Skip to main content

Irak Konferansı ve Kürdler

    Irak’a ilişkin ön görülen Uluslararası Konferans 10 Mart günü Baĝdat’ta gerçekleşti.. Bu toplantıya Güvenlik Konseyi’nin beş daimi üyesi, BM, Islam Konferansı Örgütü, Arap Birliĝi, Türkiye, Iran ve Suriye gibi Irak komşuları dahil olmak üzere 14 ülkenin diplomatları katıldı.. Böyle bir toplantının örgütlenmesi patentine veya düşüncesinin öncüsü olarak Irak, Mısır ve Türkiye kendilerini lanse etmiş durumdalar... Ama, işin aslına gelince her şey Washinton’da kararlaştırıldı ve uygulamaya sokuldu..Baĝdat toplantısı, Amerika’nın iç politikaları ve Irak’ta yaşanan gelişmelerin bir sonucu olarak ortaya çıktı.Bilindiĝi George Bush yönetimi Irak savaşına başlarken „ Ortadoĝu’ya örnek olabilecek demokratik bir yapılamayı Irak’ta“ oluşturmayi hedefliyorlardı. Fakat daha sonra Irak’ta Şiiler ve Sünniler arasında ortaya çıkan iç savaş ve Amerikan askerlerinin saflarında baş gösteren büyük kayipler, seçim sonuçlarına yansıdı ve Cumhuriyetçiler Demokratlara karşı Kongre’deki çoĝunluklarını kaybettiler.. Cumhuriyetçilerin taban kaybetmelerine baĝlı olarak Amerika’da „realistler“ olarak bilinen „soĝuk savaş“ kadrosu durumu el koymaya çalıştı.. Bir yanıyla „Baker Raporu“ böyle bir ortamda çıktı.. Cumhuriyetçiler, Cheney dahil olmak üzere bir dizi temel kadrosunu deĝiştirerek, Demokratlarında „onayını“ alabilecek yeni kadrolarla yine eski politiklarını sürdüreceklerini ilan ettiler.Baker ve Hamilton raporlarında „Suriye ve Iran’la Irak meselesinde görüşmeyi“ Bush yönetiminin önüne koymuşlardı.Henri Kissinger gibi eski bir politika kurdu çoktan beri „askeri seçenek dışında Iran ve Suriye’nin dahil olduĝu bir bölgesel girişimin“ taraftarlıĝını yapıyordu.. Yani kısacası bu inisiyatifin mimarı ABD’nin kendisiydi... Bu gelişmenin pratik girişimcisi ise Irak’ın Dışişler Bakanı Hoşyar Zebaridir.. George Bush yönetimi ilk önceleri sanki „Baker ve Hamilton tavsiyelerini“ göz önüne alamayacaĝı imajını verirken, realite ise başka yönde işliyordu.George Bush yönetimi ilk etapta Baĝdat’ta asayiş ve güvenliĝi saĝlamak için Irak’a 20 bin asker gönderdi.. Ayrıca Kürdistan’dan Baĝdat’ta 8000 Peşmerge aktarıldı. Bu güçler sayesinde kısmen de olsa Baĝdat’ın bazı bölgelerinde kontrol saĝlanmaya çalışıldı.. Ama, Başbakan Maliki’nin 9 Mart günü önceden hiç bir bilgi vermeksizin Baĝdat’tın bazı yerleşim birimlerine binlerce asker eşliĝinde yaptıĝı bir geziyi daha sonra televizyonlar vasıtasıyla Baĝdat’ta „güvenlik var“ yönündeki propagandasının gerçek payı yoktur.. Gulan Gazetesinin de haklı olarak „Saddam’da arasıra her şeyin yolunda olduĝunu göstermek için böyle çıkışlar yapıyordu“ diye yazıyordu. Konferas esnasında Baĝdat’ta yapılan saldırılar da bu gerçekliĝi gösteriyordu..Ayrıca Maliki’nin Baĝdat operasyonundan önce El Sadr ve taraftarlarını Amerikan planı hakkında bilgilendirdiĝi, Baĝdatı ve ülkeyi terketmelerini istediĝi biliniyor.