Pala bıyıkları,kaba ve dev vucudu ile Cefo'nun harıl harıl gözyaşları içinde kalışını görünce;elimdeki
zehir-zemberek sıgarayı ayağimın altında ezerek ,gelen geçene çarpa çarpa salondan içeri girdim.
Ufacık,zayıfça ve çirkin mi çirkin bir bayan salonu dolduran kalabığı mat etmiş.Nice
Cefo'lar sus-pus kuzu kesilmiş! Uzayıp giden kaval'ın ardından gelen o müthiş ses,o ufak tefek bayanın sesi idi.
Tüm Kürdistan acısını,ağıdını yüreğine doldurmuş ,şimdi dalga dalga dağıtıyor,kavalın ardından yayıyordu.
"Wi Wi Mho ",dedi kıyamet koptu.Dicle,Fırat durdu,akmadı bir damla.Koca Ağrı dilini yuttu o heybeti ile.
Cefo'ların yüreği Körük çekerken dolu dolu
Siyasi beyer tehdit savururken
İhbarlar'ken biribirlerini kendi sömürgecilerine,
Utanarak sildiler göz yaşlarını ,yurtseverler,sempatizanlar,sıradan Kürtler...
Üstte,siyasi beyler de teslimyet kıran kırana gidiyordu...
Kaval uzadıkça,notalar yağlanıp yol alırken,fırtınalı ses yürekleri bombalıyordu.
"Xezal xezal"...