Skip to main content
Submitted by Anonymous (not verified) on 18 April 2012

Sorun Öcalan ve PKK Değil, Siyasi Dinozorlardır

Bu gün çok ilginçtir dinozorları düşündüm cağımızda yaşıyorlar mı hala? Ama biz kürdler bu konuda çok şanslıyız dinozorlarımız eksik olmadı hiçbir zaman hayatımızda.
Neden mi?
“Bu dinozorlar neden aklına geldi welat” diye sorduğunuzu sanki duyar gibiyim.
Sorunuza cevabım, günler önce sanal ortamda birkaç arkadaş Avrupa’da ne yapıyorsunuz diye xis etmişti bizi.
Sahi neden Avrupa, neden Kürdistan değil?
Biz de Hewler’in özgür sokaklarında gezmek, Süleymaniye’de azadi parkında sevgiliyle el ele gezmek isterdik!
Lakin!
Evet, yıllar ne çabuk geçiyor.
Yıllar önceydi masallardaki gibi başlayayım!
Ben Güney Kürdistan’a gitmiştim; belki özgür parçada yılların vermiş olduğu işkence, ızdırap dolu günlerimden uzaklaşıp biraz olsun rahatlarım, rahat nefes alırım diye fakat neler gördük neler…
Sakin hemen aklınıza Güney’li kardeşlerim gelmesin; oradaki Kuzey’li dinozorları gördüm.
Düne kadar baba Barzani’ye “ABD uşağı” diyen hızlı solcu abilerimizi gördüm; kravat takmış elinde şifreli çantalar simdi de birilerinin adamı olmuşlar. Hatta çoğu artik mam Bush (ABD devlet başkanı) sloganı atıyordu…
Nemi yapıyordular?
Pastadan pay alma telaşıyla ne yapmıyorlardı ki!
Yeni yeni hükümet olmuş, düne kadar ayakkabısız, aç, susuz Kürdistan dağlarında pêşmergelik yapmış ve mücadeleleriyle kazanım elde etmiş Güney’li kardeşlerimizi kakalama telaşındaydılar. Hepsi Barzanici olmuş çıkmıştı ve ben bu durumu görünce “altına hücum” kitabini hatırladı; Amerika’yi talan etmeye giden beyaz adamlar var ya!

