Skip to main content
Submitted by Anonymous (not verified) on 16 March 2009

Hamza'nın şahadetinin üzerinden henüz üç gün geçmişti. Yönetimde ülkeye gönderilmesi gereken bir talimat üzerine çalışıyordum.

Talimatı yazmayı yeni bitirmiştim ki; Öcalan büyük bir hışımla kapıdan girdi. Arkasında Şener, Şiyar ve Mustafa Tanrıkulu vardı. Üçünün de suratları asıktı. Önemli bir şey olmuştu.

Ben daha bir şey demeden Öcalan ’'adamlar burnunuzun dibine kadar girmiş sizi imha etmek istiyor siz hala uyuyorsunuz''diyerek başladı konuşmaya.''Onca işin içinde birde sizin güvenliğimizle mi uğraşacağım? Beden olmasa kargalar gözümüzü oyacak. Bu kadar vurdumduymazlık ile nasıl yaşamışsınız?.''vs.vs.

Öcalan konuştukça konuşuyordu. Ben olayı hala kavramamıştım. Bir şeylerin ters gittiğini fark etmiştim ama ne? Uzun bir konuşmadan sonra Öcalan nihayet açıkladı.''Kaza diyorsunuz ama olay kaza değil bilinçli bir yönelim. Bunu bir türlü size kavratamadık. Gören arkadaşlar var. Olay yerinde bir keşif yapın'' diyerek yönetimi terk etti.

Şener ve Şiyar'la baş başa kalmıştık. Ben hala olayı kavramamıştım. Ne olmuştu? Şener'in anlatımı ile olay netleşti.
Öcalan akademide olay üzerine çözümleme yaparken kaza kişiliği diyerek alttan alta olayın bir kaza olmayabileceğini, bilinçli bir yönelime benzediğini ima etmeye çalışıyor. Yapıyı bir nevi yönlendiriyor. Yapıyı yeterince hazırladığına kanaat getirince bazı Suriye' lilere söz vererek ’Sizne diyorsunuz?'' diye düşüncelerini alıyor. Söz verdiği insanlar Öcalan'ın bir aferini için her şeyi yapabilecek karakterdedirler. Bunlardan biri ’'Serok'e mın, mı dit'' diye başlıyor. Olayın bir kaza olmadığını, olay esnasında Metin'in yanında olduğunu, Metin'in bilinçli bir tarzda nişan alarak ateş ettiğini gördüğünü söylüyor. Bu tamda Öcalan'ın istediği bir söylemdir.

Öcalan fırsatı değerlendirir. Metin (Şahin Baliç )hemen tutuklanır. O esnada Metin'in ikide kardeşi vardır akademide. Güvenlik nedeni ile onlarda tutuklanır. Ve Metin üzerine saatler süren çözümlemeler başlar. Artık Metin'in adı Şemo, Cemal ve Hogır ile anılmaya başlanmıştır. Dörtlü çete teorisi de bu dönemde gündeme getirildi.
Metin'e karşı zaten gerilla adayları doludur. Uygulamalarından dolayı gerilla adaylarının önemli bir bölümü Metin'e tepkilidir. Bu açıda tutuklanmasına tepki gösterilmediği gibi, akademideki uygulamaları hakkında bire bin katarak eleştiriler geliştirirler. Öcalan arayıp da bulamadığı bir fırsatı yakalamıştır artık.
Yeni durum üzerine bir keşif gurubu oluşturduk. Keşif gurubunda, yönetimden beş arkadaş, gerilla adaylarından beş arkadaş ve Öcalan'ın şoförü Hamit de vardı.
Olayı gördüğünü söyleyen kişiyi de yanımıza alarak olay yerine gittik. Ancak olayı gördüğünü iddia eden arkadaşın bulunduğu yerden Metini görme olanağı yoktu. Çünkü Metin tatbikat alanını görüp, gurubu yönlendirecek tarzda bir kayalıklı tepede bulunan iki kayanın arasına mevzilenmişti. Arkadaş ise Metin'in mevzilendiği kayalığın alt tarafında başka bir kayanın arkasına yerleşmişti. Metinle aralarında beş metre yüksekliğinde başka bir kaya yükselmekteydi. Bulunduğu yerden Metin gözükmüyordu. Kısacası bırak Metin'in nişan alarak ateş etmesi, Metin'i görme olanağı yoktu. Bunu arkadaşa sorduğumuzda ’'ben görmedim yorumumu söyledim'' dedi.

