Mam Celal’in Pozitif Enerjisi !
Mehmet Müfit
Geçen yaz, Haziran ayinin son gününde, Berlin’de agir bir ameliyat geçiren Mam Celal’i ziyarete gitmistim. Eski bir dostumu aradim ve Mam Celal’le görüsmesini ve bana ziyaret etme randevusu almasini rica ettim. Bir gün sonra bana görüsme ve ziyaret etme gününü ve saatini dostum bana bildirdi. Yanima bir arkadasimi alip Berlin’e gittim. Bir ay sonra tekrar kendisini ikinci kez ziyarete gittim.
Her zamanki muazzam enerjisiyle bir çok cephede mücadele yürüten Mam Celal, bir kaç seneden beri ayni zamanda saglik sorununda da ciddi bir « savasim » içindedir. Irak’ta Cumhurbaskan’i olmak, Kürdistan’i «bin-bir» nusubetten korumaya çalismak, Arap’larin bil-cümle bütün siyasi formasyonlari arasinda denge unsuru olabilmek, herkesi « idare » edebilmek öyle kolay ve üstesinden rahatlikla gelinebilecek bir vazife olmadigini bir çoklarimiz bilmekteyiz. Bir yandan PDK ve Kak Mesut, öbür yandan Gorran ve Kak Nosirwan ve ayrica YNK’in kendi iç sorunlari ve degisik kanatlari arasindaki cebellesmeyle ilgilenmek oldukça zor olsa gerekir.
Bütün bu çeliski ve çatismalar içinde bunalmamak elden degilken, Mam Celal saglik « cephesinde » yürüttügü «kavgaya» ragmen, tükenmeyen enerjisiyle deyim yerindeyse «on cephede» savasmaya devam etmektedir. Onun yerinde bir baska Kürt, Araplarin içinde, üstelik Bagdat gibi hirsizlari ve çapulculariyla meshur bir sehirde Cumhurbaskani olsaydi arkasina teneke baglayip bunaltarak Kürdistan’a kadar kovarlardi. Irak Araplari oldukça zor bir millettir. Mam Celal disinda, onlarla bas edebilecek bir baska Kürt liderinin olabilecegini dorusu düsünemiyorum. Birincisi, Mam Celal onlari çok iyi tanimaktadir. Siyasette, hasmini ve düsmanini, dostunu ve ittifakçisini çok iyi tanimak esastir. Ikincisi, Onu tanima firsati bulmus her kesin de hem fikir olabilecegi gibi, sondece sivri bir zekaya ve bilgi birikimine, muazzam bir hafizaya sahip bir liderdir O. Mam Celal’in basarisi, kisisel yetenekleri disinda, ayni zamanda bu özelliginden geliyor diye düsünüyorum.
Ama benim asil anlatmak istedigim bu degil ; Onun, bulundugu her ortamda nasil pozitif enerji saçtigini ifade etmek istiyorum. Bu özelliginden dolayi, sanki büyük saglik sorunlari olan O degildi, sanki zor bir ameliyat geçirmis olan baskasiydi hissine kapilirsiniz. Son derece sakin ve güler yüzlü haliyle espiri yapmasi ve bazi ziyaretçilerle sakalasmasi kendisini tanimayanlari sasirtabilir. Ne var ki, Mam Celal hep öyledir; espiriyle karisik sohbetleriyle kendisini hiç sevmeyenleri bile güldürüp yumusak bir atmosfere çektigine bir kaç kere bizzat sahit olmusumdur.
Arkadaslari ve dostlari gruplar halinde kendisini Berlin’de tedavi gördügü sürecte ziyarete gelmislerdi. Birinci ziyaretimde Otelleri dolduran bir çok grupla karsilastim. Temmuz’un sonunda gittigimde ise hala ziyaretçileri geliyordu. Asil ilgimi çeken bu degildi, Mam Celal’in ruh haliydi görülmeye deger olan. Gelenlere moral veren oydu, üzüntülerini dagitan, sakalasan ve bir takim güzel anilarini gelenlerle paylasan oydu. Ziyaretçilerine pozitif enerji dagitan Mam Celal inanilmaz bir moral gücüne sahipti. Arkadaslarina karsi son derece saygili olmasi, onlari güldürmesi «hasta ziyareti» atmosferini dagitiyordu. Pozitif enerjisi baskin çikiyordu. Arkadasimin sahsinda da biz Kuzeyli Kürtlere iliskin bir iki espiri yapmasi hepimizi oldukça güldürdü.
