Skip to main content
Submitted by Anonymous (not verified) on 31 January 2012

1)PKK, PKK'nin magnetik alanı içindeki kesimler, Kemal Burkay, İbrahim Güçlü ve gelişmelere tavır
koyan kesimler arasında yapılan tartışmaları doğru buluyorum. Çünkü, bu toplumda köklü tartışmaların olması şart.

2) Bu tartışmalar esas olarak Türk devletinin çatısı altında kendilerine göre Türkiye için mesele olan
"Kürd sorunu" çözmektir.

3) PKK kendisine bağlı Milletvekililerin hazır bulunduğu Türk devletine bağlı bir komisyonda Burkay ve Güçlü'de katılarak kendi düşüncelerini açıkladılar. Zemin Türk jenosidçi devletinin zeminidir. Türk devleti "adil hakem" durumuna sokulmuştur.

4)Bu tartışmalar, PKK'nin ciddi bir suç dosyasının olduğunu bugün olmasa dahi yarın Kürdler yoğun bir şekilde PKK'nin yakasına yapışacaklar. PKK şu veya bu şekilde silahları bıraktığı zaman bu tartışmalar kıran kırana boutlara gelecektir.

5) Bu tartışmaların içinde olmayanlar dahi takım tutarcasına taraf olmaya başladılar. Bazıları PKK'ye karşı diğer kesimleri suçluyor, diğerleri PKK'yi... Ufuk Türkiyeciliği açmıyor.

6)Burkay ve Güçlü, Komisyondaki konuşmalarında esas olarak PKK ve cinayetleri üzerine durdular. Devletin yaptığı ve milyonlara varan Kürd jenosidinin bir dökümünü yapmadılar. Burkay ve Güçlü Türk devletinin kurduğu pusuya düştüler. Bu bir Osmanlı oyunuydu ve Burkay ve Güçlü bu oyuna geldiler. Çünkü konuştukları zemin Kürd kanıyla boyanmıştı.

7)Burkay ve Güçlü PKK'ye en sert eleştiri yapan Kürdler olarak, devletin zeminine giderek, kendilerini ifade etmeleri bugüne kadar yaptıkları eleştirileri zora sokmuştur. Kürd kitlesi üzerinde iyi etki bırakmamıştır.

8) Bu son tartışmalar Türk devletinin işine yaradı. Türk devleti Apo üzeri Kürdlerin ulusal taleplerini hiçe başka bir değişle "demokratik özerkliğe" indirdiği gibi(en azından azımsanmayacak bir Kürd kitlesi bu alana kaymış), Burkay ve Güçlü'yü de oyuna getirerek Ergenekon ve PKK cinayetleri meselesinde bir eşleşme gitmiştir. Buradan itibaren Türk devletini paklamaya çaışmıştır.

9)Türk devleti çeşitli Kürd politikacılar üzerinden Kürd kitlelerine hitap ediyor ve bu zemini Türk devletine tanımamak lazımdı.

10) Türk devleti ile olan ilişkiler Kürd jenosidini dünya kamuoyuna anlatmak zor duruma sokuluyor.

11)Mevcut olan durumda Kürdler kuyuya sokulmuş ve kuyunun başında Türkler var. Fakat bu seferde Kürdler kendileri kuyuya indiler.

12) PKK'nin gizli görüşmeleri, Burkay ve Güçlünün komisyon konuşmaları Kürdlerin neleri yapmaması gerektiğinin iyi örnekleri dir. Bu tartışmalarda dersler almak lazım.

