Skip to main content
Submitted by Anonymous (not verified) on 30 March 2008

perincekin iddiaları genellikle 'CIA komplosu' diye yanıtladı. Perinçek, 'Küçük'le bir mitingde tanıştım. Öztürk sahte kimlik taşıyordu. Gülaltay'a, bana suikast yapacağı bilgisi üzerine telefon ettim' dedi

30/03/2008 (700 kişi okudu)

RADİKAL - İSTANBUL - Ergenekon operasyonu kapsamında tutuklanarak cezaevine konulan İşçi Partisi lideri Doğu Perinçek'in polis sorgusu; şimdilerde Kanada'da bir sinagogda çalışan Tuncay Güney'in 2001 yılındaki ifadeleri, yazar Ümit Oğuztan'dan elde edilen 'Ergenekon' adlı yazı, emekli yüzbaşı Zekeriya Öztürk'ün beyanları ve parti binasında bulunan CD'ler üzerinde yoğunlaştı. İşçi Partisi'nin 4. katında yapılan arama sırasında bulunan belgeler arasında 'İP/Karargâh Evleri' başlıklı bir belge de Perinçek'e soruldu.
Ergenekon operasyonunun kilit isimlerinden Veli Küçük ile sadece bir kez, 2003'te yapılan Kıbrıs mitinginde karşılaştığını, orada karşılıklı hal hatır sorduklarını anlatan Perinçek, "Bunun dışında yüz yüze görüşmüşlüğüm yoktur" dedi. Küçük'ün evinde bulunan 'Ergenekon' başlıklı yazıyı iki yıl önce Sabah gazetesinin yazarlarının elinde gördüğünü söyleyen Perinçek, bu belgenin 2001'de Tuncay Güney'de de bulunmasıyla ilgili olarak da, "Anladım ki, 2001 yılında CIA ile işbirliğiyle kurulan tezgâh ısıtılarak Türkiye'nin gündemine getiriliyordu" dedi.

Dinleniyor ve izleniyormuş
Sorulan sorulardan uzun süredir telefonlarının dinlendiği ve izlendiği anlaşılan Perinçek, İşçi Partisi binasında bulunan 'Yargıtay krokisi', 'Yargıtay üyeleriyle ilgili özel değerlendirmeler', 'Genelkurmay Başkanı Orgeneral Yaşar Büyükanıt'ın İzmir ve Balıkesir'e yapacağı ziyaretlerle ilgili koruma planı' gibi belgeleri de, "Kanun dışı, saçma sapan, vatana ve millete hiyanet anlamı taşıyan işlerle hiçbir işimiz olmadığını, Genelkurmay Başkanı, Emniyet Genel Müdürü, MİT Müsteşarı bilir" diyerek toptan reddetti.
Perinçek, 73 sayfa tutan sorgusunda, Tuncay Güney'in 'düzmece ifadeleri ile askerlerin yıpratılmak istendiğini' Nisan 2001'de Aydınlık dergisinde yazdıklarından söz etti. Sorulan isimlerle ilgili kesin yargılarda da bulunan Perinçek, kendisinden söz ederken, "38 kitabım, binlerce bilimsel yazım var. Uluslararası alanda kendisine en çok gönderme yapılan Türk bilim adamlarındanım" ifadesini kullandı.
Perinçek'in, Ergenekon soruşturmasını yürütenleri, 'CIA, MOSSAD ajanı' olmakla suçlaması üzerine sorgu zaman zaman kesildi. Sorguyu yürütenler, ifade tutanağına "bu hakaretleriyle ilgili hakkında ayrıca suç duyurusunda bulunulacağı hatırlatıldı" şeklinde bir ibare ekledi. Perinçek, "Samimi beyan diye soru sorulması, soruyu hazırlayanların bu CIA tertibinin içinde bulunduklarını gösterir" sözlerini değiştirmek istedi. Gerekçe olarak "İfadeyi alanın incinmesi"ni gösterdi.
Perinçek, Akın Birdal'a düzenlenen suikastın azmettiricisi Semih Tufan Gülaltay'la telefonda görüştüğünü açıklayan Perinçek, "Bana yönelik suikastta Gülaltay'a görev verildiği yönünde ihbar aldık. Bir kışkırtma ve tertip kurulabileceği düşüncesiyle kendisine sordum. Aynı kanıda olduğunu belirtti" dedi. Perinçek'in, soruşturmada adı geçen bazı kişilere ilişkin değerlendirmeleri de şöyle:
Mehmet Zekeriya Öztürk: Ajan provokatör.
Alparslan Arslan: Fethullahçılara bağlı.
Sami Hoştan: Yasadışı bazı faaliyetlere karıştığı için ismini duydum.
Ali Yasak: Yasadışı faaliyetlere karıştığı şeklinde gazete haberlerini okumuştum.
Ümit Oğuztan: Hiç görmedim.
Kemal Kerinçsiz: Fikren beraberliğimiz yok.
Fuat Turgut: Partimize üye olmak için başvurdu. Başvurusu reddedildi.
Ümit Sayın: Tutarsız davranıyor.
Emin Gürses: Değerli bir bilim adamı. Ülkenin toprak bütünlüğünü, bağımsızlığını, savunur.
Muzaffer Tekin: Adını gazetelerden biliyorum. Emekli subay, ziyaretime geldi, atılgan ruhlu emekli subay.

