gecenlerde canbek abimin sordugu soruya yönellik verdigim cevapta duraniin pkk icindeki yetkisini aciklamaya calismistim,ve duranin pkk nin en tepesindeki adam oldugunu,öcalani denetim altinda tutan bir tc görevlisini oldugunu yazmistim.
ve öcalan duranin denetiminden ciktigi icin yakalandigini iddia etmistim.
ilgili yazim.
örnegin duran kalkan 1980 lerden 1987 kadarki lolan ve güney pratigini cok iyi bir sekilde ele almak gerekir,yine bu sürecte karayilanin nerde ,ne yaptiginida bilmke gerekir.
1987 den sonra duranin avrupa pratigi söz konusudur,salih arasin yazilari bunu acik ve seffaf ortaya koyuyor.
yine burdada karayilanin bulundugu alanlarda ki görev ve yetkisini bilmek ve karsilastirmasini yapmak mümkündür.
duran kalkanin avrupa pratiginde sonra hangi tarihlerde nerde kaldigi?hangi yetkilere sahip oldugunuda bilmek gerekir.
mesela duran kalkanin genel pratigini söyle degerlendirmek mümkündür.
1,grup asamasinda iken pratigi cok karanlik bir pratiktir,bir cok pkknin lider kadrosu bu sürecte karanlik bir sekilde yakalanmis,ve imha olmustur,bütün bu yakalanma ve imhalarin gerceklestigi tarihlerde sadece duranin bilgi sahibi oldugu bazi olaylar yasanmistir,tesadüfe bakin ki yakalanan ve imha edilen bu lider kadrolar bu gün pkk tarafindan yaratilan degerlerin gercek sahipleri ve öcalanin bu gün muhalifi olabilecek kadrolardir.
cezaevlerine 1970 lerin sonu ve 1980 lerde yakalanan bir cok lider kadro sadece duranin bildigi ve isaret ettigi yollardan gectikleri icin yakalanmislardir.
mazlum doganin cezaevinden kacma girisimide duranin sayesinde gerceklesmemistir.
duranin kuryeler araciligiyla gönderdigi silah ve örgütsel dökümanlarin hemen hemen hepsi tc nin eline gecmistir bu yüzden onlarca kadro ve sempatizan yakalanmistir.
nedense duranin kadrolarla kaldigi bir cok eve duran ayrildiktan sonra operasyonlar yapilmistir,ve ordada kadolar ve silah,döküman ele gecirilmistir.
bunuda bir cok cezaevi cikisli insanlar durana sorduklari halde,duran cevap verememistir.
bu sorulari soranlari duran bir yolunu bulup,kürd evlatlarinida kullanarak yok etmek istemistir ve yokta etmistir,kürdü kürde kirdirma politikasi duranin esas taktiklerindndir.
yok edebildigini etmistir,edemediginde öcalani kullanarak yapmistir.
2-gelelim 1980 ler ve lolan pratigine.
duranin lolan pratigide pek parlak degildir,burdaki pratigide pek yukardaki pratiginden farkli degildir.
daha savas baslamadan duran kürd genclerinin infazina baslamistir,lolan pratigi aslinda cok irdelenmeli ve cok iyi yazilmalidir,aslinda lolan pratigi pkkninde aynasidir.
1980dan 15 agostus atilimina kadarki sürec cok önemlidir,savasin 1985 ten önce baslamamasinin en büyük nedenleri duran kalkan,ali haydar kaytan ,ve kismen selahattin celiktir,5 yil boyounca lolan ve güneykurdistana aktarilan yüzlerce kadronun akibetinin ne oldugunu?neden bes yil boyounca bu kadrolar savas disinda tutuldu,ve savasmalari engellendi,bunu kimler yapti?
bunun bir aciklamasi henüz yapilmis degildir.
