بازبدە بۆ ناوەڕۆکی سەرەکی
Submitted by Anonymous (Pesend ne kirin) on 30 June 2010

Kaynak  takvim gazetesi

'Ordudan ayrılan 50 subay PKK'ya geçti'

 

PKK yeni bir evreye girdi. İddiaya göre, ordudan ayrılan 50 kadar subay örgüt yönetimini ele geçirdi. Yine iddialara göre 2002'de PKK'ya katılan subaylar önemli belgeleri örgüt yönetimine sundu.
 
30 Haziran 2010, Çarşamba - 10:59

Türkiye'nin dünya arenasında artan itibarı, demokratik açılım, Anayasa'da köklü değişiklikler, Alevilerle ilgili adımlar…

Yıllarca ihmal edilen iç ve dış meseleleri çözme yolunda hızla ilerlerken garip bir el Türkiye'yi tekrar eski, kaos dolu günlerine çekmeye çalışıyor. Bunun için de her zaman geçerli olan terör kozu devreye sokuluyor.

Özellikle PKK eliyle yaptırılan eylemler, yurdun dört bir yanına dağılan şehit haberleri, toplumu derinden yaralıyor. Peki 'demokratik açılım'a rağmen eylemler neden arttı?

Terör uzmanlarına göre, bu yeni bir dönemin habercisi: PKK üçüncü evreye geçti.

Yeni süreçte 'düşman' tanımı hem değişiyor hem de daha bulanık bir hâl alıyor. PKK, 1984 Şemdinli-Eruh eylemleriyle kitlesel bir hareket başlattı. Bu süreç bazı Kürtler için 'yeni devlet' anlamına bile geldi. Örgüte katılım günden güne arttı. Ancak PKK 'derin devlet'le irtibatını ciddi biçimde sürdürdü. Hatta çoğu zaman 'derin devlet'in tetikteki parmağı oldu. 1990'lara kadar devam eden bu süreç örgütün birinci evresiydi.ha
ber7

Ardından merhum Cumhurbaşkanı Turgut Özal, 'terörün' başka bir ifadeyle 'Kürt sorununun' çözümü adına adımlar attı. Özal'ın girişimi kısa zamanda meyve vermeye başladı ve silahlar bir süreliğine sustu.

Öyle ki, bugün İmralı'da tutuklu teröristbaşı Abdullah Öcalan'ın, Celal Talabani ile basın toplantısı düzenlerken taktığı kravatı Özal'ın gönderdiği bile söylendi. Fakat gelişmeler beklendiği gibi olmadı. Bingöl'de 33 erin şehit edilmesi her şeyi ters yüz etti.

Kürt meselesinde atılacak adımlar havada kaldı. Kazanan yine terör ve ondan beslenenler oldu. İşin içinde yine 'derin devlet' olarak tabir edilen güçler vardı. Bu dönemden sonra PKK için ikinci bir evre başladı. Doğu ve Güneydoğu'da kaos yıllarına dönüldü.
 

PKK bu süreçte CIA, MOSSAD gibi yabancı gizli servislerle irtibat hâlindeyken aynı zamanda bugün adına 'Ergenekon Silahlı Terör Örgütü' denilen iç yapıyla birlikte hareket etti. 1999'da Öcalan'ın Kenya'da yakalanıp Türkiye'ye getirilmesi bile bir plan dâhilindeydi.
 

PKK, liderinin cezaevine tıkılmasına rağmen yolunu değiştirmedi. Bir süre eylemlere ara verdi, toparlandı. Gizli servilerden yardım ve silah desteği aldı. Ergenekon yapılanmasıyla ilişkisini geliştirdi. Şimdi Ergenekon sanığı olan bazı isimlerle ortak kararlar aldı. Nitekim AK Parti'nin 2002'de iktidara gelmesiyle PKK yeniden canlandı ve eylemlere başladı.haber7

Ergenekon ile örgütün ilişkisi 2000 yılından itibaren hız kazandı. Zaten bu tarihten sonrası önemli. Çünkü örgütün Ergenekon ya da iç odaklarla bağı bakımından yeni bir sürecin başlangıcı anlamına geliyor. İddialara göre, görüşmeler direkt yapılıyor, bazı rütbeli subaylar görev bölgelerinde örgüt yöneticileriyle sık sık bir araya geliyor.

