Sarı Hoca Kürd jenosidinden sorumlu Cellâtları Yargılayacak!!!
İsmail Hoca, 28 Temmuz günü saat 09.00'da İstanbul 11. Ağır Ceza Mahkemesi'nde olacak.
Bunun kaçıncı mahkeme ve kaçıncı celse olduğunu belki Hoca'nın kendiside bilmiyor ..
Sarı Hoca bir kaç gün içinde 71 yaşında koca bir çınar olarak tüm korku, kaygı ve çıkarlardan uzak gerçek bir aydın ve bilim adamı olarak doğru bildiklerini söylemek için mahkemeye gidecek.
Niçin?
Sarı Hoca „Ulusların kendi geleceğini tayin hakkı ve Kürdler“ diye bir makale daha yazmış.
Ne demiş?
„Kürdler 200 yıldır özgürlük için , özgür bir vatana kavuşmak için mücadele etmekte, bedel ödemektedir. Suriye, İran ve Türkiye Kürdleri baskıyla, zulümle yönetmektedir. Bu baskı ve zulüm süreçlerine karşı özgürlük mücadelesini geliştirmek, Kürdlerin meşru hakkıdır“ demiş..
Şimdi inanıyorum İsmail Hoca tüm enerjisiyle karınca gibi 28 Temmuz tarihli mahkemeye hazırlanıyor..
Kendisini savunmak için mi?
Hayır..
İsmail Beşikçi'yi tüm dünya Kürdlerine ve ezilenlere sevdiren ve kalplerinin derinliklerine yerleştiren olay, İsmail Beşikçi'nin tüm entellektüel yaşamını mazlum ve „sömürge dahi olmayan“ Kürdlere adamasıdır.
Sarı Hoca tüm akademik yaşamı boyunca Kürdlerle ve Kürdistan'ı işgal eden güçlerin durumunu vicdanlı bir aydın olarak objektif bir şekilde ve hiç bir şey dışardan katmadan tespit etti.
Sömürgeci cellatlarına ve katillerine katil ve celat dedi..
Mazlum Kürd'e, mazlum, köle Kürde köle dedi.
Sarı Hoca tam yarım asırdan beri hiç bir kişisel çıkara dayanmadan dünya Kürdlerinin avukatı ve arzuhalcisi oldu.
Bundan dolayı büyük bedeller ödedi.
Yüzyıllara varan ceza istemiyle yargılandı ve 17 yıl hapis yattı. Türk devleti İsmail Hoca'ya yeryüzünü haram ederken, İsmail Hoca ondan kat kat Kürdlerin kalplerinde, ruhlarında kök saldı, dal verdi ve filiz açtı.
Sarı Hoca her zaman Kürdlerin bağımsız ve özgürlük için yürütükleri mücadeleyi Kürdlerin meşru hakkı olduğunu savundu, arkasında durdu ve destek verdi.
Sarı Hoca sadece Kürdlere ve Kürd tarihine ilişkin akademik eserleriyle yetinmedi, aynı zaman Kürdlere ilişkin gündeme gelen günlük tüm sorunlardada tavrına ortaya koymaktan geri durmadı.
Kürdlere ve Kürdistan'a ilişkin gündeme gelen tüm sorunlar ve tartışmalar esnasında, bir çok Kürd gibi de benimde aklımda „acaba Sarı Hoca bu konuda ne düşünüyor?“ fikri geliyor.
Fazla zaman arada geçmeden, yada hiç kimsenin aklının ucundan geçirmediği bir anda Hoca tavrını koyar.
Bir çoklarının nabze şerbet, şartlara ve koşullara uyma ve söylediklerim nasıl karşılanacak? kaygılarıyla omurgasız davrandığı ortamlarda İsmail Hoca tüm milletlerin sahip olduğu haklara Kürdlerinde sahip olması gerektiğini net bir şekilde ortaya koyar.
İsmail Hoca tek başına kalsa dahi doğru bildiği pozisyonlarını açık açık savunur.
Zaten „Kürd“ kelimesinin ağızlara dahi alınmadığı dönemlerde İsmail Beşikçi büyük riskleri alarak bu davanın avukatı ve aydını olarak ortaya çıkmadımı?
O dönem İsmail Hoca dışında kaç kişi Kürdler üzerine açık açık yazıyordu?
Bir kaç Kürd kuşağı İsmail Beşikçi'nin eserleriyle büyüdü...
Sarı Hoca yarım yüzyıl önce Kürdlere ilişkin tarihsel gerçekleri seslendirdiği zaman, ilişkide olduğu Kürdün sayısı bir elin parmaklarını aşmıyordu.