İhaleler üstüne ihaleler hatta hepsinin yanında ne idüğü belli olmayan (Kemalist solcu mu ararsın, faşist Türk mü ararsın) birer paralı ağa da bulmuşlar. Çünkü hepsi aç, hatta ceplerinde yemek parası bile yok. Sadece eski a veya b örgütün ismini kullanıp Güney’li kardeşlerimizin iyi niyetlerini suiistimal etme derdindeydiler; Ülkemin değerlerini tarumar etme telaşındaydılar. Bu kadar aç kuduz ****arasında tabiî ki bize yine amelelik kalmıştı. Amelelik dediysek utandığımızdan değil, ülkeme hizmetse bir fayans döşemek olsun amele olalım ona da şükür dedik başladık amele olarak çalışmaya. Ama gel gör ki bu kadar pislik karşısında ya sessiz kalacaksın ya da kellen gidecek. Kısacası gittiğimiz her yerde kovulduk; çünkü rahat durmadık. Patronların islerine gelmedik kovulduk, ameleliği de çok gördüler! Çünkü bizim öyle yanımıza alacağımız bir faşist zengin Türk, Arap arkadaşımız da olmadı. Kendimizi bildik bileli halktan insan olduk, ezenin karşısında durduk asla beyaz Kürd olamadık, ne yapalım karakter meselesi. Babamız bize kara Kürd olmayı, emektar Kürd olmayı öğretmişti…
Mecbur kapağı Avrupa’ya attık. Çünkü gerçekten Güney’li bir kuruma ulaşmak için vasıta gerekiyordu; vasıta da bu dinozorlardı.
Bu dinozorlardan medet umacağıma Avrupa’ya kaçmayı tercih ettim. Bu bir kaçıştı, kendimi korumak kollamak maddi manevi anlamda yaşatmak…
Belki oportünistlikti ama ben orada o manzara karşısında yaşayamazdım. Çünkü devrim çocuklarını yiyordu; ben yem olmayı göze alamadım! Korkaklığımdan olsa gerek.
Artı boyun eğemeyen anarşist ruhumdan olsa gerek…
Yıllarca emek ver bu annem dediğim ülkem için, ama anneme sarılıp yatmak için yıllarca İstanbul Kadıköy sokaklarında, taksim’de aydıncılık yapmış, elini suya sabuna bulaştırmamış dinozor abilerimin torpiliyle yaşayamazdım.
Bunu kabullenmek bana ağır bir hakaretti ve kaçışı tercih ettim!
Avrupa’da sağ olsun insan evlatları baktı halimize, verdiler bize bir parça pasaport, ev falan… Derken aldık mı eve birde laptop.
Eeee… Geldiğimiz ülkede ne var ne yok insanız sonuçta yanmış köyümüzün, toprağa verdiğimiz gencecik bedenlerimizin anısına merak ettik o ülkede ne oluyor diye; Kuzey’de ne oluyor?
Bize özgür vatan deyip aldılar gençliğimizi, simdi yok vatan istemeruk isteyen namerttir deyip duruyorlar bozuk plak gibi koro tam takır is başında...
Hatta işi öyle büyütmüşler ki, “ver bana görev sınırı ben koruyayım, Barzani’de kim oluyor buraya müdahale etsin! Alim Allah Turkiye’nin Güneyi’nden kuş uçurtmayız" deyip duruyorlar. (Kuzey Kürdistan oluyor bu Türkiye’nin Güneyi )Demirtaş ağanın tabiriyle…
Ben bunlara yanmıyorum, bunlar belli ekmeğimizde, namusumuzda gözü olan kımız müptelası barbar Türk oyuncakları olmuşlar. Ben bunlara kızmıyorum çünkü bunlara görev dayıları tarafından verilmiş ve yiyene sadece onamak düşer…
Sahi siz ey dinozorlar!
Ey aydın geçinen soytarılar biliyorsunuz bu internette her b** var!
Sizin Güney’i talan ettiğiniz yetmedi mi?
İnanın sizler olmasaydınız Güney simdi Kuzeyli kardeşlerine daha büyük isler başarırdı; siz hırsızlar yüzünden dürüst Güneyli emektarlarımız bile büyük şoklar içerisinde...
Örneğin sanat- kültür ile ilgili hükümet yardim etmek istiyor ve kanundur, yasadır ve diğer tüm parçalardaki kardeşlerine yardim etmeyi yasalaştırmışlar ama gel gör ki bu dinozorlar o kadar calip çırpmışlar ki simdi Kuzey’den genç yetenek bir kardeşimiz gidip Güney’den yardim alıp projesini hayata geçirmek istese kimseye masum olduğunu, dürüst olduğunu inandıramaz. Bu hırsız çakallar yüzünden.
Bir gün biri beni aradı, çok sevdiğim bir arkadaş keko gel birlik günüymüş!
Siyasi abilerimizden biri internette radyo programında konuşuyor, Amed’den katılmış ismi Fehim Işık bu kişi pkk ye hiç bulaşmamış hatta pkk nin mit tarafından kurulduğunu iddia edenlerden biri...
