Skip to main content
Submitted by Anonymous (not verified) on 25 July 2010

DEVRİMCİ-DEMOKRAT AVUKATLAR GRUBU; KURULUŞUNU, ANA İLKELERİNİ İLAN EDİYOR,
ORTAK PAYDAYI BENİMSEYEN BÜTÜN MESLEKTAŞLARI DOĞAL ÜYESİ SAYIYOR
• Devrimci-Demokrat Avukatlar Grubu; hakları gasp edilmiş ulustan, bütün ulusal azınlıklardan, baskı, zülüm ve asimilasyon politikalarına tabi tutulan dinsel inançların mensuplarından, ataerkil toplum sürecinin eşitsizliğe sürüklediği cinsiyet olan kadından, tahrip riski altındaki doğal çevreden, baraj ve inşaat alanına dönüştürülmek istenen tarihi yapı ve sit alanlarından yanadır. Grubumuz; sınıfsal, etnik, dinsel bir ayrım olmaksızın, gerici resmi ideoloji olan Kemalizm ve ittihatçılıktan; “milliyetçi olan dincilikten” kesin kopuş sağlamış her devrimcinin grubu olduğu gibi, demokrat sıfatını benimseyen her meslektaşımızın da grubudur. Grubumuz;bütün aidiyetlerin haklarına red, inkar ve tepki üzerinden yaklaşan Kemalizm ve ittihatçılık çizgisi yanında, devlet içersinde örgütlü olan kontrgerillacılık(Ergenekonculuk) ile darbeciliği ret ettiği gibi; Milliyetçi dinciliği de red eder.Grubumuz çeşitli alt grup ve bireylerden oluşmakla birlikte, her hangi bir aidiyetin denetimi altına alabileceği bir yapı değildir, ezilen ve hakları gasp edilen bütün aidiyetlerin beraberce yönetimde ortaklaşması kültürünü esas almaktadır.Bu çerçevede sınıfsal, etnik veya dinsel inançları nedeni ile ötekileştirilmiş her aidiyetin sorunlarının sözcülüğünü üstlenerek;bütün siyasi, kültürel, ekonomik, sosyal ve hukuksal haklarının kanuni güvenceye kavuşturulması için mücadele etmeyi esas alıyoruz.Özgürlük; sadece bizim özgürlüğümüz değildir, ötekileştirilen her kesin özgürlüğüdür, başkalarının özgürlüğüdür.Gerçek özgürlük ve kardeşlik hukuku; her aidiyetin (her kesin) özgürlüğünü, hep birlikte talep etmekle gerçekleştirilecek bir değerdir.
• Grubumuz, Baro bünyesindeki diğer üç grup gibi; devleti yönetenlerin iki eli arasındaki iktidar mücadelesinin bir eklentisi ve birleşeni haline gelerek, gerici statüko ile birleşmek yerine, bağımsız ve özgür seçenek olmayı, mevcut statükoyu red etmeyi esas almaktadır.Baromuzun bünyesindeki diğer bütün grupların, andığımız aidiyetlerin sorunlarının çözümünü program ve bildirilerine konu etmedikleri aşikardır. Çağdaş Avukat Gurubu adını kullananların, son on yıllık program ve bildirileri incelendiğinde; sadece yönetimdeki AKP’ye eleştiri götürmekle kendilerini sınırlamış oldukları, buna karşın Kemalizm’e-İttihatçılığ a-Cuntacılığa-Orduculuğa ise hiçbir eleştiri götürmedikleri, öte yandan sorunlarına çözüm önerdiğimiz, ulus, ulusal azınlık ve dinsel azınlıkların hiçbir hakklarına değinmeksizin, var olan statükonun örtük bir parçasına dönüştükleri, ayrılmalar nedeniyle fiziksel açıdan, ve resmi ideolojiye kayma sonucunda da ilkesel yönden temsiliyeti taşıyamaz bir grupçuğa dönüştükleri aşikardır. Gurubumuz hangi sınıfa ve kökene tabi olursa olsun; ötekileştirilen herkesin haklarının hukuksal güvenceye kavuşturulması ortak paydasında (demokrat paydasında) birleşen, ancak payları farklı olabilen bütün avukatların grubudur. Grubumuz bütün aidiyetlerin özgürlüklerinin yasal düzenlemelere kavuşmasından yana mücadele ettiğinden; bütün bileşenleri ile devrimcidir, ve gerçek kardeşlik hukukunu esas almaktadır.Bir meslek kuruluşunun zemininde bulunan grubumuz; sürekli çatışarak ortak demokratik mücadele zeminlerini işlevsiz hale getirerek daraltmakta olan ideolojik fraksiyonların bir koalisyonu olmayacağı gibi, ideolojik-politik çizgilerin üstünlük sağlama ve kendisini var etme alanlarının da, bu tür birlik yapıları(birlikte kurulan yapılar) değil, siyasal partiler ve ilgili partilerin paralel kurumları olabileceğine vurgu yapmaktadır.
