بازبدە بۆ ناوەڕۆکی سەرەکی

-TERÖR ÖRGÜTÜ ELEBASI YARGILANIYOR... -SANIK ÖCALAN'A, IDDIANAMEDEKI IDDIALARA ILISKIN SORULAR YÖNELTILDI, TANIK IFADELERI HAKKINDAKI GÖRÜSLERI SORULDU -ÖCALAN: -''ÖRGÜTÜN BIRINCI DERECEDE SORUMLUSU BENIM'' -''ÖRGÜT IÇINDE BAZI KISILER HAKKINDA ÖLDÜRME KARARI VERILDI'' -''YUNANISTAN'DAKI EGITIMLER, 1990'DAN SONRA AGIRLIKLI OLARAK HER KONUDA YAPILDI'' -''ÖRGÜT EGITIMI YUGOSLAVYA'DA YAPILIYORDU'' -''ÖRGÜTÜN IRAN'DA HASTANESI VAR. BURADA TEORIK BILGILER DE VERILIYOR'' -''GÜNEY KIBRIS RUM KESIMI, ÖRGÜT ÜYELERININ GEÇISLERI VE PASAPORT KONUSUNDA YARDIM EDIYOR. BURADAN ÖRGÜTE AKTARILAN PARALAR, KILISELER ARACILIGI ILE VERILIYOR'' IMRALI ADASI (A.A) - Terör örgütü elebasi sanik Abdullah Öcalan, örgütün birinci derecede sorumlusunun kendisi oldugunu bildirdi. Yunanistan'daki egitimlerin 1990 yilindan sonra agirilikli olarak her konuda yapildigini, Iran'da ise örgütün hastanesinin bulundugunu söyledi. Öcalan, Güney Kibris Rum kesiminin ise örgüt üyelerine geçisler ve pasaport konusunda yardimci oldugunu anlatti. Sanik Abdullah Öcalan'a, durusmanin ikinci gününde, iddianamedeki iddialara iliskin sorular yöneltildi, tanik ifadeleri hakkinda görüsleri soruldu. Durusmaya katilmak üzere Ada'ya giden sehit aileleri, yakinlari, gaziler, yabanci temsilciler, basin mensuplari, sanik avukatlari, Öcalan'in yakinlari saat 09.45'te durusma salonuna alindilar. Durusma heyetinin saat 10.00'da salondaki yerini almasinin ardindan, sanik Abdullah Öcalan da salona getirilerek, cam kafesteki yerini aldi. Mahkeme Baskani M. Turgut Okyay, Abdullah Öcalan'in, jandarma, savcilik, ek ifadesi ve yedek hakimlikte alinan ifadelerini okudu. Öcalan, ifadeleri ''serbest iradesi'' ile verdigini belirterek, agir psikolojik durumu nedeniyle, hafiza degisikliginin oldugunu ve bu nedenle ifadelerinde bazi kopukluklar bulanabilecegini söyledi. -''ÖRGÜTÜN BIRINCI DERECE SORUMLUSU BENIM''- Mahkeme Baskani Okyay'in, ''Terör örgütünün kurulusundan bu yana, örgütün baskani misin?'' sorusu üzerine Öcalan, ''PKK'nin kurucusu oldugunu, kurulusundan bu yana baskanlgini yaptigi'' belirterek, söyle konustu: ''Örgütün birinci derecede sorumlusu benim. Ancak yakalandigim ana kadar örgütün birinci derecede sorumlusu bendim. Bazi örgüt üyelerinin bagililiklari halen devam etmektedir. Örgütün eylem ve faaliyetlerinden birinci derecede sorumlu benim. Örgütün eylem ve program yapisi alaninda 1990 yilindan bu yana örgüt içinde bir iç mücadele vardir.'' Sanik Öcalan, ''Örgüt içi mücadele nedeniyle bazi kisilerin öldürülmesi talimatini verdigi yönünde bilgiler'' oldugunu hatirlatan Baskan Okyay'a, ''Bizde bir tüzük var. Tüzüge göre aykiri hareket edenler, örgütce alinan kararlar geregince, merkezde onaylandiktan sonra uygulandigi için, benim çok özel bir emrim olmaz'' dedi. -ÖLDÜRME