Irak’in Ortacag Karanligindan Dogan Bagimsiz Kürdistan Umutlari.....
Saddam Hüseyin kanli rejiminin yikilmasindan önce, esnasinda ve sonrasinda basta tüm Kürdistani isgal eden sömürgeci gücler, islam ülkeleri ve uluslararasi cikar gruplarinin korkulu rüyalari Kürdlerin bagimsizligina kavusmasi sorunuydu..Saddam rejiminin yikilmasindan sonra, tüm islami ülkeler Kürdlere karsi kinlerini kusarak, Kürdleri „kafir“ ilan ederek kendi halklarinida Kürdlere düsman ettiler..Kürdler ise büyük soykirimlardan gecen, Enfallere ugrayan ve kimyasal silahlara hedef olan bir halk olarak herkese baris elini uzatiyor ve ulusal haklarini talep ediyordu..ABD, Irak’ta 2003 yilinda zülmun kalesini yerle bir ederken, kendisine en yakin güc olarak Kürdleri buldu... Bu bulusma, Saddam rejimin yikilisi esnasinda ve sonrasinda yasanan pratik tecrübe neticesinde daha da anlamlasti..Ama, ABD gibi askeri, siyasi ve ekonomik olarak dünyaya yön vermeye calisan ve kendi cikarlari acisinda yeniden bicimlendirmek isteyen bir ülke, daha genis ve global sorunlara baktigindan Kürdlerin konumu „saglam bir mevzi“ olarak tespit edildi.. ABD, bölgedeki cikarlarini korumak, bölge devletlerinin tepkilerini almamak ve belki de en önemlisi Irak’a bir bütünsellik icinde hüküm etmek icin Kürdleri condio Sine qua non olarak görmeye basladi.. Cünkü, ABD’nin Sünnilerle zaten sorunlari vardi.. Sii siyasal olusumlari ise tümden islami bir rejimi tesis etmek icin hayal kuruyorlardi.. Saddam sonrasi yapilan tüm secimler bu gercegi ampirik bir sekilde ispatladilar... Secimler, bir baska olayi daha gösterdi. O da eski Baasci Sünnilerinde islami bir rejim tesis etmek icin kanalize oldugunu gösterdi...ABD, laik ve dostu olan Kürdlere ihtiyaci vardi. Islami bir rejimi engellemek ve en azinda ABD’nin bölgedeki cikarlarini koruyabilecek bir yapi icin Kürdlere ihtiyac vardi... Kürdler olmadan Araplar tümden islami bir rejime kanalize olurlardi.. Kürdlerin sayesinde demokratik diyebilecegimiz bir Anayasa ortaya cikti..Ama, toplum yapisi tüm islami bir rejime killitlenmisse demokratik Anayasa’ninda hic bir kiymeti kalmaz..Siiler kendi bölgelerinde tüm islami normlari pratige aktariyorlar.. Yani Güney Irak ve Orta Irak denilen bölgelerde Islami Cumhuriyetin tüm kurallari ve yasaklari isliyor.. Laik kesimlerin dahi bu bölgelerde kalma ve kendisini ifade etme imkânlari yok..Sünni bölgelerinde de kendilerinden olmayan herkesi öldürüyorlar, kafalarini kesiyorlar...Dün Samara’da Siilerin 10. Imami Ali Hadi ve 11.Imamlari olan Hasan Askeri’nin türbelerine yönelik TNT’li saldiri ve ardindan Siilerin Sünnilere ait yüzlere varan camilerine yaptiklari saldirlar neticisinde yüzlerce insan yasamini yitirdi... Aslinda Sünnilerle Siiler arasindaki bu iktidar savasi coktan beri „gizli bir ic savas“ temelinde yürütülüyordu. Her gün her tarafta onlarca insan yasamini kayip ediyordu.. Bu son olaylar acik bir seyi gösteriyor. Araplar, kutsal sayilabilecek hic bir seye saygi göstermiyorlar.. Camilere, mezarlara yönelik saldirilar bunun acik örnegidir..Aslina