Baktım dinledim ne meret birlikmiş. Bu evdo ve ekibi Kürdistanı kuracakmış da, bu birliğe bu xweli ser welat katılmamış diye bir turlu kurulamıyor bu Kürdistan diye duşundum.
Sonra oturdum ağladım vay alçak Welat sen misin bu Kürdlerin birliğini bozan diye; sen misin bu kadar acıya sebebiyet veren diye? Neyse çok zaman geçmeden baktım bu siyasi abimiz almış ihaleleri meğer. Ben Güney’e çöreklenmiş dinozorları düşünürken Kuzey’de de büyük rant varmışta haberimiz yok!
Eeee tabiî ki olmayacak, sen kim rant kim para kim! Para düşünmek senin işin mi?
Sen ancak amele olursun dedim kendi kendime…
Sahi secimler geldi kapıya, siyasi abilerim başladılar bdp eşittir pkk pkk esittir mit ayni koro nakarat bozulmuyor.
Baktım meğer alttan Amed’den sandalye kapma telaşındalarmış hatta bazıları kandile kadar gitti görüştü ,hatta bazıları Silopi’de biji serker evdo dedi ve aldı sandalyeyi. Çünkü bu dinozor çok deneyimli hızlı davrandı (Elçi) ama gel gör ki acemi dinozorlar geç kaldı, tren kaçtı.
Ama dinozor bu durumda boş durur mu?
Baska tren var dedi koşulsuz destek verdi hakpar’lilar. ya sahi utanmaz arlanmaz adamlar hem sen deyilimsin mit diyen? Sen nasıl oluyor destek veriyorsun?
Neyse geçtik bunu da, sahi yakında yine secimler yine ihaleler var. Son günlerde bakıyorum az da olsa dürüst bir kaç ses çıkıyor bu Amed sokaklarında ve hemen bu dinozorlar başlamış “efendim yanlış yapıyorsunuz gün birlik günüdür” diye…
Evet gün birlik günüdür doğru, gün pastadan pay alma günüdür Amedden ihale kapma günü, Van’dan pay alma günüdür. Gencecik bedenlerin kanını içme günüdür ...
Devrim çocuklarını yiyormuş hem de ne yeme bu meret ye ye bitmez. Bu siyasi dinozorlar devrimi görseler ne olacak şaşıyorum bazen iyi ki devrim olmuyor diye de kendimi alamıyorum.
Malatya morgundaki parçalanmış gencecik bedenleri görüyorum her türlü aşağılık yöntem kullanılarak imha edilen bu kardeşlerimi düşünüyorum… Be hey sahte yurtseverler hiç mi bu bedenlere acımıyorsunuz? Siz rahat rahat rant elde edin diye mi, siz koltuk kapın diye mi ölüyor bu genç bedenler, yoksa bağımsız bir Kurdistan talebi için mi?
Neden oluyor bu gencecik bedenler diye soramıyorsunuz!
Artık yeter diye soramıyorsunuz neden?
Ben pkk ve evdoyu artik konuşmak bile istemiyorum. Çünkü bu dinozorlar, ukala rantçılar oldukça aponun değirmenine daha çok sular akacak. Bunca şey görmüş bizler bile ruhumuza söz geçiremiyorsak ya bu gariban halkıma ne demeli?
Halk ne yapsin, apocu olmasin da ne yapsın?
Kime güvensin?
Ben yıllarca kendimi yargıladım, perişan ettim ve hala ediyorum; sırf biji apo dedigim icin; onun saflarında yer aldığım için.
Sahi welatlar ne yapsın? Doğruyu görmek için yukarı tükürsem bıyık aşağı sakal.
welatlar ne yapsin? Düne kadar ölüm tehdidi almış, ağzı dişi kırılmış siyasi abilerimiz bugün bu teslimiyetçi ve yalakaca durusu sergiliyorsa bir koltuk için; kız kardeşi tecavüze uğramış hunharca katledilmiş aydınımız evdonun şemsiyesi altında birlik diyorsa,
Legal sözüm ona muhalefet yapacak kürd partisi, pkk’yi mit kurdu deyip pkk ye şartsız şurtsuz destek veriyorsa ve teslim oluyorsa halkım ne yapsın, kime inansın?
Bu durumda kime güvenelim, kimden büyüklük ve Kürdlük bekleyelim?
Bu ülkede anarşist olmak için o kadar sebep var ki hangisini dile getirelim .
Deli diyorlar bize! Sahi bu kadar pisliği, alçaklığı görüp anormal olmak suçsa evet ben deliyim, deli olmakla gurur duyuyorum…
Milliyetçi olmak suçsa, evet ben milliyetçiyim.
Benim gibi delilere milliyetçilik ve anarşizm kalmış. Evet neden olmasın?
Ben kuzeyliyim çünkü kuzeyde Şair Burkay ve Türklerin yeğeni avdo siyaseti var; bunlara karşı anarşistim ve milliyetçiyim. Çünkü ülkem yok, dinim yok, anam tecavüze uğramış, köyüm yakılmış, insanlarım her gün yok ediliyor, dilim büyük tehlikede yok olmayla pençeleşiyor…

