[url=http://www.newroz.com/modules.php?name=News&file=article&sid=6094]
Kürt aydınları, kürt yazarları, kürt şair ve müzisyenleri, örgütlü veya örgütsüz kısacası kendisine kürt diyen kürtler gelin biz bir açılım başlatıp barışık olalım?
Geçmişte PKK dahil olmak üzere diğer kürt örgütlerinde yer almış yada almamış, kürt halkına karşı sorumluluklarını yerine getirmiş yada bireysel yeteneklerini bu güne kadar halen saklı tutanlar. elbetteki bir çoğumuzun farklı düşünceleri olabilir yada farklı bir çok yapılar, örgütlerde yer almış olabiliriz belki yan yana gelemeyecek sorunlarımızda olabilir lakin son günlerde tartışılan kürt açılımı yada demokratik açılım sürecinde söyleyecek sözü olanlar, yaşanan sürece bende müdahilim diyenler gerek Türkiye gerekse kürdistanın farklı bölgelerinde, gerekse avrupa cephesinde müşterek ortak noktalarımızda bir araya gelmenin zamanı değilmi? bir araya gelmek zorundayız, gelebilmeliyiz çünkü sonuçta hepimiz kürdüz madem böyle bir süreç var neden bizler ülkede yada avrupada gerekenleri yapmıyoruz yada yapamıyoruz?
Gerek ülkede gerekse avrupa ülkelerinde gerekse diğer uluslararası areneda sesimizi ve taleplerimizi yükseltmenin tam zamanı değilmi?
Geçmişte bir çok kategüleyle inkar edilen, yok sayılan kürt ulusunun varlığını ve uluslararası camiada laik olduğu yeri alması için ellerimizi, yüreklerimizi birleştirmenin zamanı değilmi?
Bombalanarak haritada silinen köylerimiz, kasabalarımız ve kentlerimiz için, tahrip edilen doğa güzeliklerimiz dağlarımız ve obalarımız için, sömürgeci devletler tarafında parçalanmış vatan toprakları için, sömürgeci devletler tarafında katledilen canlarımız için, sakat bırakılmış gazilerimiz için, bir mezartaşı dahi olmayan kayıplarımız için bir araya gelmenin zamanı değilmi?
Gerek başta T.C Devleti olmak üzere diğer bölge devletlerine karşı adalet, eşitlik kürt ulusuna özgürlük şiarlarını haykırmanın zamanı değilmi?
Sömürgeci devletler tarafında beslenen ve kürt halkının başına musalat edilen karanlık örgütlenmelere karşı haykırmanın zamanı değilmi?
Evet zamanı diyenler, vicdanını yetirmeyenler halen neden duruyoruz, neden bir araya gelemiyoruz?
Başta emperyalist devletler olmak üzere bölgedeki sömürgeci devletler kaderimizle oynarken ve kaderimizi belirlemeye çalışırken biz helen böyle durup verilenlere razımı olacağız?
Kürt halkının geleçeği karanlık kapılar arkasında görüşülüp karanlık yol haritaları çiziliyorken biz halen bu çizilmek istenen karanlık tabloya razımı olacağız?
Başta medya olmak üzere bir çoklarında sahte kürt sevdası tutmuşken bizler bu sahtekarlar karşısında halen susacakmıyız.? en sevdiklerini bu kirli savaşta toprağa verenler mutlaka seslerini, ellerini, yüreklerini birleştirip haykırmalılar ve yasanan kırli savaşta bedel verenler evlatlarını bu kirli savaşta yitirenler alanlara çıkmalılar en azında ortak fikir üretenlerin bir eylem planı çıkartarak kitlelerin önüne koymalılar ve bu konuda gerek ülkede gerekse uluslararası areneda devreye girmelidir.
kayıp edilen canlarımızın başta aileleri ve yakınlar kurumlaşmalı ve bu kurumlar uluslar arası tüm resmi kurumlara baş vurmalı ve kamuoyu yaratmalıdırlar eğer böyle bir oluşum oluşursa birey olarak bu işe destek sunmaya hazırım. bu bizim en insani hakkımızdır.
bir grup bir araya gelerek bürükselde basınıda davet ederek bir basın açıklaması yapabiliriz
Bir grup strassburg parlementosu önünde bir açıklama yapabiliriz hata olmasa iki yada üç gün oturma eylemi yaparak dünya kamuoyunu yaratabiliriz bu katılacaklar gerek devlet tarafında öldürülsün gerekse pkk içerisindeki katliam ve kayıpları sormalı onların katillerini açığa çıkartılıp katillerden hesap sorulması noktasında ısrarcı olunmalı, hesap sorulmalı, sormalıdır böyle bir yaptırım gücü olalım, olmalıdır?.......
Bu söylenen ve yapılması gerekenler olarak bedelde gerekebilir ondanda hiç teredüt etmeden ama bu eylemleri zaman geçirmeden hayata geçirmek durumundayız. bunlar bu gün her ne sebeplen olursa olsun bir araya gelmemiz gerektiği noktasında bir zorunluluktur. bu gün bu taşın altına elini koymayanların, sorumlulukta kaçanların yarınki olumsuz gelişmelerde pay sahibi olacaklarınında bir aynasıdır bu konuda bir şeylere müdahale etmek en azında kamuoyu yaratmak boynumuzun borcu olarak önümüzde duruyor.
Kürdistan topraklarında yaşamış, yaşayan ve her türlü inkar ve imhayla karşı karşıya olan, katledilen, kayıp edilen, kendi topraklarında sürgün edilen her onurlu kürdün birinci derecede görev ve sorumluluğudur. bu asgari müştereklerimizde ortak hareket etmemiz gerektiğini ve bu görev ve sorumluluktan kaçmanın insani sorumluluklardan kaçmakla eş anlamlı olduğunu, anlamlıdır bilince çıkartmamız gerektiği noktasında hareket etmeliyiz.
Bunun için ulusalcısında, kominstine, dincisinden dinsizine, kadınından erkeğine, beşiğinde mezarına kadar, uzunundan kısasına kadar her kesin görevidir, görevi olmalı.
İnsanım diyenler, kürdüm diyenler görev başına kendi geleceğimizi kendimiz belirlemeliyiz sömürgeci emperyal devletlerin çözüm paketleri kısa vadeli çözümler getirebilir lakin asıl çözüm kendi ellerimizdendir.
KURTULUŞ YOK TEK BAŞINA YA HEP BERABER YADA HİÇ BİRİMİZ?
Kalender Şahin
