Skip to main content
Submitted by Anonymous (not verified) on 23 February 2008

Duhok' tan bir kaynağın Awêne gazetesine verdiği bir habende Kurdistan bölge başkanı sayın Mesud Barzani' nin Dohuk' a geldiği, Duhok'ta Askeri ve sivil yetkililerle bir dizi görüşme ve toplantı yaptığını söyledi.

Ayni kaynak Kurdistan bölge başkanı Mesud Barzani' nin Hewlêr' den büyük bir askeri güç eşliğinde Duhok' a geldiği Zerewan ve Pêşmerge güçleri komutanları ile toplantı yaptığı ve Komutanlara Kurdistan halkı ve ve topraklarını savunma talimatını verdiğini söyledi.

2000 kişilik Özel Pêşmerge güçü, Duhok ve diğer sınır bölgelerinde bulunan Pêşmerge kuvvetlerine takviyede bulunmak üzere Hewlêr' den Duhok' a doğru harket etti.

Eswa-tül Irak haber ajansına bilgi veren adının adının açıklanmamasını isteyen Pêşmerge yetkililerinden biri: Bu gün ( 22.02.2008) Kurdistan 5. Pêşmerge ordusuna bağlı 2000 kişilik özel kurvet Banernê Amedî ve diğer bölgelere doğru hareket etti.

Ayni yetkili devamla: Gönderieln Pêşeşmerge güçlerine takviye olarak 5. Orduya bağlı güçlerden bir bölüm daha savunma için Duhok bölge sınırlarına aktarılacaktır. Dedi.

Konu hakkında telefonla bilgisine başvurulan Kurdistan özel Pêşmerge ( Zerewan) komutanı Aziz Weysi ise buk konuda bir açıklama yapmaktan kaçındı.

Kurdistan savunma kuvvetleri sözcüsü Cebbar Yawer ise, Duhok ve diğer bölgeler takviye Pêşmerge güçlerinin gönderildiğini doğruladı.

Newroz com

Anonymous (not verified)

Sat, 02/23/2008 - 11:40

BM Genel Sekreteri Ban Ki-Mun,TSK'nın Federe Kürdistan bölgesinde gerçekleştirdiği kara harekatıyla ilgili olarak, "Türkiye'nin güvenlik endişesini anladığını, ancak iki ülke arasındaki sınırlara saygı gösterilmesi gerektiğini" belirterek Türkiye'yi uyardı. BM sözcü yardımcılarından Ferhan Hak tarafından yapılan açıklamada, "Genel Sekreter Ban'ın Türk-Irak sınırında gerilimin artmasından kaygılı olduğu" belirtildi.Genel Sekreterin açıklamasında, Türkiye'nin güvenlik endişelerinin farkında olduğu, ancak iki ülke arasındaki uluslararası sınırlara saygı gösterilmesi gerektiğini belirtilerek, “PKK'nin Türkiye'ye yönelik devam eden saldırılarını derhal durdurması gerektiği yönündeki çağrısını yineleyerek, sınırın iki tarafında da sivillerin can güvenliğinin korunmasının en önemli husus olduğu“ da vurgulandı. Genel Sekreter Ban, bu kapsamda Türkiye ve Irak hükümetlerine iki ülke arasındaki sınırlarda barış ve istikrarın sağlanması için işbirliği yapmaları çağrısında bulundu.

İngilizlerin saygın gazetelerinden The Independent manşetten verdiği haberde Türkiye'nin Güney Kürdistan'a yönelik olarak başlattığını kara harekatını “Irak'ın yeniden işgali“ olarak nitelendirdi. Gazete operasyonun yeni bir kriz doğurduğunu duyurdu. Türkiye'nin süreklileşen ve artan saldırılarının Güney Kürdistan'ı istikrarsızlaştırdığını belirten gazete, Irak'ın barış içinde olan tek bölgesinin de tehdit altında olduğunu yazdı. İşgalin ABD için bir “utanç“ olduğunu belirten gazete, ABD'nin Türk ordusuna PKK'nin kampları konusunda istihbarat verdiğini de duyurdu. ABD ve Irak hükümetlerinin ilk açıklamalarında işgal harekatını “alttan aldıklarını“ belirten Independent, birçok Kürt liderinin Türk saldırılarının Kürt bölgesindeki oluşumun altını oymak olduğunu düşündüğü ifade edildi. Türk ordusunun PKK gerillalarının mezarlarını bombaladığını da yazan gazete şu anda ciddi çatışmaların yaşandığını belirtti. Güney Kürdistan'a yönelik operasyonun Türk ordusunun siyasi gücünü pekiştirme amacını da taşıdığını vurgulayan Independent, PKK'nin buna karşı küçük gruplar halinde geçit vermeyen dağlarda mücadele verdiğini yazdı. IRAK VE TÜRKİYE ARASINDA TANSİYON YÜKSELİYOR ABD'nin The Washington Post gazetesi ise Türkiye'nin Güney Kürdistan'a yönelik başlattığı saldırının ile Irak arasında gerginliğin artmasına neden olduğunu belirtti. Gazete, Bush yönetimini, “PKK ile mücadelede Türkiye'nin aktif ortağı" olarak gösterdi. Gazete ayrıca Güney Kürdistan'da peşmergelerin "alarm" durumunda olduğunu yazdı.