1985 yilina kadar lolandaki gerillayi savas disi biarakan yine bu durandir,burda köyler kurup,yerlesik yasama gecen yine bu durandir.
buna itiraz eden,esas amaclari savasmak olan kadrolari bunalima sokan,yüzlerce kadronun kacmasina sebep olan,ve ülkeleri icin savamasmaktan baska suclari olmayan yüzlerce kürd evladini infaz eden ve ettiren yine bu durandir.
evet cemilde burdadir,baran orda degildir ama baraninda haberi vardir,buna bu gün pwd yi kuran ve yillar yili pkknin savas komutanligini yapanlarda ordadir.
hüseyin topgider,ve halil atacta ordadir.
ama var olan gercek sudurki bunlarin o süreclerde duran kadar yetkileri yoktur,duran en az öcalan kadar yetkilidir ve ve öcalan tarafindan hep kollanip korunmustur.
baran arkadas komünüstlerin kamplarinda kaliyordu o dönemlerde yanilmiyorsam,gerci bu komünüstlerle olan catismalarai en iyi bilenlerin basinda baran gelir umarim bir gün bununda yazar.
lolanada baktigimizda duranin ne oldugunucok acik ve net görebiliriz.
3-1986 dan sonra duranin avrupa pratigi vardir,onuda dönemi yasayan bir cok arkadasin yazilarinda gördük bunlardan biride salih arastir.
http://turkce.kurdistan-aktuel.org/index.php?option=com_content&view=cat...
bu linkte salih arasin yazilarini okursaniz duranin avrupa pratigi hakkindada cok net bilgilere ulasirsiniz.
4-gelelim duranin öcalandan sonraki pratigine.
duran öcalanin yakalanmasindan sonra yine eski yetkilerini devr alarak görevinin basina dönmüstür.
aslinda bu sürec tam pkknin öcalanin elinden kayip gittigi bir dönemdir,dikkat edilirse öcalanin yakalanmasinin hemen ertesinde duran kalkan imraliya cagrilmistir,ve öcalanin yaninda kalmistir.
bunu bilen bir cok insanda pkkden ayrildiklari halde dile getirememektedirler,neden dile getirmediklerinide cok iyi biliyorum.
bir sabri ok ile muzaffer ayatanin imralida öcalanla görüstügünü benim gibi onlarca insan bildigi halde kimse bunu aciklamamistir.
ben tesadüfen pkk de iken sabri okun imraliya gittigini ögrendim,ve ertesi gün bunu acikladim,benim pkkden ayrilmamin en büyük nedeni sabri okun imraliya gittigini aciklamam oldu,o zamanlar komeldede bu konuyu acikca dile getirdim.
ve oklari üstüme cektim.
mehmet canyüce bu konuyu benden daha iyi bilir,öcalanin imrali sürecine karsi cikan sadece mehmet canyüce degildir,onunla birlikte sabri ok,ve muzaffer ayatada vardir,ama sabri ok ile ayata imralidaki görüsmeden sonra canyüceyi yanliz birakmis aslinda satmislardir demek daha dogru olur.
ok ile ayatanin geri dönüsünden sonra canyüceyide ikna etme cabalarinin oldugunuda canyüce aciklamiyor,neden aciklamadigini kendisi umarim bir gün yazar.
duranin imraliya gidisini bilenlere sordugun zaman cevap vermezler,duran öcalanin yakalandigi tarihte bir ay kayipti.
pkkde bir ay kayip olmak,mümkün degildir.
birak bir ayi iki saat ortalikta görünmese insan,hemen kacti derler ve aramaya baslarlar,bizde bu duranin kayip oldugu bir ayi arkadaslara sordugumuzda,kimse nerde oldugunu tam olarak anlatamamaktadir,bence duran bu kayip oldugu bir ayi nerde gecirdigini kürd milletine belgelerle ispat etmek zorundaddir.
duran kaybolmayana kadar cok kisitli bir yetkiye sahiptir,kimseonu kaale almazdi,sadece yasindan dolayi saygi gösterilir ve bir cok önemli kararda durana hic danisilmamistir,taki kaybolup tekrar ortaya cikana kadar.
kaybolup ortaya ciktiktan sonra duran öcalanin temsilcisi olarak kabul edilmistir ve son süreclerdeki kopuslar,infazlar,komplolar bas göstermistir.
