Forum aşağısında Bekaa'da Öcalan ile olan anılarını yazıya döken
eski bir PKK'linin çalışmasına aften Hanife adlı katılımcı 'iyi' bir çelişki
yakalıyor.
Çelişkinin içeriği ise;
eski PKK'linin şimdi sitem ve nefretle anlatığı Öcalan'ın o sapıklıklarının
zaten kendisi Öcalanın militanıyken de bunların
yaşandığını ve o zaman neden doğal karşıladığı,
bunun ardında bir zaman sonra örgütten ayrılmasıyla
geçmişte Öcalan ile ortak yaşanan o olayların neden bügün
bu militanın tuhafına gittiği ve miğdesini bulandırdığının zıtlığı ve çelişkisi..
İyi bir nokta.
Ama içeriği hiç bir zaman tam anlaşılmayacak bir karanlık nokta.
Hele hele Hanife adlı katılımcının çok uzaktan olan gözlemci bakış
açısı, batılı oryantal ele alış tarzıyla hiç mi hiç anlaşılamaz.
Ben kendim Bekaa'da kalmadım, ama tüm eğitim süreçlerim
Öcalanın kitapları ve video çözümlemeleriyle geçti.
Yani önderlikle sabahları kalkıyor yine akşamları önderlikle yatıyorduk.
Gençtim, Öcalanın konuşmaları, davranışları, yanımdaki genç bayan
yoldaşlarımın Öcalana olan asimetrik aşkları!!.....filan
taa o zaman da bilinçaltım bir şeylerin ters gittiğini söyluyordu.
Ama hala bügun de tam olarak anlayamadığım o karanlık şey
beni, bizleri o içgüdülerimizin, sağduyumuzun feryatlarına
sırtımızı dönmemize neden oluyordu.
Aslında belkide cevabı vardır ama bu cevab o anları bizzat yaşamayan
ne dışarıdaki entellektüel bilim argümanlarıyla ne de bunları bizzat
yaşamış ama eksik bilgi ve mızmız akıl ve literatür ile anlaşılacağıdır.
Bazen bu çelişki ile kendimi hep yüz yüze getiriyorum,
arkeolojik kazı yapar gibi o anlarımın ve deneyimlerimin
mantığını bugünkü aklım ile karşılaştırmaya çalışıyorum.
Ama tam olarak net sonuca varamıyorum.
İnsan zihninin derinliklerinde olan bir şey gibime geliyor o zaman ki dışavurumlarım.
Sanırsam püf noktasıda 'inanç' denen fenemonde düğümleniyor.
Tüm cevap orada saklı.
Tıpkı, tüm gelişmelere, değişimlere rağmen insanların hala 2000 yıl
önce yazılmış kitaplara inanması gibi...
Tıpkı gözlerinin önündeki galaksinin büyüklüğünün bilim tarafında
fotoğraflanması rağmen
insanların hala bu büğüklüğü kıskanç, erkeksi, kralımsı, ona tapmayanları
ateş ile cezalandıracağı gibi bir primitif tanrıya inanmaları gib.
Bilmiyorum bu olay çok çetrefli,
belkide deneyimlerimiz Hanife ve HeK gibi
entellektüel argümanlara sahip olanlar için
cevabı vardır, ama yaşanan her deneyim tektir, benzersizdir...
yaşanmadan da teori yetmez gibi...
Sonuç,
insanları hemen Öcalanın sapıklıklarına ortak etmeyelim derim.
hanifeyi davet ediyorum