(Bu konudaki belge daha önce Newroz Com’da yayınlanmıştı.) Bu operasyonlar esnasında terör olaylarına katılan bazı kesimler Baĝdat’tı terkederek çevre şehirlere kaydılar.. Bazı şehirlerdeki son yoĝunlaşan terör eylemleri bu gerçeklıĝin delilidir.. Baĝdat’ta toplanan devletlerin bir çoĝu Irak’ta yaşanan gelişmelerin, terörün ve iç savaşın doĝrudan veya dolaylı aktörleri durumundalar. Bölge devletlerine bakıldıĝı zaman bu realite çok daha açık bir şekilde görülecektir.. Iran, hem doĝrudan ve hemde tüm Şii yapılanmaların patronu olarak Irak’daki nufüzünü koruyup derinleştirmek istiyor.. Irak’ın bir Şiistan olması tüm Sünni Arap ülkelerinin korkulu rüyasıdır. Bundan dolayı da Suudi Arabistan, Mısır ve Ürdün gibi devletlerin Iran etkisine karşı yoĝun çabaları var..Suriye ise eski Baasçılar aracıyla ve dışardan gelen teröristlere kolaylıklar saĝlayarak ve destekleyerek Irak’ta güç sahibi olmaya çalışıyor. Türkiye ise bir yandan bölgede oluşturduĝu ve finanse ettiĝi ajan örgütlenmesi olan „Türkmen Cephesi“ vasıtasıyla, diĝer yandan bölgede Kürdlere karşı harekete geçirebilecek tüm çevrelerle ilışkiye geçiyor.  Türkiye’nin ev sahipliĝinde yapılan „ Kerkük 2007“ ve „Sünni Arapların toplantısı“ sadece kamuoyuna yansıyan iki girişimdi. Türkler, kapalı kapılar arkasında Osmanlıdan gelen kötü ünlü gelenekleriyle binlerce entrika ve komplo planlarını oluşturup hayatta geçirmeye çalıştılar... Eĝer bu günü kadar amaçlarına ulaşmamışlarsa bir yandan Amerika’nın askeri olarak alanda oluşu, diĝer yandan Arapların tarihsel Türk düşmanlıĝı önemli rol oynamıştır. Şimdi Amerika „Suudilerin parasıyla ve Türk mantıĝıyla“ hazırlanan „Baker raporunun“ Suriye ve Iran bölümünü pratiĝe aktarmaya çalışıyor gibi görünüyor.. Amerika, Iran, Suriye ve Türkiye aynı masa çevresinde oturup, „Irak’a güvenlik ve huzur getirmek için“ elele ortak payda bulmaya çalışacaklar.. Amerika savaşı başlatmadan önce ve savaş esnasında deklere ettiĝi amaçları vardı.. Amerika’nın amaçları Suriye ve Iran gibi rejimlerin sonu anlamına geliyordu.. Bundan dolayı bu ülkeler Irakı ABD için içinde çıkılmaz bir bataklık haline getirdiler.. Çünkü, bu devletler Irak’tan sonra sıranın kendilerine geleceĝini biliyorlardı.. Suriye ve özellikle Iran neden Amerika’ya destek olup kendi iplerini çeksinler. Amerika’nın Irak yenilgisi Iran ve Suriye’nin başarısı olurken, neden durumu tersine çevirip kendi varlıklarını tehlikeye soksunlar? Ayrıca Suriye ve Iran Amerika’ya „Irak’ta huzur ve güvenliĝi saĝlama“ konusunda yardımcı olurlarsa karşılıĝında ne alırlar.. Iran, Amerika’dan nukleer silah yapma konusundan mı taviz alacak? Hayır.. Böyle bir durum hem israil’in varlıĝını tehdit eder ve hemde ABD’nin bölgede tüm çıkarlarını alt üst eder. Amerika Iran’nın tüm bölgede yaşıyan Şiilerin ve radikal islamcı hareketlerin patronluĝunu mu kabul eder? Hayir... Böyle bir durum hem Amerika’nın çıkarlarına büyük bir darbe olur ve hemde Amerika’nın bölgedeki tüm dostlarının varlıĝını tehdit eder. Kaldı ki bir durumda Amerika’nın Irakı Iran’a bırkması gerekir.. Çünkü, bü ülke de Şiiler % 60 gibi ezici bir çoĝunluĝu oluşturuyorlar.. Görünen odur ki burada ABD ve Iran arasında antagonist çıkarlar vardır. Hiç bir taraf temel konularda diĝerine taviz veremez.. Irak ve Suriye ikilisi yapılan ve yapılacak konferansların sonuç kararları ne olursa olsun, Irak’tan ellerine çekmeyecekler.. ABD’de öyle.. Türkiye, Irak’a ilişkin her seferinde bir dizi „kırmızı çizgiler“ oluşturarak ya „Irak’ın toprak bütünlüĝü“, ya „Kerkük meselesi“, ya „Türkmenlerin güvenliĝi“, ya „Musul ve Kerkük üzerine tarihsel hakları“ veya „PKK“yi bahane ederek Güney Kürdistandaki Kürd kazanımlarını yoketmek, eĝer buna gücü yetmiyorsa budamak istiyor. Türkiye, Irak halklarının %80‘nin oy verdiĝi Anayasa’yı tanımıyor