Bugün İsmail Beşikçi tüm dünya Kürdlerinin tanıdığı, saygı gösterdiği ve kendilerinden biri olarak gördüğü bir aydındır.
İsmail Beşikçi'ye destek amacıyla iki açıklama var..
Bu açıklamalardan biri, Türk ve Kuzey Kürd çevrelerinden, diğeri ise Kuzey Kürd çevrelerinden geldi..
İşin ilginç yanı Türkiye'nın sunî sınırları içinden yaşıyan Kürdlerde ve diyasporada yaşıyan Kuzeyli Kürdlerde bu açıklamaları imzalamışlar.
Niçin Güneyli, Doğulu ve Güney Batılı bir Kürd yok?
İsmail Hoca onlarında Sarı Hocası değilmi?
Onlar destek sunmayacaklar mı?
Aslında bu açıklamalarda görünen o ki görünmez bir el bir orkestra şefi gibi Türkiye sınırlarını beynimize ve ruhumuza empoze ediyor.. Bu ise bizde Bourdieu'nun „Habitus“ diye tarif ettiği olaydır.
Kürdistani düşünme konusunda ciddi handikaplarımız var.
Türklerin çizdiği sınırlar ve eksende düşünülüyor.
Dünyanın dört tarafına dağılmış Kuzeyli Kürdlerle ilişkiye geçirilirken, niçin komşusu olan Kürdistan'ın diğer parçalarından arkadaşlarla ilişkiye geçilmiyor?
Bu handikap ciddi bir araştırmayı hak ediyor.
Aslında İsmail Hoca mahkemelik olan bu son makalesinde bu meseleyi gündeme getiriyor ve eleştiriyor.
Sözü Sarı Hoca'ya bırakalım:
„Unutma-Unutturma
Kürdistan sorununda büyük bir unutma-unutturma durumu söz konusudur. 1920'lerde yaşanan bu ağır, çürütücü durumun, Kürtlerin bilincine çarpmadığı görülmektedir. Unutma-unutturmanın en iyi aracı kanımca resmi ideolojidir. Resmi ideolojinin herhangi bir ideoloji olmadığını, devletin idari ve cezai yaptırımlarıyla korunan ve kollanan bir ideoloji olduğunu hatırlamak gerekir. Bölünme, parçalanma ve paylaşılma konusunda büyük bir bellek kaybı vardır. “Kardeşlik” sloganı bellek kaybını gizleyen, kaybı derinleştiren ve yaygınlaştıran bir slogandır. Toplumsal bellek kaybı sadece halkta değil Kürt araştırmacılarda, Kürt aydınlarında da vardır. Bellek kaybı, batılı araştırmacılarda, batı basınında, batılı üniversite mensuplarında da görülmektedir. Batılı üniversite mensupları, batılı araştırmacılar da, Kürtlerin ve Kürdistan'ının bölünmesi, parçalanması ve paylaşılması olgusuna girmemeye büyük bir özen gösteriyorlar. Bölünmeye, parçalanmaya, paylaşılmaya hiç dikkat çekmeden, bu süreci hiç tartışmadan, “Irak Kürdistan'ı”, “İran Kürdistan'ı”, Suriye Kürdistan'ı, “Türkiye Kürdistan'ı” diyorlar. Bilimin, siyasetin ve diplomasinin kavramlarıyla bu durumun eleştirilmesinde büyük yarar vardır. Bu, Kürt düşüncesinin, Kürt aydınının, Kürt basınının, Kürt diplomasisinin, Kürt siyasetinin önemli bir görevi olmalıdır.“
Hoca'nın bu anlatımlarına ne eklenebilinirki?
28 Temmuz'da Sarı Hoca 200 yıldan beri Kürdlere karşı yürütülen kıyımların hesabını sormak için, mazlum Kürdlerin avukatı olarak soykırımcıların temsilcileriyle karşı karşı karşıya gelecektir.
İsmail Hoca'nın küçük ve yaşlı bedeni ile, ama Agiri kadar dik ve onurlu duruşu karşısında Cellatların cüceleşeceği kesin....
Çünkü İsmail Hoca haklı ve onurlu tarafın temsilcisi....
Bu mahkeme cellatların yargılandığı mahkeme olacak...
Yarına kadar Kürdistan'nın diğer parçalarındaki Kürdlere yönelik İsmail Beşikçi'yi desteklemek için bir yazı hazırlayacağım...
Bakalım, İsmail Hoca onlarında Sarı Hocaları değilmi?
Silav û rêz
Aso
İmza Kampanyası