--------------------------------------------------------------------------------

'Gladyo'nun hedefindeyim'
Perinçek'e yöneltilen soruların kaynağı diğer zanlılarda olduğu gibi Tuncay Güney'in 2001 yılında gözaltına alındığında verdiği ifadeler ve ele geçirilen belgeler oldu. Bunlardan biri Ergenekon yapılanmasının anlatıldığı belgeydi. Güney, örgüt manifestosu olarak kabul edilen belgeyi Perinçek'in yazdığını öne sürmüştü. Perinçek'e 'TSK bünyesinde faaliyet gösterdiği öne sürülen örgüt adına naylon terör örgütü oluşturulması, aykırı ideolojilere sahip siyasilere suikast yapılması, sivil toplum örgütlerini kontrol altında tutması, medya kuruluşlarını kontrol altına alınması, uyuşturucu ticaretinin kontrol altına alınması, uluslararası banka dolandırıcılığı yapılması' gibi önerilerin olduğu belgeyi yazıp yazmadığı soruldu. Perinçek, "Bu tür örgütlerle ilişkili olsaydım beni buraya getiremezdiniz" diyerek, iddiayı reddetti ve şöyle dedi:
"Ben Türkiye'de kontrgerillanın içini dışını çıkaran, o örgütü felç eden partinin başkanıyım. Gladyo'nun Türkiye'deki bir numaralı hedeflerinden biriyim ve Gladyo'nun düşmanıyım. Naylon terör örgütleri kurmak istihbarat örgütlerimizin ABD ve CIA ve Mossad'ın öğrendiği vahim uygulamalardır. Bu Amerikan icraatlarını uygulamak ihanet anlamına gelir. Belgenin
kimler tarafından yazıldığını bilmiyorum."
Ergenekon'un 'lobi' faaliyetleri kapsamında 'ulusal medya' kurulması projesi ve Cumhuriyet Gazetesi'yle bağlantılarının olup olmadığı soruldu. Cumhuriyet gazetesiyle organik bağları olmadığını belirten Perinçek, gazetenin alınmasıyla ilgili Enka tesislerinde Veli Küçük, Ferit İlsever, Kemal Özgen, Gürbüz Çapan arasında yapılan toplantıyı kendisine İlsever'in anlattığını belirterek, "Kemal Özden, Cumhuriyet gazetesine yönelik baskılar olduğunu, ortak bulmak için çalıştıklarını söylemiş. Olay bundan ibaret" yanıtı verdi. Perinçek'e yine Güney'in iddialarında geçen Susurluk hükümlüsü Sami Hoştan'la ilişkili olup olmadığını, Hoştan'ın uyuşturucu işi yapması konusunda bildikleri soruldu. Perinçek, Hoştan'ı tanımadığını söyledi.
Güney'in Perinçek'in referansıyla Aydınlık dergisi muhabirleriyle Kuzey Irak'a gittikleri, Habur'da yanlarına JİTEM subayları geldiği ve arkalarında silah yüklü araçların olduğunu, bu silahların Talabani ve Barzani'ye verildiği yönündeki iddialarınaysa Perinçek, "Silah götürme olayı uydurulmuştur. TSK'yı sırtından hançerleyen bir amaç sırıtmaktadır" yanıtını verdi.

