[url=http://www.newroz.com/modules.php?name=News&file=article&sid=6091]1975 lerden beri Kürdistan ve Türkiye'de adından en çok bahsettiren kişi Apo'dur. En ünlü O'dur.
Apo "kişilik çözümlemeleri" adı altında ne yaman bir insan sarrafı olduğunu ispatlamıştır.
O başkalarını çözümlerken devlette kendisini birçok yönden araştırmıştır. Şemdin Sakık Apo'yu tahlil eden bir kitap yayınladı.Belki özünü O yazmıştır ama genişletenin Türk piskologları olduğuna inanıyorum. Apo'yu öyle didiklemişler ki bunun Şemdin'in yazması mümkün değil. Apo belki okumuştur onu pek bilemem ama mutlaka şöyle düşünmüştür " beni yine tanımlayamamışlar".

Kişilerin kendisini övmesi çoğunlukla hoş karşılanmaz. Ama Apo'nun iyi bir alt yapısı yok. Burjuva kültürünü o çok hayran kaldığı Kemalizmin bu "modern" yanlarını iyi özümseyememiş. Onun içindir ki ilkel bazı hareketleri oluyor.(Kaba-saba diyeceğimiz biçimiyle). Onları yapmasa birde yakışıklı olsaydı üstüne üstlük devlet kurmak istemese dahi kesinlikle kurardık.
Ne idüğü pek belirsiz olmayan "demokrasi açılımı" devletçe çözümlenecekmiş gibi gösteriliyor. Bu katakulleleri Kürdistan halkları çok gördüler. Her modernleşme adı altında yapılan halkımızın kıyımı oldu.
Bilmem kaç asırdır hala ezilen sömürge bir halkız sorun sadece düşmanlarımızın ne kadar zalım olduklarından kaynaklanmıyor bizlerin onlarca hatası var.

Apocuların kendi dışındaki herkesi 'hain' görme mantığında hiç değilim. Tek bir liderin peşine takılıp gidenlere şaşıyorum. Parti ve kişiler her zaman araçtır, amaç değil. Ortada parti gibi parti yok. Tek bir kişinin iki dudağı arasına bakmak ne kadar doğru. Sovyet ve Doğu Avrupa en yakın örneklerimiz. Onca acı, emek,mücadele şimdi ne hallerde.
Tek kişilik merkez komite olabilir mi?

Hiç kimsenin hesap soramadığı bir liderlik ne demektir?

Her yaptığı en doğrusu olarak algılanabilinir mi?

30 yıldır hiç özeleştirisi olmayan bir lider nasıl bir liderdir?

Kendisini kutsayan bir kişilik neden böyle davranmaktadır.
"Bana bağlı mı?" sorusunu sık sık sorması parti normlarına ne kadar uymaktadır.
"İçeriden dışarıyı" yönetmeye çalışmak nedendir?

Başbakan Erdoğan bile Sovyet örneğinden ders çıkarmış. "Bundan sonra sıra başkalarına gelecek diyor Apo bunu diyemiyor.
Apo kendini neden "anlaşılmıyorum" diyerek en üst noktaya koyuyor."Herkesi aştığını" söylüyor ama kendini aşamıyor.
Kendini anlaşılmaz kılan biri hiçte anlaşılmaz değil.

Artık O hiçbir şey istemiyorum dese de konfedaralizm ve demokrasiyi istediği kadar kendi koşullarının iyileştirilmesini de istiyor. Ayrıca koruculuğun kaldırılmasını, olağanustü halin ve askeri hareketlerin durdurulmasını,anadil hakkını ve anayasal düzenlemeyle Kürt haklarının gücence altına alınmasını istiyor.

İstemediği en temel hakkımız olan bağımsız Kürdistan. Bunun teorisini yapıyor. Böyle düşünen birçok Türk sol guruplarıda var. Kürt gurupları içinde yok.