KÜRDİSTAN BÖLGE BAŞKANLIĞI SÖZCÜLÜĞÜ: ’'TÜRK SALDIRILARININ ASIL NİYETİNDEN ŞÜPHEMİZ VAR'' Türk ordusunun Kürdistan Bölgesi (FKB)'ne yönelik saldırıları konusunda Kürdistan Bölge Başkanlığı Sözcülüğü'nden açıklama: ’'Federal Kürdistan Bölge Başkanı sayın Mesut Barzani, 22-23 Şubat'ta Dohuk vilayetini ziyaret etti. Başkan Barzani bu ziyaretinde bölgenin idari, emni ve askeri kurumlarıyla ilgili yetkililerle toplandı. Sınır bölgelerinin durumundan haberdar olunduktan ve Türkiye'nin Kürdistan Bölgesi topraklarına yönelik saldırılarından sonra meydana gelen yeni gelişmelerin değerlendirilmesinin ardından Kürdistan Bölgesi'nin PKK ve Türkiye arasındaki savaşta taraf olmayacağı te'kidinde bulunuldu. Ancak Kürdistan Bölgesi vatandaşlarına yada yerleşim bölgelerine yönelik her saldırı karşısında genel savunma için gerekli emir verildi ve bunun için bütün hazırlıklar yapıldı. Şimdi Türkiye'nin saldırılarının asıl niyetinden şüphemiz var; saldırıların asıl amacı PKK değil Kürdistan Bölgesidir. Eğer böyle olmazsa vatandaşların istifade ettiği ve bölgenin derinliklerindeki yerleşim yerlerinde bulunan köprülerin yıkılmasının PKK ile ne alakası var?'' Federal Kürdistan Bölge Başkanlığı Sözcülüğü 23.02.2008