KARARI- Okyay'in, ''kimler hakkinda öldürme karari verildi?'' sorusunu yanitlayan sanik, örgüt iç yapi mücadelesinde (Betin) kod adli Sahin Beliç, (Cemal) kod adli Cemil Isik ile Semdin Sakik gibi kisiler hakkinda öldürme karari verildigini anlatti. Öcalan, örgüt disinda bir çizgi izledikleri için öldürtme talimati alindigini söyledi. Sanik Öcalan, bu sekilde kaç kisinin öldürüldügünü kesin söyleyemeyecegini, ancak tahmini olarak örgütün bu yolla cezalandirdigi ''onlarca kisi'' oldugunu kaydetti. Öcalan, bunun bir iç çatisma oldugunu dile getirdi. Abdullan Öcalan, bizzat emir verip vermediginin sorulmasi üzerine, ''Kesinlikle örgüt üyelerine ben kisi adi vererek, öldürülme talimati vermedim. Benim evli oldugum Kesire Yildirim, merkez üyesidir. Kongerede ölüm karari çikti, ancak ben bunu uygulatmadim. Halen kendisi galiba Isveç'te yasiyor'' diye konustu. -OLOF PALME'NIN ÖLDÜRÜLMESI- Sanik Öcalan, 7 Agustos 1984'te Almanya'da bir örgüt mensubunun öldürülmesi talimatini verdigi gerekçesiyle hakkinda giyabi tutuklama karari çikarildigini hatirlatan Mahkeme Baskani'na su karsiligi verdi: ''Olof Palme cinayeti dahil, Avrupa'daki bir çok cinayet bana yüklenmek istendi. Bu eylemlerin talimatinin benim tarafindan verildigini söyleyen örgütün üst düzey kisileri, bana karsi muhalif olanlardir.'' Okyay, ''Bak bunu iyi dinle... Isveç'in PKK'dan ayrilanlara siginma hakki vermemesi üzerine konusma yapmissiniz ve Olof Palme'nin öldürülmesi emrini vermissiniz'' sözleri üzerine sanik Öcalan sunlari söyledi: ''Bu bana yüklenen bir komplodur. Avrupa'da PKK, provokatif biçimde siddet eylemlerine karistirildi. Palme olayinda bunun rolü vardi. O dönemde Avrupa sorumlusu Ali Çetiner'dir. Isveç'te yakalandi. Isveç ve Alman polisiyle çalistigi kanisindayim.'' Baskan'in, ''PKK'nin yayin organlarinda Palme'nin öldürülmesiyle ilgili yazinizin etkisi olmadi mi?'' sorusunu ise Öcalan söyle yanitladi: ''Hayir. Bu yazilari bana göstersinler. Bu yazilari yazan Hüseyin Yildirim'dir. Kendisi örgütün dis iliskiler sorumlusudur. Yazisinda, Olof Palme'yi tehdit ediyor ve (basina gelecekleri görür) seklinde sözler kullaniyor. Böyle bir emri ben vermissem, bunun yayinlanmasini Hürriyet Gazetesi'nden istedim, ama yayinlamadilar. Palme'yi PKK Rejin Örgütü'nün öldürdügü yolunda bilgiler aldim. Bu örgütü Kesire Yildirim ve Hüseyin Yildirim kurdu, gelistirmek istedi. Genellikle Avrupa'da faaliyet gösteriyor.'' -PKK'NIN YUNANISTAN ILE TICARI ILISKISI- Öcalan, bir baska soru üzerine, küçük çocuklarin kaçirilarak daglara çikarilmasini kendisinin engelledigini, ancak buna ragmen kaçirilanlar olsa bile ailelerine geri gönderildigini iddia etti. Öcalan, ''Genelde, 17-18 yasindakilerin altindakileri örgüte almiyorduk. Ancak bunun bazi istisnalari olabilir' seklinde konustu. Okyay'in, ''Örgüt agir