Direkt zum Inhalt

Kürdistan’da Dinin Siyasallaşması Yasaklanmalıdır!

Din sosyolojik bir olgudur. Görmemezlikten gelebilecek bir olgu değildir. Yok sayma veya bastırma ile soruna yaklaşım ters teper. Tüm dinleri inanç olarak kabul görmek ve tolerans göstermek gerekir, ama sadece bu kadar. Bunun ötesi dinin siyasallaşmasıdır ki, bunun kabul edilecek bir tarafı yoktur. Hele çok dinli, çok mezhepli olan Kürdistan toplumunda dinin siyasallaşmasının önünü açmak toplumu içinde çıkılmaz çatışmalara sürüklemenin zeminini yaratmak demektir. Bunun örneği Afganistan, İran ve Irak’ta yaşananlardır. Kürdistan’da dinin siyasallaşmasını savunanlar, bu ülkelerde olup bittenleri Kürdistan’da görmek isteyenlerdir. Aris Arda arkadaşın somut verilere dayalı enfes makalesi tehlikenin boyutunu gözler önüne sermektedir. Kürdistan toplumu hem etnik, hem dini inanç açısında çok renklidir. Asıl mesele bu çok renkliliği çok sesliliğe kavuşturabilmektır. Birinin bir diğeri üzerinde hegemonya kurmasını engelemektir. Her dini inançın serbestçe ibadetini yapmasının ortamını sağlamaktır. Bunun yolu demokratik bir sistem çerçevesinde farklı dini inançtaki halk kesimlerin birbirlerinin inançlarına toleranslı olmayı kabullenmeyi sağlamaktır. Bu da dinin siyasallaşmasına yol vermemekle mümkündür. Bunun yolu milli şuuru esas almak ve bu temelde siyasi erk’in farklı din ve mezheplere karşı eşit mesafeli davranmaktan geçer. Dinin sadece bir inanç olarak kabul görülmesi ve bunu herkesin kabullenmesinden geçer. Faklı dini inançtaki kesimlerin bu toleransı hazmetmesi gerekir. Faklılıkları dıştalamamak gerekir. Herkesin dini kendisine. Birinin diğeri üstünde egemenlik taslaması, ötekini dışlamak istemesi kabullenilemez. Velevki o birinin çoğunluk olması bile buna müsaade edilemez.Çok dinli, çok mezhepli, çok tarikatlı Kürd toplumuna bir dinin hakimiyetine dayalı kutsalılk elbisesi giydirilemez. Dahası kutsalık bireyin dini inançına göre vicdanına kalmış bir şeydir. Birine göre kutsal olan bir diğerine göre en büyük günah sayıldığı farklı dinlerin yanyana olduğu Kürd toplumunda din çimento görevini göremez. Kürd milletinin çimentosu Kürdistan yurtseverliği ve Kürd milliyetçiliğidir. Yoksa şu veya bu din değildir. Kürd toplumunun çoğunluğu müslüman olsa da Hiristiyan, Yahudi, Ezidi, Zerdüşti, Kakai, Bahai, Alevi vs. inançlara sahip insanlarımızda az değildir. İslamın siyasallaşması demek  öteki dini inanç sahiplerinin boğazlaşmasının yolunun açılması demektir. Her dini inança göre kendi kutsal değerleri vardır. Bunları görmemezlikten gelemeyiz. Fakat her dinin kutsal değerlerini bir bütün olarak Kürd milletinin tüm bireylerinin kutsal değerleride sayamayız. Hiç bir dinde kendi kutsal değerlerini bir diğerine dayandıramaz. Bu iç çatışmaya yol açar. Kürd milletini geleceğe taşımak için bundan özelikle kaçınmak gerekir. “Kürd halkının dini islamdır” demek doğru değildir. Bir Kürd halkı var. Ama Kürd halkının farklı kesimleri faklı dini inança sahiptirler. “Kürd halkının dini islamdır” demek diğer inançtaki halkı Kürd