Skip to main content

Adam Yerine Konulmak İstiyorsan Çıkar Çeketini Döğüş!

„Ya çeketini çıkar dövüşelim, ya da elini ver barışalım” Rus atasözü çok şey ifade eder. Türk egemenlik sistemin “Kürtçüsü”nü saymasak Kuzeyli diğer siyasi hareketlerin kurala uygun bir pratik sergilemedikleri bilinmektedir. Her ne demekse “demokratik yol ve yöntemler” deyip arazi olmayı siyaset edindiler. “Barış barış” demekten dilerinde tüy bitti. Oysa Türk egemenlik sistemi barışı değil, savaşı dayattı. Kuzey Kürd hareketi bunu görmemezlikten geldi. Çeketini çıkarıp dövüşmedi. Kaçakları oynadı. Mesele bu olunca meydan Türk egemenlik sistemi ve “Kürtçüsü”ne kaldı. Onlarda danışıklı döğüşle Kürdistan  tabiatını, kültürünü, ekonomisini ve yüzyılların biriken Kürd milli potansiyelini keyfince tasviye etti. Ogünden sonra Kuzey Kürdistan nereye demenin bir kıymeti harbiyesi var mı? Kuzey Kürd siyasal kişiliklere bakılırsa hiç kimse mevcut gidişatan memnun değil. Herkes bilistisna günde bir defa ağlama duvarına varıp timsah gözyaşı döktüğü görülüyor. Peki bunun kimseye bir faydası oluyor mu? Olmadığı ortada. Eski ruh halidir. Değişen bir şey yok. Eskiden “Kürd hareketi terörize ediliyor” diye yakınanlar, bugün aynı şarkıyı söylüyorlar. Kimileride içinde olmadıkları bir savaşın “ateşkes”ini ilan ediyordu. Meydan sistemin “Kürtçüsü”ne bırakılıyordu.Onlarda varoluş nedenine uygun olarak görevlerini yapıyordu. Ama bunu yaparken Kürdistan halkının istemlerini dile getiriyorlardı. Bağımsızlık diyorlardı. Bunu silahla başaracaklarını söylüyorlardı. Buna uygun bir pratik sergiliyorlardı. Bu politıka Kürdistan halkının desteğini alıyordu. Bunu görmek gerekir. Bu görülmeden ve gereken ders çıkarılmadan dün yapılan hatanın aynısını tekrarlamak içten bile değil. Dahası bu görülmediği içindir ki, bugün dünün hatası tekrarlanılıyor.Şuna bakılmıyor. Kürdistan halkı, hangi politıka ve pratiğe destek verdiği irdelenilmiyor. Bu çok doğru söylemişlerin, yapmışların niye tasviye noktasında seyretikleri hiç kimse görmek istemiyor. Bunların kendileri oldukları bile kabullenilmiyor.Şu görülmelidir. Kuzey Kürd hareketi, bir yerlerde bir hata yapmıştır. Ama nedir bu hata? Bu hatayı kim/kimler işlemiş? Kimin payına ne düşer?  Bunların muhasebesi yapılmamıştır. Yapılmayınca senin ayranın beninkimden ekşi misalı suçu hep ötekinden arar durmuşuz.Bugün herkesin itifakla kabullendiği Kuzey Kürd hareketinin büyük bir açmaz ile karşı karşıya oluşudur. Sorun bunun nasıl aşılacağı meselesidir. Aslında herkes bunun nasıl aşılacağını biliyor. Fakat hiç kimse bu ateşten gömleği giymek istemiyor. Sorun bu olunca işin kolayına kaçıyoruz. Vurun abalıya dercesine kontra artığı ve örgütüne saldırıyoruz.KUKM’nin açmazı kontra artığı ve örgütünün ihanetini eleştirmekle aşılamayacağı bilinmelidir. Kuşkusuz Kürd milletine karşı sorumluluk duyanların bu ihanete karşı tavır almaları yurtsever olmanın gereğidir. Fakat bu hiç kimseyi doğrulamamaktadır. Çünkü kontra artığı ve örgütünün yanlişları kimsenin doğruları değildir. Kontra artığa ve ihanet örgütüne karşı tavır alınmalı, ama mesele bunun ötesinde seyrettiğide unutulmamalı. Sorun burada. Bunun gereği yapılırsa bir anlamı olur. Yok bu değilde, ikidebir “demokratik yol ve yöntemleri” nakaratlarsak havanda su döğmenin ötesine geçmez. Ogünden sonra kimsenin şikayet etme hakkıda olmaz. Çünkü doğan sonuçu kendi teorimizle, pratiğimizle yaratmışız. O saatten sonra da Kuzey Kürdistan nereye demenin, sızlanmanın, şikayet etmenin bir anlamı olmaz.Bir yanılsama daha. Falan devlet niye Kuzey Kürdistan milli hareketini desteklemiyor diye yakınırız. Be kardeşim sahada var mısınki desteklenmiyorsun? Saha da esamen okunmuyor. Saha da esami okunmayanların lafı bile edilmeyeceğini ne zaman anlayacağız? Saha da olmayan bir gücün desteklenilmesi akıl karı işi mi? Saha da Türk egemenlik sistemi ve “Kürtçüsü” var. Algülüm ver gülüm, tavşan kaç tazı tut oyunu oynaniyor. Alan da veren de memnun. Olan ayak altında günverdiye giden Kürdistan halkına oluyor. Bu gidişata dur diyecek bir güçte ortalıkta görünmüyor. Mesele bu olunca doğal olarak uluslararası arenada da tartışılan sahadakiler oluyor. Desteklenen ve karşı çıkılan yine onlardır. Bu durum kabulumuz olmasa da realite budur. Bunu değiştirmek mi istiyorsun, bununda kuralı var. Halep uzaksada arşın elimizin altında. Gündem oluştur. Taraf olduğunu ilan et. Sahaya in. Çıkar çeketini döğüş. O zaman güç olursun. Güç muhatap alınır. Birileri karşı çıkarda da birileri destekler. Bu ateşten gümleği giymeye kalkmayanların şikayet etme hakları bile olmaz. Çünkü kimse seni adam yerine koymaz. Kuzey Kürrdistan siyasi hareketi, bugün bu durumdadır. Bunu aşmanın yolu bellidir. Adam yerine konulmak istiyorsan taraflılığını ilan et. Çeketini çıkar ve döğüş. Bak o zaman nasıl adam yerine konuluyorsun.25 Eylül 2006

Add new comment

The content of this field is kept private and will not be shown publicly.

Plain text

CAPTCHA This question is for testing whether or not you are a human visitor and to prevent automated spam submissions.