bakilirsa Bin Laden ve Zerqawi’den siradan Sii ve Sünni islami partisine kadar olan kesimler arasinda varmak istedikleri hedef konusunda temel bir farklilik yok. Hepsinin ortak paydasi: Islami bir rejim kurmaktir.. Ama, hedefe varmak icin kullandiklari araclar ve girdikleri iliskiler farklilik gösteriyor. Bazilari acik silahli ve terör araclarini kullanirken; digerleri, takkiye yaparak „demokrasiye“ bagliliklarini bildiriyor.. Ama, kendi „gizli savaslarini“da silahlar esliginden sürdürüyor.Bugün Sünni Araplar ve Sii Araplar kendi aralarinda kim merkezi iktidara hakim olacak amaciyla savasiyorlar.. Iki tarafta ilk etapta Bagdat ve daha sonra tüm ülkeyi denetim altina almak istiyor..Eger bugün Araplar acik bir sekilde Kürdistan’a saldirmiyorsa, birinci sebep: Kürdlerin sahip oldugu askeri güc; ikincisi ise ABD’nin bölgede olusudur..Zaten bu iki nedenden dolayi, Türk devleti de Güney Kürdistan’a karsi acik saldiri yerine, kuyruk salayarak baska taktiklere bas vurdu...Bir federal yapi icin Anayasa yapildi... Ama bu Anayasa’yi Irak gibi bir ülkede uygulamaya koymanin imkâni yok.. Cünkü, Araplar kendileri gibi düsünmeyen insanlarla birlikte yasama isteminde degiller. Onlar, kendi din, mezhep ve milletlerinden olmayanlari fiziki olarak yok etme noktasina gelmis durumdalar..Böyle bir ortamda federal yapi islemez.. Federal yapiya karar veren halklar belirli bir kültür gelisimine, farkliliklariyla ayna arada yasamayi kabul etmeyi ve demokratik geleneklere sahip olmalari, sivil toplum kurumlari, ayaklari üzerine duran bireylerin olmasi gerekir.. Simdi Arap toplumunda bunlardan hic biri yok... Toplum sürülestirilmis Ayetullah’larin verecegi Fetvalara bakiyor.. Onlar Arap kabileleri arasinda 1400 yil önce din adi altinda yürütülen iktidar savasini bugüne kadar tasidilar... Bugün Camilere yönelik saldirilari bunun ifadesidir... Gecmiste Sünnilerin, Siileri terörle susturmalari neticesinde bir ulusal „baris“ saglanmisti... ABD, var olan devlet mekanizmasini yerle bir ettiginden dolayi, Araplar yeni devlete kim sahip olacak kavgasina girmisler.Araplarin bu tutumlari ve gelenekleri ABD’yide acmazlarla karsi karsiya birakti.. Cünkü, ABD Saddam’dan sonra toplumun tümden islami cevrelere kayacagini tam olarak hesaplamamisti... Siilerin Irak’ta kontrolu ele gecirmeye calismalari ve Iran’in acik etkisi ABD’yi rahatsiz etmeye basladi... Secimler öncesi, esnasi ve sonrasinda ABD’nin Sünnilere yönelik sicak yaklasimlari, Iyad Allawi Listesini destekleme ve iktidara tasima istemleri, Siileri dengelemek icindi.Allawi listesinin secimlerdeki basarisizligi, Sünnilere bir milyondan fazla oy pompalamalarina ragmen ABD’nin hesaplari tutmadi..Ayrica ABD’nin rahatsizlik duydugu Caferi, El Sadr’in ortakligiyla Basbakan adayi olunca, bu cevrelerin Allawi’ye veto koymalari isleri daha karmasiklastirdigi gibi tam arap sacina cevirdi..Bu sefer ABD Bagdat Büyük Elcisi Zalmay Halilzad sesli konusmaya basladi... Halilzad Sünnilerle Siilerinin üzerine kapistigi „Icisleri ve Savun bakanlarinin bagimsiz