Bu insan, söylediklerinin ne tür bir gelişmeye yol açacağının belki de bilincinde değildi. Öcalan'ın gözüne girmek için yalan söylemişti. Ve şimdi sorduğumuz sorulara, suçüstü yakalanmış bir insan psikolojisi ile kafası önünde cevap veriyordu. Yapacak bir şey yoktu. Akademiye geri döndük.
Keşif raporunu yazarak Öcalan'a verdim. Sonuçtan hoşnut değildi. Ancak yapıda Metin' e karşı olan tepkiyi kullanacağını his ettim.

Zaten Metin'i tutuklatmıştı. Ve o bu işi sonunu kadar götürmeyi kafasına koymuştu.
Metin konusunda bizlerden gerekli desteği alamayan Öcalan, bu sefer taktik değiştirdi. Kendisi olaya direkt el koymuştu. Olayı bizzat kendisi soruşturacaktı.
Bu arada ben Lübnan da yaşayan bir halk olan dürzülerle olan bir görüşmeye gitmiş, akşam geç saatlerde akademiye dönmüştüm. Öcalan akademi misafirhanesine çağırdığı bir gurup arkadaşla toplantı halindeydi. Benide çağırdığından dolayı toplantıının sonlarına doğru katıldım. Toplantı, Metin'in durumuna ilişkindi. Bunun için direkt Öcalan'a bağlı 18 kişilik bir soruşturma komisyonu oluşturulmuştu. Metin'in soruşturması Öcalan'ın bilgisi dâhilinde direkt bu komisyonun eliyle sürdürülecekti.

Ben ilen Şener komisyonun dışında tutulmuştuk. Öcalan ’'Siz bu olaya karışmayacaksınız. Soruşturmayı bu arkadaşlar sürdürecek '' diyerek toplantıyı sonuçlandırdı. Tedbirini almıştı. Akabinde Şener'den Metinin akademi pratiğini değerlendiren bir yazı kaleme almasını istedi. Ne yazık ki bu değerlendirme sonradan Şahin' in iddianamesine dönüştürüldü.
Bu arada peşime birde 8 kişilik bir koruma ekibi takmıştı. Arkamda sekiz gölge. Böylece işin ciddiyeti ve riskin büyüklüğü konusunda yapıya bir mesaj vermeye çalışıyordu.
İkinci gün soruşturma komisyonu ile gerçekleştirdiği toplantıda Öcalan kararını vermişti. Metinin dosyası Öcalan'ın kafasında kapanmıştı. Soruşturma komisyonuna son talimatını da vermişti. Buna göre bir hafta içinde Metin' in soruşturması yapılacak, yargılanacak, idam cezası verilecek ve infaz edilecekti. Aslında soruşturma, ifade, mahkeme, hepsi formaliteydi. Zaten idam cezası Öcalan tarafında infaz emri ile birlikte verilmişti. Gerisi formaliteydi. Ve bu olayın sorumluluğunu üstleniyordu.
Yapabileceğimiz fazla bir şey yoktu. Bunun çaresizliğini yaşıyorduk.
Evet, Metin akademide boğazına kadar suça bulaşmıştı. Ancak bunları kendi başına yapmadığını biliyorduk. Akademide, değil onlarca insanın Öcalan'dan habersiz yakalanarak soruşturulması veya katledilmesi kiminin öksürdüğünden dahi Öcalan'ın haberi vardı.
Katliamlar, tutuklanmalar, estirilen vahşet, bilinçli bir politikanın ortaya çıkardığı uygulamalardı. Öcalan oluşturduğu korku imparatorluğunu ancak bu şekilde ayakta tutabilirdi. Böylece bir yanda yeni yapı sindirilirken, eskilere de gözdağı veriliyordu. Metin bu uygulamalarda Öcalan'ın eli ayağı olmuştu. Uygulamaları ile beklide on idamı hak ediyordu. Ancak yaşanan son olay bir kaza idi ve bundan dolayı olsa olsa dikkatsizlikten dolayı ölüme neden olmaktan dolayı cezalandırılabilirdi. Ki bununda cezası idam olamazdı.
Gerçek mühimmatla yapılan askeri tatbikatlarda her zaman bu tür kazalar olabilir. Hatta yüzde üç yüzde iki gibi olasılıklar her zaman ihtimal dâhilindedir. Bu oran tatbikatların başarısını belirler.
Metin silahın namlusunu havaya kaldırsa bu kaza yaşanmayacaktı. Ancak silaha eğemem olmasının kendisinde yarattığı aşırı güven ve birazda havalı olması yine bizim o alanda olduğumuzdan haberinin olmaması olayın yaşanmasının temel nedenleriydi. Tüm bunları Öcalan'a anlatmamıza rağmen Öcalan'ı ikna edemedik. O yakaladığı fırsatı kaybetmek istemiyordu. Akademi pratiğinden aklanmak için bir günah keçisine ihtiyaç vardı ve o bunu bulmuştu.
Öcalan'ın akademiden ayrılması ile Metin'in soruşturması da başlandı. Bu bizler açısında akademide geçirdiğimiz en zorlu günlerdi. Bir dayatmayla karşı karşıyaydık ve biz bir şey yapamıyorduk. Çünkü Metin' i savunmak bir katili savunmakla özdeşleştirilmişti yapının gözünde.