• Grubumuz, BM nin ulusların Kendi Kaderini Tayin Hakkı Sözleşmesi çerçevesinde;ulusların kendi kaderini tayin hakkını istisnasız her ulus için savunmaktadır. Bu temelde Devrimci-Demokrat Avukatlar Grubu, Kürt ulusal sorununun, sadece eşitliği sağlayabilme niteliğindeki seçeneklerin sorulabileceği, ve sadece yerli halkın katılabileceği bir referandum ile demokratik barışçıl çerçevede çözülmesinden yanadır.Grubumuz genel anlamda Kafkas halklarının, özelde Çerkezlerin, Gürcülerin, Lazların, Arapların, İbranilerin, Ermenilerin, Asurîlerin (Süryani, Keldani, Nasturi), Pontus’lu Rumların, Çingenelerin, Boşnakların, Arnavutların, Makedonların birer ulusal azınlık aidiyeti olarak kimliklerinin, dil ve kültürlerinin, anadillerinde eğitim haklarının Anayasal ve yasal güvencelere kavuşması için mücadele eder.
• Devrimci-Demokrat Avukatlar Grubu, “Türkiye laiktir, laik kalacak” sloganını sahte bulmaktadır. Kemalist Devlettin laikleşmesi için; Anayasal bir teşkilat olarak düzenlenen Diyanet Teşkilatının kaldırılması, yada devlet yapısının dışına bırakılması, din adamlarının maaşlarının toplumun ortak vergileri üzerinden verilmesi uygulamasının terk edilmesi, devletin resmi(yasal) dinin bulunmaması ve devlet teşkilatının bütün inançlara eşit mesafede konumlanması ile nüfuz cüzdanlarında din hanesinin kaldırılması veya her aidiyetin dininin yazılabilmesi gerekmektedir. Kapatılan Alevi dergahları yanında el konulan arşivler asıl sahiplerine geri iade edilmeli, Madımak müze haline getirilmeli ve hiçbir dinin ibadethanesinin harcamaları kamunun sırtına yüklenmemelidir. Kemalist devletin laik niteliğini kazanabilmesi için, okullarda zorunlu din derslerinin müfredattan çıkartılması, ötekileştirilen inançlara asimilasyon ve baskı politikalarından vazgeçilmesi, Alevi, Tahtacı, Bektaşi, Ezidi inançlarının kanuni güvencelerle tanınması, Müslüman olmayan tüm inanç mensuplarının köylerine cami yapılması uygulamasının terk edilmesi, cemevleri ve qup lerin ibadethane olarak kabul edilmesi zorunludur.
• Laklik, batının tüketim(giyiniş) kalıplarının dayatılması biçimselliği değildir, üniformalı ve tek tip giyinişin esas olduğu güvenlik alanı hariç olmak üzere;istem halinde diğer mesleklerdeki her kamu görevlisinin türban giyme hakkı olmalıdır. Devletin din adamı yetiştirme yükümlülüğü olmamalıdır, ancak İmam Hatipler ve meslek liseleri olduğu sürece, eğitimde ayrı katsayı uygulaması eşitlik ilkesine aykırıdır, kaldırılmalıdır. Hak arama hürriyeti ve adil yargılanma hakkının keyfi tarzda peşinen ortadan kaldırılmaması için YAŞ kararları yargı denetimine tabi olmalıdır.