Uzun zamandan beri tanidigim bazi arkadaslari, artik onunla beraber olmadiklarini, YNK’den ayrildiklarini, siyasi olarak çok farli düsündüklerini ama vefadar olduklarini ve bu yüzden Mam Celal’i ziyarete geldiklerini bizzat bana söylediklerinde dogrusu sasirmadim. Vefadarligin sonderece insani bir davranis olduguna inaniyorum. Siyasetin ve sorumlulugun uzun zaman vebalini beraber paylasip daha sonra ayri yerlerde olmanin hazedilmesinin kolay bir is olmadigini biliyoruz. Buna ragmen, vefadar olduklarindan dolayi eski arkadaslari Mam Celal’i ziyarete gelmislerdi. Bazi insanlar için hersey çabuk unutuluyor; dostluklarin, arkadasliklarin ve vafadarligin bir kiymeti harbiyesi, anlami olmuyor. Oyle bir atmosfer içinde insanin kendi arkadasliklarini ve dostluklarini dogal olarak düsünmemesi mümkün degildi; son derece samimi ve dürüst olan uzun vade arkadasliklar ve dostluklar yüreginizi isitirken, sizinle olan arkadasligini iki kurusluk menfaatina satan sahte dostluklar için de kendinize hayiflanabilirsiniz. Dostluk ve arkadaslik nedir bilmeyen, bu yönlü bir espiriye sahip olmayanlarla arkadaslik yapmaya kalkismak zordur. Insan kendi düzeyinde olanlarla arkadaslik yapmalidir. Aksi iliski ve dostluklar sadece bilnçli olanlar için yipratici ve rahatsiz edici olur. Cehalet ne rahatsizlik duyabilir ki?
Bir konusmasinda Mam Celal’in, «insanin dostlarida düsmanlarida akilli olmalidir» dedigini hatirliyorum. Onun, dostlarida düsmanlarida, sevenide sevmeyenide çoktur. Max Gallo, Napoléon Bonaparte’in «Insan düsmansiz olarak var olamaz. Nefret edilmeyenler bir hiçtirler, hiçbir sey yapmayanlardir.» dedigini yazar. Ama belliki siyasi ayrilik insani bir davranis olan vefadarligi bitirmiyor. O bakima, Mam Celal’in bu «eski tüfek» ziyaretçilerine de saygi duydum.
Mam Celal’in oldukça güçlü diplomasi yapma yetegininin oldugunu söylemek abartili olmaz. Kürt milletinin böylesine yetenekli bir çok lidere ihtiyacinin oldugu açiktir. Birçoklarimizin bildigi gibi; milletlerin tarihlerine bakildiginda görülebilinirki, her millet yasadigi her tarihi dönem ve asamaya uygun liderler çikarmistir. Güney Kürtleride öyle; ulusal kurtulus mücadelesinin her asamasinda bir takim lider kadrosunu öne çikarmislardir. 1975 yenilgisiyle dönemi ve misyonu sona eren geleneksel lider Mustafa Barzani’den sonraki asamaya Mam Celal damgasini vurmustur. Bir çok kisi bu görüse katilmayabilir, ama bu, degerlendirmenin dogrulugu açisindan bir seyi degistirmez ve bütün bir süreç boyunca ortaya çikan hatalar ve zaaflar sadece detay haline geldigi için olasi itirazlar sonucun esasina gölge düsürmez. Hata ve zaaflari esas alanlar ise dogru degerlendirme yapamazlar. Buyüzden bir çok arkadas güneye iliskin «degerlendirmelerinde» ciddi yanilgilar içine düsmektedirler.
Bir tutum belirleme ve degerlendirmeye ulasmak için bir takim hata ve zaaflara takilip kalanlar esas olani çogu zaman gözden kaçirirlar. Oysa esas olan, ileri olanin öncüsünü, tarihi misyonuyla milletin ve davasinin olumsuz ve kötü yerden alinip özgürlüge kavusturulmasina önderlik edeni görebilmektir. Mam Celal, çogu zaman Kürtlerin politikalarina hakim olan ve kaybetmelerine neden olusturan emotionnel (duydusal) politikalar yerine realist politikalarla ulusal kurtulusun yükselis döneminin siyasetini ve liderligini yapmistir. Federal Kurdistan devletinin kurulusuna götüren politikalarda basta onun ve Nosirwan Mustafa’nin damgasi vardir.