Açıktan bunun Öcalan'ın kendisini kurtarma operasyonu olduğunu da söyleyemiyorduk.
Soruşturma bizden bağımsız gelişmesine rağmen soruşturma komisyonunun sorumlusu (Şiyar)arkadaş ile konuşarak Metin ile bir kez görüştüm. Kendisine durumu olduğu gibi aktardım. Soruşturmanın aslında formalite olduğunu, kendisi hakkında idam kararının verildiğini bir hafta içerisinde ifadesinin alınarak mahkeme edilip infaz edileceğini anlattım. Ve kişi olarak ne yazık ki yapacak bir şeyimin olmadığını kendisine açıkça belirttim.

Metin sözlerime ne kadar inandı bilmiyorum. Sadece ’'sen mevcut uygulamaların Öcalan'dan bağımsız yapıldığına inanıyor musun'' dedi. İnanmadığımı biliyordu.

’'Ben attığım her adımı Öcalan'ın bilgisi temelinde ve onun onayını alarak yaptım'' dedi. ’'Ondan bağımsız yaptığım tek uygulama yoktur. Son olayda bir kazadır'' dedi.

Metin' e inanıyordum. Ama benim inanmam sonucu değiştirmiyordu. Yaz dedim. Tüm çabalarıma rağmen bunları yazmasını Metin'e kabul ettiremedim.
Metinle konuşmamız uzun sürdü. Çok şey anlattı. ’'Bunları bilmeni istiyorum'' dedi. Kullanıldığını fark etmişti. Ancak bunların yazılmasına gelince buna yanaşmadı. Yazmış olsa idi bu kendisi için belki bir umut olabilirdi. Veya en azında tarihe bir belge olarak kalacaktı. Ne düşündü bilmiyorum. Ama son ana kadarda Öcalan tarafından af edileceğine dair bir umut beslediğini biliyorum. Bunu konuşmasının sonunda açıkça ifade etti. Belki de yazmaya yanaşmamasının temel nedeni buydu. Öcalan'ın kararını kendisine açıkça ifade etmeme rağmen inanmak istemedi ya da umudunu yitirmek istemedi.
Metinin soruşturması hızlı sürdü. Komisyonda bazı insanların ters yaklaşımları olduysa da komisyon sorumlusu arkadaşın müdahalesi ile engellendi.