• Bütün yasal mevzuat, cins ayrımcılığından ve kadın aleyhine getirilen düzenlemelerden arındırılarak değiştirilmeli, siyasi, sosyal ve hukuki zeminde kurulan bütün kurumlarda, kadınların temsiliyetinin sağlanması açısından % 50 kadın kotası getirilmeli, hamilelik dönemi ile doğumdan 6 ay sonra geçen süre açısından, faizsiz ancak geri ödemeli kredi sağlayan bir dayanışma fonu kadın avukatlara tahsis edilmeli ve kreşler oluşturulmalıdır.
• Grubumuz 19. yüzyıldaki egemenlerin değer saydığı “kanunilik” ilkesi yerine, dünyanın hukuksal anlamda geldiği en gelişmiş değerleri daha da ileriye taşıyarak, toplumsal özgürlük alanını genişletme mücadelesi çerçevesinde dinamik olarak gelişebilen“evrensel hukukun üstünlüğü” değerini esas alır. Devletin ideolojisinin yansıması olan kanunlar(kanunilik ilkesi) çerçevesinde; avukatların “kanun adamı” ve Baroların da “devlet kurumu” durumuna düşürülmesini ret eden grubumuz; “hukuk adamı” olmayı ve meslek örgütü olan Barolarımızın da bağımsız “hukuk kurumu” olmasını en önemli değer sayar..Bu değere ulaşabilmeyi ise, ötekileştirilen her aidiyetin hukukuna sahip çıkmaya bağlamaktayız.
• Yapılan Anayasa değişikliklerini destekliyoruz. Ancak bütün aidiyetlerin özgürlüklerini sağlayacak yeni bir Anayasanın yapılması zorunludur. 12 Eylül Faşist Darbesinin ürünü olan, ve değişik tarihlerde yapılmış değişiklikler sonucunda sistematiği bozulan Anayasa ortadan kaldırılmalıdır. Anayasal bir kurum olarak düzenlen YÖK, HSYK, MGK’nın varlığına ve genel anlamda askerlerin siyaset alanındaki vesayetine(yönetimine) de karşıyız.
• Hak arama hürriyetinin, adil yargılama hakkının, yargılama içerisinde silahların eşitliği ile kararların standardizasyonun sağlanabilmesi açısından mücadele edeceğiz. Savunma; yargı erkinin en önemli ayağıdır ve kutsaldır. Savunma hakkının totaliter bir anlayışla kısıtlanmasına, ve yargının sadece hakim ile savcıların devlet adına etkinliğiymiş gibi gösterilmesine karşı da mücadele edeceğiz.Yargının bağımsızlığı yanında, yargı erki içerisinde de savunma erkinin özgürlüğü, bağımsızlığı ve etkinliği esastır.
• Her adliye binasında olduğu gibi, her cezaevi, jandarma ile polis karakolunda avukat görüşme odaları oluşturulmalıdır.Danıştay ve Yargıtay avukat odaları mesleğimizin ihtiyaçlarına göre yeniden düzenlenmelidir. Baroların ilgili odaları düzenlenme ve periyodik aralıklarla kontrol etme yetkisi olmalıdır. İlgili kurumlara girişte avukatın kemer ve eşyalarının çıkartılması onur kırıcı olduğundan, benzer uygulamalara son verilmelidir.
• CMK kapsamında yapılan hizmetler için makbuz düzenlenmiş olmasına rağmen, ücretlerin uzun süre ödenmemesi, savcıların avukatın ita amiri haline getirilmeleri, CMK dosyalarının ücretlerinin asgari ücret altında tutulması, dava dosyalarının fotokopi ve ulaşım masraflarının avukatların sırtında bırakılması da kabul edilemez. CMK ve Adli Yardım hizmetlerinde görev alacak meslektaşlara tevzi edilecek dosyalar eşit ve adil bir sistem dahilinde gerçekleştirilmelidir. Adli Yardım’dan herkesin yararlanabilmesi açısından basın kanalı ile bilgilendirilme yapılmalı, öte yandan bu hizmeterden herhangi bir vergi alınmamalıdır. Adli yardım ve CMK kapsamında ödenen ücretler baronun tavsiye kararındaki ücretlere eşit hale getirilmelidir.