silahlari nereden aliyor?'' sorusunu da Öcalan, söyle cevapladi: ''Bu konuda ticari yöntem devrededir. Teknik konularda temsilcim vardir. Birisi Fethi Demir'dir. Yunanistan'in agir silahlarin alimindaki yardimi daha çok ticari anlamdadir. Örgüt mensuplarinin egitimi Yugoslavya'da yapiliyordu. Ben Yunanistan'a, Suriye'den çikmadan önce hiç gitmedim. Yunanistan'da gaz egitimi yapildigi konusunda bilgim yok. Gaz egitiminin Yunanistan'da PKK üyelerine verildigi söylendi. Ayrica bazi teknik malzemelerin saglandigini duydum. Ama tekrar ediyorum, Yunanistan'a kesinlikle gitmedim. Yunanistan'daki egitimler 1990'dan sonra agirlikli olarak her konuda yapilmaya baslandi. Buralarda egitim görenler kirsala uçaklarla geliyorlardi. Uçaklar bazen Sam, bazen Lübnan, bazen de Iran üzerinden geliyordu.'' -IRAN'DA ÖRGÜT HASTANESI- ''Iran'da terör örgütünün egitim kampi olmadigini'' bir soru üzerine söyleyen Öcalan, ancak burada örgütün hastanesinin bulundugunu kaydetti. Burada teorik bilgiler verildigini ve bu durumun Iran yetkilileri tarafindan bilindigini anlatan Öcalan, Iran üzerinden örgüte sevk edilen silahlarin bir çoguna bu ülkenin el koydugunu ifade etti. -KILISELERDEN PARA YARDIMI- El konulan silahlar arasinda füzelerin de bulundugunu bildiren Öcalan, baska bir soru üzerine, Güney Kibris Rum Kesimi'nde çok zayif bir temsilciliklerinin oldugunu, burada askeri egitim ve kampin bulunmadigini kaydetti. Öcalan, ''Sadece örgüt üyelerinin geçisleri ve pasaport konusunda yardim ettiklerini, buradan örgüte aktarilan paralarin ise, kiliseler araciligiyla verildigini'' söyledi. Sanik Abdullah Öcalan, '' Ben yakalandigimda üzerimde bulunan sahte pasaport, Atina'daki temsilcimiz tarafindan Güney Kibris Rum kesiminden temin edildi'' dedi. Sayfa basi -MAHKEME BASKANI OKYAY: -''BASKA KIMSELERIN DESTEGINE IHTIYACIN OLMASIN. ÖZGÜRCE DAVRAN, ÖZGÜRCE HAREKET ET'' -SANIK ÖCALAN:''KARADENIZ'DE TÜRKIYE DEVRIM PARTISI, TIKKO, DHKP-C ve DEVRIMCI HALK PARTISI ILE LOJISTIK DESTEK SEVIYESINDE ILISKIMIZ VAR'' -''INGILTERE ÜZERINDE DURMAK ISTIYORUM. INGILTERE KENDINE GÖRE KÜRT ÜZERINE DERIN BIR POLITIKANIN SAHIBIDIR. BU ÜLKE BAZILARINI YANINA ÇEKER, BAZILARINI ISE HARCAR'' -''YUNANISTAN ÖNCELIKLE BENIM IÇIN GÜNEY AFRIKA'DAN PASAPORT TEMIN EDECEKTI, SONRA BIR BAKTIM GÜNEY AFRIKA ISI DE YOK. BANA YALAN SÖYLEDILER'' -''ÖRGÜTÜN 200 MILYON DOLAR CIVARINDA PARASI VAR'' -''ASALA ILE 1980'LERDE ILISKILERIM OLDU'' -''ERMENISTAN'DA ÖRGÜT TEMSILCILIGIMIZ VAR'' IMRALI (A.A)- Terör örgütünün elebasi sanik Abdullah Öcalan, Karadeniz bölgesinde Türkiye Devrim Partisi, TIKKO, DHKP-C ve Devrimci Halk Partisi ile lojistik destek seviyesinde iliskileri bulundugunu söyledi. Öcalan, ASALA örgütü ile 1980'li yillarda iliskilerinin oldugunu da bildirdi. Sanik Öcalan, Mahkeme Baskani Okyay'in örgüte silah