Kürt sorununda demokratik çözüme yanaşmayan Türkiye, Kandil'i/PKK'yı bahane ederek Aralık'tan beri başlattığı sınır ötesi operasyonlarını ABD'nin aktif desteğiyle sürdürüyor. Türkiye hava hareketinden istediği sonuçları almayanınca, bahar da kara operasyonuna hazırlandığı ve bunun için hem uluslar arası hem de Irak Merkezi hükümetle pazarlıklarını sürdürdüğü bilinmekte. Ancak Türkiye'nin esas amacı Kürdistan Hükümetini bu harekata ortak etmektir.Mam Celal Bu ara Türkiye'ye gelecekti, ancak Kek Mesut ile Türkiye arasındaki bazı sorunlardan dolayı gelişi belirsiz bir tarihe ertelenmiş görünüyor. Türkiye dış işleri bakanı, Güney Hükümetine göz dağı vererek Güney Kürdistan hükümetinin PKK'ya karşı Türkiye ile ortak hareket etmemesinden ve PKK'yı Terörist ilan etmediklerinden söz etmekte. Alınan duyumlara göre eğer Güney Hükümeti PKK'yı Terörist ilan eder ve Türkiye ye yardım ederse dar anlamında Güney Hükümetine sınırlı ilişki kurulacakmış. Çünkü Türkiye son zamanlarda ABD ile ilişkilerinin iyi gitmesi ve KERKÜK Referandumun ertelenmesi kendi başarısı olarak kabul ediyor..Türkiye, Kerkük ve Musul dışında Erbil-Süleymaniye arası kontrol edebilir bir Kürdistan özerkliği istiyor. Oysaki Kürdistan yüz ölçümü yaklaşık 85,000 (85 bin m2 dır). Son zamanlarda Türk medyası Kerkük ve Musul'u Misakı Milliye dahil edelim dilendiriliyor.Türkiye'nin amacı Kürdistan Petrolüne göz koymak ve Kürdistan hükümetine nefes aldırmamaktır.Bu yüzyıllardır Türkiye'yi yönetenlerin iflah olmaz bir hastalığıdır.Bu Kürt Paranoyası Türk halkının her kesiminde bulaşmış.Sağcısı,Solcusu,Dincisi, liberali velhasıl Türk'üm diyen herkes böyle. Türkiye de, İş alemi erbabına AĞA dediklerinde iltifat sayılır, Kürt liderleri Sayın Talabani ve Barzani için küçümseme hakaret anlamında kullanılır. Türkiye yani başındaki bir iki milyon KOSOVA'YI tanırken diğer yanı başındaki GÜNEY Kürdistan'ı kendileri için tehlike olarak sayar. Oysaki insan Türkiye deki 25 Milyon Kürtlere saygı olsun diye GÜNEY'LE sıcak ilişkiler kurar. Türkiye Başbakanı Almanya'da Asimile ye karşıyız diyor. Oysa ki,yüz yıllardır Türkiye de Yüzlerce köy, milyonlarca Kürt insanı asimile ediliyor. Dışarıda Demokrat içerde baskıcı. Onun için yurt dışında bazı dostlarda AKP özgürlükçü ve Kürt sorununa çözüm getireceklerine inanıyorlar. Tıpkı Türk solunun Irak'ta ABD ye karşı olduğu gibi. Oysaki; Amerika güçleri çekilmek zorunda kalırlarsa ortaya çıkacak manzara, hiç de gerçek demokrat ve ilerici insanların dedikleri gibi olmayacak. Böyle bir durumda özellikle Kürt halkı açısından da, ister istemez yeni olasılar gündeme gelecektir Onun için Güney Kürdistan'da halkımızın kendi kaderini tayin hakkını boğmak ve Güneydeki özgür ortamı da yok etmeye çalışanlar hiçte umuldukları gibi olmayacaktır. Hani; halk tabiri ile adama böyle kolayca Petrolü yedirmezler. Bakınız 5-Eylül 2004 Tarihli forum –Net ne yazıyor''? Kuzey Irak'ta Kürt Devleti, Kuzey Irak'ta bir Kürt Devleti kurulacak mı sizce? Türkiye izin vermeyiz gireriz yakarız filan diyor ama Amerika bu durumda ne yapacak? Amerika ile Türkiye arasında bugüne kadar dostluk ilişkileri vardı, acaba bu dostluk ilişkileri nereye kadar gidecek? Amerika Türkiye'nin Kürt Devleti rahatsızlığını takacak mı? Çünkü ABD bu devletin kurulmasını istiyor. Tabi bunun altında büyük petrol oyunları dönüyor diyor'' Forum'a devam edelim; Kuzey Irak'ta bir Kürt Devleti kuruluyor. Bunu milli menfaatlerine aykırı gören Türkiye bölgedeki varlığını fiilen arttırıyor.Ufak çaplı çatışmalar sonucu Kuzey Irak'ta denetimi ele alıyor veya almak istiyor. Kürt Devleti'nden rahatsız olan Suriye ve İran pek ses çıkartamıyorlar. Kuzey'in denetimi ile birlikte Güney'den Irak operasyonuna başlayan ABD ve İngiltere Saddam Rejimini deviriyor.Uydu bir Irak Federe Devletine Dünya yeşil ışık yakıyor. ABD Körfez politikasının ikinci ayağı olan Arap yarımadasındaki mevcut rejimlerin kaçınılmaz sonunun "kendi kontrolü altında" gerçekleşmesi planına ağırlık veriyor. Kuzey'de dengeleri sağlayan Türkiye,AB ile gelişen süreç