2000 yilindan günümüze kadar pkk icindeki pratigin en etkili ismi duran olmustur,tam yetkili önderligin temsilcisi konumundadir.))))
kusura bakmayin ama yine ben demistim diyecegim,2000 yilindan beri pkknin hareket tarzini elestiren biriyim,ve bir cok pkk kurumunun basinda türklerin oldugunu,ve türklerin pkk kurumlarini ele geciridklerini acik bir sekilde yazan biriyim.
yine gerek ankara ulus anafartalarda patlayan bomba gerekse amedteki dershane önünde patlayan bombalarin israrla pkknin eylemleri olmadigini,vellakin pkkliler yapmis olsa dahi,mutlaka bir yönlendirme sonucu yaptiklarini yazdigimi zanedersem burdaki bir cok arkadas bilir,örnek olarakta sabanaci katilamini örnek gösterdim.
bu uyarimizi ulusta patlayan bomba sürecindede pkk ye yönellik yazdigim mektupta belirttimistim,ilk önce eylemi üstlenmeyen pkk, doktor bahoz adindaki ne oldugu belli olmayan gereksizin biri sap diye üstüne atlayip hedefimiz genelkurmay baskaniydi dedi.
halbuki bu güne kadar hic bir zaman pkk tc devlet büyüklerine yönellik tek bir eylem yapmis degildir.
bu aymaz bahozun pratigini cok iyi bilen biriyim,kendisinin partiye katildigi tarihi ve gerillaya geldigi tarihide cok iyi bilirim,kesinlik bu bahoz genelkurmay baskanina yönellik bir eylem tertipleyecek kadar yetkin degildir,askeri anlamda sifirdir.
bakmayin bu günkü sisirilmesi olayin,pkk tarihinde en cok sisirilenlerin hic biri pkkde kalmadi,ve hepsi tasfiye edildi,sisirilenlerin hepsi hemen hepsi simdi ya yasamiyor yada düsman saflarindadir.
örnekmiß
hogir,öcalan tarafindan altin kalem ile ödüllendirildi,doktor baran en cok basina yansiyan komutanlardan biridir.
terzi cemal,körcemal öcalanin en yakinindaki ve güvendigi adamlardi.
yine metin,sahin balic,öcalanin ülkedeki,gözü kulagi,silahi,burnu,ve herseyiydi.
nerdeler?yoklar.
hogirin yerini bahoz aldi,terzi cemalin yerini kasim zibidisi aldi,ve sirasiyla her kesin yerine biri gecmis durumda bakalim onlarin sonu ne olacak.
ilk gerillaya geldiginde dr olmasi nedeniyle cuma tarafindan hastahaneye verilmistir,iki gün gecmeden ulu önderimizi tarafindan cuma azarlanmis ve kendisine komuta kademsinde yer verilmesi istenmistir,cuma henüz yetkin olmadigini öcalana kem küm ederek anlatmaya calsitiysada öcalan tarafindan azarlanmis ve bir egitim kampinin kordinatörlügüne getirilmistir.
dr bahoz denen kisinin ilk eylemi 14 yasindaki bir arkadasin dodmuzlarin saldirisi sonucu hayatini kaybetmesine sebep olmustur.
kamp kordinatörü oldugu hafta yaslari 13 14 olan dört gerilla ile domuz avina cikan bu bahoz,agit adindaki 13 yasindaki bir gerillayi domuzlarin saklandigi magaraya tek basina girmesini dayatmistir.
bununla amaclanan agit arkadas magaraya girip domuzlari disari cikartacak ve bahoz nile diger gerillalar magara kapisinin önünde domuzlari avlayacakti.
magarin agzi ancak bir kisinin gecebilcegei bir sekildeydi,ama icerisine girdikten sonra magara epey genisliyordu ve yüzlerce insani barindirabilecek büyüklükteydi.
