Osman Sebri, Fransız sömürgecileri tarafından sürekli ve sistemli olarak takip altında alındı, mecburi ikamete tabi tutuldu ve sürgünlere gönderildi. Osman Sebri'nin mecburiyet karşısında kaldığı bir kaç şehri ve ülkeyi vermekten yarar var.
Kopani, Haleb, Hama, Şam, Lübnan, Ürdün'de ise Amman, Ekka ve Mesui(Kızıl denizin kenarında bir yer) ve Filistin bunlardan bir kaç tanesi..
Osman Sebri çektiği eziyetleri, ve sürgünleri şiirleriyle de anlatmıştır. Aslında tüm süreçler boyunca şiir Osman Sebri'nin en yakın arkadaşı olmuştur
Osman Sebri bir şiirinde şöyle diyor:
Ger kuda diçim dibên evîn e,
Ji lewre kesek min nahewîne,
Ne Tirkiye, ne Iraq, ne Iran,
Ne Suriye, ne Filistin û ne Amman,
Hemûyan li erdê xwe kirim der,
Ez hê tu caran nebûme meyûs,
Qesta min ewe bighême armanc,
Ji bona felata Lor û Kurdmanc...
1935 yılında Fransız sömürgecileri Osman Sebri'yi Afrika'ya daha doğrusu Madagaskar'a sürüyorlar.
Her halde çağdaş Kürdistan tarihinde sömürgeci bir güç tarafından Madagaskar'a sürgün edilen ilk Kürd şerefi Osman Sebri'ye aittir.
Osman Sebri Madagaskar'a sürgün edildiği zaman oğlu Welato'daaberindedir. Bilindiği gibi Welato 1970'de Kuzey Kürdistan'da akrabaları tarafından öldürülüyor.(sonra bu ölüm olayına değineceğim.)
Welato o dönem 5 yada 6 yaşındadır. Osman Sebri Amed ile Zinê'ye verdiği söyleşide Madagaskar'da olduğu zaman bir Kürd ile karşılaştığını söylüyor. Söz konusu olan Kürd Osman Sebri'den 20 yıl önce Şam'dan Arap işçileriyle Madagaskar'a gitmiş ve orada siyah bir kadınla evlenerek yerleşmişti.
Ayrıca Osman Sebri'nin anlatımlarına göre Madagaskar'da 3 Kürd köyü varmış.
Bu Kürd köylerine ilişkin olarak Osman Sebri şöyle diyor: „ Fransızlar beni Madagaskar'a götürdükleri zaman orada 3 Kürd köyü vardı. Fakat, dillerini unutmuşlardı. İşte millet böyle darma dağan olmuş ve sahipsiz kalmıştır. Ne kadar büyük bir kayalık varsa gelmiş biz Kürdlerin başına çarpmış... Elbette bu bir istisna değil.. Haksız ,olan biziz. Bir gidip başkalarının adamı oluyoruz. Biz başkaları için ölüyoruz“ ....
Osman Sebri'nin şiirlerine bakıldığı zaman Madagaskar sürgününde yazdığı şiirlerin dışında fazla aşk şiirleri yok.
Bu aşk şiirlerinden birini aktarmaktan yarar var:
Hê warê kû biyan bû,
Yanzde salan ji bo min,
Ne hezkirina delalan,
Ne ser dilk ne yar û jin,
Ew pêl ji emrê şîrîn,
Borî di deryayê xem,
Tev diltengî zîvarî,
Bi dijwarî û elem,
Wekî rêwîyê pir westî,
Bêzar bûbûm ji jînê,
Kê bîr dibir binêre,
Li deftera evînê,
Me got qey derd û kulan,
Arê di dil temirand ,
Çira baharê jînê,
Bi zorbakî vemirand,
Ne dîyarbû ew rê ji min,
Ma bûm di kuncê tarî,
Tim bilêkek bîrkuj
Bihar holê kuta kir...............(uzun bir şiirdir.. Kısa kesiyorum)
Madagaskar, Saint Marie
10.02.1936
Başka bir şiirde 15 Mart 1936 tarihi taşıyan „Daylan“ adlı şiirdir. (Geniş bilgi için Mihemed Mela Ahmed, age 23-26)
Acaba Osman Sebri Madagaskar'da birileribe aşık oldumu? Bu konuda elimizde belge yok. Fakat, Osman Sebri ile ilgili araştırma yapanlardan bazıları bu aşk şiirleriyle ilgili kendi kendilerine soru sormaktan geri durmuyorlar.