--------------------------------------------------------------------------------

'Gözlem-analiz' belgesini görmediğini söyledi
Perinçek'e yöneltilen sorulardan biri de Ergenekon Operasyonu kapsamında tutuklanan yazar Ümit Oğuztan'ın bilgisayarında bulunan Ergenekon örgütüne ait 'Gözlem analiz' isimli bir word belgesi oldu. Söz konusu belgenin girişinde "Bu çalışma Doğu Perinçek ve Aydınlık grubunun siyasal kültürel ve ekonomik anlamda 'açık faaliyetleri' gözlemlenerek elde edilen verilen ışığında objektif değerlendirme prensiplerine sadık kalınmaya özen gösterilerek hazırlanan bir analizdir" yazıyordu. Belgenin devamındaki ilginç satırlar şöyleydi:
"... Perinçek ve Aydınlık grubunun 'uzun yürüyüş' tanımlamasıyla andıklarına amaçlarına ulaşabilmek için uygulama, yöntem ve prensipleri belirlenerek işaret edilmeye çalışılmaktadır"
"... İşçi Partisi ... her dönemde sesini duyurmayı, legal ve illegal güç odakları arasında yer almayı başarmıştır.."
".. faaliyetlerini sürdürebilme ve geleceğe yönelik yatırımlarını gerçekleştirebilme açısından finansal kaynaklarının örtülü olması..."
"... toplumun duyarlı olduğu her konuda provokasyonların oluşumuna zemin hazırlanmasının sağlanması, her şey olup bittikten sonra da provokasyonu gerçekleştirenlerin deşifre edimesi yöntemi ana prensipler arasındaki değişmez yerini korumaktadır..."
Perinçek'e belgede yer alan bu ifadeler soruldu. Belgeyi görmediğini söyleyen Perinçek, Türkiye'de tahlil yeteneği ve program yapma yeteneği üstün olan bir parti olarak kabul edildiklerini belirterek, kamu kurumlarının kendi tahlillerine yer verdiğini belirtti. Belgedeki 'örgütü faaliyet, finans kaynaklarının örtülü olması' gibi ifadelerin belgeyi yazan kişiye ait olduğunu söyleyen Doğu Perinçek, "Bizimle ilgili Türkiye'de yazılan yüzlerce değerlendirmeden biri. Biz bunları okuyup yararlanacak noktaları değerlendiririz" dedi.
Oğuztan, cinsel içerikli yazı ve kitaplarıyla tanınıyor. 28 Şubat sürecinden önce tarikat şeyhi Ali Kalkancı 'yı gündeme getirmişti. Oğuztan Ergenekon soruşturması kapsamında 7 Şubat 2008'de tutuklanmıştı.

--------------------------------------------------------------------------------

'Zekeriya Öztürk yalan söylüyordu, işten çıkardık'
Ergenekon operasyonu kapsamında tutuklanan emekli binbaşı Zekeriya Öztürk, Danıştay saldırısından sonra gözaltına alınmış ve Ankara'da ifade vermişti. Öztürk'ün bu ifadesinde Perinçek'le ilgili bilgiler verdiği ve bunun da Ergenekon soruşturmasında etkili olduğu öne sürülmüştü. İP lideri Doğu Perinçek'e bu iddialar soruldu. Öztürk'ün Ulusal Kanal'da çalışmak için başvurduğunu, subay emeklisi olmasına güvenilerek işe alındığını ancak sık yalan söylemesi, binaya silahla girmek istemesi, sahte kimlik taşıması gibi nedenlerle işten atıldığını anlattı.
Zekeriya Öztürk'ün İşçi Partisi'nin Rusya ve Çin başta olmak üzere diğer birçok sosyalist ülkenin kontrolünde olduğu, Perinçek'in Rus ve Çin istihbaratıyla yakın ilişkide olduğu, yönlendirildiği şeklindeki iddialarının sorulduğu Perinçek, iddiaları reddetti ve bu tür ilişkilerinin olmadığını söyledi. Öztürk'ün ayrıca İP'nin Meclis'te sandalye sahibi olmak için TSK stratejilerine benzer politika ürettiğini, askeri darbeyi beklediğini, Danıştay saldırısı faili Alparslan Aslan'ın siyasi görüşünün Perinçek'in politik açılımlarına ters düşmediği, Arslan benzeri kişilerin Perinçek'in eylemsel yapılarının tercih sebebi olduğu' yönündeki ifadesine karşılık Perinçek, "Bu suçlamaları Türk milleti, milletimizin önde gelen kurumları, Türk Silahlı Kuvvetleri ve emniyet teşkilatı değerlendirecek birikim ve yeteneğe sahiptir" dedi.