iste agit arkadas magaranin kapisindan iceri girmeye calisirken,icerdeki isigin azalamasini anlayan domuzlar can havliyle disari cikmak istemis ve neticede agit arkadas daha magarainin agzindan iceri girmeye calisiriken domuzlarda disari cikmak icin kapiya yönelmislerdi,kapinin agizindan iceri girmeye calisan agit arkadasin kafasina aldigi sert darbe sonucu kafasi darmadgin bir sekilde disari firladi.
buna ragmen adi doktor olan bu gereksiz bahoz,agit arkadas ile ilgilenecegine domuzlara ates etmeyi tercih etmistir,ve bir kac domuz vurmustur.
domuz avindan sonra agit arkadasla ilgilenmistir.
tabi bu arada agit arkadas zaten yasamini yitirmisti.
daha sonra agit arkadasin cenaze treni yapildi,ve sehit namiirin biji serok apo sloganlari altinda agit arkadasi defnettikten sonra,hic bir sey olmamis gibi yönettim magarasinda 13 14 yasindaki siirtli agitin canina mal olan domuzlari istahla yiyen bir doktor bahoz,tek bir soruya dahi muhatap olmamistir,neden?13 yasindaki bu fidanin hesabi sorulamadi diyede kimse sorma geregi duymadi.
13 yasindaki bir kürd cocugunun hayatini bu kadar ucuz bir sekilde harcayan doktor bozuntusuna kim hesap sorabilirki,o nasilsa allah tarafindan allahin elcisi olarak bize gönderilmisti.
bu örnegi hangi karaktersizlerin elinde kaldigimizi anlatmak icin yaziyorum.
dayatmayla görev basina getirilen bu karaktersizin gidip genelkurmay baskanain a bir eylem yapabilme yetkinligi olamaz,birak yetkinligi yetkisi bile olamaz,olmadigi gibi eylemi üstlenmesi icin baska yerden talimat aldigida bir gercek.
yine amedteki bombayi patlatan erdal polatin bombayi koymadan bir hafta önce yakalandigini ve serbest birakildigini pkknin kesinlikle bu eylemi sahiplenmemsi gerektigini acik bir mektupla pkk ye yönellik yazdim.
aldigim haber erdalin yakinlarindandi,bunu paylastim.
ama yine bazi gücler devreye girerek erdal polatin bu eylemini sahiplendiler ve pkknin üzerine yiktilar.
bu eylemin neden pkk tarafindan yapilmadigini gösteren onlarca emare daha vardi,örnegin erdal polatin satin alinan ve legal bir insain üzerinde kayitli olan bir akrabasinin arabasiyla bu eylemi yapmis olmasi büyük bir soru isaretidir.
eylem yapacak bir insan gider bira araba calar,yada yurtseverin birinde arabasini ister,ona git arabam calindi diye polise basvur der ve eylemini yapar,öyle acik aleni bir sekilde gidip bir arabayi satin almak bunun icin resmi evrak düzenlemek bunlar zaten bir eylem adaminin yapacagi seyler degildir.
bu ve buna benzer onlarca isaret varken,bizim aymazlar yine bu eylemi üstlendiler.
gelelim bütün bunlari yazmamin nedenlerine.
ali birandin bu gün gözüme ilisen bir yazisi benim bunlari yazmama neden oldu,biraz karisik oldu biliyorum,ama hayatimizin her ani karisiklarla dolu,kürdlerin yasami zaten karmakarisik bu bizim yazilarimizada yansiyor.
kusur olmus olsa afola.
ali birandin ilgili yazisi
Ben, Öcalan'ın yakalanmasında Pangalos'un rolünü hep merak etmişimdir. Kendisiyle de defalarca konuştum.