HeK-not (not verified)

Tue, 01/31/2012 - 23:07

rojeva da Hassan Selah Ocalanist ipotek altinda olan PKK ile Burkay ve Guclu nun hep birden ayni pazarda  ayni gorucuye ciktiklarini yazdi. aradaki fark PKK nin kitlesi ve gerilasi var, otekiler cascavlak. F.Rewani bunu daha guzel bicimde acmis. Turkiye cukurunda debeleniyorlar ve bir birilerini suclarken aslinda kendilerini suclamis oluyorlar. tam bu gunlerde PKK yikilsin yikilmasin tartismasi bu acidan ilginc yikilmasi parcalanmasi gereken kurd siyasetinin gorunen orneklerinin girdigi yoldur aslinda PKK nin onu PKK yapan gerilla ve cawsorlarinin partinin yalakalik yarisinda apo yu papagan gibi taklit eden ust kadrolarinin soylediklerinden cok farkli bir dunyalari var. bu acidan PKK sizofrenik bir yapida. onun kendini TC e sunusu ile gerilla ve cawsorlarca algilanisi taban tabana zit bu ne demek PKK yi yasatan enerji, varolmasini saglayan biokutle farkli bir dunya tahayulu icinde geride aktif olmadan ne oldugu belirsiz bir "baris" lakirdisina yakayi kaptirmis bir kurd kitlesi var ki bunlar halen Istanbul daki irili ufakli isletmelerin kurdistan distributorleri, mutahidler filan falan kavga gurlutu bitsin de nasil biterse bitsin duzeyinden bir kademe yukardalar kurdlere iste rahat halay cekme problemis folklorik bir faktor olma hakki taninsin bunlara yeter bu ekibin onemli bir kitlsel gucu var ve apo da burkay da guclu da bu pazara oynuyor yani sadece bu adamlar degil kurdistan da epey guclu bir kurd kesimi bu politikanin dogmasinin onemli sebeplerinden bunlarin onemli bir kitlenin zihnini bicimleme imkani var TC den sitki siyrlimis kurdlerin ne sayisini ne de caydiricilik gucunu biliyoruz. yukaridaki esraf tayfasinin sesi cikiyor-kurmuslar bir sivil toplum orgutleri sanki sesi cikmayan kesim "civil" degil de asker kurd kamuoyunu bicimleyip duruyorlar mesele sadece apo burkay guclu nun top down curumesi degil bir de isin bottom up yani var. catlak genclerden cikacak issiz geleceksiz hayal kirikliklari ile dolu simdilik biji apo ile buyuduler bu emzik agizlarindan dusunce.... bakalim ne diyecekler esrafin da guney kurdistan da yemlenmesi iyi olur herkesin hayrina olur HeK

Fadil Rewani (not verified)

