç almış.Kendi sömürgecisine yada,diğer parçadaki sömürgeciye dayanarak yaşamaya çalışmış.Oysa onun parçalanılmışlığının ana nedeni dış dünya idi.Dış dünyanın koyduğu yasalar, haklar veya olumsuzluklar incelenmemiş ve kullanılmamış.Bu da büyük bir halkın kapalı ve lokal kalmasına neden olmuştur.Sillahlı mücadelenın birinici amacı kendi doğal zenginlikleri için savaşmaktır.Buna sahip olmak ve düşmana kullandırmamak ve yine pazarlama gücünü ele geçirmektir.Kendi ekonomik gücünü pazarlamıyan bir güç dünya ekonomisinde,dolayısı ile dünya diplomasisinde bulunamaz.Dünya hukukundan yararlanamaz.Onun temsilcisi sömürgeci güç olur.Bilindiği gibi "lozan"da Kürtler yoktu ,İsmet Ünönü TC adına ordaydı.Kürtlerin ekonomisi elinden alınıyor,ülkesi parçalanıyor ,Kürtler adına kimse yok.O kadar sahipsizki İsmet Ünönü "ben varım ya."diyor.Eğer o dönem Kürtlerin güçlü bir sillahlı gücü olsaydı(ulusal bir güç) ;o görüşmelerde Kürtler olacaktı
bu günkü Kerkük,Musull,anadil vs sorunlarımız olmazdı ve şimdi farklı bir yerdeydik...
Tek tek ortaya çıkan örgüt veya partiler her ne kadar ulusal bir ulusal çizgiyi hedef alarak çıktıysalarda,ulusallık pratiğe dökülmedi.Her şeyden karşılıklı dayanışmayı yaşamadılar,Kürt bütünlüğü değil ,biri biri ile çatışmayı uyguladılar,sömürgerci parti ve örgütlere dayandılar ,diyalog kurdular.Daha çekirdek dönemde Kürt gençlerinin kanı aktı.Bir çok ufak parça olup, bir sömürge parçasında biribirlerine düştüler.Bu gün ulusal bir kongrenin oluşmamasının nedeni yine burda yatıyor.Bunların çıkış noktası Kürdistan ve ismi olabilir,Fakat öz itibarı ile Kürdistan korunmuyor,Örgüt ve partiler korunuyordu.Kürdistan bu partiler için sadece malzemeye dönüşüyordu.Dikkat edilirse PKK tüm hatalara ,yanlışlıklara rağmen biraz su üstüne çıktı.Bu PKK nın başarısı değil,Halkın istemlerinin maksimumda,en üste olmasındandır.Ceza evinde ki Kürdistanlı kahramanların direnişcileri hangi ismi alsaydı o bugünkü pkk olurdu.Fakat, PKK demokratik bir şekilde çalışmadı,Öcalan ağırlığını koyarak olumlu ve olumsuz aşamalrdan sonra kendisini tek adam konumuna getirdi.Özellikle PKK nın en büyük hatası burda.PKK merkez komitesi onu peygamber üstü bir konuma,doğa üstü bir noktaya taşıdı.Hatadı çünkü;Bırakalım onun geri bir atacağını,onun vurulabileceğini,onun doğal bir kalpkirizi geçireceğini,kansere yakalanıp kısa bir sürede yaşamının son bulacağını bile göz önünde bulundurmadan,hazırlıksız kalarak ondan çözüm beklediler.Bunun tek nedeni demokratikçe seçim yapmadan,bir çok yetişkin,adeletli ,güçlü yöneticiler öne sürmediler.Sıradan İrandaki mollalar örgütlenmesini göz önüne alırsak;Humeyni öldü fakat,yeri hemen dolduruldu.Sıradan bir TC yi ele alalım;Bir çok yönetici yer değiştiriyor,ölüyor,yerine bir başkası geçiyor.İnsanlık uygarliğinin AY-Marsa vardığı bir dönemde Kürtlerin Yunan antik çağının Tanrılaştırma dönemini yaşaması Kürtler adına hiçte gururlanacak bir durum değil.Bu gün İnternet gibi bir bilgi aracına sahip olduğumuz çağda,her türlü bilgiye sanyesinde varma olanağına sahip Kürt gençliğni döğme kalıp doktirinlerle ikna edemeyiz,kandırmaya çalışmamızda mümkün değildir.
Bu gençlik Öcalanın İmralıdan gelen bilim dışı,çelişkili konuşmalarını görmüyor saymak "ilkel "kaldığımızın,yaşlandığımızın ispatıdır.
"Yürütülen son uluslararası diplomasi, örgütün tasfiyesine yönelik bu çalışmalar şu sonucu doğuruyor. Türkiye üzerinde hesabı olanlar, yani bazı dış ülkeler-güçler henüz bu sorunun çözümüne hazır değiller. Bir çözümün olması onları hazırlıksız yakalayacaktı, yani anlaşıldı ki buna henüz hazır değiller. Çünkü Kürt sorununda geçmişi olan, yüzyıllık hesapları var. Bu komplo 1920’den itibaren Kürtler için hazırlanıyor. Çözümün olması bu hesaplarını bozacaktı ve onlar bu nedenle bir çözüme henüz hazır değiller. Bu uluslararası komplonun merkezi Paris’tir, Berlin’dir, Moskova’dır ve diğer birçoğudur. Tabi başta Washington olmak üzere bu çalışmalar yürütülüyor. Daha da kuşatabilirler, muhtemelen Roj TV’yi de kapatacaklardır. Neden şimdi bu kadar AKP’ye destek veriyorlar, şunun için: Eskiden Avrupa AKP’yi bir türlü kabul etmiyordu. Ancak şimdi kabul ediyor. Kabul ettiği için bazı pazarlıklar, bazı tavizler koparmak istiyor. Bu pazarlık ve tavizler karşılığında da Kürtler üzerinde oynanıyor. Kürtler korkmasınlar. Bu ittifakları ilelebet değil. Bu ittifak dağılacaktır. Kürtler kendi çalışmalarını aynı şekilde sürdürmelidirler. Onların bu diplomasi oyunu da hiçbir sonuç vermeyecektir. İşte İsrail, Türkiye-Suriye-İran ortaklaşmasından rahatsız olmuştur, bu yüzden Türkiye ile ittifakında geri çekilmiştir, ABD’de de bu durumdan rahatsızdır". Bu Paragıraf Öcalana ait;
Çözüm olsaydı bu dış güçlerin hesabı bozulacaktı ,diyor.TC bir çözüme yanaşsa idi bu hesap bozulacaktı.
