Şeddadi Kürd Devleti Üzerine Notlar(11)
Malazgirt şehrinin defalarca Kürdler, Bizans, Ermeni ve Gürcüler arasında el değiştirdiğini, Türklerin bölgeye gelişlerinden çok önceki sürece tekabul ettiğini vurgulamak gerekir. Şimdi yeniden Şeddadilere dönersek Bizans orduları, Şeddadilerin başkenti Dvin’e karşı giriştikleri genel saldırıda ağır yenilgi aldıklarını biliyoruz. Bu yenilgiden sonra Bizans İmparatoru bir çok yönetici ve askeri kadroyu değiştirmesine rağmen başarılı olamiyorlar.(1045-1046 savaşı) 1047 yılında Bizans devleti ile Şeddadi Kürd devleti arasında bir antlaşma imzalanıyor.(antlaşmanın metnine hâlâ ulaşmadım, sonra bu konunun üzerine durmaya çalışacağım) Böylelik belli bir dönem bir barış süreci yaşanıyor. Bu arada Selçuklularda Kürdistan bölgelerine yönelik akınlara başlamışlardı. Abbasi Halife’si tarafından tanınan Selçukların tarihine girmeksizin(Kürd ve Selçukluların ilişkileri ayrıca değerlendirilmelidir), bir kaç noktaya dikkat çekmek gerekir. Süreç içinde Kürd devletleri Selçuklara bağlılıklarını bildiriyorlar. Merwani Kürd devleti 1049 yılında(İbni El Hibri, Tarikh El Zaman’dan akt Dr. Niştiman age, sayfa 175), Selçuklulara bağlılığını bildiriyor. Bunun peşi sıra Aderbeycan’da kurulan Rewadi Kürd Devleti(1054) ve daha sonra Şeddadi Kürd devleti Selçuklulara bağlılıklarını bildiriyorlar. Bu bağlılık söz konusu olan Kürd devletlerinin bağımsızlıklıklarını yitirdikleri anlamına gelmiyor. Selçukların da zaten o dönemler Kürdlerin bu bağımsız devletlerine son verecek güçleri yoktu. Kürd Mirleri Selçuklulara çok büyük haraçlar vererek siyasi yapılarını koruyabiliyorlardı. 1054 yılında Sultan Tuğrul Bey Rewadi Kürd devletinin bölgesine ve daha sonra Şeddadiler bölgesine girdi. Bu esnada Tuğrul Bey hem Rewadi Miri Wehasuzani Rewadi ile ve hemde Şeddadi Mîri Abusuwar ile görüşmeler yaptı.(Dr. Niştiman, age sayfa 175-177) Şunu vurgulamak gerekir Kürdler Sultan Tuğrul’a bağlılıklarını bildiriyor, fakat bu arada Mısır’daki Fatimilerle ve Bizanslarla da ilişkileri vardı. Sultan Tuğrul’un 1056 yılında Merwanilerin denetiminde olan Cizire üzerine ordularını göndermesinin nedeni Merwani Miri Nasir Ül Dewli’nin Fatimilerle olan ilişkilerinin açığa çıkmasından kaynaklanıyordu. Daha sonra Selçuklulara yüklü haraç vererek Cizire üzerine yapılan kuşatma kaldırıldı.(İbni El Esiri’den akt, Dr. Niştiman, age sayfa, 187) 1054 yılında Sultan Tuğrul Anı şehrine karşı saldırıya geçtiği zaman, Mir Abusuwar hem Selçuklulara topraklarını açtı ve hemde onlarla birlikte büyük askeri bir güçle Anı kuşatmasına katıldı.(İbni El Esiri’den akt Dr. Niştiman, age sayfa 187) 1055-1056 yılları arasında yapılan bu savaşa ilişkin olarak Ernst Honigmann „ Die Ostgrenze des Byzantinschen Reiches“ adlı eserinde şöyle diyor: „Dvin ve Genceli olan Abu Uswar, Selçuklu Sultanı Tuğrul Bey’e bağlılığını bildirdikten sonra , 1055/56 yıllarında Ani şehrine yönelik büyük bir saldırıya geçti. Ani surlarının önünde bir çok ilticacıyı öldürdü. Bunu haber alan Bizans İmparatoru Kostantinos Monomachos, Nikepforos’un komutası altın tüm doğu askeri güçlerini Aplesphares von Tibion(Dvinli Abusuwar’a karşı)a karşı gönderdi. Çünkü o 1047 yılında imzalanan antlaşmayi çiğnemişti. Nikepforos onu demirden yapılan köprüye ve Gence’ye kadar sıkıştırarak, 1047 yılında imzaladığı antlaşmayi yeniden kabul etmeye ve yeğeni Artasyras ile oğlu Fadil’ı esir olarak Bizanslara vermeye mecbur etti“ (Ernst Honigmann ,Die Ostgrenze des Byzantinschen Reiches, 1935, Bruxelles, sayfa 182) Honigmann’ın Bzans tarihçilerinden Kedren ve Skylitz’e dayandırdığı bu değerlendirmede Selçukluların 1055/1056 yılında Ani’ya yapılan saldırıda rolleri yok gibidir. Burada da görüldüğü gibi, Şeddadi Kürd devleti bu savaş sonrası yine 1047 antlaşmasını kabul etmek mecburiyetinde kalıyor. Bu belgede görüldüğü gibi sayın Rohat Alakom’un Kürdlerin İstanbul’a ilk gidiş sürecini Molla Goran’ının 1453 gidişine bağlaması pek yerinde değildir. Bu kaynak’ta Fadlun yada Fadil olarak geçen Mir Abusuwar’ın oğlu daha sonraki süreçte Şedadilerin Kralı II. Mir Fadil olarak karşımıza çıkacaktır. Devam edecek Aso Zagrosi