Skip to main content

Aso Zagrosı, (not verified)

Thu, 09/03/2009 - 00:49

Sayın Salih Aras, Türkiye'de son dönemlerde bir çok çevre „Kürd açılımı“ üzerine tartışıyor. Türk hükümetinin bu konuda bir projesinden sözediliyor. Öcalan, „yol haritasını“ hazırlıyor. Biz bu konuda okuyucularımıza Kürd cephesinin kısmende olsa eğilimini sunmak amacıyla bazı soruları hazırladık ve uluşabildiğimiz Kürdistanlı aydınlara ve Kürd dostlarına gönderiyoruz. Eğer bu sorularımıza yazılı olarak cevap verirseniz seviniriz. Saygılarımla, Aso Zagrosi Newroz.Com ve Kürdistan Forum Editörü Aso Zagrosi: Son aylarda Türkiye'de devletin bir kanatından “Kürd açılımından“, “Kürd sorunun barışçıl çözümümden“ ve “büyük bir projeden“ söz ediliyor. Kürdlerle Türklerin bu topraklarda buluşmasında bu yana yaklaşık olarak bin geçti. Bazıları “bin yıl kardeşçe bir arada yaşama“ diyor buna. Türk ırkçıların kendilerine sembol olarak aldıkları Alpaslan'ın Kürd Yusuf tarafından Malazgirt savaşından bir yıl sonra yani 1071 yılında öldürülmesi dahi (Urfalı Matieu'dan) bu buluşmanın kanlı bir zeminde yürüdüğünü gösteriyor. Türkiye Cumhuriyetinin kuruluşundan beri Kürdlere karşı hayatın tüm alanlarında jenosidler uygulandı, milyonlarca Kürd fiziki olarak imha edildi ve Kürdlere ait ne varsa inkar edildi. Şimdi Kürdleri muhatap almaksızın “bizim sizin için iyi bir projemiz var“ diyorlar. Bu söylem ne kadar inandırıcı olabilir? Salih Aras:Açılım tek taraflıdır. Lozan Antlaşması'nın güncelleştirilmesi, (yani A. Öcalan'ın değimiyle 'toplumsal Lozan') ve yeniden Kürtlere kabul ettirilmesidir. Açıkçası açılımın Kürt iradesi ve insiyatifi yoktur. Lozan'da olduğu gibi Devlet ve özellikle Ordu açılımın iki yanınıda 'temsil'ediyor. İmralı, KCK ve DTP'yi açılımın Kürt tarafı olarak görmek olanaksızdır. KCK ve DTP ayrı kurumlar gibi görünsede, direkt İmralı bağlantılıdır. İmralı ya da A. Öcalan'da Ordu ve genel Kurmay emrindedir. Bu şekilde olacak bir açılım Kürler için ne ifade edebilir? Kürtler muhatap alınmıyor ve Muhatap alınan İmralı ve KCK ve DTP ise Türk tarafıdır. 'Büyük Proje' dedikleri bu olmalı ki, Türk Mediası açılımı büyük bir fırsat olarak değerlendiriyor ve bu fırsatın kaçırılmaması gerektiğini belirtiyor. Kürtlerin siyasi olarak en zayıf ve örgütsüz oldukları bir dönemdir. Kürt tarafı olarak muhatap alınanlar ise Türkten daha fazla Türkçüler. Kürt gerçekliği bile kabul edilmiyor. Demirel'in; 'kürt realitesini tanıyoruz'sözü, bu açılımdan çok daha ileriydi. Etnik grup olarak görülmesi tarihi gerçeği kabul etmemedir. Politika bir yana Kürdistan atalarımızdan bize kaldı. Türkler daha gelmeden, Kürtler binlerce yıl önceden bu toprakların sahibiydi. Samimiyet varsa önce tarihi gerçekler kabul edilmeli. Aso Zagrosi: Türk devletinin Kürdlere ve Kürdlerin haklarına ilişkin son dönemlerde kopardığı gürültünün asıl nedeni sizce ne olabilir? Salih Aras:Bu gürültünün asıl nedenine gelince; Derin Devlet onlarca yıllık karanlık faaliyetleriyle Kürdistan Devrimi'nin aktif potansiyelini yönetim düzeyinde ele geçirdi. Bu yönetim daha çok A. Öcalan'dan somutlaşıyor. Bağımsız Kürdistan'dan, tekrar Lozan'a varıldı. Lozan'ı 'kürt tarafı' savunur hale gelmiş. Devlet yaratmış olduğu bu başarıyı kaçırmak istemiyor. 'Kürt açılımı' adı altında ve kürtlerin istemi olarak, sorunu çözmek istiyor. Somut hiç bir belirti yok, duygusallık ve kardeşlik savsataları ön plana çıkarılıyor. Aso Zagrosi: Bazılarına göre aslında bu Kuzey Kürdlerine değil çeşitli uluslararası güçlerin baskısı altında Güney Kürdlerine , petrol ve doğal gaz gibi zenginliklere yapılan bir açılımdır söylemine dair yaklaşımız ne? Salih Aras:Tabiki Uluslar arası baskı var. G. Kürdistan'a yönelik çıkarlarıda önemli bir neden. Ancak en önemlisi, coğrafik ve nufus olarak Kürdıstan'ın yarısından fazlası T. C'nin sömürgesindedir. Asıl uzun vadeli sorunları budur. G. Kürdistan'a da yaklaşımları bu temeldedir. Devlet için esas olan K. Kürdistan'ı uzun vadede garantiye alma, şimdilik ise; A. Öcalan'ıda kullanarak açılım adı altında zaman kazanmadır. Kürt gerçekliğini kabul etmeyi kendi yokluk nedeni sayan bir resmi ideolojiden, 'Kürt açılımı' adı aldında kürtlerin lehine birşey beklemek hayelcilik olur. Hiç bir samimiyet yok. Birazcık samimi olunsaydı, uluslar arası kurumlar davet edilirdi ve onların garantörlüğü kabul edilirdi. Onlarıda bir tarafa bırakalım Kürt tarafı yok... Aso Zagrosi: Son dönemlerde yoğun bir şekilde Öcalan'ın 15 Ağustos'da sunacağı “Yol haritası“ndan söz ediliyor. Öcalan yakalandığından beri Kürdlere sayısız “yol haritaları“ sundu. Kürdlerin ulusal taleplerini “Bağımsız ,Birleşik Kürdistan“dan “kültürel haklar“ derekesine indirdi. Hatta “Anayasa'da Kürdlerden sözedilmesi dahi gerekmiyor“ diyor/diyorlar. İmrali'den Kürdlere yol haritası olabilirmi? Salih Aras:İmralı'dan Kürtlere yol haritası; kayıtsız şartsız kendi gerçekliğinden vazgeçip, türklüğün kabul edilmesidir. 15 Ağustos'un seçilmesi ise; devrimci geleneğin ve çözümün inkarı ve reddidir. 15 Ağustos, Bağımsız Kürdistan için silahlı mücadelenin başlatıldığı tarihtir. O'nu ne olduğu belli olmayan 'kültürel haklar'a dönüştürmek istiyor. Devlet, A. Öcalan'la istediği sonuca varamadı. Karanlık bağlantılar çözülmek üzere. Her şey açığa çıkmadan, acilen bir çözüm peşindeler. Ama kendileride ne şaşkın.

Plain text

CAPTCHA This question is for testing whether or not you are a human visitor and to prevent automated spam submissions.