temini ile ilgili sorusu üzerine, ''Körfez Savasi'ndan sonra Irak'ta çok sayida silah satiliyordu. Füze dahil herseyi almak mümkündü. Kanas suikast silahlarini da buradan aldi'' diye konustu. Bir baska soru üzerine Öcalan, yakalandiktan sonra kendisini ziyarete gelen kardesinin ve yakinlarinin kendisinden,''cesur olmasini istediklerini'' söyledi. Bu sözler üzerine Okyay tepki göstererek, ''Baska kimselerin destegine ihtiyacin olmasin. Özgürce davran. Özgürce hareket et'' dedi. Abdullah Öcalan da dünkü savunmasinda baris ve kardeslik çagrisinda bulunurken içinden geleni söyledigini iddia ederek, ''Bu korkudan degildir'' diye konustu. -TERÖR ÖRGÜTÜNÜN PARASI- Mahkeme Baskani Okyay'in sorusu üzerine, terör örgütünün elebasi, örgütün parasinin 200 milyon dolar civarinda oldugunu söyledi. Örgütün uyusturucu ticareti yapip yapmadigi seklindeki soruyu yanitlarken de Öcalan söyle konustu: ''Uyusturucu bir insanlik suçudur. Ancak bazi örgüt temsilcilerimiz uyusturucu kaçakçilarindan bagis adi altinda para almis olabilirler. Bu Avrupa'da da böyledir. Örgüt içinde uyusturucu isiyle bilerek ugrasmayi en agir suç olarak kabul ederiz. Hatta ben sigarayi bile yasakladim. Örgüt üyelerinden yurt disinda uyusturucu isine yaygin olarak katilanlar olabilir.'' -UYUSTURUCU- Okyay'in Suriye Devlet Baskani Hafiz Esad'in kardesi Rifat Esad'la görüsüp görüsmedigini sormasi üzerine Öcalan, görüsmedigini söyledi. Yunanistan Kamu Düzeni Bakanligi tarafindan hazirlanan raporda, Rifat Esad'in uyusturucu kaçakçiligi yaptigi seklindeki iddianin Yunanistan'in bir yalani oldugunu öne süren Öcalan, baska bir soru üzerine, Iran'da PKK'nin uyusturucu imalathanesi bulunmadigini, bu yöndeki ifadelerin dogru olmadigini savundu. Müdahil avukatlarindan Cahit Torun, Istanbul DGM'de yargilanan Hursit Han'in uyusturucu kaçakciligina yardimci olduklari için PKK'ya yilda 1.5 trilyon lira verdigini söyledigini hatirlatmasi üzerine, sanik Öcalan böyle bir seyin söz konusu olmadigini iddia etti. Öcalan, ''Yalniz büyük kentlerde PKK'nin adini kullanarak uyusturucu sebekeleri kuruldugunu biliyorum'' dedi. Öcalan, Hüseyin Baybasin ile PKK'nin iliskisi olup olmadigi sorusuna ise Baybasin ile televizyon kanalinda bir görüsmesi oldugunu, bu görüsmede Baybasin'in 1990 yilindan sonra uyusturucuyla iliskisi kalmadigini söyledigini kaydetti. Baybasin'in Türkiye'de bulundugu sirada PKK'nin Lice'deki örgüt yapisina bagislari olabilecegini kaydeden Sanik Öcalan, baska bir soru üzerine de, Baybasin'in MED Tv'nin yüzde 40'ina ortak oldugunu zannetmedigini ve böyle bir bilgisinin bulunmadigini savundu. Baskan Okyay'in, ''Bakü-Ceyhan Petrol Boru Hatti'nin geçecegi yerlerde istikrarsizlik yaratmaya yönelik faaliyetlerle ilgili herhangi bir devletten talimat aldiniz mi?'' sorusuna Öcalan, böyle bir talimat almadigi, bu