Skip to main content
Submitted by Anonymous (not verified) on 4 January 2011

Son dönemlerde İmralıdaki kontrabaşının emriyle ona bağlı parti ve kurumlar vasıtasıyla dönemin taktiğini “demokratik özerklik” ve “iki dili yaşam” olarak belirlediler.

Aynı merkez tarafından idare edilen Türk egemenlik sistemi ve İmralıdaki kontra başının güdümündeki örgütlenmeler danışıklı bir kalkışla ortamı kızıştırdılar.

Karşılıklı öylesine bir hava yaratıldı ki, bu danışıklı kavgayı bilmeyenleri heyecana sürükledi.

Kürdler kurtuldu ha kurtuldu senaryoları bile yazıldı çizildi.

Ama bu beyin özürlüler bunun arkasında Türk Genelkurmayından ve arkasından İmralı kontrabaşından gelecek ültümatomları hesaba katmadılar.

Evli evine köylü köyüne oyununun son perdesinde yaşanacakları algılayamadılar.

Eh ne yapalım. Onlarda bu alışkanlık yaratmış.

Sadece onlarda mı?

Elbette değil.

Bu alışkanlığı yaratanlar Türk egemenlik sistemi ve İmralıdaki kontranın başında olduğu ihanet cephesidir.

MGK “Tek vatan, tek devlet, tek bayrak, tek dil“ klişeleşmiş Türk'ün amentüsünü bir kez daha herkese hatırlattı. Onu Türk Cumhurbaşkanı, Başbakanı, ilgili ilgisiz apoletli ve apoletsiz, resmi ve sivil tüm Türk paşaları arka arkaya dile getirdi.

Türk cephesinde değişen bir şey yok.

Ya ihanet cephesinde değişen bir şey var mıydı? Hayır o cephede de değişen bir şey yok.

İmralıdakı kontra önce mankurtlarını gaza getirdi. Onlara “demokratik özerklik”, “iki dili yaşam” dedirtti. Hatta onun için şaşalı bir konferans tertipletildi. Toplantılar yapıldı. Roportajlar yapıldı ve konu üzerine hesapsız makaleler yazıldı.

Kimi öylesine heyecana geldi ki, İmralı haininin Kürdistan sorununu nereye kadar taşıdığı ölçüsünü bile verdi. Elbette doğru. İmralı haini Kürdistan sorununu bir yerlere taşıdığı bir gerçek. Fakat taşığını yer Türk egemenlik sistemin kapısı olduğu unutulmaya çalışıldı.

İmralı hainin dünden bugüne ana sütü kadar helal olan Kürd millet haklarını nasıl boşa çıkarıldığı bu beyin özürlüler tarafından bir türlü kavranılamadı. Kavrayan yok mu? Elbette var. Onlarda güçlünün karşısında el-pençe duruş gösterdi.

İmralı konrtabaşından Kürd millet haklarını iyileştirici bir tavır bekleyen özürlü beyinlerin en aşağı onun kadar Kürd milletine zarar verdikleri tarih kayıt altına alıyor.

Derinleşen Kürd millet kırımından bu beyin özürlüler en aşağı İmralı'daki kontrabaşı kadar suçludurlar.

Bunların bir bütünü Kürd şehitlerinin, yetimlerinin hakkı üzerine kurulu rant pazarında nem alan maddi ve manevi çıkar sağlayan siyasi fahişeler haline gelmişlerdir.

Bakınız!

İmralı kontrabaşının iğdiş etmediği bir Kürd millet hakkı ve kurumu orta da kaldı mı?

Bağımsızlık, federasyon, özeklik, patlemento, meclis, hükümet, kongre, cephe.

Millet, halk, gerilla, şehit vs.

İmralı haini tüm maddi ve manevi değerleri kitletmiştir.

En son kitlettiği de, “demokratik özeklik” ve “iki dili yaşam” oldu.

İmralı'da servis ettiği, siz bunu Türk Genelkurmay merkezinin servis ettiği olarak algılayın dedikleri yoruma yer vermeyecek kadar açık ve nettir.

Ne denilmek istediği şu açık ve net olan cümlelerde bellidir.

Kongre de parti de demokratik özerkliği çok dar ve basit ele almışlar. Onlardan beklenen bir taslak veya kırmızı bir kitap ortaya koymaları değildi. Bu projeyi daha iyi sunabilirlerdi. Mesela demokratik özerkliğin tüm Türkiye’nin projesi olduğunu yeterince açıklayabilirlerdi.
Öncelikle Türklerle nasıl bir demokratik bütünleşme sağlayabileceğini açıklayabilirlerdi. Türkiye’deki milliyetçi kesimin ne kadar güçlü olduğunu, dirençli olduğunu bilmeleri gerekirdi.
Bizim bayrakla, sınırlarla, resmi dille bir işimiz yok, bir sorunumuz yok...”

Eh ne oldu?

Mankurtların dediklerinin hepsinin boşa çıkarılışının ve Yalova kaymakamına dönüştürüldüğünün resmidir.

Ya bu konu hakkında destan yazanlara ne demeli?

Şu bilinmiyor muydu?

İmralı kontrabaşı ortaya bir hedef koyar. Mankurtlarına söyletir. Arkasında siz beni yanlış anladınız beyinsizler der ve işin içinde çıkar. O beyinsizlerde bir daha aynı konuyu dile getiremezler. Ki önlerine yeni bir hedef konulana kadar.

İmralı'daki kontrabaşının Türk egemenlik sistemi tarafından sokağa salınmasından bugüne olan biten budur. Bundan sonra da olacak olan budur.

Denilebilir ki, peki bunca görültü niye?

Genel olarak ele alındığında Kürd milli portansiyelini tasviye etmek iken dönemsel olarakta bu potansiyeli denetim altına almak için zaman zaman kitleleri ajite etmenin argümanlarını iyi kullanmak.

Son dönemlerde ortaya atılan “demokratik özerklik” ve “iki dili yaşam” argümanları yaşanan seçim sürecinin doğal sonucuna bağlamak gerekir. Her ne kadar seçim bile beklenilmeden boşa çıkarılsada bunun yankıları seçime kadar sürecektir.

İşin tuhaf tarafı İmralı hainin ortaya attığı dönemsel hedeflere her zaman “tek çözüm biçimi” atfedenler, aynı kontrabaşı tarafından “tedavülden kaldırın” dediğinde sus-pus olmalarıdır. Sanki düne kadar savunanların kendileri değilmiş gibi davranmalarıdır.

Bunun da sebebi var.

Orta da gerçekten milliyetçi, yurtsever bir Kürd örgütlü gücü olmayınca bu kontra örgütlülük istediğini yapabilmektedir.

Mesele bu mudur?

Budur!

Add new comment

Plain text

CAPTCHA This question is for testing whether or not you are a human visitor and to prevent automated spam submissions.