بازبدە بۆ ناوەڕۆکی سەرەکی
Submitted by Anonymous (Pesend ne kirin) on 17 July 2010

Kürtlerle Filistinlileri karşılaştırmak yeni bir şey değil. Fakat tam da Ankara haziranda orduyu PKK'ya karşı harekete geçirirken Erdoğan'ın Hamas'ı zalime karşı 'direniş hareketi' diye nitelemesi dikkat çekici. Türkiye'de, Kürt milliyetçiliğiyle çoğunluk milliyetçiliği birbirini besliyor

Filo krizinin ortasında, İsrail askerlerinin Gazze’deki Filistinlilere dayatılan ablukayı kırmaya çalışan bir Türk gemisine düzenledikleri kanlı saldırıdan sonra, bölgesel şokla uyanmışçasına Kürt meselesi yine su yüzüne çıktı. 19 Haziran günü 11 askerin ölümüne yol açan bir PKK saldırısıyla sarsılan Türk ordusu, Abdullah Öcalan’ın kurduğu bu Kürt gerillasının 2 bin civarında üyesinin bulunduğu Kuzey Irak ve güneydoğu Türkiye’ye hava ve kara operasyonlarıyla karşılık verdi. Ankara’nın askeri kuvvetlerini resmi tanımıyla ‘terör örgütü’ne karşı harekete geçirdiği dakikalarda, Başbakan Tayyip Erdoğan Hamas’ı zalime karşı ‘halk direniş hareketi’ diye niteliyordu. Nitekim hasımları da bu yanlılığı ortaya koymaktan geri kalmadı. 2006’da Türkiye Ankara’da bir Hamas heyetini ağırladığında da İsrail çok rahatsız olmuş, şu tepkiyi vermişti: “Biz Öcalan’ı Tel Aviv’de ağırlasak siz ne derdiniz?” PKK ve Hamas terör örgütleri listesinde yer alıyor ve her iki ülke için de birinci dereceden önemli milli güvenlik sorunları ortaya koyuyor. Taş atan çocukları tanıdınız mı? İkisi de devletsiz olan Kürtlerle Filistinliler arasında karşılaştırma yapmak yeni bir şey değil. Kefiye, zırhlı askeri araçların karşısına çıkıp taş atan çocuklar, propaganda savaşı, demografik açıdan tersine dönüş korkusu - Kürtler ve Filistinlilerin doğum oranları çok daha yüksek... Ortak nokta çok. İki durum farklı olsa da, halkların kendi kaderini belirleme hakkı sorusunu akla getiriyorlar. Bu hak BM Şartı’nın ‘halkların hak eşitliği ilkesi ve kendi kaderini tayin hakkı’nı ele alan ilk maddesi olduğu gibi, ABD’nin müttefiki olan iki ana bölgesel güç için de geçerli: Türkiye ve İsrail. Jeopolitik tabloyla iç içe geçmiş durumdaki Kürt meselesi, Paris Sosyal Bilimler Yüksek Çalışmalar Okulu’nda öğretim üyesi olan Hamit Bozarslan’a göre ‘Ortadoğu’nun diğer cephesi’. Filistinlilerin olduğu gibi 32 milyon Kürt’ün kaderi de, Türkiye, İran, Irak ve Suriye arasında parçalanmış durumdaki bölgenin istikrarını tehdit ediyor ve bir çağlayan gibi komşulara taşıyor. 1990’larda Lübnan ve Suriye’den kovulduktan sonra, PKK’nın askeri şefleri gerillanın İran kolu olan PJAK’la birlikte Kuzey Irak dağlarında sığınak bulmaya başladı. Türkiye ve İran asilere karşı ortak sınır ötesi harekâtlar düzenliyor. ABD ve İsrail Türk ordusunu bu operasyonlarda destekliyor. Fakat Türk hükümeti Kürt ve Filistin meseleleri arasındaki her türlü karşılaştırmayı reddediyor. İktidara yakın Uluslararası Stratejik Araştırmalar Kurumu’ndan İhsan Bal, “Türkiye’nin terörle mücadeleye yaklaşımı daha geniş kapsamlı; ekonomik, kültürel ve sosyal yönlerini de hesaba katıyor” diyor. Erdoğan PKK’yı memnuniyetle İsrail’in ‘devlet terörü’yle karşılaştırabiliyor. Türkiye’de İsrail’in Irak’ın Kürt tarafında gizli faaliyetlere giriştiği ve el altından PKK’yı silahlandırdığı fikri dolaşıyor. İstanbul basını İsrail’i, filonun gönderilmesine misilleme olarak son saldırıları düzenlediği için suçlu ilan etti. PKK’ya göre bu, ‘Türkiye’nin Arap kamuoyunu harekete geçirmek için kullandığı’ bir ‘dezenformasyon kampanyası’. Sokaktaki adam, Avrupalı güçleri de İran’ı zayıflatmak amacıyla gerillayı desteklemekle suçluyor. Molla rejimine karşı daha iyi savaşmak için PJAK’a ve dolayısıyla PKK’ya destek vermek mi? Bu fikir bazı Anglosakson çevrelerde giderek öne çıkıyor, hatta İranlı grubun terör hareketleri listesinden silinmesini savunanlar bile var. Filistin sorunu gibi Kürt sorunu da uzun süredir var. Nüfusun yüzde 20’sini oluşturan Kürtlerin asimilasyonu güçlü direnişler karşılaştı. Bu çıkmazdan kurtulmak için askeri çözüm haricinde hiçbir gerçek çözüm ortaya konulmadı: PKK 1984’ten beri ortalığı kırıp geçirirken, terörle mücadele bugüne dek 250 milyar avro, 42 bin hayat, yakılan 4 bin köy, yerlerinden edilen milyonlarca kişi ve Türk halkını ‘terörize’ halde tutan güvenlik takıntısıyla sonuçlandı. Üstelik PKK yüz yıldan kısa sürede Türkiye’ye karşı ortaya çıkan 29. isyan hareketi sadece... Barzani aşireti devrim başlattı Suriye ve İran’da da Kürtler düzenli aralıklarla ayaklanıyor, arkasından militanlar ve aydınlar tutuklanıyor. Kürt milliyetçiliğiyle çoğunluk nüfusların milliyetçiliği birbirini besliyor. 1930’lardan itibaren Irak’ta kuzeyin güçlü aşireti Barzani ailesinin başlattığı devrim, Kürtlerin özgürleşme sürecinde temel rol oynadı. Hatta Mustafa Barzani 1946’da İran’ın batısındaki Mahabad’da geçici de olsa özerk cumhuriyet kurdu. Baas rejiminin onyıllar süren baskısının ardından Kürtler bugün geniş bir özerklikten faydalanıyor ve ABD’nin desteği sayesinde kendi bayrağı, meclisi ve devlet başkanı olan bir cenin devlet. Çözüme giden yolun başlangıcı bu mu?

(14 Temmuz 2010)

Le Monde /Radikal

Şîroveyeke nû binivisêne

Plain text

CAPTCHA This question is for testing whether or not you are a human visitor and to prevent automated spam submissions.