İfadesi birkaç sayfayı geçmiyordu.'' Feodal komplocu kişiliğin pratiğe yansıması'' olarak özetlemişti pratiğini. ’'Partiyi ve önderliği kavramadığını kendisini konuşturduğunu partiden bir şans daha istediğini'' belirtiyordu.
Mahkemesi çok uzun sürmedi. Akademi uygulamaları esas alınarak hazırlanan iddianameden sonra kendisine söz hakkı verildi. Daha birkaç cümle söylememişti ki Sakine (Gönül Tepe)oturduğu yerden fırlayarak:
’'Ne konuşturuyorsunuz bu alçağı? Daha ne yapmasını bekliyorsunuz'' demesiyle salonda olan her kesten idam çığlıkları yükseldi.

Çok az insan bu çığlıklara katılmamıştı. Metin uygulamaları ile geriye bir tek dost bırakmamıştı. Onun uygulamalarından geçen kurbanları şimdi ona karşı olan kinlerini kusuyordu. Kısacası Metin, ektiğini biçiyordu.
Fukara Metin! Yapının tepkisi karşısında savunmasını bile yapmadı. Bir kaç cümle ile kaderine rıza göstermişti. Kafası önünde yapıda yükselen çığlıkları dinliyordu. Yolun sonuna geldiğinin farkındaydı.

Mahkeme edildiği günün sabahı tüm yapının karşısında infazı yapıldı.
Ölüme cesurca yürüdü.
İdam mangasının karşısına geçmeden

’'Ajan değilim. Ben bir savaş suçlusuyum. Ve bu şekli ile tarihe geçmek istiyorum'' dedi.

Metin Şırnak'lı idi. Köken olarak KAWA hareketinden geliyordu. 80 sonrası ülke'ye yönelimde saflara katılan ilk insanlardandı. Sadece kendisi değil aile olarak katılmışlardı. Zorlu süreçlerden geçmişti. Onlarca kez ölümlerden dönmüştü. Direngen ve gözünü budaktan sakınmayan bir kişiliğe sahipti. Doğru bir yönlendirme altında savaşın gelişmesinde önemli roller oynayabilirdi. Ne yazık ki hırsı onu Öcalan ile bütünleştirdi. Öcalan'ın her dediğini kuran ayeti olarak algıladı. Sorgulama ihtiyacı his etmeden uyguladı. Farkına vardığında ise iş işten geçmişti. O artık bir arkadaş katili idi. Feodal komplocu olarak adlandırılan pratiğin mimarlarındandı. Eli onlarca yoldaşının kanına bulaşmıştı.
Şener ile bu olay üzerine çok tartıştık. Şener, Metin'in akademi pratiğine en fazla karşı çıkan insanlardan biri idi. Ancak bu tarz tutuklanmasına da karşıydı. O bir mantığı, bir çizgiyi eleştiriyordu. O çizgiyi de en üst düzeyde Öcalan'ın temsil ettiğini biliyordu.
Öcalan'ın çizgisi suç ve suçlu üretiyordu. Bugün sıkça yazılıp çizilen ve kontra pratikleri ile eleştirilen kadroların hepsi özünde Öcalan'ın kontenjanında yükselen ve onu esas alıp uygulayanlardır. Ancak zamanı geldiğinde günah keçisi olarak Öcalan'ın dayattığı pratiklerin hesabını vermişlerdi. Metin de bunlardan biri idi.
Devam edecek.
[email protected]

Anonymous (not verified)

