MIMESIS antik cagda sanatcilarin tabiati kopyesine, platonik felsefede methexis (kopyenin kopye edilen öz ile karsilastirilmasi), yani bir düsünceyi, kisiyi veya karekteri taklid etmeye, daha dogrusu incelemeye denilir. Biz buna tabiata bakarak hareket etmekde diyebiliriz.

Insanlar bir doganin cocuklari olduguna göre, nasilki bir cocuk annesinin dilini taklid ederek ögreniyorsa, onlarda öyle dogayi taklid ederek, daha dogrusu inceleyerek kültürlesiyorlar.

Eger bir konusma kültürünü örnek alirsak, konusanlar oldugu icin konusmayi ögreniyoruz dersek yanlis degildir. konusmak eylemi ya da kökü icimizde ikamet ediyor sonucuna varabiliriz.

TELEOLOJI yunanca TELOS = Son; hedef, amac, gaye anlamina gelirken, LOGOS anlasilmasi gereken dil, yani bilim, bilgi saglamak anlaminda anlayabiliriz...

PROGRESSIF insanlar bu iki terimin (MIMESIS + TELEOLOJI) birlesimidirler.

Buna karsi DOGMA, [lat. dogma, yunanca; dógma] dedigimiz, sadece bir görüsü mutlak gören ve onun „DOGRU“ oldugunda direten insanlara denilir.

Yukarida da belirtildigi gibi DOGMA dedigimiz “TEK TIP“ insanlar kendi acisindan „DOGRU“ gördükleri düsünceyi mutlaklastirarak o düsüncede ömür boyu diretirler. Bunlar tabiasi geregi gericidirler. Bazilarinin kendilerine solcu veya ilerici demeleri hic birseyi degistirmiyor. Bilindigi gibi OLMAK ile OLMAK ISTEMEK arasinda cok fark vardir, tipki SÖYLEMEK ve YAPMAK gibi.

Yillardan beri ismiyle olup cismi olmayan 30′u asan örgütcüklerin sefleri feodal gururlu, yolunda direten, sadece „dönek“ denilmesin diye dedigim dedik, caldigim düdük, cok bilmislik ve hakli cikmislik, ya ben, ya hic mentalitesini bu gerici karektere baglayabiliriz.

Bu mentalite feodalizmin ve din ideolojisinin insanlarimiz üzerindeki en büyük etkisidir dersek yanlis olmaz.

Feodalizmin etkisinde kalan Orta Dogu toplumunun insani EMOSYONAL, yani DUYGUSALDIR. OLAYLARA BILIMSEL, daha dogrusu Mimesis'in Prensiplerine göre DOGAYI INCELEYEREK degil, duygusal, dogmatik yaklasirlar. Feodal-gururlari göklere degerken, görüsleri kutsaldir toz kondurulamaz. Ufak birsey söylediginizde sizi dinlemeksizin hemen savunmaya gecer ve ana-avrat küfrederler.

Siz eger; „Ben yarin Kerkuk'a gidecegim“ derseniz, onlar hemen hic ayak basmadiklari halde; „Amed'e niye gitmiyorsun? Amed daha güzeldir!“ der ve seni Amed'e göndermek icin ugrasip dururlar.

Hatasiz kulun olmadigini her gün söylerler, ama hatalarini hic kabul etmezler. Oysa hatasiz ögrenme hic olur mu? Tecrübe denilen sey hatalar kütüphanesi degil mi?

Feodal gururumuz bunlari dahi kabul etmemizi engelliyor.

Herkes ayni sey hakkin da yagmurlu ve günesli bir günde degisik karar verecegini biliyor. Kürd insani eger yagmurlu bir günde A demisse, günesli günde de A diyecektir, yeterki kimse ona dönek demesin. Cag, ya da somut kosullar degismis onlari ilgilendirmez. Onlar caga degil, cagin onlara uymasi lazim.

Tüm bunlarin olmamasi icin günesli ve yagmurlu günleri beklemeden habire atip tutarlar. Cok biliyorlar ya, muhakkak haklida cikacaklar. Bilmedikleri seyleri en iyi biliyorlarmis gibi en cok konusanlar onlardir. Sabahtan aksama kadar burjuva ve emperyalizmden bahsederler, fakat bunlar hakkinda herhangi bir arastirmaya girmezler. En cok ugrastiklari ve kendilerine karsi büyük savas verdikleri karsi görüste olanlardir. Öyleki bu kisiler onlarin bas düsmani gibidirler. Toplumun hemen hepsi bunlarin bas düsmani olmusken, bunlarin asil düsmani olmasi gereken sömürgeci gücler artik unutulmustur.

Bu örnekler zinciri uzayip gidiyor...

Tekniksel bir kapitalist toplumun insani ILK insan gibi RASYONAL'dir.

Ilk insan MIKRO düsünürken, bu „modern“ insan MAKRO düsünmeyi ögrenmis, kendisini her türlü ideolojiden arindirarak „PROGRESSIF“lesmistir.

Rasyonal düsünce PROGRESSIF oldugundan kapitalizmin motorudur diyebiliriz. Onlardaki bilim ve teknigin gelisimi bu yüzdendir. Rasyonal düsüncenin hüküm sürdügü toplumlarda dogmatik insan yok denecek kadar azdir. Eger birisi düsüncesini acikladiginda, bagirip cagirmak, hele hele küfür etmek gibi seyler olmadigi gibi hemen savunmaya gecmekte yoktur. Iki dinlenilir, bir söylenilir. Digerini anlamak, ona göre görüs belirtmek, kisisel ve duygusal olmamak olmazsa olmazdir.