Öcalan'ın Güney Afrikadaki bir Yunan asıllı Güney Afrikalının dev bir çiftliğine gönderilmesinin planlandığını, ancak bir türlü vize alınamadığı için, Kenya'da birkaç gün kalması gerektiğini, en büyük hatasının, o birkaçgünü Yunan elçiliğinde geçirmesine göz yummak olduğunu anlatmıştır.
10 yıl sonra, Öcalan'ın yakalanış öyküsü.../Mehmet Ali Brand-Milliyet
Sanki daha dün gibi...
Abdullah Öcalan'ın Kenya'da yakalanmasının üstünden tam on yıl geçmiş. Eminim hepiniz hatırlarsınız. Başbakan Ecevit, Öcalan'ın Türkiye'ye getirildiğini açıkladığında önce şaşırmış,hatta inanamamıştık.
Aradan geçen on yılda, Öcalan'ın Suriye'den ayrılmasından yakalanışına kadarki dönemle ilgili çok yazı,hatta kitaplar yazıldı. Gelişmeler ayrıntılı olarak didiklendi. Ancak, 10 uncu yıldönümdeki yayınlar hepimize yeni bilgiler veriyor. Gelişmeleri daha sağlıklı inceliyor ve daha da önemlisi daha doğru veriler karşımıza çıkıyor.
Rıdvan Akar'ın 32 inci GÜN programında yayınlanan belgeseli, Nur Batur'un Sabah gazetesindeki dizisi ve Hulusi Turgut'un Hürriyet'teki Öcalan'ın Türkiye'ye getiriliş öyküsü bir hazıne yükü bilgiyle dolu.
Benim çok yakından izlediğim, Yunanistan'ın bu olaydaki rolüydü. Atina hükümetleri, yıllar boyunca Öcalan'ı kullandılar. PKK'yı kollayıp korudular. Bir Kürt lobisi kuruldu. Hükümetler bu faaliyetler için bir fon dahi oluşturdu. Resmi kişilerin dışında emekli askerlerden veya Türk düşmanı kişilerden oluşan bir kesim de, hem bu parayı kullanmak, hem de Türkiye aleyhtarı faaliyetlerin prestijinden yararlanmak için kolları sıvadılar. Öcalan'a ziyaretlerden tutun da, PKK'ya eğitim,hatta Atina yakınlarındaki Lavrion kampında, Türkiyeden kaçan PKK'lı göçmenlere kucak açmaya kadar uzanan son derece önemli destek verdiler.
Nur Batur'un dizisi çok önemli,zira Öcalan'ın “Yunanistana vizesiz girme suçundan!“ dolayı yargılandığı mahkemenin zabıtlarına dayandırıyor. Orada da çok net bir şekilde, Öcalan'ın en büyük hatasının Yunanlı dostlarına inanmak olduğu ortaya çıkıyor.
Yine aynı zabıtlardan anlaşılıyor ki, Yunanlılar ikiye bölünmüşler.
Bir yanda, dönemin Başbakanı Simitis ve onun gibi düşünenler, yani biran önce Öcalan sorunundan kurtulmak isteyenler DİĞER YANDA ÖCALAN'I Türkiye'ye karşı kullanmak isteyenler. Sonunda, sağduyu galip geliyor ve Öcalan lobisi silinip gidiyor.
Ben, Öcalan'ın yakalanmasında Pangalos'un rolünü hep merak etmişimdir. Kendisiyle de defalarca konuştum.
Öcalan'ın Güney Afrikadaki bir Yunan asıllı Güney Afrikalının dev bir çiftliğine gönderilmesinin planlandığını, ancak bir türlü vize alınamadığı için, Kenya'da birkaç gün kalması gerektiğini, en büyük hatasının, o birkaçgünü Yunan elçiliğinde geçirmesine göz yummak olduğunu anlatmıştır. Pangalos'a göre, Öcalan'ın yerinin anlaşılması, Yunan istihbaratının Amerikan taraflısı kişilerinin Washington'a rapor etmeleri yol açmıştır.