Mon, 03/16/2009 - 12:20

sayin batmani feyzoya suclama getiriyorsun,size karsi polisle isbirligi yaptigini iddia ediyosrun ama ben sana inanmiyorum. bu iddiani saglam belgelerle delillendirmen gerekir. öncelikle 1feyzo size karsi nerde ve hangi ülkenin polisi ile isbirligi yapmistir? 2feyzo polisle yaptigi isbirligi neticesinde size hangi zararlari vermistir?sizden kac kisiyi yakalatmistir? ben feyzoya saldiranlarin hakli olduguna inanmiyorum,feyzonun bekka sürecindeki yazdiklarinin yüzde doksani dogrudur. feyzo biraz abartiya kacsada,feyzonun bekka sürecindeki durumu,görüdgü iskenceler hepsi dogrunun ta kendisidir. ama feyzoya inanilmamasi icin birileri ha bire feyzoyu deli gösterip onun anlatiklarini bosa cikarmaya calisiyor ben bunu anlamadim.neden? feyzo ne olursa olsun,onun yasadigi sürecin yalan oldugunu kimse iddia edemez. feyzonun yasadiklarina sahitlik edecek onlarca insan vardir,sizin israrla feyzoyu ajan deli gösterme cabaniz bosunadir,yani feyzoyu ajan deli göstermekle feyzonun yasadiklarini,yazdiklarini yalanlayamazsiniz. simdi sen diyorsun ki feyzo bize karsi polisla isbirligi yapti,bende diyorum ki ben inanmiyorum. polisle isbirligi yaptigina dair elinizde mutlaka belgeler vardir zanedersem bunlari delillendirmeniz gerekmezmi? yada en basitinde feyzo sana ben seni tanimiyorum,onun icin cevap vermiyorum dese siz ne diyeceksiniz buna? cünkü feyzo kendi adiyla yaziyor,fakat siz batmani ismiyle karsisina cikiyorsunuz. kusura bakmayin hak hukuk islenecekse bunlarda göz önüne alinmalidir. varsa feyzoya yönellik iddialarinizi belgeylecek belgeleriniz foruma asmanizi rica ederim. feyzo delide olsa,ki ben deli olduguna inanmiyorum bizim gercekligimizin ta kendisidir,ama suda bir gercekki feyzo bu forumda yazan ben dahil bir cok insandan bir adim öndedir. neden bir adim önde oldugunu,bilmek isetyen varsa biraz düsünsün. feyzonun kendisinden bir adim önde oldugunu kabul etmeyenler itiraz etsinler. slaw u rez Delil Dersimi

Feyzoyu karalayanlar bellidir.. Tek sermayesi Rahmetli Mehmet Sener`in kimligi olan bir kac kisidir bunlar.. Bu sahsiyetler stockholmde yasar ve isleri gücleri yalan üretmek , saldirmak ve özelliklede feyzoyu karalamaktir. bunlarin bir diger adlari ise internet faresidir.. forumlarda onlarca degisik mahlasla tetikcilik yaparlar.özellikle yeni acilan bir sitede site sahibinin tetikciligini yapar, insan ahlakini yerle bir eden dilleriyle saldirirlar. bir gün Haci olurlar , bir gün hoca. Gittikleri her yerde Kürd Halkinin degerli evladi Mehmet Cahit Sener adini kullanir. o güzel ismi suistimal ederler. Saldirdiklari bir kac Kürd yurtseveri var onlarda bellidir. hic bir üretimleri yoktur. isleri gücleri provakasyondur ve kü¨für ile iftiradir. bu isin bir bölümü ikinci yani ise bana göre feyzoyu bu duruma düsüren iki sey daha vardir biri bizzat kendisidir.. Feyzo uslu durmaz cabuk provake olur ve bu internet farelerinin oyunlarina gelir oda bin tane farkli mahlasla bunlara uyar. site ve forumlarda bu nedenle engellenir hal böyle olunca Feyzoda bir gün Nasnamede bir baska gün Newroz.com da bir diger gün Welatparezde bir baska gün serbestide yazar.. gittigi her site veya Foruma uymak icin degiskenlik gösterir bir gün önce Küfür ettigi sahislara bir baska gün övgüler düzer. bu tutarsizlik ne yazikki feyzo yu distalar ve Feyzo bunun farkinda degil. ikinci neden ise.. Feyzo nun Sükrü ile iliskisidir.. Feyzoyu Deli diye adlandiran Sükrüdür ve sükrünün bu yaptigi feyzonun damgasi olmustur. belki iyi niyetli bir isim takmadir ama özünde Sükrünün adam yeme taktiginin bir yansimasidir. Lakap tak yok et..Sükrüde bunu sanirim Eski baskani Apo dan ögrenmis. Ben feyzo nun anlatiklarinin coguna inaniyorum ve tanigiyim. Feyzo su an yasayan bekaa zedelerin icinde en cok aci ceken en cok darbe alanlardan biridir.. ne yazikki bunu feyzo birileri gibi dile getirip kendisini ifade edemiyor ve hakkettigi yerde olmuyor.. Keke delil.. uzun süredir yoktum.. simdilik bu kadar selamlar.