halkından saymamak demektir. Veya bu halk kesimlerimizin dini inançlarını yok saymaktır. Ama her halükarda Kürd milletini dini kamplaşmalara bölmek ve savaştırmaktır. Bu düşmanın planıdır. Ama ne yazık ki, kimi Kürd çevreleri bu planın figüranı olabilmektedir.Bunun çabası içinde olanlar yok değildir. Bunların yüzü Kürd milletine değil, siyasallaşan islami dünyaya dönüktür. Siyasallaşan islami dünya ise Kürd millet egemenliği gaspını öngörmüş ve öngörmektedir. Siyasallaşan islami dünya’da Kürd milletinin yaşam hakkı dün olduğu gibi bugün de yoktur.Siyasallaşmış islami dünyada yer almış ve almaya çalışan Kürd islamcılarının Kürd milletine bugüne dek vedikleri kan ve gözyaşıdır. Geçmiş bir yana Hizbullah ve El-Ansar vs. islami terörist örgütlerin Kürd milletine verdikleri zararlar tarih olmayacak kadar yenidir. Bundan sonrada verecekleri budur. Bugünde bunun uğraşı çok değişik kılıflar altında verilmektedir.Kitlelerin geri bilinçlerine hitap edilmektedir. Dini duygularıyla oynanmaktadır. Kendilerince kutsal bildiği değerler öne sürülerek diğer inançtaki kitlelere karşı düşmanlık yapılmaktadır.  Hitap ettikleri geri bilinç sahibi halk kesimleri diğer dini inançtaki halk kitlelerine karşı kışkırtılmaktadır. İnsanlarımız çağdışı yaşama mahkum edilmeye çalışılmaktadır. Kürd milletine yapılacak en büyük kötülük bu olsa gerek. Bu tehlikeyi görmek gerekir. Aris Arda arkadaşın Güney Kürdistan’da olup bitten gerçekleri verileriyle gözler önüne sermesinde çıkarılacak çok ders vardır. Kürd politıkacıları ve aydınları kapımıza dayatılmak istenen tehlikeyi görmek ve tedbirini alma zorunluluğuyla karşı karşıyadır. Kürd milletinin dini ayrılıklar temelinde kamplaşmasına müsaaade edilemez. Bu, dine karşı olmakla yorumlanamaz. Ki hiçbir dini inança inanmayan insanlarımızda vardır. Bu kesimler materyalistir. Reel olanla ilgilenirler. Karanlıkta medet umma gibi sapkın bir düşünceleri yoktur. Öbür dünya kaygıları yoktur. Bunun tersine inananlar olabilir. Gayet doğal. Bu özgürlükleri var. Fakat materyalist olanlarında birilerinin sapkın düşüncelerine inanmama özgürlükleri vardır.  Bu konu da konsensus sağlanırsa mesele yok. Dahası Kürd millet çıkarı bunu emreder.Her Kürd bireyi bu emre uymak zorundadır. Oymayan bizden değildir. Onları düşmanın olmuş kayıp Kürd olarak görmek en doğru olandır. Düşmanın olmuş kayıp Kürd dışında kalan dini, mezhebi ne olursa olsun aynı şemsiye altında yerini alması Kürd millet çıkarı gereğidir. Kürd milletinin buna çok ihtiyacı var. Kürdler, ülkesel ve millet olarak bölündügü gibi siyasettende bölünmüs durumdadır. Millet olarak derli toplu milli bir siyaset sahibi değiliz. Herkesin kendini ifade ettiği bir milli siyaset şemsiyemiz yoktur. En büyük sıkıntıda bundan kaynaklaniyor. Bunu aşmanın bir yolu da dinin siyasallaşmasını engelemektir.07 Temmuz 2006

Neuen Kommentar schreiben

Der Inhalt dieses Feldes wird nicht öffentlich zugänglich angezeigt.
CAPTCHA This question is for testing whether or not you are a human visitor and to prevent automated spam submissions.