Siz Siz olun, Kurdistan için Şehit Düşmeyin, Yoksa Pazarlanılırsınız!
98 yılının sonbaharıydı, bir kaç arkadaşla Ermenistan’ ın Başkenti Erivan’ da( Yerevan) kalıyorduk. Erivan güzel ve planlı bir şehirdi. Şehrin biraz hırpalanmış, yoksul görüntüsüne rağmen Sovyetler döneminde, iyi bir konumda olduğuna dair izler belirgindi. Coğrafik ve şehrin yerleşim alanı mükemmel, doğa ve şehirlemenin iç-içe yaşandığı, şehir atmosferinin yarattığı stresten arınabileceği-dinlenebileceği tatlı bir şehir görüntüsü bıraktı. İnsanları sempatik ve sevecendi. Bazı aydın ve sıradan halktan bazı insanlarla konuşma imkanım oldu. Elegez dağ ve köylerini dolaştım, Kurdistan’ a sor ve Boşaltılmış, harabeye dönüşmüş Laçîn’ i görme sevinç ve burukluğunu yaşadım. Beni derinden etkileyen olaylarla karşılaştım, hele Êzdi Kurd’ lerinin yaşadı-yaşatıldığı ve gözlerinin ferinde hissedilen, insanin kalbini sızdıran acıyı gördüm yaşadım. Kaldığım 3-4 aylık süre içersinde bazı şeyler bende netleşti ve Kürt halkının ne kadar bêçare, Kürt aydın ve partilerinin ne kazar zavallı ve ‘’yalaka’’ olduğunu, kendi tarihlerini, sorgulama-araştırma yetisinden yoksun olduğunu idrak ettim.Ermenistan Êzdî Kürtlerinin yaşadıklarının hislerine şahit olunca, Sunii Kürtlerinin neler yaşadıklarını az çok tahmin edebiliyordum. Biz böyle bir aydın ve Örgütler topluluğuna sahibiz; benlik yitimi hümanistliğimizden mi yoksa ezilmişliğin yarattığı ‘’ Yalakalık’’ psikolojisinden mi kaynaklanıyor, bilemiyorum!Ermenistan’ da kaldığım süre içersinde karşılaştığım iki olay sizlerle paylaşmak istiyorum, yorum ve değerlendirmeyi siz değerli okurlara bırakıyorum. Ermenistan’ da kiracı kaldığımız apartmanda, Muş Ermenilerinden bir aile’ nin Kürt olduğumuzu duymuş olacak ki ısrarla bizi yemeğe davet etmek istiyordu. Aile bireyinin bizi her gördüklerinde gülümseme ile ifade ettikleri sıcaklık, daveti red etmemizi olanaksız kılmıştı. Ortak tanıdık bir tercüman aracılığı ile bir gece evlerine gittik. Bütün ev halkı bizi içten-sıcak karşıladı, her şey hazırdı, fazla sohbet etme imkanı olmadan sofra başına geçtik. Özellikle ev hanımının bize yaklaşımı, bakışı beni etkiliyordu. Neden, hiç görmediğim ve tanımadığım bu insanlar özelliklede ev hanımı, neden bizi kendi ailesinden biri gibi görüyor, hasret ve sevgi ile bize yaklaşıyordu. Dayanamadım Tercüman aracılığı ile sohbette başladık. Ev hanimi hikayesini anlattıkça bir yandan özülüyor ama bir yandan seviniyordum. Her şeye rağmen, onca yaşadıkları korkunç katliamlara rağmen, Kürt halkının Ortadoğunun asilzadeleri oldukları oldukları tutum ve davranışları ile kendilerini gösteriyorlardı. Ev hanımının anne ve babası bir Kürt aile tarafından saklanılmış ve daha sonra Ermenistan’ a geçmeleri için yardımcı olmuşlardı. Bundan dolayı, Ev hanımı Kuzey Kurdıstan’ lı Kurd’ ü kendi ailesinin bir bireyi olarak görüyordu.Diğer ikinci olaysa, dostumuz diye değerlendirdiğimiz bir insanın eşinin gösterdiği tepkiydi. Ermenistan’ dan ayrılmamıza yardımcı olan dostumuz,evini tamir ettiğinden kendisine yardımcı olmamız için, bizden yardım istemişti. Dostumuzun bu talebini memnunlukla karşıladık, kendisine yardım edeceğimizden dolayı mutluyduk. Sabah erken evine gidip çalışmaya başladık. Kaç sıralarıydı, yemek mi yiyorduk tam hatırlamıyorum! Dostumuzun eşi ve küçük kızı eve geldiler. Bu sıralarda nasıl olduysa küçük kızla karşılaştık ve ben Kuzey Kurdistan’ da ayrılmak zorunda kaldığım dönem, ayni yaşlarda Nazenîn adında ayni yaştaki yegenim aklıma geldi. Dostumuzun kızıyla oynamaya okşamaya başladım, benim oldum olası küçük cocuklarla hep aram iyidır, çabuk kaynaşıp ortak dili buluruz.Ne kadar zaman geçti bilmiyorum, birden annesinin bakışları dikkatimi çekti çok geçmeden dostumuz, kızarmış bir yüzle geri döndü ve kızını alıp gitti. Ordan ayrılana kadar hiç bir şey sormadım ama çiçime bir kurt düşmüştü!Neden!O gün nasıl geçti bilmiyorum ama bir an önce akşam olup eve gitmek istiyordum. Eve geldiğimiz Yoldaşım Aso bana, ‘’ Biliyor musun. Neden dostumuz gelip kızını alıp götürdü?’’ Ben; ‘’ Yok’’ deyinceBana anlattı.Kadın, benim kızıyla oynadığımı gördüğünde hemen kocasına seslenmış. Yoldaşım Aso Zagrosi’ yi fark etmemiş olacak ki, öfke ile’’ Nasıl bir Kurd’ ın benim kızımı sevmesine izin veriyorsun’’ diye eşine çıkışıp azarlamış!Aso bana bunları anlatırken, sanki başıma kazanda kaynamış su dökülmüş gibi oldum. Birinici olayın kahramanları yoksul ve sade insanlar ikinci olayın kahramanları ise iktidar.Bunca yıldan sonra neden bunları anlattım?Kuzey ve Güney Kurdistan politik arenesinin daha doğrusu, Güney Kurdistan iktidarı ile Kuzey Kurdistan politik arenasının büyük çoğunluğunun Ankara ve Bağdat hayranlıkları, Bağdat ve Ankara’ nın bölgesel güç olmasının ötesinde, dünya çapında birer büyük güç olmaları için, Kürt halkına karşı girişilen, katliam-asimilasyon-sürgün-işkence, jenesid..vs leri unutup fitine, akıl hocalığına soyunmalarını, güç ve enerjilerini onların hizmetine sunduklarını görünce birden, Ermenistan olayı aklıma geldi......!
Re: Siz Siz olun, Kurdistan için Şehit Düşmeyin, Yoksa Pazarlanı