Fransa’nın Le Matin gazetesinin Londra muhabiri 1890 yılının sonlarına doğru Osman Paşa Bedirxan ile bir söyleşi yapıyor. Bu söyleşinin bazı bölümleri o dönem Paris’te redaksiyonun da G. Clemenceau, Anatole France ve Jean Jaures’in bulunduğu „Pro Armenie“ adlı dergide yayınlamıştır.(aslında Osman Paşa Bedirxan’ın İngiliz ve Fransız gazetelerine verdiği demeç ve yaptığı tüm söyleşileri derlemek iyi olur)
Pro Armenie „Kürdler ve Sultan“ anabaşlığı altında yayınladığı yazıda Osman Paşa’yı Bedirxan’ın 40 erkek çocuğundan biri olduğunu ve Osmanlı Sultanı tarafından gıyabından ömür boyu sürgün cezasına mahküm olan Abdulrahman Bedirxan’ın kardeşi olduğunu söyledikten sonra söyleşiye geçiyor.
Osman Paşa Bedirxan „Ben geçici olarak burada bulunuyorum. Mevsim şartları elverdiğinde bildiğim yoldan yalnızca Avrupa’da değil, Mısır’daki taraftarlarımla Kürdistan’a döneceğiz. Benim halkım Ermenilerle beraber el ele vererek beni bekliyor. Şu anda Kürdler ve Ermeniler gizli bir şekilde silahlanmış ve tek bir vucut gibi ayaklanmak ve Türkiye’ye karşı ölüm kalım savaşına girmek için beni bekliyor ve belki de Osmanlı imparatorluğuna karşı en görkemli mücadele yi destekleyecekler.
Beni ne bir deli ve ne de rüya gören biri olarak görün!! Benim rüyasını gördüğüm Kürdistan ile Ermenistan’ın Türkiye ile olan ilişkilerini kırmak değil, benim isteğim Kürdistan’ı anarşi ortamından ve sosyal aşağılıktan çıkarmaktır. Buna neden olan Türkiye’nin şeref kırıcı sultasıdır, ki uygar milletlerin saflarından uzaklaştırarak savaşçı bir halkı zorba bir rejimin ve yıkıcı ve Türk mutlakiyetçiliğinin aleti haline getirmesidir.
Benim arzum Kürd ulusu üzerinde var olan tartışmasız etkimi kullanarak düzeni, güvenliği ve ulusal onuru yeniden yerleştirmektir. Van, Bitlis, Diyarbakır, Erzurum ve diğer tüm şehirler ve kırsal kesimin tüm halkı benim geri dönüşümümü bekliyor.
Kürdistan’a vardığım zaman farklı alanlarda depoladığımız silahları aldığımızda 100.000 silahlı kişi beni takip edecektir.
Benim Kürdistan topraklarına ayak basmamı engellemeye hiç bir iktidarın gücü yetmez. Benim Kürdistan topraklarına ayak bastığım gün hiç bir iktidarın gücü planlarımı tatbik etmeyi engellemeyemez. Kararlı olduğumu açık bir şekilde ifade ediyorum. Halkım beni bekliyor ve kendisine gideceğimi bilmesini istiyorum.
Güçlü bir halkın görevine layık olacak, kanunlara riayet ettirecek ve elde edilen özgürlükleri koruyacak enerji dolu bir lidere ihtiyacı var.
Halkım benim babama layik olabileceğimi biliyor. Bana gelince biliyorum ki halkım başında her şeyini fedaya hazır sahip olduğu doğal haklar için adaleti yerine getirecek birine layiktir.“( Pro Armenia, 3. Sayı, 25 Aralık 1900 )
Pro Armenia, Osman Paşa’nın projesinin Ermenilere ne getirip getiremeyeceğini şimdiden söylemek zordur diyor. Fakat, eğer bu başkaldırı sözden çıkıp pratiğe aktarılsa sempatimiz Sultan için değil, Osman Paşa için olacak diye yazıyor.
Osman Paşa Bedirxan İngiliz “Daily Mail” gazetesine verdiği demeçte “ Eğer İngiltere Kürdistan’ın stratejik önemini hesaba katarsa , Rusya’nın dominasyonuna giren Türklerden bizi kurtaracaktır. Biz İngiltere’nin yardımını hesaba katıyorum. Zira her halükarda biz Kürdistan’da Rusları değil İngilizleri görmek istiyoruz”(L’Orient, 3.sayı 19 Ocak 1901)
O dönem Paris’te çıkan “Le Matin” Gazetesi’nin Londra muhabiri Stephane Lauzanne Osman Paşa ile ilgili haber ve röportajları geniş bir şekilde gazeteye ulaştırıyor.
Stephane Lauzanne’nın yazıları 1888 yılından beri Osmanlıların çıkarlarını korumayı görev olarak alan “L’Orient” haftalık gazetesinin hedefi haline geliyor.
