Direkt zum Inhalt
Submitted by Anonymous (nicht überprüft) on 26 April 2008

[img]http://www.bbc.co.uk/worldservice/images/2007/08/20070804122213unhcr203…]
[i]Kuruluş Türkiye'den açıklama istediğini bildiriyor[/i]

[b]Türkiye'ye mülteci ölümü tepkisi[/b]

25 Nisan, 2008

Birleşmiş Milletler'e bağlı Mülteciler Yüksek Komiserliği, Türk polisini dört mültecinin ölümününe sebebiyet vermekle suçladı.

Kuruluş dört mültecinin ölümüne yol açan olayın, 23 Nisan Çarşamba günü Habur sınır kapısı yakınlarında yaşandığını bildiriyor.

Kuruluşun Cenevre merkezinden yapılan açıklamaya göre, Türkiye'de yasadışı olarak bulunan 60 kişi sınırdışı edilmek üzere Silopi'ye götürüldü; ancak Irak bunlardan 18'inin geçişine, kendi vatandaşı olmadığı gerekçesiyle izin vermedi.

Mülteciler Yüksek Komiserliği, 18 kişinin sınırı oluşturan Dicle Nehri'ne götürüldüğünü ve nehri yüzerek geçmeye zorlananlardan dördünün bu sırada süratli akan nehre kapılarak boğulduğu kaydediliyor.

Bu kişilerden birinin BM'nin mülteci statüsü tanıdığı bir İranlı oldugu diğer üçünün ise İranlı veya Suriyeli olduğunun sanıldığı kaydediliyor

Konu hakkında henüz Türk makamlarından bir açıklama yapılmadı.

Kuruluş, mültecilerin bu şekilde sınırdışı edilmesinin teessüfle karşılandığını bildirdi.

Mülteciler Yüksek Komiserliği (UNHCR), sağ olarak karaya çıkan diğer mültecilerle, BM'nin Erbil'deki ofisi vasıtasıyla temas halinde olunduğunu ve bu kişilerin ağır bir travma geçirdiği kaydedildi.

BM açıklamasında, Türk hükümetine daha önce yasadışı yollardan Yunanistan'a geçmeye çalışırken yakalanan gruptaki beş İranlının sınırdışı edilmemesi için başvuruda bulunduğu, ancak buna rağmen bu kişilerin 23 saatlik bir otobüs yolculuğuyla sınırdışı edlimek üzere Silopi'ye nakledildiği belirtiliyor.

UNHCR, mültecilerin zorla sınırdışı edilmesi konusunda Türkiye'den açıklama istendiğini kaydediyor.

Türkiye, Mültecilerin Hukuki Durumuna Dair 1951 Cenevre Sözleşmesi'nde, mültecilik tanımını "Avrupa'da meydana gelen olaylar"la sınırlandırdığından diğer ülkelerin vatandaşlarını mülteci kabul etmiyor.

[url=http://www.bbc.co.uk/turkish/europe/story/2008/04/080425_unhcr.shtml]BB…]

[b]Korucular Operasyona Katılmayı Reddetti[/b] Yüksekova'ya bağlı Doğanlı ve İkiyaka'da 250 kadar korucunun Dağlıca'da yapılacak operasyona katılmayı reddettikleri ve askeri yetkililerle tartıştıkları iddia edildi. Cudi'de çıkan çatışmada iki asker öldürüldü. [i]BİA Haber Merkezi - Hakkari 25 Nisan 2008, Cuma[/i] Yüksekova'ya bağlı Doğanlı köyündeki 110 korucudan bir kısmı Dağlıca'da yapılacak askeri operasyona çağrılınca tepki gösterdi. Yüksekova Haber'e göre, bugün İlçe Jandarma Komutanlığı'na giden yaklaşık 95 korucu operasyona katılmak istemediklerini söyledi. Bunun üzerine askeri yetkililer operasyona katılmadıkları takdirde silahlarının ellerinden alınacağını söyledi. İddiaya göre, tartışma sırasında Halil adlı bir korucu tartaklandı. 2005'te Irak sınırında, Çukurca'da beş ay boyunca tek başlarına görev yaptıklarını söyleyen korucular köyleri dışına çıkmak istemiyor. Güvenlik gerekçesiyle 1995'te boşaltılan Hakkari'nin Çukurca ilçesine bağlı Uzundere beldesi sakinleri, 2002'de Doğanlı köyüne yerleştirilmişti. Fırat Haber Ajansı'nın haberine göre, İkiyaka köyünde de 170 korucu operasyona gitmeyi reddetti. [b]Operasyonlar sürüyor[/b] Öte yandan bölgede PKK militanlarına yönelik operasyonlar sürüyor. Dün Yüksekova'dan Şemdinli'ye tır ve kamyonlarla askeri mühimmat sevk edildi. CNN Türk'ün haberine göre Şırnak, Cudi Dağı'nda bugün çıkan çatışmada bir binbaşı ve bir er öldürüldü. Mayına basan bir er de yaralandı. 23. Jandarma Sınır Tümen Komutanlığı'na bağlı Maden Karakolu'ndan özel harekat birlikleri bölgede operasyon sürdürüyor. (EÜ/GG) [url=http://www.bianet.org/bianet/kategori/bianet/106551/korucular-operasyona-katilmayi-reddetti]BİA - NET[/url]