yönde bir eylem de olmadigi yanitini verdi. -KARADENIZ- Okyay'in, terör örgütün Karadeniz'e açilma amacini sormasi üzerine Öcalan, söyle konustu: ''Bu bölgede PKK ile dostluk içinde olan bazi gruplar vardir. Bizim onlarla iliskimiz lojistik destek seviyesindedir. Bu gruplar Türkiye Devrim Partisi, TIKKO, DHKP-C ve Devrimci Halk Partisi'dir. Bu örgütler bizden destek talebinde bulundular ve bizim örgütümüz bu örgütlere egitim destegi verdi. Ancak, bu örgütlerle iliskilerimiz fazla gelismis degildir.'' -ASALA VE ERMENISTAN- Müdahil avukatlarindan Cahit Torun'un ASALA ile PKK'nin bir baglantisi olup olmadigi yolundaki sorusunu Öcalan söyle yanitladi: ''Asala ile 1980'lerde iliskilerimiz oldu. Bu örgütle bizzat benim de görüsmem oldu. Daha sonra örgütün kendi içindeki anlasmazliklari ve bizim örgütümüzle eylem farkliligi nedeniyle iliskimiz kesildi.'' Sanik Öcalan, baska bir soruyu yanitlarken, Ermenistan'da örgüt temsilcilikleri bulundugunu ve bu ülkede örgüte maddi destegin halktan saglandigini bildirdi. Öcalan, ''Devlet resmi iliskiye girmiyor, ama bizim faaliyetlerimize de sesini çikarmiyor. Birçok ülke bu yöntemi uyguluyor'' diye konustu. -INGILTERE- PKK ile Ingiltere iliskilerinin sorulmasi üzerine Öcalan, söyle devam etti: ''Konusmalarimda Ingiltere üzerinde durmak istedim. Ingiltere Faysal Dunlayici'yi (PKK'nin Avrupa sözcülerinden) parlamentoya davet etti. Daha sonra ise Dunlayici Ingiltere'de 4 yil tutuldu. Ingiltere kendine göre Kürt üzerine derin bir politikanin sahibidir. Bu 150 yildan beri yasaniyor. Bu ülke bazilarini yanina çeker, bazilarini ise harcar. Bize de böyle bir yaklasim göstermesinden hep endise duydum.'' -YUNANISTAN- Baskan Okyay'in, Yunanistan'in, Seysel Adalari'na gitmesi konusunda para verip vermedigi sorusu üzerine, Yunanistan'in para verdigini duydugunu söyledi. Öcalan, ''Yunanistan öncelikle benim için Güney Afrika'dan pasaport temin edecekti. Sonra bir baktim Güney Afrika isi de yok. Bana yalan söylediler'' diye konustu. Pasok Milletvekili Mihalis Haralanbidis'in PKK'dan ne istedigi sorulmasi üzerine sanik Öcalan, ''1987-1988'de bu kisiyle Bekaa'da bir kez görüstüm. Bana dostluktan bahsetti, ancak bizden bir talebi olmadi. Bu kisi, Bekaa'ya bir gazeteci grubuyla gelmisti'' dedi. Örgütün kurulusunda hangi ülkelerin yardimda bulundugu sorusu üzerine Öcalan, baslangiçta Filistin Kurtulus Örgütü'nden destek aldiklarini söyledi. Öcalan, ''Bizi kamplarinda egittiler. Suriye ise bizimle resmi bir iliski kurmadi, ancak herhangi bir engellemede de bulunmadi'' diye konustu. Öcalan, terör örgütünü Suriye ve Yunanistan'in kullanip kullanmadigini soran Mahkeme Baskani'na su karsiligi verdi: ''Süphesiz kendi genel politikasi içinde PKK'yi kullanmak istedi. Ayrica biz de degerlendirdik. Karsilikli olarak birbirimizi kullandik. Bu