BDP çizgisinde yer alan bazı unsurların eline geçtiği her fırsatta Kürt halkının Ulusal değerleri ve siyasal hedeflerine karşıtlık anlamına gelecek açıklamalarını hayret ve ibretle izliyoruz.
En son Şırnak milletvekili ve BDP Meclis grubu başkanvekili Hasip KAPLAN’ınyaptığı talihsiz açıklamada, bu zihniyetin en açık dışa vurum örneğidir. BDP Şırnak milletvekili Hasip KAPLAN’ın bu nitelikteki açıklaması, açıklamalarının ilki de değil, Antalya’da yaptığı Basın açıklamasında ‘’ Bağımsızlık, düşünce özgürlüğü kapsamında dahi ele alınamaz’’ diyerek, gerek hukuk adına, gerekse Kürt halkının ulusal eğerleri adına kabulü imkânsız bir söylem dile getirmiş ve hiçbir tepki almadığı için hızını alamayarak, Kürt halkının ulusal değerlerini yok saymaya devam etmektedir. En son demecinde ise bu işi biraz daha ileriye taşıyan Hasip KAPLAN "Bayraklı yürüyüşler yapalım deniliyor. Partimiz olmasa ülkenin bir tarafında Türk bayrağı bu kadar özgürce dalgalanamaz. Açık söylüyorum, bir tabur bir binbaşı dağlarda bayrağı koruyamaz. Bizler koruyoruz, çünkü ortak değerimiz” diyor. Önce şu gerçeğin altı önemle çizilmelidir, eşit koşullarda olmayan iki halkın varlığı ve birinin “tek vatan, tek millet ve tek bayrak” sloganıyla diğerinin tüm değerlerini ve gerçekliğini yok sayarak asimile etme, kimliğini unutturma gayreti vardır. Başka halkların simge olarak kabul ettiği ve saygı duyulması gerekliliğide burada anlamını yitirmektedir, çünkü eşit koşullarda olmayan iki halkın varlığı ve birinin tüm değerlerinin yok sayılması gerçeği vardır. Dolayısıyla koruyuculuğunu yapmak bizim işimiz değil, olmamalıdır, olamazda. Zira Kürt halkının bir marşı ve bir bayrağı vardır. Bize düşen kendi bayrağımızı korumaktır. Hasip KAPLAN ve benzerlerinin yaptığı bu türden açıklamaların hazin yanı, Kürt halkı adına siyaset yapan ve iki dönemdir Kürt halkı tarafından temsilci seçilen biri tarafından yapılmasının yansıra, BDP çevresinden en küçük bir reaksiyonun dahi olmamasıdır.
Kürt ulusal değerlerini ve siyasal hedeflerini dejenere ederek TC’nin sömürgeci sistemine entegre etme gayreti olarak gördüğümüz bu tür yaklaşımları ve bu açıklamalar karşısında sessiz kalan anlayışı kınıyor, Kürt halkından özür dilemeye davet ediyoruz. Diyarbekir, 2.11.2011 TDŞK-Tevgera Demokratên Şoreşgêr a Kurd |