Gençliğin gözü körmüş gerçekten.
Bugün, Gündem Gazetesi'ndeki Öcalan'ın PKK'den kopanlara
yönelik tekrardan geri çağırma affı ve pimanlık yasası metni
gözüme çarptı.

Dedim ya gençliğin gözü kördür diye, bundan dolayı Öcalan'ın
bu metnini tekrardan bir empati ile gençlik yıllarımın ruhuyla, gozleriyle okudum
ve yine "helal olsun önderliğimize ne büyük, sabırlı ve affedici bir insan" dedim.
Ama bugün yaşanan deneyimlerin bilgisi ile Öcalan'ın satır aralarının ve söyleminin ne
kadar da basit, aşağılayıcı, komik, genel geçer, kurnaz ve derinlikten yoksun olduğunu görüyorum.
Aslında o peygambersel, tanrısal ve bıyığı Amed'te müzede sergilenecek adam ne
kadar da basit ve erdemsiz miş!!.
Lanet olsun ki Kürdlerin grifit koşulları onu adam yerine koyuyor.
Fransa ve diger batı ülkelerinden tek kişiyi bile etkileyemez ferdi yanı ile.

Pişmanlık metninde en göze çarpan şey;
"Bizi eleştirebilirler. Bana dair de, düşüncelerime dair de eleştirileri olabilir."
Bunu daha imralı da değilken yaptığı pişmanlık yasası prosüdürlerinde de açıklamıştı.
Ve hatta geri gelenler de olmuştu, bırakın eleştirmeyi hatta daha da sertleştirildi atmosfer.
Gelenlerden bir tanesi de infaz edilmişti.

Yasada ki diğer bir söylemde de ;
"Ben bir kez daha bir şekilde bizimle bağını koparıp da aşırı bir şekilde bizimle çelişmemiş, uç çelişkiler yaşamayanlara, yerinde oturanlara tekrar çağrı yapıyorum."
Şimdi bu açıklama her hangi Avrupa, Amerikan parlementosunda, legal kurumlarinda yaşanan istifalardan dolayı yapılmış olsaydı makul sayılırdı. Çünkü Michael, Frank ve Elizaebeth gibi bireyler istifalarını kağıt ile sunarlar ve arabalrına binip eve giderler. Tekrardan şartların düzenlenmesiyle katılma lüksü vardır.
Ama PKK de istafası olamayan bir yol ile ölümü göze alıp dağlardan, karlardan, kurtlardan, çıyanlardan.. yol alarak o baskıcı ve totaliter ayrılan insanlar nasıl o çelik gibi kalıplaşmış sisteme geri dönebilirki.
O geri dönen ya şuurunu kaybetmiştir ya da bir çıkarı vardır.
Bu kadar şeyden sonra dönen insan içi boş ve zayıf olduğu ortaya çıkar.

Öcalan bu açıklamayı varolan peygamberleşme sürecini daha da güçlendirmek için
yapıyor. Yani laf olsun diye ve Kürdler onun ne kadar adaletli olduğunu, ötekilerini affederek
bu olaylarda kendisinin haklı olduğunu ve diğerlerini haksız olduğu resmini çiziyor.
Suçlu olanlar affedilir.
Başka hiç bir amacı yok.

Ben şimdi geri gitsem beni bir sığınağa koyarlar, bol bol Öcalanın çözü(l)mlemelerini elime tutuştururlar ve en sonunda Platform adı altında mahkemeye çıkarak tüm irademi kırıp
tekrardan haso huso tarzı nöbete göndeririler.
Hiç biri olmadı kaçmaya çalışırken ya da Jitemin gönderdiği
bir ajan mış diyerek serin ve nemli bir kayanın altında sonsuz bir uykuya daldırırlar beni.