Skip to main content

Saddam‘ın „Kürd“ ajanları ve Kek Mesud’a suikast planı

  Son dönemler kısmen baĝımsız veya Güney Kürdistan’da iktidar olan partilerin doĝrudan denetiminde olmayan „Hawlati“, „Medya“ ve „Awêne“ gazetelerinde Kürdistan’da faaliyet gösteren Baas rejiminin „ajanları“ ve gösterdikleri etkinlikler hakkında belgeler ve yazılar yayınlamanmaya başladı..Bu yayinlar ister istemez Güney Kürdistan’da ve Kürd diasporasında Kürd yurtseverlerinin saflarında bir dizi tartışmalara neden oldu.Kürdistan Başkanı Kek Mesud Barzanî, Kürdistan’da ciddi tartışmalara neden olan ve basında adları açıklanan Irak rejimi adına Kürdistan’da faaliyet gösterdikleri öne sürülen kişilerin gerçek durumunu ortaya çıkarmak için bir „Araştırma komisyonu“ nu oluşturmaya karar verdi.Kürdistan Parlamentosu üyesi 48 parlamenter, basında çıkan bu ajanlar meselesini görüşmek amacıyla Kürdistan Parlamentosunu toplantıya çaĝırdılar. 09 Ekim günü Kürdistan Parlamentosu kapalı bir toplantı yaparak, basında çıkan ajan meselesini deĝerlendirdi... Daha sonra Kürdistan Parlamentosu Başkanlıĝı kamuoyuna yayınladıĝı bir bildiriyle „Kürdistan Başkanının soruşturma komisyonu kararını desteklediklerini ve bu komisyona kendi üyelerinide verecekleri“ yönünde tutumunu ortaya koydu.Bilindiĝi gibi çoktan beri Güney Kürdistan’da Irak rejiminin saflarında Kürd halkına karşı suç işliyen Caşların durumu tartışılıor.. Bu tartışmalar, Saddam ve suç ortaklarının Enfal jenosidinden dolayi yargılandıkları mahkeme başladıktan sonra dahada yükselmeye başladı... Çünkü, Enfal operasyonlarının kurbanları o dönemleri anlatırlarken rejimin yöneticilerinin yanı sıra Caşların şefleri olan müsteşarlara vurgu yapıyorlar ve onların Kürdlere karşı işledikleri suçları sıralıyorlar.Kürdistan Cephesi, 1991 ayaklanmasından sonra 500 bin Caş’ın arasında bir ayırım yapmaksızın, bir daha Caşlık yapmamak şartıyle hepsini af etti.Ama, bugün bir çok Kürd çevresi, Kürdistan Cephesinin böyle bir yetkisi yok ve bu kararı iptal etmek gerekir.Sonuç olarak Kürdistan Cephesini oluşturan partiler ve bugünde Güney Kürdistan’da iktidar olan yapılanmalar bu söyleme sıcak bakmıyorlar.. Zaten onlar 1991 kararlarını iptal etmeye kalktıkları taktirde çok ciddi bir güven sorunuyla karşı karşıya kalırlar.Bundan dolayi, eski kararlarını savunları doĝru ve yerinde bir tutumdur.Ama, 1991 yılından sonra Saddam rejimiyle yeniden ilişkiye geçen Aşiret şeflerinin durumu var.(Bu konudaki belge Newroz Com’da yayinlandı) Bir çok aşiret şefi 1991‘den 2003 yılına kadar Kürdistan’da kalmalarına raĝmen Saddam rejimiyle çalıştılar, para aldılar ve bilgi verdilerBu konuda Güney Kürdistan Hükümeti hiç bir girişimde bulunmadı. Bu mesele kapatıldı.. Yine Saddam’ın rejiminin yıkılmasından sonra, ortaya çıkan bazı belgelerde YNK ve KDP’de bir çok üst yönetici Saddam rejimine bilgi vermiş ve kendileriyle çalışmıştı. Fakat, bu meselede de ne Kürdistan hükümeti ve ne de söz konusu iki parti hiç bir şey yapmadılar..Şimdi bu son dönemlerde yukarıda ismini verdiĝim gazetelerde yayınlanan ve Newroz Com’da daha önce yayınlanan „ajanlar“ meselesini soruşturmak için bir komisyon oluşturuluyor.Bir çok Kürd çevresinde , bu soruşturmanın daha önce basında çıkan çeşitli partilerin üst düzey yöneticileri hakkındaki ajan iddialarını da kapsayıp kapsamaması tartışılıyor.Bu ajanlar meselesinin gündeme geldiĝı dönem ve ortam, bir çok Kürd çevresini ciddi bir şekilde kaygılandırıyor. Çünkü, Saddam’ın mahkemesi, Kürdistan Anayasası tartışmaları, Kerkük ve diĝer işgal altındaki bölgelerinin geleceĝine ilişkin 140.maddenin uygulanmasının gündemde olduĝu bir dönemde yüzlerce kişinin ismini kapsayan belgelerin kamuoyuna sunulması kaygılandırıyor.Güney Kürdistan’da tüm yönetim kurum ve