politik bir durumdur.'' Baska bir soruyu yanitlayan Öcalan, Yunanistan'in örgüt mensuplarini bomba egitimi dahil her türlü konuda egittigini, eylem için her türlü malzeme ile Türkiye'ye gönderdiklerini söyledi. Orman yanginlari konusunda herhangi bir emiri kesinlikle vermedigini, turistik bölgelerde eylemler konusunda özel bir emri olmadigini iddia eden sanik Öcalan, ancak örgüt mensuplarinin kendi inisiyatifleri dahilinde turistik bölgelerde bazi eylemlerde bulunduklarini söyledi. Kirikkale Silah Fabrikasi'nin sabote edilmesi konusunda net bir bilgisi olmadigini anlatan Öcalan, bazen Elazig, bazen de Diyarbakir sorumlularinin yaptiginin söylendigini anlatti. Sayfa basi -SANIK ÖCALAN: -''PKK, INSAN TICARETI YAPMIS OLABILIR'' -''ÖRGÜTÜN, HOLLANDA'DA SIYASI EGITIM MERKEZI VAR'' -''IHD'YE BAGIS YAPMADIK, ONLAR DA BIZE YARDIMDA BULUNMADI'' -''PKK'DAN BOSALAN YERI IBDA-C VE HIZBULLAH DOLDURMAYA ÇALISTI'' -''KÜRT PARLAMENTOSU BENIM TALIMATIMLA KURULDU'' -''BINGÖL'DE 33 ERIN SEHIT EDILMESI, 1993 ATESKES SÜRECININ BOZULMASINDA ÖNEMLI BIR ROL OYNADI'' IMRALI ADASI (A.A) - Terör örgütü elebasi sanik Abdullah Öcalan, yurt disindaki ülkelerde insanlara siginma hakki verilmesi, is temin edilmesi konusunda bazi derneklerin yardimci oldugunu belirterek, ''PKK, insan ticareti yapmis olabilir'' dedi. Durusmada bir soru üzerine Öcalan, yurt disinda onlarca dernek bulundugunu ifade ederek, yurt disindaki insanlara siginma hakki verilmesi, is temin edilmesi konusunda yardimci oldugunu, PKK'nin da bu boyutta insan ticareti yapmis olabilecegini bildirdi. Hollanda'da evler tutarak, egitim yaptirdiklarini anlatan Öcalan, ''Örgütün siyasi egitim merkezi olan Hollanda'da, bu faaliyetlerden yetkililerinin de haberi olabilir'' diye konustu. Öcalan bir soru üzerine, örgütün Isviçre'de MED Tv'ye finans kaynagi saglamak için bazi kuruluslari oldugunu anlatarak, bu tip kuruluslar yoluyla Isviçre bankalarina para yatirilmis olabilecegini, kimin adina ve kim tarafindan yatirildigini bilmedigini söyledi. IHD ve Mazlum-Der ile iliskileri sorulan Öcalan, bu derneklerin sorumlulariyla herhangi bir iliskisinin olmadigini ifade etti. Öcalan, ''Sadece askerleri alma konusunda heyet olusturdular. O zaman, (bu tip faaliyetlerin gelistirilmesinin iyi bir jest olabilecegini) söyledim. Biz, IHD'ye bagis yapmadik, onlar da bize yardimda bulunmadi'' diye konustu. -YURT DISI ÖRGÜTLER- IRA, Japon Kizilordusu, ETA, Hizbullah, IBDA-C, Kizil Tugaylar gibi yurtdisi örgütlerle iliskilerinin bulunmadigini savunan Öcalan, ''IBDA-C ve Hizbullah'in, PKK'dan bosalan yerleri doldurmaya çalistigini'' ileri sürdü. Öcalan, diger bir soru üzerine, Libya'da, 1980'lerde Türk isçilerinin çok yogun oldugu dönemde, güçlü bir örgütleri bulundugunu, ancak simdi sempatizan düzeyinde bir iliskinin oldugunu