Kek Delil, İyi niyetli olsanda Feyzo'nun adam olacağı yok. Aşağıda yazdıklarına bak. Ona bu ortamı yaratan sen ve senin gibi düşünen iyi niyetli insanlar oluyor. Yapmayın etmeyin. Ona sağa-sola küfür ve hakaret edecek ortam yaratmayın. Lütfen. Eskiden başına ne geldi, gelmedi meselesi bir yana harbiden adam deli. Buna kesin inanın. Bu gün size heyran kurban der, bir gün sonra ağza alınmadık küfürler eder. Ha delidir, ama bizim delimizdir diyorsanız ayrı mesele. Fakat sizin delinin herkesin kızı, avradı, amasına küfür etme hakkı yok. Umarım dediklerim yanlış anlaşılmamıştır.

ben feyzonun küfürlerini tasvip etmedim,bunun icin feyzoyuda kiniyorum,feyzo kendisi hakkinda yapilan suclamalarin hepsine cevap verme hakkina sahiptir ama kimseye küfür ve hakaret etme hakkina sahip degildir,feyzo bunu kafasina koysun. evet feyzonun ettigi küfürlere hayir diyelim ama ondan önce feyzoya küfürden daga agir hakeretler iceren yazilarida es gecmeyelim. örnegin feyzo bir yazi asmi,ardindan yazinin yazarina bir soru sormus,ama hemen bir arkadas feyzonun ajanligi,polisle isbirligi gibi iddialarla feyzoya hakaretlerde bulundu,buna bende rubar arkadasta cevap verdik ve feyzonun tek basina suclanamayacagini söyledik,ben feyzonun ettigi küfürlere ragmen bu görüsümü yineliyorum. simdi feyzo küfür etti dogru,iyimi etti? hayir cok aptallik etti,amaaaaaaaaaaa birileri cikip mahlas altinda feyzonun polisle isbirligi yaptigini kürd insanlarini ihbar ettigini yazarsa ,elbetteki feyzoda buna cevap verecektir. niye kendini savunup cevap vermesin? feyzo oldumu her suclamayi hakareti yutsun,ama baskalari feyzoya ajan,ihbarci dedimi feyzoda cevap verdimiolmaz feyzo küfürbazdir desinler. ma bizim gözlerimiz kör degildir. aha olayin basindan sonuna kadar takip ediyorum. feyzi sari baranin bir yazisini buraya asti ve bir soru sordu. soru sormasi kadar dogal bir sey olabilirmi? baranin yazdigi sürecin kurbanlarindan biridir feyzo,dogal olarakta soru soracaktir. ama batmani kardesimiz hemen karsi saldiriya gecip vay feyzo polisle calisiyor,seponun adamidir,onun icin erken emekli oldu gibi iddialrda bulundu. feyzoda cevabini verdi ve ben emekli isem beni sculayanlarda erken emekli oldu onlara niye kimse bir sey demiyor diyede sorud. ve yazisinin altina,benim erken emekli olmami ajanlikla itham edenlerde erken emekli oldu simdi bende kalkip onlari ajan diye suclarsam olumru dedi? yani batmani feyzonun ajan oldugunu yazmayana kadar feyzo kimseye saldirmadi ve küfür edemedi,batmani ve feyzoya saldiranlarin amacida feyzonun yazilarinin silinmesidir zaten bastan beri bu taktik uygulaniyor feyzo üzerinde,size kalsa feyzoyu öldürelim olsun bitsin,ama öyle degil. bu tartismayi basindan beri takip eden biri olarak,feyzonun ettigi küfürleri tasvip etmemem ragmen feyzo yerden göge kadar haklidir. birileri feyzoyu cildirtip intihara sevketmenin yollarinimi ariyor? hayir hocam bu kadar ucuz degil. feyzo bu gün hakliydi,ama ettigi küfürlerle haksiz duruma düstü,buda bilincli yapildi burda. feyzoya ajan derseniz,polisle calisiyor derseniz bunu ispat etmek zorundasiniz,belgeler ortaya koymak zorundasiniz. an ahlaklisida feyzo kendi gercek adiyla ve adresiyle yazyior bazi syeleri,simdi karsisina mahlasla cikip feyzoyu ajan ilan etmek etikmidir sizce? saygilar