Illede ikna, veya kisi kazanma diye bir sey yoktur. Tartismanin özü degis-tokustur. Herkes MANTIKLI konusmaya özen gösterir.

Bilindigi gibi antik cagda „DOGRU“yu bulmak icin görüs ve karsi görüs metodu kullaniliyor. Burada biri A derken, digeri B diyor, amac C'dir. Buna sonra TEZ ve ANTI-TEZ, bunlardan olusan sonuca da SENTEZ deniliyor. Bu sonuca „orta yolculuk“ degil, ORTAK YOLCULUK, Teleoloji'deki ulasilmasi gereken HEDEF de diyebiliriz.

RASYONAL Bati insani „ROBOT“lasmisken, DUYGUSAL dogu insani körlesip „FANATIK“lesmistir. Bunlarin sentezi her türlü ideolojiden arinmis ve robot olmayan BILIMSEL, SOSYAL ve AHLAKLI insandir.

FEODALIZM ve KAPITALIZMIN sentezi onlarin karisimindan olusan bir insan degil, tam tersine kendisini o ikisinden arindirmis veya onlarin tecrübesinden olusmus kendi basina YENI bir TEZ olarak ortaya cikiyor. Yani feodalizm ve kapitalizmden olusan YENI INSAN hem o robotik dedigimiz insani hem de fanatiki cürütmüs yeni olan SOSYAL, BILIMSEL, AHLAKLI ve PROGRESSIF insandir diyebiliriz.

Bu baglamda PROGRESSIF insanlar SÖYLENENE degil GÖRDÜKLERINE inanirler. Tipki HUKUKTAKI gibi. Sucu ISPAT edilmeyen sucsuzdur! Hukukun RASYONAL toplumlarda islemesinin nedeni de budur, cünkü BILIME dayaniyor.

ELESTIRI ve ÖZELESTIRIDE diyalektigin kendisidir. Her elestiri YIKICI degil YAPICI olmalidir. Orta-Dogu insani elestiri yapmasini bilmedigi icin, elestiri adi altinda bolca hakaret eder. Insanin gelisimini engelleyen hakaretler, dogmatik düsünceler, asagiliyici ve yikici elestiriler ve buna benzer her davranis bu acidan reddedilmelidir.

Görüs belirtmek, ya da elestirmek demek, baskalarina hakaret yapmak demek degil, bilgi akatarma veya saglama temelinde olmalidir. Hem kendini hem karsisindakini gelistirme eylemi elestiri-özelestirinin özünü olusturur. Bu anlamda mutlak hic bir sey olmadigi icin, herhangi bir teori, ideoloji veya görüste diretmemeye özen gösterirken, herseyi SORGULAmak, KUSKULU OLMAK temel alinmalidir.

ilk etapta karsi görüs ne olursa olsun, SAYGI GÖSTERMEK gerekiyor. Saygisi olan, saygida muhakkak görecektir.

Sevgi dünyayi dönderiyor. Sevginin olmadigi yerde kan gövdeyi götürüyor. Bu dogrudur, fakat herkesi sevmek gerekli olmadigi gibi mümkünde degildir. Boyu, tipi, hic birseyi hosumuza gitmeyen insani sevmeyecegiz, kabullenmeyecegiz, fakat ayni toplumun insani oldugumuzdan tolere ederek herkesi kendi halinde birakmamiz mecburiyken ORTAK talebler icin birlesmemiz zorunludur.

Mesru müdaafanin olmadigi, haksiz siddetin basladigi her yerde onu tolere etmenin siniri asilmistir. Savunma zorunlu olarak -kime karsi olursa olsun- elbette yapilacaktir. zorunlu savunma bir amac degil bir arac olarak ilkin dengeleri saglamak, diyalogun yolunu acarak, haksizligi yokedip, ya da en azindan azaltarak özgür ortamda tekrar uzlasmak icindir.

Örgütlü sömürgeci devletlere karsi savasmak ancak örgütlü bir mücadele ile mümkündür. Diyalaktigi ve doganin kanunlarini esas almadan bu örgütlenmeyi saglamak, Kürdistan progressif insanini yaratmak mümkün degildir.

03. Sîbat (Şubat) 2006 23:20:49:

PS: Bu yaziyi buraya tekrar Sayin Ozan Babo gibi degerli insanlarimizin bizden hakarete ugradiklari icin astim. Biz Orta Dogu'lular cok duygusal oldugumuzdan tartisirken birbirimize karsi cok saygili olmaliyiz diye düsünüyorum. Saygisi olmayan saygida beklemesin. Öte yandan kim kendine ne reva görüyorsa onu baskalari icinde istemelidir.

Ozan Babo!

Bu yaziyi ben 2006'dan evveli yazmistim. Ve öyle tahmin ediyorum ki Progressiv Kürd Insanini yaratmak belkide bu yüzyili alir. Ama bu progressiflerin basinda sen ve senin gibiler gelmektedir. Nanxwer kardesimiz senden özür diledi. Peki "dönek" ne denek oluyor? Yoksa sende mi tipik Orta Dogu insani misin?

Filozan beni iyi dinle lütfen!

Senin gibi, Solaxi, HeK, Hanife, Shexmus, Canbek ve burada ismini sayamayacagim onlarca insanlari biz Kürdistan'da mercekle ariyoruz. Sen burada yazmazsan yazmazsin hic kimse seni zorlayamaz, ama sana hakaret yapildi diye gitmeni vallahi, billehi anlamiyorum.

Selam ve sevgilerimle
Kardesin Alan

[url=http://www.alan-lezan.blogspot.com/]Alan Lezan - Kisa Hikayeler![/url]