Türkiye`de Anti Amerikan`cilik
Son Yillarda Türkiye`de anti Amerikancilik moda olmaya basladi. Hayret bir sey!Amerikan`nin bir numarali Ortadogu jandarmasi olan Türkiye`nin böyle bir davranisini, hepimizin bildigi gibi Güney Kürdistan`daki kazanimlardir. Türkiye`de Asker sivil herkes ABD`nin Irak ve Afganistan`daki isgali kinarken, Bu aralardan esir alinanlarin, Guantanamo ve baska taraflardaki iskencehanelere tasinanmasina en büyük destegi Türkiye`nin verdigini unutuyorlar.Uluslararasi af örgütünün hazirladigi rapora bakalim:“Suç Ortakları: ABD'nin Yasadışı İcraatlarında Avrupa'nın Rolü' başlıklı rapor, 13 kurbanla ilgili altı esir alma vakasına odaklanırken, Britanya, İtalya, Almanya, Bosna- Hersek, Makedonya, İsveç ve Türkiye'nin bunlarda oynadığı rolü belgeliyor” “ Türkiye'yle ilgili vaka, 18 Ocak 2002'de Bosna-Hersek'te hepsi Cezayirli kökenli, ancak beşi vatandaşlık, biri de ikamet izni kazanmış Mustafa Ait İdir, Belkacem Bensayah, Hacı Budella, Sabır Lahmer, Lahdar Bumediene ve Muhammed Nechle, terör zanlısı oldukları şüphesiyle yakalanmasıyla başlıyor. Amerikalı yetkililerin Bosna hükümetini 'Desteğimizi çekeriz' diye tehdit etmesinden ötürü, Bosna Yüksek Mahkemesi'nin serbest bırakmasına karşılık, zanlılar NATO'ya bağlı barış gücü SFOR'da görevli ABD güçlerine teslim edilmişti. SFOR'un Tuzla Üssü'ne götürülen altılı, önce İncirlik Üssü'ne, oradan Guantanamo'ya nakledildi. Altılı, İncirlik'te Kandahar'dan getirilen 28 esirle aynı grupla Guantanamo'ya gönderildi. Esir avukatlarına göre, İncirlik, Guantanamo'ya nakillerde önemli hareket merkezi. Resmi kayıtlarda, İncirlik'te böyle duraklama-indirme-bindirme operasyonunun yapıldığı 10 tarih daha var. Uçuş sırasında el ve ayaklarından zincirlenip gözleri bağlanmış halde 30 saat tutulan esirler, Guantanamo'da keyfi gözaltı, işkence, dayak gibi yöntemlere maruz kaldı. İdir'in Nisan 2005'teki dava başvurusunda çarpıcı iki vaka var: 2003'ün ramazan arifesinde hücresine giren gardiyanlar, vücudu ve başını çelik yatağa ve yerlere vurdu, başını tuvatele sokup sifonu çekti, ağzına hortum sokup musluğu açarak nefessiz bıraktı. Şubat 2004'te benzer muameleye maruz bırakılmasının üzerine, başına darbe vurulup, dizleri bükülmek ve parmakları geriye itilmek suretiyle kısmi felç geçirdi”. (1)Iste belge, Türkiye`nin ABD ile olan igrenç iliskileri. Öbür taraftanda Türt Solu`da dahil, Güney Kürdistan`lilari ABD isbirlikçiligi ile suçluyorlar. Ecevit`te Perinçege, Bahçeliden Erdogan`a kadar ABD`nin bir numarali adamlariyken, Konu Kürt meselesine geldimi anti ABD`li geçiniyorlar. ABD`nin en büyük ve önemli üstleri Türkiye`de bulunuyordu, biraz önemini kaybetse bile hala öyledir. Çünkü Iran`da 1979`da sah yikildiktan sonar Ortadoguda Nato ve ABD için Türkiye`nin jandarmaligi ön plana geçti. Bazilari için Israildir, Bu dogru degil. Çünkü Israil, güçlü olsa bile kendisini Arap dünyasina karsi kurumak için sürekli bir çaba içindedir. Kuzey Kürdistan`da Türkiye ile ABD çikarlari bugün için çakisiyor. ABD`nin Kuzey Kürdistan`da Kürt sorunu diye bir derdi yok. Sadece Kürtlerin bazi kültürel haklarini AB sürecinde devreye sokmaya çalisacaktir. Türkiye, ABD için hala stratejik önemi olan bir ülkedir ve gözden çikarmak istemez. Güney Kürdistan ve en önemlisi Kerkük sorununda, ABD daha çok Türkiye`nin önerilerini göz önünde buluduruk bu sorunun çözülmesini engelledi. Yani kisacasi Sömürgeci TC, ABD`nin çikarlarina hizmet eden en büyük iskencehanelerden biridir. Anti ABD politikasi sadece göstermeliktir, ve Kürtlere karsi olan politikasinda halki milliyetçi duygularlan arkasina almaktir.(1) Radikal18.06.06