[img]http://img507.imageshack.us/img507/4663/12118573ah1.jpg[/img] [b]Mezopotamya Ovası'nı kuraklık vurdu[/b] MARDİN (25.04.2008)- Kuraklık yüzünden Mezopotamya Ovası'nda ekili yüzbinlerce dönüm hububat kurudu. Kuraklıktan mağdur olan çiftçiler borç batağına sürüklenirken, 5 bin çiftçi destek beklerken, çiftçiler bölgenin afet bölgesi ilan edilmesi gerektiğini söyledi. Son 50 yılın en kurak mevsiminin yaşandığı Kürt illerinde arpa ve mercimek tarlaları önemli kısmı kururken, buğday tarlalarında ise yüzde 90'lık bir kayıp bulunuyor. Geriye kalan yüzde 10'luk kısım ise sulu arazi olduğu için kısmen kurtuldu. SON 50 YILIN EN KURAK MEVSİMİ Kuraklığın binlerce çiftçiyi perişan ederken son 50 yılın en kurak mevsimini yaşanıyor. Bu yıl Mezopotamya Ovası'nda 1 milyon 135 bin dönüm alanda hububat, 176 bin dönüm alanda mercimek kurudu. Derik, Kızıltepe, Nusaybin ve Mardin Merkez ilçelerinde gerek yeraltı sondaj kuyularıyla ve göletlerden yapılan sulamayla yaklaşık 1 milyon 107 bin dönüm arazide hububat tarımı yapılmasına rağmen yıllık yağışın yetersiz olması ve havadaki nisbi nemin oluşmaması nedeniyle sulu tarımda bile yaklaşık yüzde 30 verim kaybı yaşandı. PAMUK VE MISIR EKİLMEDİ Kuraklık sadece hububatı değil pamuk ve mısır üretimini de olumsuz etkiledi. Çiftçiler pamuk ve mısır da ekemedi. Özellikle bağcılık ve meyvecilik tarımının yapıldığı Ömerli, Savur, Midyat, Yeşilli ve Dargeçit'te önümüzdeki günlerde yağış gelmemesi halinde tüm ürünlerin kuraklık tehlikesi karşı karşıya kalması bekleniyor. HAYVANCILIK DA ETKİLENDİ Mardin Ziraat Odası Başkanı Malik Özkan verdiği bilgiye göre kuraklığın sadece çiftçileri değil aynı zamanda hayvancılıkla uğraşan kesimi de olumsuz etkilediğini söyledi. Tarım sigortasının kapsamının genişletilmesi çiftçi için çok önemli olduğunu söyleyen Özkan, ’'Tarım sigortası, tarım alanlarına hasar verebilecek her türlü doğal afet ve zararı kapsamalıdır. Ovanın doğal afet bölgesi ilan edilmesi gerekir. Bunun için yağmursuzluktan doğacak zararlar da sigorta kapsamına alınmalı. Bu yönde gerekli çalışmaların başlatılmasını istiyoruz" dedi. Mardin'e bağlı Yukarıazıklı köyü muhtarı Abdullah, Duyan, bu yıl Mezopotamya Ovası'nda hiçbir ürün alınmayacağına belirterek, "Köye ait yaklaşık 10 bin dönüm ekili arazi tamamen kurudu. Benim 500 dönüm arazim de kurudu. Bu yıl ne mahsul var ne de hayvanlar için saman. Borç batağına saplandık'' diyerek, ovanın afet bölgesi ilan edilmesini beklediklerini söyledi. [url=http://www.firatnews.com/modules.php?name=News&file=article&sid=41153]ANF NEWS AGENCY[/url]