Apo yakalanıp eski görüşlerinden uzaklaştığını söyledikten sonra
Perinçekçilerin Teori Dergisinde çıkan yanılmıyorsam M.Bedri Gültekin imzalı yazıda "Apo bizim görüşlerimize" geldi değerlendirmesi yapıldı.

Kemal Burkay yıllardır Apo'ya ajan diyor. Az makale yazmadı. Ama 1993'de Apo'yla protokol imzalamaktan kaçınmadı. Teşhir ve mücadele ettiği biriyle Kürdistan adına hareket etmeye çalıştı.

Apo'nun Kemalizm üzerine tutuklanmadan önce yazdıklarıyla sonrakiler çok farklı neden?

Apo'nun dengesizlikleri yeni değil. Kendi anlatımıyla çocukluğundan beri var. Nasıl bir örgüt kurduğuda ortada. Kendisi karşısında kişilikleri iğdiş edilmiş bir dizi üst düzey kadro bu yaklaşımın bir ürünü olarak "illa da Apo diyorlar". Diktatörler yalnız başına diktatör olamazlar. O'nu bu hale getirenler kendinerine artık hiç güvenmiyorlar. Olayların akışına kapılmış gidiyorlar.

Nereye kadar?

Türk devleti çok deneyimli. Apo'nun dışında tutarlı bir Kürdistanlı örgütün devleti köşeye sıkıştıracağını bildiklerinden tartışılır konumdaki Apo ve örgütünün bu yapısını korumasını kendileri için önemli görüyorlar. Kürdistan halkının en temel istemi olan "tek bir düşman askerinin kendi ülkelerinde kalmamasıdır"

Apo'yu anlaşılmaz kılanlar dalkavuklardır.

Yalçın Küçük Apo'yu yere göğe sığıdırmıyordu. Neden ululadı? Amacını şimdilerde açıklıyor. Kemalist çizgiye getirmek için.
Apo'nun kronik piskopat olduğunu yanında uzunca yıllar kalan eski arkadaşları sık sık dile getiriyorlar yazılarında. Hepsi mi yanılıyorlar?

Irkçılığı sadece renk ayırımında gören Kemalistler Kürdistan'da en büyük teröristir.

Kemalistler Kürt sorununu kendi anladıkları yoketme ve asimilasyonla bitirmeye çalışmaktadırlar. İnkar dönemi kapanıyor. Yeni bir tarzda mücadelenin gelişeceği kaçınılmaz bir durumdur. Bu geçiş döneminde Kürdistan halkı yine muhattap alınmıyor. Bu devlet Kürtlerin ortak devleti hiçbir zaman olmadı. Çanakkale'de birlikte öldükse söylenilen yalanlara kananlar ve zorla askere götürmeden kaynaklıdır. Kürt ve Türklerin üzerinde anlaştıkları yazılı bir metin ortada yoktur. Sadece ve sadece Sevr Antlaşması öncesi İstanbuldaki Hükümet'in adına Kürt özerkliğinin ileride kabul edileceğine ilişkin Seyit Abdülkadir ile imzalanan bir antlaşma Celal Bayar'ın arşivinde yok edilmemişse vardır. Bu antlaşma Koçgiride ki direniş sırasında Ankara Hükümeti'ne karşı her zaman hatırlatılmıştır. Osmanlı Hükümeti Sevr Antlaşmasında Kürt özerkliğine ilişkin maddeleri kabullenmişti. Tanımayan Kemalistlerdi. Kürt haklarını vereceğini söyleyen M. Kemal'in Kürtlere yaptıklarını tekrarlamanın anlamı yok.

İşte tamda bu noktada Apo tutuklanmadan önce doğru söylediklerini şimdi çarpıtıyor, neden?
Totemleri yaratanlar kabile üyeleriydi. Apo'yu kutsayanların kabile üyelerinden pek farkları yok. O böyle bir nimeti bulmuşken elinin tersiyle itebilir mi? Yoksa sokaklarda kendi adını anacakları nerede bulacak.[/url]