Tue, 01/31/2012 - 23:16

    Hasan Bildirici tarafından yazıldı. Yazarlar - Nivîskar - Hasan Bildirici Kişinin karakteri, kişinin hayatıdır. Kişi nasıl bir karakterdeyse, hayatını öyle yaşar. Üçkağıtçı bir insandan dürüst bir hayat, dürüst bir karakterden de üç kağıtçı bir hayat çıkaramazsınız. İffetli bir kadın için, "başka erkeklerle düşüp kalkıyor," dendiğinde, kadının şerefine, onuruna ve namusuna laf atılmış olunur. Kadın namuslu da olsa, bu iftiraya inananlar çıkar ve kadının adı kirlenir. Ta ki, kadına iftira atanların namussuzluğu tümüyle ortaya çıkana kadar. Bazen de ortaya çıkmaz, kadın ağır iftira altında yaşamını sürdürmeye çalışır. Kadının yakınları, eğer kadına inanıyorlarsa, iftira atanlarla davalı olur. Bu dava bazen kan dökülmesine kadar gider. İftira kötü bir şeydir. İftira alçaklıktır. İftira atmak alçak kişilere mahsustur. Cezaevlerinde iftiraya uğramış arkadaşlar tanıdım. Adları ihbarcıya ve ajana çıkmıştı. Bu arkadaşlar ne yaptılarsa bu lekeden kurtulamadılar. Böyle sekiz arkadaş tanıyorum ki, tahliye olduktan sonra kendi örgütlerinin en ön saflarında mücadele ettiler ve hayatlarını kaybettiler.Ajan olmadıklarını canlarıyla kanıtladılar. Onlara iftira atan alçaklar ise tahliye olduktan sonra bir daha örgütlerinin semtine uğramadı. Bir insanın, bir muhalifin, bir solcunun, bir Kürtçünün karakterini sınamak istiyorsanız, onun ters düştüğü arkadaşları ve rakabet halinde olduğu örgüt hakkındaki düşüncelerine bakacaksınız. Düşüncelerinde bir tutarlılık yoksa; yalan, karalama ve iftira varsa, o şahıstan her koşulda uzak duracaksınız. İftira kötü bir şeydir. Hukuku oturmuş düzenlerde iftira atanlar, iftiralarını kanıtlayamadıklarında hapis cezasına çarptırılırlar. Kemal Burkay sürgündeyken, PKK'ye yönelik iftiralarını Kürtler arası asılsız gerilimlerin ve geleneksel Kürt içi ilişkilerin bir sonucu sayıyor, çoğu zaman es geçmeyi tercih ediyorduk. Kemal Burkay devlet projesi olarak Türkiye'ye getirildikten sonra işin rengi değişti. Kemal Burkay şimdi katıldığı Türk televizyon programlarında, açıklamalarda bulunduğu gazetelerde ve ifade vermeye gittiği Türk kurumlarında PKK'ye iftira atmayı sürdürürken aynı zamanda işbirlikçilik ve itirafçılık yapıyor. Kemal Burkay Kürt ulusalcılığının kaygılarıyla değil, ruhunda taşıdığı ve hep gizlediğ Türk milliyetçiliğinin ağırlığıyla konuşuyor. Kürtlerde görüş farklılıklarının olması çok normaldir. Bizler görüş farklılıklarının ne olduğunu bilemeyecek kadar cahil ve enayi değiliz. Hangi kimlik ve maske altında olursa olsun devlete uşaklık yapmanın, uşaklık yaparken de direnen Kürdistan çocuklarına iftira atmanın görüş farklılığı olarak yutturulamayacağını bilecek kadar da tecrübelere sahibiz. Kemal Burkay'la ilgili olumsuz duygu ve düşüncelerimi şimdiye kadar bastırıyordum. Ancak şimdi bu duygu ve düşüncelerimi gizleme ihtiyacı hissetmiyorum. Kemal Burkay'ın resmini gördüğümde ve açıklamalarını okuduğumda, Kürde düşmanlık yapan bir Türk yetkilisini görmüş ve okumuş gibi oluyorum. Bu duygunun kötü bir duygu olduğunu biliyorum. Ağır bir yük olduğunu da biliyorum. Ama bizler bu halde isek ve kimlik isteyen milyonlarca Kürt Kemal Burkay'dan nefret ediyorsa, bunun sebebini Burkay'ın kişiliğinde ve yaptıklarında aramak gerekir. Herkes kendi karakterini yaşar. Burkay da kendi karakterini yaşıyor. Kemal Burkay'ın iftira attığı ve aleyhlerinde itirafçılık yaptığı binlerce Kürt şehidinin elini sıkıp gözlerinin içine baktım. Onlar çok saygılı insanlardı. Türk faşizminin bin bir eziyet vererek öldürdüğü Kürtlerin yerden fışkıran kafataslarına barsak konuşan Kemal Burkay şunu çok iyi bilsin ki, Kürdistan yetimleri onun Türk devletine teslim ettiği iftiracı yakasını asla bırakmayacaklar... Kürdistan'ın topal sineğini ona teslim etmeyecekler. Onun içinde olduğu bütün girişim ve oluşumlara kuşku ve güvensizlikle bakacaklar. Kürt toplumu, Kürt sorununu yıllarca sürgünde tutup, daha sonra devlet istediği zaman götürüp sömürgeci ellere teslim eden Kemal Burkay'ın otuz yıllık, yalan, hile ve iftiralarından bıkmıştır. Kürt halkı, kırk yılda hiçbir şey olamamış ve söylediği hiçbir şeyi yapmamış Kemal Burkay'ın Kürdistan halkına yönelik kin ve nefretinden de bıkmıştır. [email protected]