Kek Delil, Bir çok konu da haklısın. Herkesin kendini savunma ve ifade etme hakkı olduğu kadar Feyzo'nunda bu hakkı olmalı. Fakat Feyzo'nun ağız ayarı bozuk. Dahası taktaları eksik. Emin ol yakinen tanıdığım biri. Psikolojik proplemleri olan biri. Bu konu da kendisine yardımcı olmayada çalıştım. Ama kim ona ne iyilik yaparsa yapsın o, buna şüphe ile bakar ve niye bana iyi davranıyor diyerek onun altında gerekçeler arayan biri. Bu gerekçe kafasınsa soru işaretleri ile dolmaya ve sana düşmanlık yapmanın nedeni olur. Ben onun iyi veya kötü niyetine bağlamıyorum. Psikolojik bir sorun. İnan ki ileri derecede bir sorun. Tedavisi olur mu bilmem. Fakat tanıdığım ailesi ve yakın çevresi bu konu da epey girişimleride oldu, ama bir faydası olmadı. Gittikçe kötüye gitti. Ben bunları bildiğinden dolayı sana hitaben o tür uyarılarda bulundum. Başka bir nedeni yok. Kuşkusuz onun bu duruma geliş nedenleri var ve hepimizce biliniyor. Yardım edilmesi gerekmiyor mu? Kuşkusuz yardım edilmeli. Sahiplenilmeli, ama onu dizginlemenin yolu olmadığıda bilinmeli. Benim demek istediğim bunlar. Ha ajan mı, değil mi iddiası benim değil, başkalarının meselesi. Bunu ispatliyamıyorlarsa pat diye birisine ajan deniliyorsa aslında bu iddia sahiplerinin kimliği sorgulanmalı. Erken emekliliğin nedeni ajanlık, ispoyonculuk vs. olamaz. Bunun binbir nedeni olur. Bu iddia sahiplerinin niyetleride sorgulanmalı. Dediklerim bunlar. Umarım anlaşılmıştır. Sevgi ve saygılar.

Yahoo sizler ne hakla Feyzoya tahtasi eksik dersiniz..? Feyzoya tahtasi eksik diyen sizlerin bu sözü hakaret degilmi..? Sizler istediginizi söyleyin bu serbest ama Feyzo yazinca deli. tahtasi eksik , zavalli.. gelo hele önce aynaya bakin.. eger iyi niyetli iseniz feyzo önce bir insandir ve ona aynen Delil veya diger arkadaslara hitab ettiginiz gibi hitab edin. sonrada tabiiki feyzo yu elestirin. delidir , psikolojik bozuklugu var , tahtasi eksik gibi belirlemeler hakaret degilmidir..? ajan , isbirlikci vs Hakaret degilmidir..? simdi.. sizler feyzoya bunlari söylerken sorun yok. vur abaliya misali.. ama Feyzo.. hani o sizin tahtasi eksik dediginiz adam eksik tahtasina uygun davranincada hayda küfür etti..peki sizin tahtaniz tamdir o halde siz neden hakaret ediyorsunuz.. unutmayin bir insan eger gercekten yardima ihtiyac duyulacak durumdaysa bile bunu ona söylerek yapmamalisiniz. Bu arada Feyzoda okuyordur bu yazilari. Kimse feyzonun küfürlerini onaylamiyor. kesinlikle cirkin bir seydir.. ama emin olun yerryüzünde helede kürd ler icin en büyük hakaret küfür Ajan ithamidir. merak bu ya hadi diyelimki Feyzo ajandir ma siz nerden biliyorsunuz bunu yoksa sizdemi ajansiniz ve Feyzo ile ayni yerde calisiyorsunuz..? Apoist gelenek ne yazikki ona en cok karsi durdurugunu söyleyenlerede bu hastaligi bulastirmis her kes ajan , isbirlikcidir.. Feyzoya ajan diyenlere bakin hepsi Apoist gelenekten geliyorlar.. Feyzo bese lo.. küfür etmeden derdini anlat, ne sükrünün nede baskasinin kayiginada binme..