Ergenekon yapılanması, PKK'ya hâkim olmak için ordudan bazı subayları örgüt içine yerleştiriyor. Bu durum Ergenekon operasyonlarında ele geçirilen belgelerde de ortaya çıkıyor. 1 Mayıs 2000 tarihli 'Panzehir' isimli belgede 'genç subaylar'ın PKK'ya yerleştirilmesinin planları yapılıyor. Belgede şöyle deniyor: "PKK yönetim kadrolarının başarısızlık nedeniyle tasfiye edilerek, yerlerine Türk Silahlı Kuvvetleri mensuplarından seçilecek olan genç, donanımlı ve uygun subayların atanması gerekir. Böylece örgüt istenildiği gibi kullanılır."

 

2002'de 50 Subay PKK'ya Katılmış!

 

Bu projenin nasıl sonuçlandığı tam olarak bilinmiyor. Ancak PKK'dan kaçan eski bir militan askeriyeden gelerek örgüte katılanların olduğunu ileri sürüyor.
 

Aslında Ergenekon yapılanması, proje için 150 kişiden oluşan bir subay kadrosu düşünmüştü. Fakat katılım, tespit edilen rakamın altında gerçekleşti.
 

Özellikle 'Karargâh Evleri'nde eğitim almış 50 kişilik subay ve astsubay grubunun 2002'de PKK'ya katıldığı ileri sürülüyor.haber7
 

Üstelik bir kısmı çeşitli sebeplerle ordudan atılan bu subayların, karakollara ait haritalar, nöbet değişim zamanları, birliklerin donanım kapasitesine ait bilgileri de yanlarında götürdükleri ileri sürülüyor.

Hatta helikopterlerin manevra güçleri ve kabiliyetlerine dair bilgiler terör örgütünün arşivine nakledilmiş.

Geçmişte de askeriyeye ait kozmik bilgiler, bir subay tarafından örgüte taşınmıştı.

Orduda astsubayken karargâhtan çaldığı önemli belgeleri PKK'ya götürüp orada üst düzey yönetici konuma gelen 'Ape Hüseyin' kod adlı Kadri Çelik bu bilgilerle örgütün işini kolaylaştırmıştı.

 

ERGENEKON'LA BAĞLANTILARI VAR
 

Kandil, Tel-Aviv, Ürdün, Güney Kıbrıs gibi yerlere giderek istihbarat birimleriyle kolayca irtibat kuran Kadri Çelik'in, Ergenekon sanığı emekli Tuğgeneral Levent Ersöz'le sık sık görüştüğü belirtiliyor.

Aslında Çelik'in bazı askerlerle görüşmesi daha sonra da devam etti. Pakraduni olan Çelik hâlâ örgütte şahin kanadın temsilcilerinden biri. PKK'nın içindeki Ergenekoncu kanadın önemli ismi olarak biliniyor.
 

'Ape Hüseyin'den sonra PKK'daki askerler dönemi 50 subay ve astsubayın katılımı ile devam ediyor. Ancak bu grubun yönetimi ele geçirmesi örgüt içi çatışmalardan dolayı gecikti. Çünkü silah bırakıp dağdan inmeyi isteyen Murat Karayılan grubu tabandan destek görüp militanları şehre inmeye ikna etmişti. Hatta temsilen Habur'dan 30 kadar örgüt mensubu Türkiye'ye giriş yapmıştı.
 

Hükûmetin Kürt meselesindeki adımları da sorunun çözümünde önemli mesafeler aldırdı. Lakin şehre yerleşmek isteyen PKK, elinde bir koz ve güç bulundurmak için şehir yapılanmasına gitti.

Kürdistan Topluluklar Birliği'ni (Koma Ciwaken Kürdistan-KCK) kurdu. Fakat KCK deşifre olup büyük darbe yiyince bu plan da suya düştü. Örgüt açısından evdeki hesap çarşıya uymadı. Çünkü şehirlerde molotofkokteylli saldırılarda bulunan, bombalar patlatan KCK militanları ve uzantıları teker teker toplandı. Bunun üzerine zaten açılıma başından beri karşı olan örgütün şahin kanadı daha çok taviz isteyip durumu tabanı nezdinde sabote etmeye başladı. Ve beklenen oldu. Örgüt içi çatışmalarda 'Derin Ankara' olarak tabir edilen grup ve 'genç subaylar' PKK yönetimini ele geçirdi.