• Hakim ve savcıların kürsüde yan yana bulunması, buna karşın avukatın kürsünün altında oturtulması AİHM’ inde kararlarında belirttiği gibi; yargı erki unsurlarının eşit derecede etkinliği, savunma hakkı, adil yargılanma hakkı ile silahların eşitliği ilkelerinin ihlalini oluşturur. CMK’nın 231/4 maddesinde; avukatların sadece hüküm fıkrası okunurken ayağa kalkacağı düzenlendiğinden, sadece bu aşamada ve savcıların da ayağa kalkması şartı ile avukatların ayağa kalkması uygulamasının Baro tarafından başlatılması zorunludur.
• Bağlı avukat olarak çalışan meslektaşlarımız işçi konumundadır.Avukatın meslek sırrı, işi red etme hakkı, Baro aidatı, telif hakkı, iş akdinin fesih koşulları, çalışma süre ve koşulları, ihbar, önel ile avukatın bağımsızlığını koruyan avukatlık tip sözleşmesinin avukatlık kanunu içinde düzenlenmesi, öte yandan geçen yüzyıldan kalma avukatlık kanununun tümden değiştirilmesi zorunludur.
• Kamu İktisadi Teşebbüslerinde ve Kamu Kurumlarında sürekli-kadrolu memur olarak çalışan bütün avukatların Baro levhasına yazılması zorunlu olmalı, mesleki faaliyetleri sırasındaki giderleri ile Baro aidatları kurmalarınca ödenmeli, özlük haklarının ise denk oldukları hakimlerin özlük haklarına eşit olmalı ve kendilerine uygulanan teftiş sistemi değiştirilerek tabi oldukları kamu kurumunun kanun ve yönetmelikleri de avukatlık kanununa aykırı olmadığı sürece uygulanabilmelidir. Kamu avukatlarının mesleki bağımsızlığı sağlanmalıdır.
• Staj kredileri, avukatların vekaletnamelere yapıştırmak zorunda oldukları pul ücretlerinden sağlanan bir fondan sağlanmaktadır. Avukatlık kanunun 27. maddesi, staj kredisini “Barolarca Yapılacak Yardım” olarak tanımladığına göre, bu kredi meslektaşlar ile dayanışma ve yardımlaşma niteliğindedir. Genç avukatların ağır ekonomik sorunları nazara alınarak; yardımlaşma ve dayanışma niteliğinde olan staj kredisi geri alınmamalıdır. Stajyerlik süresince ücret alamayacağına ilişkin düzenleme emek sömürüsüdür, temel bir hak olan çalışma hakkı ile emek karşılığında ücret alma hakkına aykırıdır, kaldırılmalıdır. Stajyerliğin başlamasıyla birlikte sosyal güvenlik hakkı başlamalı, ve stajyerlikte geçen süre de emeklilik için öngörülen süreden sayılmalıdır. Stajyerler açısından uygulamaya dayanan meslek içi eğitim esas alınmalıdır.
• Mesleğe yeni başlayacak meslektaşlarımızın ruhsatlar açısından ödemek zorunda olduğu Baro ödeneği ile TBB harcının ödenmemesi için düzenleme yapılmalıdır. Mesleğe yeni başlayacak avukatlara devlet bankalarınca düşük faizli kredi verilmesi için düzenleme yapılmalıdır. Ekonomik olanaksızlıklar nedeniyle bürosunu kuramamış avukata; kendi müvekkili ile görüşebileceği, çalışmalarını yapabileceği kütüphaneli-bilgisayarlı görüşme odaları oluşturulmalıdır. Mesleğe yeni başlamış genç meslektaşlarımızın bağımlı işçi haline getiren şirketleşme tümden kaldırılmalı, ya da en azından sınırlandırılarak mesleki bağımsızlıkları korunmalıdır.
• Adliyenin fiziki yapısı engelli meslektaşlarımızın ihtiyaçlarını karşılayacak şekilde düzenlenmeli, avukat odalarından bir tanesi fiziksel ve teknik açıdan bu durumdaki meslektaşlarımızın kullanımına uygun hale getirilmelidir.
• Yasal faiz oranı yıllık %9 iken, Baro aidatı, vergi ve sigorta primleri açısından yıllık %60’oranına varan faiz oranlarının uygulanması hakkaniyet ölçüsüne aykırı olduğundan, faizlerin yasal faiz oranına indirilmesi için çalışma yürütülmelidir.
• Ankara Barosu ABEM’den değil, Adliyenin içinden yönetilmelidir. Başkan odaklı Baro yönetimi yerine, ekip odaklı baro yönetimi benimsenmelidir. Baronun ABAYS üzerindeki vesayetine son verilmelidir.