[img]http://www.radikal.com.tr/veriler/2008/04/26/02.gif[/img] [b]Türkiye-Ermenistan ilişkileri için umut var[/b] 26/04/2008 Tarih bizi teselli edebilir, acı da verebilir. Geçen perşembe acı veren günlerdendi. Dünyanın her köşesindeki Ermeniler, halklarının 1915-17 arasında Osmanlı İmparatorluğu'nca soykırıma uğratılmasını anarken, Türkler soykırımın gerçekleşmediği itirazıyla cevap veriyordu. Ermeni soykırımının tanınması ve inkârına dair tartışma şimdi de İsrail'e taşındı. İsrail de konuyu Knesset'te tartışıp tartışmamaya karar vermek bakımından kendi ikilemleriyle yüz yüze. Türkiye böyle bir tartışmaya mani olmak için güçlü lobi faaliyeti yürütüyor. ABD gibi İsrail de, her tür soykırım inkârcısına karşı çıkma kararlılığıyla, tek Müslüman müttefikiyle ilişkilerine bağlı jeopolitik çıkarları arasında bölünmüş halde. Tartışmaya dahil olan her ülkeyle, yan yana yaşayan milyonlarca Türk ve Ermeni için bir kaybet-kaybet durumu bu. ABD'yle Ermenistan üzerinde nüfuz sağlama rekabetinde olan ve bu eski Sovyet ekonomisi üzerinde ağırlığı bulunan Rusya'ysa kazanan taraf. Tarafların katı tutumlarına bakılırsa, meselenin kısa sürede ikisini de tatmin edecek biçimde çözülme ihtimal zayıf, fakat modern Türkiye'yle Ermenistan arasındaki ilişkilerde yumuşama yönünde ilk kez bir umut var. Erivan'da bu ay Devlet Başkanı Sarkisyan göreve başladı; Sarkisyan, şaibelerle neticelenen seçimin ardından ilişkileri düzeltme sözü verdi. Ermeni lideri ilk kutlayanlardan biri Türkiye Cumhurbaşkanı Gül'dü ve o da ilişkilerin normalleştirilmesi arzusunu dile getirdi. Bu iki kadim hasmın sergilediği ufak tefek incelikler geliştirilmeli. Türkiye'nin 1915'teki mezalimleri araştırmak için bir tarihçiler kurulu oluşturma önerisi, Ermenilerin katledilmesinin soykırım teşkil ettiğine yönelik inkârı sürdükçe itiraz edilebilir niteliğini koruyor. Ancak işbirliği alanları var. Türkiye sınırı geçici olarak açabilir -ilişkilerin yine sarpa sararsa tekrar kapatabileceği uyarısı da buna eşlik edebilir. Ankara'da dostane ve demokratik bir hükümetin olması, Erivan'ın Batı'yla yıpranmış ilişkilerini yeniden inşasına, ekonomisini düzeltmesine ve Azerbaycan'la Dağlık Karabağ bölgesi üzerine müzakere yapmasına yardım edebilir. Ermenistan'a karşı yeni bir yaklaşımla siyasi olgunluk göstermekse Türkiye'yi AB hedefine yaklaştırabilir. Tarihin kader olması gerekmiyor. [i](Başyazı, 25 Nisan 2008)[/i] [url=http://www.radikal.com.tr/haber.php?haberno=254068&tarih=26/04/2008]Radikal[/url]

[b]TÜRK SAVAŞ UÇAKLARI 'SERİ ZÊ VE KANİ REŞ' BÖLGELERİNİ BOMBARDIMAN ETTİ...[/b] Kürdistan - 26-Apr-08 PNA - Meki Hivi/Zaho: Türk savaş uçakları Federal Kürdistan Bölgesi (FKB) hava sahasını yeniden ihlal ederek bazı bölgeleri bombardıman etti. Konuya ilişkin Kürdistan Özel Ordu Komutanlığı'ndan bir kaynak PNA'ya yaptığı açıklamada, Türk ordusuna ait üç savaş uçağının dün akşam Kürdistan saatiyle 06:30'da Kürdistan Bölgesi hava sahsını ihlal ettiklerini belirterek 'Kani Masi' bölgesi üzerinde devriye uçuşları yaptığını söyledi. Kaynak, Türk savaş uçaklarının bölgede devriye uçuşları yaptıktan sonra 'Seri Zê ve Kani Reş' bölgelerini bombaladığını bildirdi. Kaynak, ayrıca, bombardımanların sonuçları hakkında net bilgi alamadıklarını da belirtti. Türk savaş uçakları zaman zaman Kürdistan Bölgesi sınırları içerisinde bulunan bazı köylere saldırı gerçekleştiriyor. [url=http://peyamner.com/details.aspx?l=6&id=53027]Peyamner[/url]

Neuen Kommentar schreiben

CAPTCHA This question is for testing whether or not you are a human visitor and to prevent automated spam submissions.