Newroz  vesilesiyle    büyük  Kürd  alimlerinden    Pîremêrd  üzerine   bir şeyler  yazmak  istiyordum.   Çünkü,    Pîremêrd'i   ve eserlerini tanımıyanlar  dahi   onun  Newroz  marşını  bilirler.    Newroz    kutlamaları esnasında    özellikle  Doğu ve  Güney  Kürdistan'da      Pîremêrd'in     „em  roji  sali  tazeye  Newroz   hatewe“   diye  başlayan    Newroz  Marşı    her  tarafta    duyulur.  Son   yıllarda  bir  çok  Kürd  ses  sanatçısı   ve  bayanlar  bu  marşı     yaygın birşekilde  seslendiriyorlar .  Fakat       aslen  Doğu  Kürdlerinden olan      Hasan   Zirek'in  bu  marşı  seslendirmesi  bambaşka    bir tad  veriyor.   Zaten  Newroz Marşı    Hasan  Zirek  ile     eşleşmiş  durumdadır.    Belki de   benim  için  böyle... 
Bugün   Özgür  Kürdistan'da    her   Newroz  töreninde   Kürd  çocukları   bu marşı ezbere ve   koro halinde    söylerler..
İşte bu eserin sahibi Pîremêrd'i Newroz vesilesiyle tanıtmak istiyordum.
Halkların    ulusal  bilinçleri  siyaset,     edebiyat,   basın,  tarih  çalışmaları  vb    gibi   çok   geniş alanlarda    yapılan    hizmetler  örülür.
Genel  daha  çok  siyasal  kişilikler   ön plana  çıkarlar. 
Ulusal bilincin oluşmasında çeşitli politikacılardan daha ciddi faaliyetler yürüten bir dizi şahsiyet „Meşhul Asker“ gibi bir konuma düşerler. Bugün Kuzey Kürdistan'da bu Kürd şahsiyeti üzerine hiç bir çalışma yok. Eğer birileri Pîremêrd'in İstanbul'da yaşadığı süre içinde Türk ve Kürd basınına yazdığı yazıları derlese ciddi eserler ortaya çıkar. Fakat ne yazık ki onun yazdıkları hala o gazete ve dergilerde duruyor. Pîremêrd'in yaşamının bu tarafı Güney Kürdleri tarafında da incelenmiş değil. Lafı daha fazla uzatmadan Pîremêrd'in yaşamı ve eserleri üzerine durmak istiyorum.
Pîremêrd Kimdir?
Pîremêrd'in gerçek ismi, Tofiq Mehmud Hemzedır. Yani bizim Kürdlerin söylemiyle Tofiq Begê Mehmudaxayê Hamza Axazê Mesref...
Pîremêrd 1867 yılında Güney Kürdistan'ın Suleymaniye şehrinin Gowej mahalesinde dünyaya geldi.
Pîremêrd'in  dedesi   Baban  Kürd   Mirliğinin   son   Miri  olan   Ahmed   Paşa  Baban'ın   Maliye  Bakanıydı.    Bunun  için   o  „Mesref“  lakabıyla  anılıyordu.
 Pîremêrd  çok  küçük yaşlarda ( 6 yada  7)    okula  gönderiliyor.   İlk   olarak    Molla    Hüseyin Goce'nin    hücresinde   eğitimine  başlıyor.  Burada   Kuran ve   Hücre  eğitiminin  ilk  temel bilgileri alıyor.   Daha  sonra     Molla  Saidi  Zilzileyi'nin     Hücresinde    eğitimine devam ediyor. 
Bu eğitiminden sonra Pîremêrd'in Feqilik dönemi başlıyor. İlk önce dedesinin camisinde (bugünde hala var olan „Mizgefta Hemzeaxa“ da) Molla Mehmud tarafından kendisine Arapça dersler veriliyor. Bu eğitimini tamamladıktan sonra o dönemdeki tüm Feqiler gibi kaldığı bölgeyi terkediyor ve Doğu Kürdistan'ının Bane şehrine gidiyor. Belli bir dönem orada kaldıktan sonra yeniden Suleymaniye'ye dönüyor. Pîremêrd 15 yaşına girdiği zaman 1882 yılında Suleymaniye Nüfus Dairesine katib oluyor. Daha sonra yine Suleymaniye'de Mahkeme katibi oluyor.
1883 yılının haziran ayında Halebçe şehrinde „Emlak Humayuni“ nin katibi oluyor. Pîremêrd 1886 yılında Şarbajer Mahkemesinin Başkatibi oluyor.
  Pîremêrd   1895  yılında    Osmanlılar tarafından   Kerbela  Müdürünün  yardımcılığına  atanıyor.  Fakat bu göreve  gitmiyor  ve istifasını  veriyor.
Devletin   işlerinden  elini çektikten sonra      Şeyh  Mustafa  Neqib    Pîremêrd'i  yanına  vekil  olarak  alıyor.
