بازبدە بۆ ناوەڕۆکی سەرەکی
Submitted by Anonymous (Pesend ne kirin) on 29 September 2010

1980’li yılların başıdır. Kürdistan karanlığa hapsedilmiş, açık bir cezaevine dönüştürülmüştür. Amed zındanında ise tam bir vahşet uygulanır. Vahşetin simgesine dönüşen Saygon zındanı yerini artık Amed zındanına bırakmıştır. İşkencenin, vahşet ve barbarlığın yeni uygulamaları devrededir. Bununla tüm bir halkın ve elde esir tutulanların onuru kırılmak ve mücadele azmi ile kararlılığı yok edilmek istenir.
Yüreklerini avuçlarına alan bir grup genç çıkar, ve oyunu bozar. Türk devlet terörüne karşı çıplak bedenlerini çıra yaparak karanlığı deler, ışığı gösterirler. Bu yankısını çok geçmeden Kürdistan dağlarında bulur. Amed zındanlarında çıplak bedenlerle yakılan çıra, dağdan atılan işaret fişeğiyle meşaleye dönüşür ve bir halkın umudu haline gelerek kaderini değiştirir. Yıllardan 1984’tür. Meşale yakılmış ve karanlığın bağrına hançer saplanmıştır.
Devlet telaş içindedir. Eski defterler karıştırılır ve Jirkîlere ‘rastlanır’. Kürdistan’ın bağrından geçirilen sınır üçgeninde konumlanmış olan Jirkîler namlı ve mimlidirler. Ölümsüz Mustafa Barzani liderliğinde yürütülen Kürt özgürlük mücadelesine pasaportların rengine bakmadan ve sınır takmadan binlerce peşmerge ile destek olmuşlar. Bununla da yetinmeyerek 1978’de Ali Askeri öncülüğündeki Yekitî Niştimanî Kurdistan (PUK) peşmergelerine karşı silah kuşanmış, Ali Askeri de dahil 400 Yekitî peşmergesini TC ordusunun gözetiminde katlederek KDP’ye ‘hizmete’ devam etmeyi görev bilmişler.
Bunu yapan Jirkîler TC’ye askerlik yapmayı ise zül saymışlar. Dağlar ve sınır üçgeni ise onlardan sorulur. Üstüne üstlük aşiret lideri Tahir Adıyaman bir savcı ile yedi askeri öldürmekten dolayı idamla yargılanır ve 336 ‘cinayet sanığı’ adamıyla bir ‘kaçaktır’ o.
Güney’in izni de alınarak Jirkî lideri Tahir Adıyaman’ın kapısı çalınır. PKK’ye karşı sınırı koruması istenir ve karşılığında tüm sicili ‘temizlenir’. Para ve pulun haddi hesabı yoktur. Artık yeni bir dönem başlamıştır Jirkîler için, Kürd’ün Kürd’e silah kuşandığı uğursuz bir dönem.
Jirkîlerin hakimiyeti altındaki topraklarda son yirmi yıl içinde binlerce Kürdün ocağına ateş düşer; binlerce insan katledilir, onbinlerce çocuk yetim kalır; analar, bacılar, yavuklular karalar bağlar.
Ve sonra, çok sonra devir değişir, devran ters döner. Güney’de buzlar erir ve Kürtler ilişkilerini tamire başlar. Bu yankısını sınır üçgeninde de bulur. Jirkîler adım adım saf değiştirir. Önce namlular menzilden boşluğa çevrilir, bunu küçük jestler izler ve sandıktan hesaplar farklı çıkmaya başlar ardından.
Olan bitenin farkına varan devlet hesap sormaya başlar. Önce yaylalar yasaklanır, ardından aşiret mensuplarına yönelinir; mayınlar ve bombalar patlar Jirkîlerin başında. 2010 yılının Eylül ayına gelindiğinde ise ipler iyice kopmuştur artık.
Ve 22 Eylül 2010 Kürt Birliği’nde bir dönüm noktasıdır. Yirmi yıl boyunca karşı karşıya gelen, birbirlerinden binlerce insan öldüren iki güç el eledir artık. BDP Eşbaşkanları Gültan Kışanak ve Selahattin Demirtaş öncülüğündeki bir heyeti köylerinde ağırlayan Jirkî liderlerinden Mehmet Adıyaman heyete yönelik yaptığı konuşmada uğursuz bir döneme noktayı koyar ve yeni bir sayfa açar: “Devletin yanında yer alan jırki aşireti 21 yıldır silah almışız savaşıyoruz. İran sınırından Suriye sınırına kadar PKK cephe tutmuştu. Her zaman operasyonlara çıkıyor karşı karşıya geliyor birbirimizi öldürüyorduk. Belki PKK bizim aşiretten 1500 kişiyi öldürdü. Bu 21 yılda bitiremedik, bitiremiyor. PKK her geçen sene daha da fazla oluyor, katılım oluyor. 21 yılda dedik ha bitireceğiz ha bitireceğiz. Devletle, en büyük silahlarla, kurucularla vurduk bitiremedik. Artık bu savaşa son verilsin. (Demirtaş’a hitaben) Sayın başkanım inşallah jirkiler parti neredeyse bizler ordayız. Bundan sonra birlik beraberiz.”
Mehmet Adıyaman’dan sözü alan Necman Adıyaman ise “Sayın başbakanımız İmralı’ya bir barış eli uzatmalı, bir barış elini Kandile uzatmalı, bir barış elini de Barış ve Demokrasi Partisine uzatmalı. Bunlar bizim temsilcilerimizdir, bunlar Kürt halkının temsilcileridir kim ne derse desin“ diyerek yapılması gerekeni kısa ve özlü bir biçimde izah eder.
Kürt Birliği işte böyle bir şey olsa gerek!
Sınır üçgeni çöken, Jirkîleri kaybeden bir devlet bu savaşı yürütemez. Sêsinor’ın çökmesi, Jirkîlerin saf değiştirmesi yeni bir dönemin başlangıcıdır. Şimdi safları sıklaştırma, eski küskünlük ve dargınlıkları bir yana bırakma, Jirkîlerle başlayan Kürt Birliği’ni diğer aşiretleri de kapsayacak bir şekilde bir ağ gibi örme zamanıdır. Şimdi yurtsever hareketle bağları zayıflamış alevi kemeri ile geleneksel islami üçgende yer alan Kürdistan kentlerini de kazanma ve Kürt Birliği’ni taçlandırma zamanıdır. Ve şekillenen bu birlik, somut ifadesini seçimlerde bulmalı, etkili diğer tüm aşiretlerle saygın kanaat önderlerini kapsamalıdır.
Referandum’da boykot diyen Kürt halkının mesajıdır bu, aynı zamanda. Güney rüzgarı ile Kuzey’in yalçın dağlarının buluşması, Kürt dansıdır bu, Türk devlet sofrasında kürdanlık yaparak Erdoğan’dan aferin koparanlara inat!

Şîroveyeke nû binivisêne

Plain text

CAPTCHA This question is for testing whether or not you are a human visitor and to prevent automated spam submissions.