kisilerden“ olusmasini ve Sünnilerin iktidara katilmasini istedi.. Siilerde buna tepki gösteriyor.. ABD bu sefer verdigi „ekonomik olanaklari“ kesmekle tehdit ediyor..Eger Araplarin bir kanadi merkezi iktidara sahip olursa, ilk hesaplasacaklari Kürdlerdir... Sünni Araplarin Kürdler hakkinda söyledikleri, Saddam Hüseyin’in dediklerinden farkli degildir.. Ayrica hepsi Baas gelenegi icinde yogrulmuslar.. Sii fakir kitlelerinin „Mehdi“si El Sadr bir coklarinin Kürdler hakkinda sessiz düsündüklerini, sesli düsünüyor.. Sadr’i „haylaz“, „ise yaramaz“ ve „kücük cocuk“ diye kücümsemek dogru degildir.. O, cok tipik arabin anti Kürd tutumunun disa vurus bicimidir..Ne diyor El Sadr?„Anayasa’yi reddediyorum“, „federasyonu kabul etmyorum“, „ABD Irak’tan cekilsin“, „Kerkük Irak sehridir“, „pesmergeler dagitilmasi gereken milisler“ ve „Irak’in birligi ve kimligi icin bir Sünni Arap Cumhurbaskani olsun“ diyor..Ve ayni adamin galyana getirdigi kitleler, Irak’in Arap bölgelerinde ve hâtâ Kerkük’te sokaklari dolduruyorlar..Araplarla Kürdleri teorik olarak ayni arada tutan bir „Anayasa“ var tanimiyor... Bu mesele „Kürdler Araplardan ayrilmasinin gerekcelerinden“ biriydi.. Federasyonu da tanimiyor.. Bu sorunda „Kürdlerin Araplardan ayrilma gerekcelerinden“ baska birisiydi.. „Kerkük“ ve „pesmerge“ meseleside baska iki gerekceydi..Arap sövenizminin temsilcisi Sadr, „Irak’in birligi“ ve „kimligi“ icin bir Sünni Arab‘in Cumhurbaskani olmasini istiyor.. Yani kisacasi Sadr’in dedigi „Irak’in kimligi Araptir“ bundan dolayi bir arap bu göreve gelmelidir.. Irak’in birligi de bir Arab’a bagliysa, Kürdler nerede kalyor.. Sadr’in kafasindaki Kürd yeri yok edilmesi gereken „kafirlar“ dir..Sünniler ve Siilerin iktidar kavgasina girdigi bir ortamda Kürdler „baris“, „kardeslik“ ve „sükünet“ cagrilari yapiyorlar.. Mam Celal’in, Kek Mesud’un, Adnan Mufti’nin , Necirvani’nin, Omer Fetah’in ve Kürdistan din adamlarinin cagrilari hep bu yöndeydi... Bagdat’ta Mam Celal’in cagrisi üzerine cesitli etnik ve dinsel yapilarin toplantisida....Ama, Araplar farkli kesimleri merkezi iktidari monopollerine almak icin „ic savasa„girdikleri bu ortamda Kürdlerin „Irak’ta ayrilma gerekcelerinden biri“ daha cigneniyor: „Sünni ve Siiler arasindaki ic savas“(Kek Mesud)Güney Kürdlerinin yaptiklari son aciklamalar ve verdikleri mesajlar, demokratik toplumlarda bir anlami olurdu... Ama, Arap dünyasinda bu mesajlarin var olan asirlar gerisinden seyreden karanlik dünyalarina tesir edeceklerini sanmiyorum...Kürdler evlerini güclendirmeye calismalilar... ABD, „petrol“ ve „Israil “ güvenligi ve varligi sözkonusu oldugu sürece alani bosaltmayacaktir....Kürdlerin bugün bagimsizlik bayragini dalgalandirmaya ve Kürdleri böyle bir girisime hazirlamaya ihtiyaclari var..Kosova bagimsizliga gidiyor...Kürdler kendilerini hazirlamalilar.. Eger hazir degillerse ünlü Kürd sairi Abdullah Pêshew’in bir önerisi var: „Benim günde iki saatlik televizyon programim olsa, kisa sürede Kürdleri bagimsizliga hazirlarim“Sözü Pêshew’e, Pêshewlere birakalim.....