anlatti. Öcalan, baska bir soru üzerine de söyle konustu: ''Sendikalarla herhangi bir iliskimiz yok. Parti genel baskanlarindan 1993 yilinda ateskes denemesi sirasinda, Hatip Dicle ile görüstüm. Görüsme baris sürecine iliskin. Dogu Perinçek ile saniyorum 1987'de görüstük. Niyeti, bizim temelimizle iliski kurup güç toplamakti. Ideoloji farkliligindan iliski gelismedi.'' Sanik Öcalan, sözde sürgündeki Kürt Parlamentosu'nun kendisinin talimatiyla kuruldugunu ifade ederek, ''Destegimiz oldu. Toplanti kararlari talimatini biz vermedik'' dedi. -33 ERIN SEHIT EDILMESI- Öcalan, diger bir soruya da, Bingöl'de 33 erin sehit edilmesinin sözde 1993 ateskes sürecinin bozulmasinda önemli bir rol oynadigini iddia ederek, ''Bu askerlerin öldürülmesini tasvip etmemiz mümkün degildir'' diye konustu. Durusmada, Diyarbakir DGM tarafindan idam cezasina çarptirilan Semdin Sakik'in 33 askerin sehit edilmesi ve Olof Palme cinayeti konularinda kendisinin talimati oldugunu söyledigini hatirlatan Öcalan, bunun kesinlikle dogru olmadigini savundu. Sanik Öcalan, bir baska soru üzerine, Celal Telabani araciligi ile dönemin Basbakani Turgut Özal ile görüstügünü ileri sürdü. Öcalan, ''Özal'in istemi üzerine tek tarafli ateskes ilan ettik. Özal, ateskes haberini aldiktan sonra Talabani'ye, (10 yildan bu yana ilk defa rahat uyudum) demis'' iddiasinda bulundu. Sayfa basi -SANIK ÖCALAN: -''SURIYE'DE IKEN YER DEGISTIRMEM KONUSUNDA YALÇIN KÜÇÜK'TEN UYARI GELDI'' -''ANAP GENEL BASKANI YILMAZ'IN BANA BU DOGRULTUDA HABER GÖNDERDIGI IDDIALARI KESINLIKLE DOGRU DEGILDIR'' IMRALI (A.A)- Terör örgütü elebasi sanik Abdullah Öcalan, Refahyol Hükümeti döneminde, kapatilan RP'nin Genel Baskani Necmettin Erbakan tarafindan Suriye'deki temsilcilerine iki mektup geldigini ileri sürdü. Öcalan, kendisinin Suriye'de bulundugu sirada yakalanmasi olasiligina karsi, Prof. Yalçin Küçük tarafindan uyarildigini, ancak bu konuda ANAP Genel Baskani Mesut Yilmaz'in kendisine haber gönderdigi iddialarinin kesinlikle dogru olmadigini söyledi. Sanik Öcalan, Mahkeme Baskani'nin bir baska sorusunu yanitlarken, 1996 Nisan ayinda Mesut Yilmaz iktidara geldiginde önce HADEP'ten Recep Doganer aracigiyla Filistin ile Israil arasindaki sürece benzer bir iliski kurulmasini istedigini iddia etti. Öcalan, Yilmaz'in, ayrica bilgisi dahilinde yazar Alev Alatli'nin kendileriyle görüsecegi bilgisinin geldigini ileri sürdü. O zaman Sam'da bir bombanin patladigini ve iliskinin gerçeklesmedigini ifade eden Öcalan, Alev Alatli'nin daha sonra Avrupa'da ''Sahin'' diye bir örgüt görevlisiyle görüstügü yolunda bilgi aldigini kaydetti. -MEKTUPLASMA- Refahyol Hükümeti döneminde de bir mektuplasma oldugunu ve Suriye'deki temsilcilerine iki mektup geldigini ifade eden Öcalan, mektuplarin kapatilan RP'nin eski genel baskani Necmettin Erbakan