1898 yılında Sultan Abdulhamid'in daveti üzerine Şeyh Mustafa Neqib ve Şeyh Saidi Hefid (Şeyh Mahmud'un babası daha sonra Osmanlılar tarafından Musulda öldürüldü) bir Karwanı örgütleyerek İstanbul'un yoluna düşüyorlar. Pîremêrd'e bu Karwan ile birlikte gidiyor. Bu Karwan'ın tüm masraflarını Osmanlı Sarayı üstleniyor. İstanbul'da Sultan'a misafir oluyorlar. Değerli Kürd şairi Ziwer'de anılarında kendisi ile Şeyh Mahmud'unda kafile de olduğunu yazıyor. Kürd kaynakları Sultan Addulhamid'in Kak Ahmedi Şeyhi İstanbula davet ettiğini, fakat o hasta ve yaşlı olduğundan dolayı gidemediğinden dolayı, oğlu Şeyh Saidi gönderiyor. Kak Ahmedi Şeyh o dönemler Güney Kürdistan'ın çok yaygın bir alanında tek dinsel otoriteydi, namı tüm bölgeyi sarmıştı. İstanbul'da bir yıl kaldıktan sonra Pîremêrd Şeyh Said, Şeyh Mustafa ve daha bir çok tanınan şahsiyet ve aydınlarla birlikte Hacca gidiyor. Bu Hacc ziyaretinden sonra Pîremêrd „Haci Tofiqo Bey“ diye anılmaya başlıyor.
Pîremêrd Hac ziyareti sırasında büyük Kürd şairi Wefayi ve yine büyük Kürd din alimlerinden Seyid Ahmed Xaneqa Kerkuki ile karşılaşıyor. Pîremêrd bu iki Kürd şahsiyetiyle Hicaz üzeri geri dönüyor. Fakat, büyük Kürd şairi Wefayi(imkanım olsa onunda yaşamı ve eserleri üzerine bir yazı hazırlamak isterim) Hicaz'da vefat ediyor ve orada gömülüyor. Seyid Ahmed Güney Kürdistan'a dönüyor ve Pîremêrd ise İstanbul'un yolunu tutuyor.
O dönemler İzzet Paşa Sultan Abdulhamid'in katibiydi. İran Şahı Nasreddin Şah Sultan Abdulhamid'e bir mektup yazıyor. İzzet Paşa'nın istemi üzerine Pîremêrd Nasreddin Şah'a Farsça cevabi mektubu yazıyor. 14 Eylül 1899 yılında Sultan Abdulhamid'in fermanıyla Pîremêrd Yüksek Şura'nın üyeliğine alınıyor. Yine bu süreçte Pîremêrd İzzet Paşa vasıtasıyla Hukuk Fakultesine yazılıyor ve hukuk eğitinini bitiriyor. 1908 yılında Meşrutiyetin ilanından sonra Meclis- Ala dağıldı. 1908 'e kadar Pîremêrd gazete ve dergilerde de yazılar yazıyordu.
1908 yılının eylül ayında İstanbul'da Seyid Abdulkadir ve Emin Ali Bedirxan gibi önemli Kürd şahsiyetlerinin önderliğinde kurulan „Kürd Teavün ve Terakki Cemiyeti“in aktif temel kadrolardan biride Pîremêrd di.(Bu Cemiyete ve çıkardığı gazeteye ilişkin Malmizanij' ın çalışmasına bakınız)
Bu cemiyet aynı yılın 9 Kasımında „Kürt Teavün ve Terakki Gazetesi“ni çıkarıyor.
Pîremêrd bu gazetenin imtiyaz sahibi ve ve sorumlu müdürüydü. 9 ay boyunca çıkan gazetede çok ciddi ürünler verdi. (Bu Cemiyete ve çıkardığı gazeteye ilişkin Malmizanij' ın çalışmasına bakınız. O dönemler Pîremêrd Suleymaniyeli Tevfik, S .T ve başka isimler altında da yazıyordu. Pîremêrd ismi çok sonrada geliyor)
Aslında Pîremêrd bu Kürd gazetesinden önce 1907 yılın da „Resimli Kitab“ı çıkarmak için izin alıyor .
Bazı kaynaklar İttihat ve Terakki partisinin iktidarı ele geçirdikten sonra çeşitli bahanelerle Kürd kadrolarını dağıtığını söylüyorlar.
1909 yılında eylül ayında Pîremêrd Çolemerg kaymakamlığına atanıyor. 1912 yılının nisan ayında Karamürsel kaymakamlığına getiriliyor. 1915 yılının şubatında Balawa kaymakamlığı, 1916 yılında Beytüşşebap kaymakamlığına atanıyor. Daha sonra 1917 yılında Gümüşköy ve aynı yıl Adapazarı ve Heybeli Ada kaymakamlıklıkların atanıyor.
En son    Pîremêrd 1918'den   1923  yılları arasında   Amasya      valiliği  görevini  yapıyor.   Daha  sonra   Bağdat  üzerine  1925 yılında  Suleymaniye'ye  geri dönüyor.
Pîremêrd 'in   İstanbul, Türkiye ve Kuzey Kürdistan'da  geçirdiği    çeyrek   asırlık  yaşamı    hakkında  (Kürd gazeteciliğ  hariç)    hiç  bir çalışma  yok.    Güney  Kürd araştırmacıları     Pîremêrd'in     yaşamı ve eserleri hakkında   onlarca   akademik  arıştırma ve  yüzlerce  makale yayınlamış  durumdalar.  Fakat  hiç  bir  eserde   onun  kaymakamlık ve  valilik   yaptığı  yıllardaki   süreçler hakkında    hiç bir bilgi yok.  Bu  görev   Kuzeyli  Kürdlere düşüyor.  Ayrıca     Pîremêrd  İstanbul'u temeli olarak  terkedip   Güney  Kürdistan'a    döndüğü zaman    Nejad ve Wedat adlı iki oğlunu ve  eşini terk edip gidiyor.  Mutlaka   Nejad ve Wedat  yaşamasalar dahi   onların  çocukları ve  torunları var. Onlardan   bazı bilgiler alınabilinir.
Bu düğümü  çözmekte  Kuzey Kürdlerin önünde  duruyor.
Devam edecek
Aso Zagrosi