Açılıma ve iyi niyetlere rağmen örgütün Mayıs 2010'da Nazimiye'deki saldırısı yeni bir süreci başlattı. Bu süreç aslında 1993'e dönüşün ilk sinyali oldu. Son saldırılar ise aslında bunu tescilleyen bir durum.haber7

Bu zamana kadar savunma hattında olduğunu açıklayan örgüt artık saldırıya geçtiğini duyuruyor. 'Genç subayların' teknik donanımlarından da faydalanan örgütün hedefi ülkeyi kaosa sürüklemek.

Saldırıları yöneten kişi ise bu kez farklı: Türkiye'de bazı 'derin' kişilerle görüştüğü belirlenen 'Raşit Dostum' kod adlı Mehmet Can Gürhan.

Kadri Çelik'in deşifre olmasından sonra yeni görevi 'Dostum'un devraldığı belirtiliyor. 'Genç Subayları' idare ederek Aktütün, Dağlıca ve son baskınları düzenleyen, planlayan 'Dostum'un sık sık Tel-Aviv, Şam ve Türkiye'ye gidip geldiği belirtiliyor.

'Dostum', örgütün 'derin grubu' Duran Kalkan'dan talimat alarak çalışıyor. Son saldırılarda da 'Dostum' ile Kalkan arasındaki bağlantı telsiz konuşmalarına yansıyor. Bölgede rahat dolaşabilen 'Dostum' KCK'yı da yöneten gizli idarecilerden biri. Örgütün lideri Murat Karayılan olmasına rağmen yönetimin tamamen söz konusu kişilerin eline geçtiği belirtiliyor.

Duran Kalkan, Mustafa Karasu, Ali Haydar Kaytan ve Sabri Ok'tan sonra Kadri Çelik ve 'Raşit Dostum' ismi geliyor. 'Dostum'un asker kökenli olduğu belirtiliyor. Bu grubun amacı hükûmeti ve açılımları sabote etmek, Türk-Kürt, Alevi-Sunni kavgası çıkarmak. Zira örgütün önemli kısmı artık Alevilerden oluşuyor. Örneğin Mustafa Karasu PKK içindeki 'Derin Alevilerden'.
 

"PKK'nın derin troykası" olarak tanımlanan teröristlerin en çarpıcı özelliği radikal solu benimsemeleri, Alevi ve ateist olmaları. İlginç olan ise her ismin ayrı bir fraksiyonu temsil etmesi.
 

Radikal solcuların liderliğini Duran Kalkan yapıyor. Ateist Alevilerinkini de Mustafa Karasu ile Ali Haydar Kaytan. Bu isimler İslamiyet'e ve dindar yöneticilere karşı. PKK'nın savaştan yana bir çizgi izlemesini, örgütün belirlenmiş zamanlarda eylem yapmasını istiyorlar.

 

Tuncer Günay (Terör Uzmanı): Örgüt, son kartlarını açtı

 

Örgütün eylemlerindeki tırmanış, bozulan İsrail ve ABD ilişkileri çerçevesinde değerlendirilirse yanlış olur. Çünkü örgüt zaten 5 aydır fırsat buldukça saldırıyor. Saldırıların şimdi yoğunlaşmasının sebebi, yaz dönemi başladığı için örgütün beklemede olan tüm güçlerini sahaya çıkarması ve son kartlarını açmasıdır.haber7

3 sene önce bölgede silahlı 1500 eleman tutan örgüt, mayıs başından itibaren sayıyı 3000'e çıkarmıştır. Örgütte 5 sene önce 5-6 mayıncı varken şimdi 150'ye çıkmıştır. Lojistik, politik ve siyasal destekleri inanılmaz boyutlarda artmış ve güçlenmiştir. Dolayısıyla hükûmetin işi her zamankinden daha çok zorlaşmıştır. Bu kez şartlar 90'lı yıllardaki gibi örgüt aleyhine değildir.
 

Halk ve korucular arasından PKK sempatizanı olanların sayısı artınca anlık nokta istihbaratı kesilmiş, iş HERON'ların yeteneklerine kalmıştır.
 

Tırmanan eylemler açılım ve barış sürecini sabote etmek yönüyle 1993'teki provokatif dalgaya benzemektedir. Bu durumda, açılım ve barış kimleri rahatsız ediyorsa, şiddet, terör ve çatışma ortamının devamını kimler istiyorsa örgütün ve İmralı'daki manyağın arkasında da onlar vardır. Son şehit cenazeleri açılım projesinin konuşulmasını bile imkânsızlaştırmıştır.