Ne var ki; Güney Kürdistan’in devletlesmesi ve özellikle YNK’nin bölünüp Gorran siyasi hareketinin ortaya çikmasiyla birlikte Mam Celal’in ve Kak Mesut’unda tarihi misyonlari bitmistir. Bir çok kisi bu hadisede iki seyi birbirine karistirma hatasina düsmektedir; tarihi misyonun bitmesiyle siyasi rolün devam etmesi arasinda bir fark vardir. Ikisi ayni sey degildir; o bakima, Güneyli iki liderin tarihi misyonlarinin bitmis olmasina karsin siyasi rollerine hala devam ediyor olmalarinda sasilacak bir durum yoktur. Güney Kürdistan’in bu siyasi süreçte hala Mam Celal’e ve Kak Mesut’a ihtiyaci vardir. Onlarin siyasi rollerinin bitmis oldugunu iddia edenlerin yanilgilariyla ugrasacak gibi bir niyetimiz ve çabamiz olamayacagindan dolayi bu sorunu geçiyoruz.
Mam Celal’in geçen hafta basinda geçirdigi tibbi rahatsizligin siyasi bedeli Kurdistan’da bir bosluga neden olacaktir. Onun siyasi rolünü üstlenebilecek ve Kurdistan’in kurulusunu ve yükselisini sekteye ugratacak muhtemel çatismalari ve olasi bir savasi kim engelleyebilir? Usta girisimleriyle Kürt-Arap çatismasini O engellemistir. Türk devletinin, Güneyin basina savas örme planlarina karsi Mam Celal Iran’la olan iliskilerini Bagdat’taki Maliki hükümeti üzerinde baski kurmak için kullanmistir. Irak’ta muhtemel bir savasi kendi çikarina görmeyen Iran, Maliki’yi frenlemistir. Bu, mutlak olarak Güneyin çikarina olmustur; birincisi, Kürt-Arap çatismasi Kürdistan’in kurulusunu ve kazanimlarini tehlikeye sokacaktir. Ikincisi, Suriye Kurdistan’indaki ulusal kurtulus hareketini sekteye ugratarak yalnizlastirip yenilgisinin kosullarinin olusmasina neden olunabilir. Bundan dolayi, Irak’ta zamansiz bir savasin sonuçlari oldukça yikici olacagini önceden bilmek gerekiyor.
Güneydeki kazanimlarin bilincinde olmayanlar, yada karsitlik ve düsmanlik yapan PKK’nin kuyrugunda siyaset yaptigini sanan bir takim kesimler Kak Mesud’u Türkiye isbirlikçisi, Mam Celal’ide Iran isbirlikçisi ilan ediyorlar! Kimse kimsenin isbirlikçisi degildir; yapilan siyasettir. Siyaseti elestirmek ayri, karsitlik ve düsmanlik yapip Güneyli liderlerin kendi usluplarina uygun siyaset yapmalarini isbirlikçilik olarak görmek ayri. Bir çok konuda Güneyli liderleri, karsitlik ve düsmanlik pozisyonuna düsmeksizin elestirmek pekala mümkün. Ne var ki, kendi milletinin siyasetçilerine karsi neden bu kadar ucuz ve mesnetsiz «elestiriler» yapildigini anlamaya çalismayi da gereksiz buluyorum. Cünkü bu insanlarin, her seyden önce Ortadoguyu bildiklerini ve anladiklarini sanmiyorum. Bu bakima, Güneyin siyasi liderlerini elestirilerinde oldukça anlasilmazlik ve siglik oldugu kolayca görülmektedir. Bir Japon atasözünü buraya aktarmak istiyorum: «Bu dünyada asla egilmeden ayakta kalabilmek imkansizdir».
Mam Celal için, geçmiste oldugu gibi lehte ve aleyhte çok sey söylenip yazilacak. Ancak O, su an hasta ve kendisine sifalar dilemek disinda simdilik söylenecek söz yoktur. Bir an evvel iyilesmesini ve o pozitif enerjisini etrafina yeniden yaymasini temenni ediyoruz. 22.12.2012.
Mehmet Müfit