L’Orient Gazetesi 1901 yılının Ocak ayında çıkan 3 sayısında Nicolaides imzasıyla “Fransız Basını ve Osmanlı İlticacıları” başlığı altında Osman Paşa’yı Osman Paşa’nın babası Bedirxan’ı küçümseyen yazılar yayınladı
Sadece Osman Paşa Bedirxan’ı öven/yeren haberler/söyleşiler Fransız, İngiliz, Ermeni ve Osmanlı basınında çıkmıyordu.. Alman basını da Osman Paşa’ya ilgi duymaya başlamıştı.. Mesela o dönem Münih’te çıkan “ Allgemeine Zeitung” da kervana katılıyor, Sultanı destekleyen Osman Paşa Bedirxan’ın girişimlerini bir İngiliz oyunu Osmanlı devletine Balkan ve Anadolu sorun çıkarmak için olduğunu ileri sürüyordu. ( L’Orient, 3.sayı 19 Ocak 1901)
Osman Paşa Bedirxan’a ilişkin o dönem Avrupa basınında çıkan haber ve röportajları toplayarak yayınlamak özel bir çalışmayı gerektiriyor.. Zaten ana konumuz olan Şeyh Ubeydullah Hareketinden kısa bir süre önce Osman Paşa bir başka Kürd direnişine önderlik ettiği için gündeme getirdim.. Ayrıca Said Çetinoğlu’nun ulusal bilinç ilgili iddiasının sorunlu olduğunu vurgulamak amacıyla Osman Paşa Bedirxan’ın basında çıkan söyleşilerinden bazı alıntılar yaptım. Bu söyleşilerde o “Ulusal bilince” sahip bir Kürd şahsiyetidir. Onun talep ve istemleri tartışılıbilinir.. Ama “ulusal bilince” ve “Kürdistan perspektifine” yabancı olduklarını söylemek pek makul değildir.
Osman Paşa Bedirxan’da bir dizi Kürd lideri ve kadrosu gibi sömürgeci Osmanlı devletinin kurduğu bir tuzağa düşüyor..
Yıllarca Mısır’da yaşıyan ve üst görevlerde bulunan Lord Cromer 1915 yılında yayınladığı “Abbas II” adlı eserinde Osman Paşa Bedirxan’ın trajik yakalama öyküsünü de anlatıyor. Lord Cromer’in verdiği bilgilere göre Osman Paşa Sultan’ın sarayında görevli favorilerindendi... O dönem Osman Paşa’nın Jön Türklere sempatiyle bakmasından dolayı Sultan tarafından azlediliyor. Osman Paşa Mısır’a sığınıyor. Lord Cromer o dönem Kahire’de İngiliz Konsolosudur. Cromer Osman Paşa’ya politik entrikalardan uzak durduğu takdirde güvenliği ve yaşamı için tüm garantileri veriyor. Mısır Hitiv’i Abbas Sultan anlaşarak Osman Paşa’nın Türk polisinin eline düşmesini sağlıyor. Abbas Kürd Prensiyle dostluk ilişkilerini geliştiriyor. Sürekli olarak Abbas Kürd Prensi Osman Paşa’ya Sultan ile görüştüğünü, Sultan’ın hatasını kabul ettiğini el konulan mal, mülk ve servetinin geri iade edeceğini söylüyor.
Hatta bir gün Abbas Osman Paşa’ya Sultan Abdulhamid ile Osman Paşa’ya ilişkin yaptıkları bu yazışmalara dair sözde bir belgeyi de gösteriyor.
Bu arada Abbas II, Osman Paşa’ya daha fazla güven vermek amacılayla o dönemin parasıyla 15.000 Franklık bir çeki kendi eliyle imzalayıp veriyor. Abbas, Kürd Prensine İstanbul’da Sultan mal ve mülklerini iade edene kadar bu parayla geçinirsin diyor. Kürd Prensi cebinde değerli bir çek, Hitiv Abbas’ın kendisine verdiği biz dizi mektupla Türkiye’ye dönmeye karar verdi. Kürd Prensi İstanbul’a gemi ile vardığında hemen Mısır’dan gittiği gemi içinde tutuklandı ve Tripoli’de bir kaleye kapatıldı. Daha sonra Osman Paşa kurtulmayı başarınca Abbas II imzalı çeki bozmak için İstanbul’daki Osmanlı Bankasına gidiyor. Abbas II, Osman Paşa’ya çeki verdikten bir gün sonra Osmanlı Bankası müdürüne yazdığı bir mektupta Osman Paşa’ya verdiği çeki iptal ettiğini bildiriyor.(Revue de Deux Mondes, 1. Mayis 1915)
Sonuç olarak Kürd prensi Osman Paşa’dan bu yana 100 yıldan fazla zaman geçti, onun yaşadığı trajediden ders çıkarılmadığından komedileşerek devam ediyor..
Devam edecek
Kürdistan Tarihinden Ders Almak !