Fadil Rewani (not verified)

Tue, 01/31/2012 - 23:31

Asla böyle usluple  yazı  yazılmamalı. Bu tip küfürnameler ne  Kürd  halkına ve nede   tarafgirlik yapan  insanlara hizmet etmez. Çünkü,   Kürdlerin  sorunlarına  ve Kürdlerin  içine  düştüğü bataklığı  görmüyor.    Birilerine  iyi görünmek için siyasi olmayan ve insanları düşündürmeyen ve  ilk satırına   baktığın zaman boş ver    dedirten bir  yazı. Sanki  dersinki  Hasan'ın  lugatında  Karayılanın  söyledikleri   laflar ve ettiği  küfürlerden  başka    kelime yok. Kürdler  bu zihniyetten kurtulmalı. Kemal ile  aynı batalığın daha derinliklerine   düşmüşleri   paklama   girişimi. Kemal'ın   Türk çamuruna  batması  daha   önceden  gırtlağına  kadar  batanları    aklamaz/paklamaz. Bizim bu zihniyetlerden kurtulmamı  lazım. Ben  Hasan'ın  şu tespitini " Kişinin karakteri, kişinin hayatıdır. Kişi nasıl bir karakterdeyse, hayatını öyle yaşar. Üçkağıtçı bir insandan dürüst bir hayat, dürüst bir karakterden de üç kağıtçı bir hayat çıkaramazsınız. İffetli bir kadın için, "başka erkeklerle düşüp kalkıyor," dendiğinde, kadının şerefine, onuruna ve namusuna laf atılmış olunur. Kadın namuslu da olsa, bu iftiraya inananlar çıkar ve kadının adı kirlenir. Ta ki, kadına iftira atanların namussuzluğu tümüyle ortaya çıkana kadar. Bazen de ortaya çıkmaz, kadın ağır iftira altında yaşamını sürdürmeye çalışır."okuduğum zaman   yazıyı   okuma isteğim bitti. Kadın meselesinde  tutun, diğer  tespitleri hepsi   ayakları havada  kalıyor. Bırakın siyasi  tespitleri   acaba  Hasan   bu dünyada  yaşıyormu diye kendi kendime  soruyorum. Silav û rÊz  Hek, Fadil Rewani

HeK-not (not verified)

Wed, 02/01/2012 - 00:00

haklisin namus kadin vs  bu konularda durum berbat. elegin deligini bu kriterlerler gore yapsak zihinsel atmosferi olusturacak adam kalmayacak ortada. Lenin in rosa luxemburg icin soyledigi bir laf vardir biliyorsunndur aynisi hasan bildirici icin soylenebilir lenin rosa yi kartala benzetir engin goklerde yukseklerdeki kartal filan amam der bazen tavuklardan da asagiya iner. boyle bir durum diyelim gerci herkes icin gecerli bu durum hepimizin tavuktan asagiya indigimiz yerler yok mu? bu kadin meselesinde  carpik gorusun hosgorulmesi anlamina gelmesin oteki mevzulari duzeltelim derken bu mevzuya takatimiz kalmadi hanife de yok ortada ki soyle bir dalsin mevzuya FemKurd un de bu konulara egilimi yok gibi umarim Hassan senin yorumu okurda su ifetli kadin metaforunu bir daha kullanmaz eline gecerse Alexandra Kollentai yi okumasini onerelim "dusup kalkmadigi" (ne demekse?) adam kalmamistir bu muhtesem kadinin. insanlarin cinsel tercihleri, ozel hayatlari, baskalarinin ozgurkugunu kisitlamadigi surece konu olmamali, bu onemli bir ahlaki ilke. hasan bildirici bunu biliyor olmali. kolay gelsin HeK

Add new comment

Plain text

CAPTCHA This question is for testing whether or not you are a human visitor and to prevent automated spam submissions.