kuruluşlarını kontrol eden YNK ve KDP basınında ajanlarla ilgili bu belgeler yayınlanmadılar.. Acaba bu belgeler bu iki partinin basının eline deĝilde, yalnızca yarı baĝımsız dediĝimiz basının mı eline geçti?Acaba birileri sahte belgeler oluşturup Güney Kürdistan’da yeni bir kriz yaratmak amacıyla manipülasyona girişmiş olmasın?Bu konuda Kürdistan Başkanının oluşturmak istediĝi komisyonunun üzerine çok büyük bir görev düşüyor... Kürd ve Kürdistan düşmanlarının güvensizlik ortamını yaratmak için her türlü oyunlara baş vurdukları bilinmektedir.. Türkler, Farslar ve bir dizi Arap devletinin boş durmadıĝı bilinmektedir.Son dönemlerde basında Irak devleti için çalıştıĝı söylenen iki Kürdistan Parlamento üyeside var... Bu iki üyede Kürdistan Parlamento seçimlerinde Türkmen kontejanından Parlamentoya seçilmişlerdi. Bunlardan biri Suham Enwer Weli adlı bayan bir parlamenter, diĝeri ise Esad Erbildir..Her ikisi daha önce Türkmen Cephesiyle çalışmış ve çeşıtli görevler almışlardı.Her ikiside belirli bir dönem sonra Türkmen Cephesinden ya dıştalandılar yada ayrıldılar!!!Her ikisi de daha sonra Kürdistan yönetimiyle çalışmaya başladılar..Newroz Com okucuları, Esad Erbili biliyorlar.. Çünkü, Erbil geçen yıl Ankara’da Ihsan Doĝramacı’nın yaş gününe katılmış ve orada „Qurtar bizi Doxramaci“ diye anti Kürd bir şiir okumuştu.. Bu şiir Kürd çevrelerinin yoĝun bir tepkisine neden olmuş ve o „yanlış anlaşıldı“ demesine raĝmen Kürd halkından özür dilemişti.Ayrıca son dönemlerde „Hawlati“ gazetesinin yayınladıĝı bir belgede Irak rejimi Kürdistan Başkanı Kek Mesud’u Amerika’da bir Afrikalı tarafından öldürülmesini planlamıştı.„Hawlati“ gazetesinin yayınladıĝı bu belge göre Irak istihbarat teşkilatı, babası Baas rejimiyle çalıştıĝından dolayi, KDP tarafından öldürülen bir Kürd’ün aracılıĝıyla Kek Mesud’u bir zenciye öldürtmek istemiş. 1979 yılında Hewlêr asılı ve Washington’da ilticacı olarak yaşıyan Ramiz Hamza Dizeyi ve Ibrahim Talat Dizeyi ile birlikte bu suikast olayını örgütlemeye çalışıyorlar. I. Talat Dizeyi, adam öldürmeyi kendisine meslek olarak seçen Thamson adlı bir Afrika ile 2000 dolar karşılıĝında anlaşıyor. Talat Dizeyi bu durumu Irak rejimine bir mektupla bildiriyor. Afrika’lının telefon numarası da var. Ramiz Hamza Dizeyi, telefonla Kek Mesudla iliskiye geciyor ve görüşmek istiyor. Kek Mesud ise Qazi Etroşi’ye bu kişi hakkında sorular soruyor ve görüşmeye gitmiyor. Böylelikle Irak rejiminin planı boşa çıkıyor..Ama, Medya gazetesinin dünkü sayısında çıkan haber ilgi çekiciydi... Ramiz Hamza Dizeyi, Amerika’lıların Irak’a gelmesiyle birlikte Irak’a geldi ve ABD’nin denetimindeki Kerkük havaalanında tercuman olarak çalışıyor. . I. Talat Dizeyi ise yine „Medya“ gazetesine göre Federal Irak’ın Avrupa’daki bir Büyük Elçiliĝinde askeri görevli olarak çalışıyor.Tam 27 sonra boşa çıkan bir suikast planın perde arkası aralanıyor.Sonuç olarak, Kürdistan Başkanı’nın oluşturacaĝı araştırma komisyonu, çok ciddi bir görevle karşı karşıyadır. Komisyon, isimleri gazetelerde çıkan kimseler hakkında ortada olan tüm belgeler irdelemek ve somut delilleri temel almak zorundadır.. Bu deliller, el yazmaları, para aktarımı yada çeşitli toplantılara katılmaları vb.. gibi somut verilere dayanmak zorundadır. Komisyon, Irak rejiminin belgelerine ulaşmak imkanına da sahiptir.. Acaba komisyonun yetkileri bu son grubun durumuyla mı sınırlandırılacak, yoksa daha önceki iddiaları da mı kapsıyacak gibi soruları bir çok Kürdçevresi kendi kendilerine soruyorlar.12.10.05Rojgar Merdoxi

Add new comment

The content of this field is kept private and will not be shown publicly.

Plain text

CAPTCHA This question is for testing whether or not you are a human visitor and to prevent automated spam submissions.