sonucu incelen ilişkilerinin yerine ABD ile daha sıkı işbirliğine geçiyor...Türkiye'ye yeni Dünya düzeninde bölge gücü olarak ABD tarafından verilen görev Kuzeydeki büyük komşu Rusya ile ilişkilerin daha da geliştirilmesine neden oluyor. Ortadoğu ağırlığını Türkiye'ye bırakan Rusya Çin'e karşı Orta Asya ve Uzakdoğu'daki etkinliğini arttırıyor. Dünyanın 21 YY' deki siyasi düzeni planlanırken ve enerji kaynakları denetim altına alınırken Türkiye de"rolünü"oynuyor.Yani bütün planlar Kürtlerin geleceği üzerinde yapılıyor diyor. İlginç olan şu ki; son zamanlarda Irak'ta güvenlik ve asayişi sağlamak için yeni ilişkiler ve güçlendirilen kesimler, aslında Kürd halkının ulusal demokratik taleplerine karşı bir birleşme senaryoları gibi görünüyor.Eğer gerçekten Türkiye Güney'e kalıcı olarak girerse bence ilk tepki İran'dan ve İsrail'den gelir.Çünkü İran Son zamanlarda Kürtlerle ilişkilerini güçlendirip Türkiye'nin bölgeye hakim olmasını istemez.Tıpkı İsrail'in bu bölgedeki ilgisi gibi. Diğer bir görüş ise; Independent yazarı Robert Fiske diyor ki 'Eğer ilerde bir savaş çıkacaksa, Sünniler ve Şiiler arasında olmayacak. Sünnilerle Şiiler Amerika'ya karşı kurtuluş savaşı başlatacaklar. Kanımca zaten bu savaş devam ediyor. Kürtler bu savaşta farklı bir durumdalar, ancak Sünni ve Şii Araplar kendi içlerinde işgalcilerden kurtulmak için birleşecekler. Kürtler ise kendi başlarının çaresine bakacaklar'''.(Nisan 2003) Özetle,Türk ordusu, önümüzdeki ay sonu veya mart ayının ilk haftası PKK'yı etkisiz hale getirmek için diye, GÜNEY'E sınır ötesi harekât gerçekleştirecek. Birkaç hafta sürmesi beklenen ve Amerika'nın belirleyeceği coğrafi bölgeyle sınırlı kalacak operasyon, saldırı helikopterleri desteğindeki hava indirme birlikleri tarafından yürütülecek.. Medyadaki duyumlara göre, ABD'nin PKK ile Mücadele Özel Temsilcisi Joseph Ralston'ın bu ay sonunda Türkiye ve Irak'ı ziyareti sırasında muhtemel sınır ötesi harekata son şekli verilecek. Bu anlamda nedeni ne olursa olsun her kim ki GÜNEY'E olası müdahalesi tüm Kürtlere yapılmış sayılır. Kürtler kesinlikle bu saldırılara hazırlıklı ve birlik olmalıdır. Amerika'ya göre felaket senaryosu şöyle:Birinci Savaş-, Irak'ta yenilmek bölgesel felakete savaşa açacak. İran ve Türkiye Irak'a girecek. Kürtler bağımsızlık ilan edecek. Türkiye ile Kürtler arasında savaş çıkacak. İran da Güney Irak'ı kontrol edecek. İran ABD'nin düşmanı. İran, Suriye, Hizbullah eksenine karşı acımasız bir savaş yürüten ABD, İngiltere ve İsrail, şimdi sadece Irak içinde bir çok cephede savaşla yüz yüze. Öncelikle İran'a karşı. Tahran'ın bu ülkedeki özellikle Şii gruplar üzerindeki etkisini kırmaya çalışıyor. Son Irak Planı'ndan da açıkça Suriye ve İran'ı hedef gösterdi ve bu ülkelere karşı askeri tedbirler uygulanacağını açıkladı. Ardından Erbil'deki İran Konsolosluğu basıldı. İran sınırına askeri yığınak başlatıldı. Basra Körfezi'ne savaş gemileri gönderildi. Irak'ta İran'la birlikte hareket eden Şii gruplara karşı hazırlıklara başlandı. İkinci savaş Sünni direnişçilere karşı. Zaten işgalden bu yana devam eden bir savaş bu. Şimdi yeni bir aşamaya giriyor. Bir yandan İran nüfuzunu kırmaya çalışan ABD, diğer yandan İran etkisindeki Şii gruplarla öteden beri yaptığı işbirliğini daha da geliştirerek, Sünni direnişçileri temizlemeye hazırlanıyor. Üçüncü savaş mezhep çatışmaları. 2007'de bölgesel etkilerini hep birlikte yaşayacağımız mezhep çatışması, bizzat ABD ve müttefiklerinin yönlendirmeleriyle devam ediyor. Dördüncüsü Türkiye'nin Kuzey Irak'a ilişkin kaygılarına karşı verilen savaş. Burası önemli. ABD'nin “stratejik müttefiki“ olduğu iddia edilen Türkiye, nasıl oluyor da ABD için tehdit oluşturuyor! İşte böyle öteden beri deniliyor ya, alavere dalavere Kürt Memed Nöbete. Kürtler gerçekten çok önemli bir süreçten geçiyorlar.Başarının tek yolu Kürtler için BİRLİK ve GÜNEY'E DESTEKTİR. 21.02.2008

Add new comment

Plain text

CAPTCHA This question is for testing whether or not you are a human visitor and to prevent automated spam submissions.