Türk toplumu, katır soyu gibi kısırdır. Aydın doğuramıyor. Sistem bunun engeli. Kürdistan kurtulmadığı müddetçe her kim ki Türk toplum bünyesinde adam gibi bir aydın yeşerebileceğini söylüyorsa o başkasından öte kendi kendini kandırmış olur.

Eğer birileri bu düşüncemizi yanlış buluyorsa bize şunu göstermek zorundadır. TC devletinin hassasiyetlerine karşı olduğuna dair veri ortaya dökmek zorundadır.

Düşünün!

Türkiye'de gerçekten Kemalizm başta olmak üzere sistemin temelini oluşturan ve "hassasiyetlerimiz" dedikleri "tek, tek" olarak lanse ettikleri amentülerine istisnalar hariç cepheden savaş açan aydın ve sol var mıdır?

Şu bilinsin ki, sistemin amentülerine cepheden savaş açmayanlar ne aydın, ne sol, ne demokrat, dahası burjuva liberali bile olamazlar.

Onlar, olsa olsa tosun tosuncuk Türk ırkçı kafataçıları olurlar.

Türk ırkçısı, kafatasçısı olmak demek, sadece MHP, TBP, İP, DHKP-C vs. Partilere kaydını yapmakla sınırlı değildir.

Her kim ki, Kürdlerin millet olmanın doğalığında kaynaklanan haklarını savunmuyor, bunun için mücadele veren Kürd milletini desteklemiyorsa bilinsin ki, onlar iflah olmaz Türk ırkçısı, şoveni ve milliyetçisidirler.

Zaten öyledirler. Biz de kendilerini öyle biliriz.

"Eski tüfek," "yeni tabanca" ırkçı, şoven "Türk sosyalistleri," "solcuları" kime hizmet ettiklerini çok iyi biliyorlar. Kuşkusuz bu karşı-devrimci odakların kime hizmet ettiklerini biz de çok iyi biliyoruz.

Bunun somut örneği; kendilerine sosyalist, sol, demokrat diyen odak ve bireylerin, TC Devleti`nin taşeronu olan Abdullah Öcalan'a sahiplenmeleri ve buna karşın Mesud Barzani, Celal Talabani ve diğer Kürd liderlere karşı başlatıkları haçlı seferleridir. Sistemin kendilerine üslendirdikleri özel bir görevdir, bu.

Dikkat edilsin kendisine aydın, solcu, devrimci, sosyalist diyen Türk ırkçı ve şoven miliyetçi takımı TC devletinin kontra örgütü PKK'nin ve liderinin avukatlığına soyunmaları tesadüf değildir.

Bu odaklar, PKK'nin propaganda acentaları haline gelmişlerdir. Bu iş devletin özel görevlilerin işi olsa gerek.

Bunun yanı sıra Genelkurmay ve MİT güdümlü oluşturulan internet siteleri bu konu da yoğun bir faaliyet sürdürmektedir.

Tüm bu odakların aynı frekanstan ses vermeleri niteliklerini göstermektedir.

Bu bir sevdadır. Türk egemenlik sisteminin taşeron örgütü ve liderlerine olan sevdalardır. Bu sevda Kürd milletine olan sevdalarından kaynaklanmıyor. Aksine bu taşeron örgüt ve liderinin Kürdleri, "Türkiye uluslaşması" içinde eritme çabasından ileri geliyor.

Axx Kürdler, bunu bir anlayabilseniz!?

Kürd cephesinde de aynı rezalet yaşanmaktadır. Kürd okur-yazar kesimi de tıpkı Türk cephesindekilerin oynadıkları rolü oynamaktadırlar.

Güce tapıcılık, koltuk, ikbal, rant ve bunun ötesi korkudan ihanete ihanet diyemedikleri gibi, onun savunucusu konumundadırlar.

Hayına, sayın demeyi "akıllı" siyaset bilmektedirler.

Kimi, bunca belge, bulgu ve kanıtta rağmen zamanı değil deyip akıllı takılmaktadırlar.

Kimi de, sürecin hem tanığı, hem mağduru ve de hem sanığı olmasına karşın köşesine çekilip işlenen suçların seyircisi konumundadır.

Bu da, Türk egemenlik sistem sahipleri ve taşeron ihanet çetelerinin danışıklı savaş/barış oyunlarını icra etmelerine sonsuz olanak sunmaktadır.

Halkımızda ağır bedel ödemeye devam etmektedir.

29 Ekim 2014