76 sayfalık kitapçık
İP Genel Başkanı Doğu Perinçek'e yöneltilen bir başka soru da kendisi, Zekeriya Öztürk ve Veli Küçük'te birer kopyası bulunan 'Masonik Bildirberg Çetesi' yazan 76 sayfadan oluşan kitapçık oldu. Doğu Perinçek'in evinde
çıkan kitabın üzerinde tükenmez kalemle işaretler vardı. Zekeriye Öztürk'te bulunan belgeyse Perinçek'ten çıkanın fotokopisiydi.
Perinçek'e bu durumu açıklaması istendi. İşçi Partisi lideriyse söz konusu metnin fotokopiyle çoğalmış bir kitap olduğunu, mafya haberlerinde kaynak olarak kullanıldığını söyledi.

--------------------------------------------------------------------------------

İşçi Partisi'nin 'Karargâh Evleri'
Polis, Doğu Perinçek'e İşçi Partisi'nin Genel Merkezi'nin 4. katında yapılan arama sırasında bulunan 'Konu: İP/Karargâh Evleri' başlıklı beş sayfalık belgeyi de sordu. Söz konusu belge, "İşçi Partisi ve Alevi kesimin yanı sıra bazı TSK mensupları ve memurların da katılımıyla, emperyalistlerle Cumhuriyet karşıtları, yıkıcıları ile mücadele amacıyla bir hareket başlatıldığı yönünde hassas kaynaktan bilgiler intikal etmiştir. Yürütülecek bu çalışmalarda hiçbir kurum ve oluşumun zarar görmemesi için 'Karargâh Evleri' adı altında, çekirdek kadroların oluşturulmasının öngörüldüğü alınan bilgilerdendir" deniliyor. Karargâh Evleri başlığı altında hazırlanan şemanın en üst kısmında İbrahim Aslan var. Buna bağlı isimler olarak da (İ.Yaşar Hacısalihoğlu-Türkiyem topluluğu), (Askeri kesim- Albay Cengiz Köylü), (Alevi kesim - Dede) yazılı. Şemada, askeri kesimin altında yerleştirilen iki oktan birisinin altında Harp Akademisi, diğerinde ise Hava Harp Okulu başlıkları ayrılmış. Harp Ademisi başlığı altında da Albay Cengiz Köylü, Albay Yavuz Göker, Albay Turan Toker, Fırat Kaymakçıoğlu, Hasan Günay Aktaş, Osman Şen, Mahmut Mehil Başdemir, Turan, Kemal, Y.Selim Özmen ve Rıza Okur isimleri yazılı. Hava Harp Okulu başlığı altında da, Binbaşı Bülent yazılı. Öğrenciler başlığı altında ise, Ozan Nizam, Gökhan Gülşen, Cihan Akyol, Alper Özkan, Emre Yılmaz, Çağdaş Doğan, Onur Sönmez, İbrahim Polat gibi isimler var. Şemada ayrıca 'Destek sağlayan', 'Memur kesimi' gibi ek uzantılarda da bazı isimler yazılı. Perinçek, bu belgeyle ilgili olarak da, "Ancak bir akıl hastası böyle saçma sapan şemalar yapabilir. Zaman zaman bize bu tür mektuplar gelebiliyor. İnsanlar oturup böyle şemalar yapıyor. Provokasyon amaçlı yapılmış olabilir" yorumunu yaptı.
İşçi Partisi'nde bulunan bir başka belgede de Ergenekon'dan tutuklu yazar Ergün Poyraz'ın JİTEM'den para aldığı yazılı.

Add new comment

Plain text

CAPTCHA This question is for testing whether or not you are a human visitor and to prevent automated spam submissions.