tarafindan gönderildigini bildirdi. Mahkeme Baskani'nin sorusu üzerine Sanik Öcalan, bu mektubun yaninda olmadigini, ancak arsivde bulundugunu söyledi. Öcalan, ''Araci olarak gazeteci Ilnur Çevik gönderilecekti, ancak bunun yerine mektuplar geldi'' dedi. Daha sonra sanik avukatlarina söz verildi. Sanik avukatlarindan Kemal Bilgiç, Mahkeme Heyetinden Cenevre Sözlesmesi'ne müvekkili Öcalan'in imza atip atmadigi sorusunun yöneltilmesini istedi. Mahkeme Heyeti bu istegi yerinde görmeyerek, soruyu yöneltmedi. Kemal Bilgiç, müvekkili ile hafta içinde durusmaya ara verildigi sirada görüsme olanagi saglanmasini istedi. Mahkeme Baskani, bu talebi ilgililere iletecegini söyledi. Avukat Kemal Bilgiç, terör örgütünün sivillere yönelik eylem yapilmamasi konusunda karar verip vermedigi sorusunun yöneltilmesini istedi. Okyay'in bu yöndeki sorusu üzerine Öcalan, sunlari kaydetti: ''Bizim sivillere yönelik eylem yapilmasi konusunda karar almamiz sözkonusu degil. Biz sivillere yönelik eylemlere karsiyiz. Örgüt içinde dörtlü çete vardi. Ben bu çetyi daha önce açiklamistim. Biz bunlarla çok mücadele ettik. Sivillere yönelik eylemlerin gerçeklesmemesi konusunda çaba harcadik.'' -''YILMAZ'IN HABER VERDIGI DOGRU DEGIL''- Müdahil avukatlarindan Cahit Torun'un ''Yalçin Küçük, operasyonlar olacagi konusunda size bilgi verdi mi?'' sorusunu Okyay saniga yöneltti. Öcalan da, Prof. Yalçin Küçük ile telefonda görüstügünü, yakalanmamasi için Küçük'ün kendisine yerini degistirmesi konusunda uyarida bulundugunu bildirdi. Sanik Abdullah Öcalan, ''Bu konuda ANAP Genel Baskani Mesut Yilmaz'in bana haber gönderdigi kesinlikle dogru degildir'' diye konustu. Sanik Öcalan, bir baska soruyu yanitlarken, Erbakan'in gönderdigi mektupta ekonomik ve sosyal paket açilmak istenildigi, siddet ortaminin bunu engelledigi ve kendilerine ''bunu durdurursaniz iyi olur'' denildigini anlatti ve kendisinin de bunu kabul ettigini söyledi. Terör örgütü elebasi Öcalan, Basbaglar köyü katliami ile ilgili bir soru üzerine, Basbaglar köyü'ndeki katliamdan kendisinin haberinin olmadigini ve bunu tasvip etmedigini savndu. Öcalan, katliamin sorumlusunun doktor Baran oldugunu iddia etti. Okyay'in, ''Örgüt mensuplariyla irtibatinizi nasil sagliyorsunuz?'' sorusu üzerine Öcalan, telsiz ve telefon görüsmeleriyle sagladiklarini, arasira da kuryeler kullandiklarini anlatti. Mahkeme Baskani Turgut Okyay, sanigin nüfus ve sabika kaydinin, periyodik olarak yapilan saglik kontrollerine iliskin raporlarin ve maktüllerin otopsi tutanaklarinin geldigini söyledi. Sanik Öcalan da, periyodik olarak doktor kontrolünden geçirildigini ifade ederek, gelen belgelere bir diyeceginini olmadigini belirtti.

Plain text

CAPTCHA This question is for testing whether or not you are a human visitor and to prevent automated spam submissions.