HeK  bir cok konuda  saglikli yorumlar yapa biliyor, fakat her ne hikmetse PKKê konusunda  saglikli yorum yaptigini görmedim. HeK Apo ve surakasini elestirsede  PKK´nin T.C. tarafindan kuruldugu görüslere katilmiyor, ve ya katilmak istemiyor.Takvim gazetesinde yayinlanan bu yazi bir cok kapali, kara kutuyu aydinliga cikarmis olacak. Siradan insanlarin PKK´nin danisikli eylemlerine kanmasi dogal karsilana-bilinir, fakat HeK gibi okumus  ve akademist bir insan´in kendisini ters esen bu ruzgar´a kaptirmasi kafamda bir cok soru isaretleri olusturuyor. gecenlerde PKKê ile ilgili bir yazi daha okudum ve o yaziyi aktarmak istedim, fakat basaramadim. Umarim bu yorumu asmayi basaririm! Okudugum yazida Ali Haydar Kaytanin Ergenekon ile iliskide oldugunu yaziyordu ve Apo talimatiyla PKKê Ali Haydar Kaytan´a karisamadigini yaziyordu. fakat ne yazik´ki mavzu bahs olan yaziyi foruma aktarmayi basaramadim. Belkide forum calisanlari o yaziyi asili birakmaya bilirlerdi´de,?? Neyse uzatmadan HeK´e bir konuda biraz daha bildiklerimi aktarayim! Biliyorsunuz ki Mustafa karasu ceza evindeyken ve cezasi daha varken serbest birakiliyor ve serbest kaldiktan sonra PKKê yönetimine giriyor ve PKK´nin patateslerinden biri oluyor. Hic kimse bu adamin cezasi varken neden serbest birakildi diye bir sey soylemedi/soylemiyor. Neden? Cunku bu sorgulamayi yapacak adam, bu sorgulamayi yapmadan once kedi mazarini kazmalidir. Bu nedenle kimse cesaret edip bu tur sorgulamalari yapmaz/yapamaz. Bakiniz Duran Kalkan`a yillardir sözde KUKM´si veriyor ve bir tek kelime Kurdce bilmiyor ve bilmekte istemiyor. Bu zat 1987´de almanyada idi ve bu zat´in emri ile PKKê tum Kurd orgutlri´nin yapmis olduklari Newroz senliklerine saldirdi ve bir cok yurtsever kadrolari katletti. Bu zat APo ile elel vererek KUKM´ni sekteye ugratmak,  Avrupa ve dunyaya Kurd halkinin mesru mudaafa hakki olan mucadelesini sabote etmek ve Kurd halki´ni terorist ilan etmek gayretleri icnde idiler.´/icindedirler. Buna benzer onlarca ornek siralaya bilirim fakat az ile yetinmeyen cok olanlada yetinmez. bu konudaki  goruslerinizi marak ediyorum. saygilar hurmetler Rêzan  Ardar

aslinda foruma bu haliyle girmek istemiyorum. amatirlerin yapabildigi basit formum ortami kara delik muammasina cevrilmis. newroz a yeni bir form vermek icin ugrasan gencleri sevgiyle selamlayip, emeklerinin kiymetini hatirlatiktan sonra elestiriyi de yapmak durumundyaiz. forum bu haliyle berbat-eski hali bin kat daha iyi idi. en iyi foruma ornek weøatparez in sectigi yontemdi. mukemmel isliyordu. ana sayfada da problemler var. bir kere bir web sayfasini actiginizda tum sayfa onunuze cikmali. kenar buffer larini kullanmak zorunda kalmamalisiniz. ben safari kullaniyorum belkide safariden diyecegim ama safari kullananlari da hesaba katmak web dizayncisinin isi. dinamiklik olsun diye hareleri slayt gecisi ile vermek. web islerinde sunu a deneyeim bunu da deneyelim diyen genclerin hosuna gidiyor olabilir ama islevsel degil, insanin dikkatini dagitiyor  benim hosuma gitmedi. okur yazarligin dusuk oldugu toplumlarda o slaytlarin hizinda o ana basliklati okumak da zor. sirf dinamiklik olaak diye bu yapilir mi? okuyucu oylasin bakalim kim sevmis kim sevvemis. okuyucu bu kadar karmasik foruma girmez. yavas yavas kacar. haberiniz olsun. goya PKK yi yazacaktik. onu da ikinci mesaja birakayim.