ve Anayasa’nın Kerkük’e ilişkin, petrol gelirlerine ilişkin ve merkez hükümet ile bölge hükümetleri arasındaki ilişkileri düzenleyen maddelerini kabul etmiyor. Irak’taki huzursuzluĝun bir boyutu da Türkiyedir.. Ayrıca, Türkiye yüz binlere askerini sınır boylarına yıĝarak, Irak’ın tek huzurlu ve güvenli bölgesi olan Kürdistan’da da kaos yaratmak istiyor. Nasıl olur Türkiye „Irak’ın huzur ve güvenliĝine „ katkıda bulunabilinir. Sonuç olarak Irak’a ilişkin yapılan bu konferaslar, Irak’ın sorunlarını çözemezler.. Ama, Türkiye gibi Kürd düşmanı bir devletin Kürdlerin sırtında ve onayıyla Amerika ile ilişkilerini yeniden düzenleme girişimine Kürdler alet olmamalılar. Türkiye, Amerika’ya olan borçlarını ödemek için „Iran’ın Savunma Bakan yardımcısı Ali Riza Askeri’yi“ aniden paketlemesi iyi okunmalıdır... Bu uluslararası toplantının Türkiye’de yapılmasının önüne set çekilmelidir. Toplantıda bir şey çıkmasa dahi Kürdlere karşı düşmanlıĝın küçük bir bedeli olmalıdır. Mısır daha şimdiden ev sahipliĝine hazır. Irak’ta yaşanan sorunlar bu ülkedeki haklar tarafından cözülebilirdi.. Ama, bugün bu halklar birlikte yaşamak istemiyor. Şiiler tam bir mezhep hükümetini oluşturdular.. Hem Caferi ve hemde Maliki döneminde ülkede yaşanan terör eylemlerin bir bölümü altında Şii milislerin imzası vardır. Bu çevreler hükümet tarafından korunuyor ve teşvik ediliyor. Bu bir iktidar kavgasıdır. Hem Şiilerin ve hem de Sünnilerin uluslararası destekçileri vardır. Maliki yönetimi var olan iç savaşı dahada derinleştirdi.. Bugün Irak’ta Maliki dışında başka alternatifler aranıyor.. Şii bloku içinde parçalanmalar bas göstermiş durumdadır. Fazilet Partisi bloktan ayrıldı.. Bazı parlamenterler istifa etti.. Bir çok çevrede mezheplerden uzak bir hükümet çaĝrısı var... Allawi çevresinin bir blok girişimi var... Amerika’lılar hem Irak’ta ve Suriye’de Baasçılarla görüşüyor.... Bir çok çevrede ve hatta belirli ölçülerde Kürdlerde de „ Baas Partisi“ ve „Saddamistler“ arasında ayırım sorunu tartışılıyor.. Maliki hükümetinin 140 maddeye ilişkin yavaş davranması Kürdlerin saflarında büyük bir hoşnutsuzluk yaratmış durumdadır. Ama, hâlâ bu hoşnutsuzluk açık bir patlamaya dönüşmemiştir. Her ne kadar Kürdler resmiyete „Maliki yönetiminin yanında“ oldukların söylüyorlarsada, ciddi bir şekilde başka seçenekler üzerine kafa yoruyorlar.. Kürdlerin ittifaklar konusunda ileri sürdükleri Kürdlerin olmazlarsa olmazları vardır.. Federasyon, Kerkük, 2003 yılından sonra çıkarılacak petroller üzerinde bölgesel hükümetlerin denetim öncelliĝi vs....  Zorla bir arada tutulan Irak çok kaygan ve tehlikeli bir zemindir... Ittifaklar her zaman deĝişebilir.. Iran’ın Irak’taki etkisinden rahatsız olan ülkelerin başını çeken Suudi Arabistan Kralının Kürdistan Başkanı Kek Mesud Barzanî’yi resmi olarak davet etmesi iyi okunmalıdır.Kürdler kendilerini tüm gelişmelere hazırlamalılar.. Irak’a ilişkin yapılacak Uluslararası Konferas Irak’ın sorunlarına çare olmaz ama, Irak’ın birliĝi için Kürd düşmanlarının Kürdlerin sırtında ve kazanımlarını zayıflatan veya sınırlandıran girişimlerine izin verilmemelidir.. 16.03.07     

Add new comment

The content of this field is kept private and will not be shown publicly.

Plain text

CAPTCHA This question is for testing whether or not you are a human visitor and to prevent automated spam submissions.