• Baro, avukatların saatlerce duruşma kapılarında bekletilmemesi için girişimlerde bulunmalı, ücretsiz yabancı dil eğitimi organize etmelidir
• Kaza, vefat, gözaltı, saldırı ve yargılanma durumlarında varolan meslektaşlarımızla dayanışması açısından Acil Durumlar Kurulu oluşturulmalıdır.
• Avukatların vize sıkıntısı yaşamaması ve yeşil pasaport sahibi olması için düzenleme yapılmalıdır.
• Kpss, Açık öğretim ve diğer kurslarda; kurs hocalarının avukat olması şartının getirilmesi açısından çalışma yapılmalıdır.
• Sağlık hizmetlerinin parasız ve kolay ulaşılabilir hale getirilmesi, öte yandan daha kaliteli sağlık hizmeti alınabilmesi açısından, TBB hastanesi kurulmalıdır. TBB sosyal yardım ve dayanışma fonu etkin hale getirilmelidir.
• Baro kurullarında görev almak için, avukatlara yıl bazında kıdem şartı getiren düzenlemeler eşitlik ilkesine, katılımcı ve demokratik Baro anlayışına aykırı olduğundan, kaldırılmalıdır.
• Avukatların iş alanlarının genişletilmesi, ve savunma olmadan yargı olmaz ilkesinin ihlal edilmemesi açısından, özel hukuk davaları dahil, her davada zorunlu müdafilik bulundurulması için düzenleme yapılmalıdır. Gayrimenkul alım satımı, kira kontratı ve vekaletname düzenleme yetkileri avukata verilmeli, alternatif uyuşmazlık çözümü ile belli miktarı aşan sözleşmelerin düzenlenmesinde avukatların bulunması zorunlu olmalıdır. Hak arama hürriyeti ve adil yargılanma hakkının kısıtlanmaması, ve sadece ekonomik olanağı olanların bu hürriyetleri kullanabilir olmaması açısından; yargı harçları kaldırılmalıdır
• Ankara Barosu bağımsız, katılımcı ve demokratik bir anlayış ile yönetilmeli, üyelerinin aktif katılımına ve her açıdan denetleyebilmesine açık olmalıdır. Yönetim anlayışımız;saydamlık, katılımcılık, etkinlik, denetlenebilirlik, hesap verebilirlik, yerindelik, bağımsızlık, tarafsızlık ölçütlerine dayalıdır. Savunma kurumu olan Baro, Grubumuzun yönetiminde;savunma makamına her aşamada sahip çıkacaktır. Bağımsız, özgürlükçü, demokratik, etkin, üretken, Baro için varız. Statükoya eklemlenen Baro değil, özgürlükçü ve yenilikçi Baro için varız. Yasakçı, toplumsal sorunlara sırtını dönen, uysal ve biat eden Baro değil, bağımsız, özgürlükçü, etkili ve bütün toplumsal sorunlara duyarlı Baro için varız.
• Programımızda sıraladığımız ilke ve çalışma konularına katılan her meslektaşımızı siyasi görüşü, etnik kökeni ve dinsel inancı ne olursa olsun devrimci veya demokrat sıfatı içerisinde gördüğümüzden, birlikte örgütlenmeye, mücadele etmeye, yönetimde ortaklaşmaya, istisnasız her aidiyetin özgürlüğünü hep birlikte yaratmaya çalışarak gerçek kardeşlik ve özgürlük hukukunu oluşturmaya, meslek sorunlarını en etkili şekilde çözmeye çağırıyoruz. Diğer gruplar ile gündemlerine birer teferruat yada mütemmim cüz olarak eklemlenen, edilgen, kullanılan, seçeneksiz, programsız, gabin halindeki avukat olmak yerine; seçeneğini ve programını ortaya koyan, kendi gündemini Genel Kurullara taşıyarak zihniyetleri değiştirme sürecini başlatan etkin ve özne avukatların, devrimci-demokrat grubu olarak varız.

DEVRİMCİ-DEMOKRAT AVUKATLAR GRUBU

Add new comment

Plain text

CAPTCHA This question is for testing whether or not you are a human visitor and to prevent automated spam submissions.