Biri Abant’ta devletin derinleriyle kafa kafaya vermiş Kürdleri nasıl entegre ederiz diye kafa yorarken, yaverleri de birlik borazanlığı yapıyor. Güldürmeyin beni hey be zalim dinozorlar, karşınızda akilli Kürd çocuğu var, kimi kandırıyor sunuz?
Ben Kemalist Nazım’ın ardılıyım deyip buna siyaset diyeceksin.
Senin çok az değerin vardı yanımda, ta ki tc bayrağının altında gülerken ve ben Nazimin ardılıyım diyene kadar, o azıcık değer de bitti.
Senin evdodan ne farkın kaldı; ben ataturkun ardiliyim diyenden. Sahi bak hiç olmasa evdo yine büyük oynuyor, Kemalist bir şairin değil, direk diktatörün ardılı oluyor hiç olmazsa, ama sen diktatörün hayranı bir şairin ardılı oluyorsun.
Bizler hangisini anlatalım? Apo ve pkk yi mi, başımıza musallat edeni mi? Yoksa rant için bu belayı başımızdan eksik etmeyen rantiyeci dinozorları m?
Hangisini?
Bence en büyük tehlike bu siyasi dinozorlar, rantçılar, beyin travması geçirmiş para sever düşkünler, cenazesine kocaman çelenk isteyen bir ayağı çukurda kafadan sakat dinozorlarımız…
Bu siyasi dinozorlara sormak lazm, sahi sizin için ülke mi para mı?
Araştırın bunların çocuklarını hangi okullarda eğitim görüyorlar? Hangisi kurdi duygusuna sahip?
Bir tek hevallerimiz mi var sanıyoruz? (heval sirri sakikin oglu) Okullarda okumalarına karsı deyilim, ben okuyamadım diye..
Belki benim de babam dinozor olsaydı ben de şimdi karşınızda Mustafa Denizliyle flört eden evin hanim (Elcin’in kizi) kadar okumuş biri olarak çıkardım. Hem babam dinozor değildi hem de kurdilik öğretti bize. Bize mirası, rant yerine mücadele geleneği kaldı; oda az emek vermedi bu ulkede…
Babam ‘sen namussuzluk yapmadın’ dedi, bu bana yeterdir, varsın benim gençliğim feda olsun bu vatana…
Bu hırsızlar bu kadar isi büyütmüşler tıpkı sol Kemalistler gibi halkların kardeşliği dediler sadece biz kurdler yetim kardes olalim diye.
Bunlar birlik der, sadece kendileri çevreleri bdp Kemalist evdoo ekibinin kırıntılarından faydalansınlar diye..
Kısacası, bunların ağzına biraz bal sürseler, yarin meydanlarda “biji evdo sen beni yarattin” deyip dururlar…
Selam, sevgi ve selametle
welat kardeşiniz