Bilinen bir şey var. Oda Osman Sebri Madagaskar'da olduğu zaman Welato ile yaşadığı bir olaydan dolayı bir evlilik meselesi gündeme geliyor.
Bir gün Welato tehlikeli bir iş yapıyor.. Kaptan Osman Sebri'ye çağırıyor ve kendisine durumu anlatıyor.
Osman Sebri Welato'ya kızarak „belki Allah bana daha iyi oğlanlar verir“ diyor.
Welato hemen atılıyor: „Baba sen evlendiğin zaman kaç çocuğun olacak?“ diye sorar.
Osman Sebri'de „iki“ diyor.
Welato: „İsimlerini ne koyacaksın?“
Osman Sebri: „Hoşeng ve Hoşin“
Hatta Welato sordukca Osman Sebri olacak çocuklarının fiziki yapısını da tarif ediyor.
Welato küçük bir yaramazlık yaptığı zaman Osman Sebri „Ah ne zaman Hoşeng ve Hoşin gelecek“ diye laflar ediyormuş..
Welato'da 5 yada 6 yaşlarında olduğundan dolayı bu lafları duyduğu zaman yümüşüyormuş.
Fakat, Welato arada bir Osman Sebri'ye „niye evlenmiyorsun? Evlen de çocuklar gelsin“ diyormuş..
Osman Sebri'de Welato'ya „annen memleketedir, ben nasıl evlenebilirim“ diyormuş.
Bundan on yıl sonra Welato'nun annesi vefat ediyor ve Osman Sebri evleniyor. Gerçek'ten de Osman Sebri erkek çocuklarına Hoşeng ve Hoşin isimlerini veriyor.
Daha sonra Fransız devleti Kürdlere karşı kısmen yumaşamaya başlıyor ve 1937 yılında Osman Sebri'yi geri dönmek için serbest bırakıyor. Osman Sebri ilk önce Lübnan'a ve daha sonra Şam'a gelip yerleşiyor.
Osman Sebri faaliyetlerini durdurmuyor.. Şam'a yerleştikten sonra „Yekitiya Xortan“ adlı oluşuma gidiyor Osman Sebri bir yandan Kürd gençlerine latin Alfabesiyle Kürdçe öğretiyor ve diğer yandan ise onlara Kürd ulusal düşüncelerini aktarıyor.(M.M. Ehmed, age sayfa 26)
Osman Sebri 1930-1938 yılına sürekli sürgünlerde yaşadı. Bu arada Xoybun ile ciddi ilişkileri sürdürücek durumuda yoktu. Zaten Osman Sebri 1932 yılında Hawar Dergisine yazdığı „Li Goristaneka Amedi“ adlı makalesinde Xoybun'u eleştiriyordu. Fransız devleti Osman Sebri gibi Ararat Devrimi'nin HAWAR'ına gitmek için „İlk Kurşunu“ sıkan Osman Sebri gibi birinin Xoybun'un saflarında etkili olmasını istemiyordu.. Fransızlar kendisine ağa olarak köy/köyler vermek istemelerine rağmen Osman Sebri yapılan önerileri reddetmiş Kürdistan Ulusal Kurtuluş Mücadelesine angaje olmuştu... Fransızların bilgisi dışında Dersim yolculuğu, mecburi ikamete tabi tutulduğu Reqa'dan kaçarak Suruç çevresindeki karakolları basması Fransızların kara listesine „iflah olmaz Kürdçü“ olarak yerini almıştı.
Devam edecek.
Aso Zagrosi