Kek Rubar, Benim Feyzo ile problemim yok. Kendisine yardım etmiş biriyim. Ailesi ve yakın çevresi ile ilişkili biriyim. Feyzo'ya tahtan eksik diyecek kadar da hak-hukuk sahibiyim. Bunu derken ona hakaret etmediğinide kendisi bilir. Bunada kızdığıda yok. Ama öyle. Yine tekrarlıyayım. Siz/ler onu tanımıyorsunuz. Ama ben yakinen kendisini tanıyorum. Ajandır, emekliliktir ıvır-zıvır başkalarının iddiası. Bunu diyenler ispata edemediler. Mesele bu iddia sahiplerinin kişiliğinin gözlem altına alınmasınada dikkatinizi çektim. Anlaşılan dikkatinizden kaçmıştır. Benim sizlere anlatmak istediğim bu adamın hasta olduğu ve tedavi edilmesi gerektiğidir. Hasta olmak,tedavi olmak ne suçtur, ne ayıptır, ne de günahtır. Bu vatandaşa yapılacak en büyük iyilik onu ikna edip tedavisini sağlamaktır. Biz bunu başaramadık. Haydi bakalım elbirliği ile onu ikna etmeye çalışalım. Ama bunun mümkün olmadığınıda bilmenizi isterim. Geriye onu ikide bir gündemleştirip insanlara küfür ve hakaret etme ortamını yaratmaktır. Elbette ona şu veya bu türden küfür ve hakaret edilirse o da cevap verecektir. Ama mesele o da değildir. Eğer onu başından beri takip eden biriyseniz şunu net olarak görmüş olmanız gerekir. Vatandaşın saniyesi saniyesini tutmaz. İçgüdüleri anlıktır. Aklına ne gelirse söz nereye gitmiş onun umurunda olmaz. Ama bir saniye sonra tam onun tersinide söyler. İşte karşı karşıya olduğumuz vaka bu. Yoksa kendisine kendini savunma, ifade etme diyen yok. Denilen başkalarına küfür ve hakaret etme deniliyor. Bundan yanlışlık nerde? En aşağı benim kendisine yaklaşımım budur.

hocam dediklerinin hepsini kabul etsem bile feyzonun bu gün haksiz oldugunu kimse idda edemez. ben sahsen sahidim batmani kardesimiz feyzoya hic alakasi yokken feyzoya ajan ve muhbir demistir,feyzoda buna küfürle cevap vermistir,olay bu kadardir. ben inaniyorum batmani feyzoya ajan muhbir demeseydi feyzo kimseye küfür etmezdi. yani kek izleyici feyzo durup duruken kimseye küfür etmedi,önce feyzoya ajan denildi oda kendine hakim olamayip küfür etti. feyzonun küfürlerini tasvip ettigim anlami cikmasin. valla feyzoya ajan diyenler küfürüde feyzodan beklesinler. feyzo kimsenin samar oglani degildir,kimseninde cocugu degildir,oda bir insandir ve bizim insanimizdir. birazda bu yönlü bakmakta yarar var. slaw u hürmet

Add new comment

Plain text

CAPTCHA This question is for testing whether or not you are a human visitor and to prevent automated spam submissions.