PKK nedir? 1-PKK yi baslarken TC kurduttu diyelim (bu tur seyler olmayacak seyler degil) peki eldeki kanitlar nedir? benim bugune kadar okuduklarim (pilot necati, kesire, orgute giren subaylar, apo nun  bu tur bir plana yatkinligi vs vs) bunlar herhangi baska bir orgut icin de gecerli olabilir. TC veya baska bir devlet kendi varlik sutunlarindan birine yonelmis orgute adam sokar, onu curutmek veya yonlendirerek bertaraf etmek ister. bu beklenilmesi gereken bir durum daha once hafif olsun da ne demek istedigim daa iyi anlasilsin diye b hususta guzel bir ornek olarak Italyan bir yonetmenin yaptigi QUIMADA adli filimi onermistim. butun kurdler seyretse hem sever hem de onemli bir mesaji alir: lutfen PKK y devlet kurdu tezi ile PKK yi sadece bu haliyle degerlendirenler bu filimin DVD sini bulsun izlesin. iki uc kere izlesin. ana fikir: bir orgutu devlet veya hernagi bir kurum kurduirtabilir, onun otesinde hayatin karmasikliginda kontrolun ellerinden cikmasi cok yuksek olasiliktir. kurd meselesi oyle kolay kontrol edilebilecek bir mseme degil(allah var apo bu isi inanilmz bicimde kontrol etti-ama o da cuvallayacak-bu tikanma da onun cuvallamasinin isaretleri zaten. bu apo kontrolunun bu olcude "basarili" olmasi da bana gore kurd halkinin defeklerinde yatiyor. ben defekt deyince uzerime gelen turde "way ulusun dgerine hakaret"ci azgin kurdleri sakinlestirebilirsek ve herkesten one kendi defeklerimize  lak lak ile eylem arasina daha az sure koyarak ilk mudahaleyi biz becerirsek  bu tur abuk subuk uzun surecler olmaz. bir ornegi apo nun koca kuzeyi o essekce taktikleri ile bu olcude kolay yonlediriyor olmasi ise digeri de guney de yoneticilerin her elestiriye savunma refleski ile cevap vermemleri vs) donelim PKK nin ne olduguna PKK yi velevki TC apo araciligi ile kurdurdu, buna ragmen PKK nin kurucularinin hedeflerinen baska bir yone dogru toplumu surukleyen etkileri olmasi kacinilmazdi. bugun o etkileri gormek kolay. bu etkilerin kontrolu ise bir orgutun kontrolu kadar kolay degil. PKK nin kurd halki arasinda algilanis bicimi tek bir model ile aciklanamaz. bi algi icinde her cesit ton vardir. enim gibi abdo nun manuplasyonlari ile kafasi karisik-genc ve enerji telef eden bir kurd orgutu olarak goren de var. hayatini ona baglayan saf kurdler de var. amamen dusman goren de. bu algilamalarin tasnii var mi elimizde ? yok. tahmini bicimde sunu soyleyebiliriz, kurd siyasi taleplerine ilgi duyan milyonlarca kurdun ortalama olarak PKK ye bakisi onu kurd orgutu-kendi icinden cikmis bir orgut olarak gormesidir. bu algi bile bizim PKK ye inatla sahip cikmamiz icin yeter de artar bilr. evet PKK varsaylim ki TC tarafindan kuruldu-bugunku hali e yaratigi surec itibari ile PKK artuk TC tarafinda kurulmus bir orgut olarak degerlendirilemez. Kurd halkinin kollektif katkilari-varsa TC dizayni onu fersah ersah asmis durumdadir. PKK nin kotu bicimde yonetlmesinin ardindada artik apo dan cok Kurdlerin bunylerindeki defekler yatmaktadir. apo yu artik ic donuna kadar bilyoruz ve mazleme ortada. simdi sirda halkimizi ne kadar bildigimiz sorusuna cevap vermekte. halki ne kadar taniyoruz bilyoruz? apo bagliginin halk icindeki gercek durumu nedir? soylentlerle gorus olustrmak, fallacylere inanarak strateji taktik hayat felsfeesi olusturmak omur vakit kaybidir. veri veri veri nerde bu veriler?

Şîroveyeke nû binivisêne

Plain text

CAPTCHA This question is for testing whether or not you are a human visitor and to prevent automated spam submissions.