Dismihrak akt… (not verified)

Thu, 04/19/2012 - 17:04

Size ihtiyacımız yok. Yıllardır süren Kürt ulusal mücadelesi birçok aktör ve fraksiyon yarattı haliyle.  Bu aktörlerin çoğu iyi niyetle kendi donanım ve imkânlarının  el verdiği ölçüde mücadele etti,  hiç sevmediğim bir kelimeyle söylesek “bedel”  ödediler.  Soğuk savaş dönemi komünist bir algıdan hareket eden bu şahıslar yazdılar, çizdiler hapse girip çıktılar; parti kurup, dernek açtılar. Kimisi hapiste kaldı, kimisi yurt dışına kaçtı, kimisi katledildi, kimisi de bir gıdım huzur bulmadan göçüp gitti. Ama bazıları var ki  hala yıllardır bir türlü emekli olmayıp, aynı şeyleri aynı kılıfta söyleyip bir türlü durdukları konumlarını terk edemediler.  Her dem aynı söylemlerle dünya değişmemiş gibi konuşmaya devam etti,  ediyorlar. Zamana donmuş buz muamelesi yapan bu paten sevdalıları suni kavgalar,  klişe argümanlarla yumurta mı tavuktan çıkar yoksa  tavuk mu yumurtadan münazaralarıyla  köşelerine çekilmeyi bilmiyorlar. Gelmek,  ortaya çıkmak kadar gitmenin de bir zamanı ve adabı olduğunu unutmuş gibiler. Etrafına her dem iki üç yosun tutmuş sadık partiliyi, bir iki kanı kaynamış genci toplayıp bir rakı sohbeti eşliğinde geçmiş anıları üzerinden iktidar talebinde bulunmaktan vazgeçmiyorlar. Ağızlarından  çıkan her kelamı çözümün  yegâne anahtarını sanan eski zaman çilingirleri  her derde deva olma ihtimali üzerinden  tıbbı fantezileri, sonra da benim bildiğim en doğrusu diyen  anarkozimlerini dilendirmekten bıkmadılar. Yetmişlerin, seksenlerin tartışmalarını ısıtıp ısıtıp karşımıza geçmeleri oldukça can sıkıcı… Ne bekliyorlar bunlar? Madalya mı, koltuk mu yoksa taze bir ikbal mi? Yaptığınızı iyi kötü   yaptınız,  biraz da aradan çekilseniz eski hesaplarınızı  artık o kalın anı kitaplarınıza  dökseniz. Ne bileyim biraz kitap okuyup,  çoluk çocuğunuza zaman ayırıp bir bahar günü dostlarınızla  oturup uzaktan takip etseniz olanları olmaz mı? Bunlarda olmuyorsa hacca gitseniz ya da evinize çekilip çiçek sulayıp, bahçenizde ağaç bakıp (kesinlikle bunları küçümsemek için söylemiyorum. İnsanın  yapacağı en güzel faaliyetlerin başında gelir tüm bunlar  benim nezdimde.)  biraz dinlenseniz hem sizin için hem bizim için ne iyi olacak. Al işte,  Kemal Burkay hala Nikolay Çernişevskiy in “Nasıl Yapmalı”    kitabının sayfaları arasında kalmış.  Hâlbuki Dostoyevski’den Yeraltından Notlar  romanını(tekrar) okusa,  Demirkubuz’un müthiş filmi izlemeye gitse ne iyi olacak. İbrahim Güçlü uzay çağında olduğunu söylerken yetmişlerde çakılıp kalmış. Devletin en faşist kanallarını kendisine verdiği söz hakkını çok matah bir şey sanıp  PKK’yi  yok etme üzerinden bir varlık felsefesi yaratmış. Sadece o mu? Onun dışında onlarcası Güçlü’ye rahmet okutur. PKK’ye yaptığı eleştirilerde o kadar kaba, psikolojiden,  sosyolojiden habersiz,  bir o kadar sığ şeyler ki ona sorsanız ummanda birer  inci tanesi hükmündedir kelamları. Emin olsun ki Güçlü,  iyi niyetinden şüphem yok. Yalnız iyi niyet ne ki bunca iktidara,  bu yalan fırtınasına karşı. Yazık! Şerafettin  Elçi,  bir koltuk için “Ya rab  ne güneşler doğuyor duasıyla selamlamaktan her günü bıkmadı mı? Üstelik aralarında tartışıyormuş gibi yapmaları  yok mu, ancak komik şeyler. 30 yıldır bildiğinden tek bir harf şaşmaya, gazete ve internet dedikoduları dışında bir şey okumayan insanın  bireysel özgünlüğünü dev metinler, kutsalmış tabular arasında bastırıp unutan  komüne  yaşamlarda   anonim hesaplar yapıp birbirini zırnık kadar ikna edemeyen sizler bize neyi anlatacaksınız. Ya da kimi neye razı edeceksiniz? Kimi sorsan fraksiyonlarını geride bıraktıklarını söyleyecekler. Hâlbuki hepsi debil gibi liseli arkadaşlarının cemaatinden milim şaşmazlar. Bu yüzden coğrafyamızda  özgürlüğü, bireyi kuşatan cemaatvari yapıları asla tahlil edip çözüm üretmezler. Bir Kürt genci olarak itiraf edeyim. Yazdıklarınızdan, duruşunuz,  kavgalarınızdan zerre feyz almıyorum. Baştan sona klişe ve sığ şeylerin bozuk megafonları gibisiniz. Dün nerdeyseniz,  bugün de orada aynı yerde kendinden başka herkese kapalı çakılıp kalmışsınız. Yazdıklarım size vefasızlık gibi gelmesin. Kendinize  inandıklarınıza vefa duyuyorsanız, o çok sevdiğiniz gençlerin zekâsına ve bilincine güveniyorsanız çekip gidersiniz. Kalmaktaki  bunca ısrarınızı bir ağa’nın toprağının keyfi-ü sefasını bir babanın çocuklarına söz hakkı vermeyerek sağladığı eril iktidarları çağrıştırıyorsunuz. Gidin,  ağa da  siz paşa da siz ama gidin. Tabi yalnız üç kişi değil bu yakındıklarımız. Onlarcası var. Umarım diğerleri de üstüne alır. Yazı ve ufuk açıcı fikirleri için  Mamoste  A.Ö. Teşekkür ederim.    

Add new comment

Plain text

CAPTCHA This question is for testing whether or not you are a human visitor and to prevent automated spam submissions.