Kim ne yapmışsa yapmış ve iyisini yapmış. Eğer o günlerde Başbakanlıkta Simitis oturuyor olmasaydı, bugün Ege'de barış rüzgarları esmezdi.
MİT Öcalan'ı, PKK içindeki muhbirinden izledi...
Öcalan'ın Türkiye'ye teslim edilmesi sürecinde iki kurum çok önemli rol oynadı.
Bunlardan biri, Türk Milli İstihbarat Teşkilatı, diğeri de CİA' dır.
Ankara'da kimse kendine pay çıkartmaya kalkmasın. MİT, Suriye'den çıkmasından itibaren, Kenya'da teslim alınmasına kadar geçen sürede Öcalan'ı adım adım izledi. Her gittiği yerden haberi vardı. Ne CİA ne de bir başka istihbarat teşkilatı (özellikle de İsrailliler) , MİT'in önüne geçemediler.
Bunun başlıca nedeni de, PKK içinde MİT'e çalışan birinin bulunmasıydı.
Şimdiye kadar başka yerde okudunuz mu, bilemiyorum. Belki de ilk defa duyuyorsunuzdur. Ancak Öcalan'ın nereye gittiğini ve ne yaptığını çok yakından izleyen bu kulak, MİT'e inanılmaz bir avantaj sağladı.
CIA'nın bilmesine rağmen, ağzında gevelediği bazı bilgilerin, ilk elden MİT temsilcisinden çıkması, Washington'u hayret ettirdi.
Öcalan'ın takibinde Amerikan üstünlüğü, Nairobi hava alanındaki bir FBI ajanından kaynaklandı. Ajan, Öcalan'ın yan kapıdan çıkarılmasından kuşkulanmış ve takip etmişti. Resmini çekip Washington'a yollayınca, kıyametler koptu.
“FBI ajanı orada ne arıyor?“ diye sorabilirsiniz.
O dönemde Nairobi'de Amerikalılara karşı büyük bir suikast girişimi olmuş, Kenya hükümeti de FBI' nin hava alanını gözetlemesine izin vermişti. Öcalan işte o ağa takıldı. Ancak, Nairobi'de nerede kaldığını yine önce MİT öğrendi.
Bütün bunlar işin teknik takibiyle ilgili.
Öcalan'ın Türkiye'ye teslim edilmesi ise, tümüyle Başkan Clinton'un verdiği bir karardan kaynaklanmıştır.
ABD yönetimi, hem Yunanistana baskı yapıp Nairobi'deki Büyükelçilikten çıkarılmasını, hem de Kenya hükümetiyle anlaşıp, PKK liderinin Türk Mit'inden gelen uçağa teslimini sağladı. Eğer Washington aksi yönde bir karar vermiş olsaydı, Öcalan bugün başka bir yerde yaşıyor olabilirdi.
10 yıl sonra, Öcalan'ın yakalanış öyküsü
(kaynak kurdistanpost)
not ben yukarda duran kalkan,sabri ok ve muzaffer ayatanin cezaevinde apo ile görüstüklerini iddia etmistim,bunda mehmet canyücenin haberi oldugunu söylemistim,bunlari yazdigimda henüz mehmet canyücenin murat dagdelen ile yaptigi röportaj yayinlanmamisti.
mehmet canyücenin murat dagdelen ile yaptigi röportajda sabri ve muzaffer hakkinda detayli aciklamalar yapmis.
http://turkce.kurdistan-aktuel.org/index.php?option=com_content&view=art...
http://turkce.kurdistan-aktuel.org/index.php?option=com_content&view=art...
http://turkce.kurdistan-aktuel.org/index.php?option=com_content&view=art...
http://turkce.kurdistan-aktuel.org/index.php?option=com_content&view=art...
Duran kalkan bir ajanmidir?
evet hemde hci kimsenin tahmin edemeyecegi kadar büyük bir ajandir.
ispati öcalanin kandi sözlerinde acik ve nettir,yine bu zibidinin pratigide ortadadir.
saygilar
Taşlar yerine oturuyor Sevgili Delil