Her şeyden önce ,TC onlara sormadan bir adım atamaz.TC bazı demokratikleşmeleri seçimden sonraya bırakıyor.Neden.Daha öncede belirtik,AKP seçimler öncesi atacağı demokratık bir adım AKP yi rahatlıkla iktidara taşır
AKP ,kazançlı çıkacağı adımları neden seçimler sonrasına bırakıyor?O halde burda ,bazı dış gelişmelere bakıyor ve bu devlet le ilşkili olduğundan AKP kendi çıkarından,parti çıkarından vaz geçiyor. TC çıkarını öne alıyor ve seçimlerden sonra diyor.Dış Güçler ise seçimlerde önce demesinin nedenleri de burda yatıyor! "Türkiye üzerinde hesabı olanlar"deniyor.Elbette herkesin her alanda çıkarı var !Türklerin çıkarından önce Kürtlerin çıkarı konusunda bir belirleme yok.1920 den söz ediliyor.O dönemde gasp edilen Kürt çıkarlarının biraz filizlenmesinde Türklerin zararı olabilir,fakat Kürtlerin doğal hak ve çıkarlarının dış dünya tarafından dile getirilmesi neden sorun olsun.Kimin görevi TC çıkarlarını savunmaktan geçer.Kürtlerin hiç bir uluslar arası güvencesi yok ,bu kapının aralanması durumunda kendi sömürgecilerimizi mi savunacağız.Onlar bir ulussa biz de bir ulusuz.Dış dünya bizim parçalamişliğımızda birinci aktördür.Günümüzde sorumlulukları vardır bunu yerine getirmelerinin bize ne zararı vardır."komlo"bir kelimedir.Komlo değil çıkarların kullanılmışlığı söz konusudur.Kürt sorunu ,bir TC,İran,Irak,Sürye sonundan çok diş dünya sorunudur.Bunu, tek bir parçanın sömürgecisini kayırarak olmaz.Üzerinde oynanan Bir ulusun maddi ve manevi yaşamı sözkonusudur.Ne yazık ki,bu doz da ,tonalitede bir dayatma görmüyoruz.Fakat engelleyici ,çözümsüz bırakılmak istenen,sömürgeci gözetlenen bir ağırlık görüyoruz.Ve kendimize şu soruyu sormaktan geri durmuyoruz:Bu düşünceler ,barbar sömürgecilerin çıkarını gündemde tutan ilkel,lokal sesler değilmidir?BU tür seslerde ulusal ve uluslar arası gelişmeleri gündemde tutacak ve Kürt halkını savunacak bir şey görmüyoruz.Sadece tek bir parçada sömürgeci çıkarlar dile getiriyor,genel bir Kürt tablosundan uzak görüşlerdir o kadar.
Gülen harekatı,abd tarafından elde tutulan bir çizgidir .Bu çizgi ,Taliban ve Al qaida türü örgütlenmelere karşı geliştırlimek istenen bir yöntemdir,denetimlidir.Bunun Kürdistan coğrafyasında,ülkesinde,halkının içinde örgütlenmesine müsade etmek"basittir"demek ,Kürt halkını ve ülkesini onlara bırakmak demektir.Düşmanın ülkemizde örgütlenmesi kabullenmek var olan Kürt örgütlenmesinin aleyhine olmaktır;o halde kimlerin politıkaları Kürt halkına dayatılıyor,aktör ,oyuncu ve aracı kimler sorusu bizi düşündürüyor.Bu bağlamda ,Kürt erkeğine hakaret edilerek,dünyanın diğer halklarının erkekleri dahamı kaliteli olduğu vurgulanıyor! Kürt kadını dünyamız kadınlarından daha özgür olduğu Avrupalı yayın organlarında,sözlüklerinde çıkıyor.Yoksa Kürt kadını her seferinde özgürleştirme adı altına rezil etmek; Gülen harekatına kaydırmamı söz konusu.Kürdistan sorununu ,kadın özgürlüğü ile kapatmanın altında ne yatıyor.Kürt kadın ve erkeğini her seferde politik araç olarak kullanmak sosyal gelişmemişlikle adlandırmamız doğaldır.Bu bir toplumun Ahlak ve normlarıyla alay etme öte bir şey değildir,Erdoğanın, Kürt Çocukları ve Kadınıları ile ilgili beyanatlarından daha aşağıdadır.Bir halkın normlarıyla,sorumsuzca alay etme Ahlak ve kültürün kırımından başka bir şey değildir.
TC nin düşmanlarının savunuculuğu biz Kürtlerin sorunu değildir.ABD,İsrail in,Kürt sömürgeciler birliğine karşı olması aleyhimize değildir,tam tersine lehimizedir.O halde Sömürgecilerimizi savunanlar Kürt halkının çıkarlarını koruyor diyemeyiz,bu taraf olmaktır ve anlamı açıktır.
Olduğu gibi göndermek zorunda kaldığımdan zür dilerim
.