Skip to main content

Bir Seçim, Türk ve Türkmen yalanlari üzerine...

   Güney Kürdistan halki 1991 yilinda büyük „Raperin“ le Irak sömürgeci rejiminin Kürdistan’daki tüm kurum ve kuruluslarini yerle bir etmesinden sonra, Kürd halki icin tarihsel bir ortam olustu... Fakat, „Kürd bahari“ kisa sürdü... Cünkü, ABD ve müttefikleri Saddam rejimine karsi sürdürdükleri savasi durdurmakla yetinmeyerek, Kürdlere karsi hava saldirilarina da izin verdiler... Helebce ve Enfalleri yasiyan Kürdler, hava saldirilari karsisinda paniye kapilarak „milyonlarin göcü“ denilen girisimi baslattilar..Sinirlara vuran milyonlarca Kürd’ün göcü haftalarca dünya kauoyunun gündemini isgal etti.. Türkler, kuzey Kürdistan sinirlarina dayanan yüz binlerce Kürde günlerce kapilari kapatarak, „cagin büyük trajedisine“ gereken katkiyi yaptilar.. Ama, dünya kamuoyunun dayatmasi neticesinde, hem Türkiye kapilari acti ve hem de Birlesmis Milletler Güvenlik Konseyi, Güney Kürdistan’in belirli bir kesimi „Ucusa Yasak Bölge“ ilan etti... Kürdler bu karardan sonra kendi sehir, köy ve kasabalarina geri döndüler..Kürdler, 1992 yilinda yaptiklari Ortadogunun en demokratik secimleriyle, Kürdistan Parlamentosunu ve daha sonra Kürdistan Federal Hükümetini olusturdular..Türk devleti bir yandan, Güney Kürdistani ekonomik, siyasi ve askeri ambargo ve kusatmaya alirkin, diger yandan Kürdistan ve Irak Türkmen azinligi Kürd kazanimlarini yok etmek icin Truva ati olarak devreye soktu..Türk devleti sinira ve hatta Güney Kürdistan’in ic kesimlerine ( simdide Türk askerleri alandalar) yigdigi askerleri Kürdlere karsi bir tehdit araci olarak kullanirken, ayni zamanda binlerce ajanini Güney Kürdistan’da Kürd kazanimlarini bosa cikarmak icin görevlendirmisti..Türk devletinin etkiledigi ve konrol altina aldigi Türkmenler, Kürd, Kürdistan adina yapilan her seye düsmanlik etmeye basladilar... Güney Kürdistan’da olusan yasama, yürütme, yargi kurumlarinin hic birini tanimadilar. Kürdlerin kendi anavatanlarinda özgürlesmelerini „bölücülük“, „Irak devletine ihanet“ olarak damgaldilar... Hatta Türkmen Cephesi Irak Devletinin 1970 Antlasmasiyla Kürdlere verdigi haklari dahi tanimiyordu... Türkmen Cephesi, Türk devletinin Kuzey Kürdlerine sahip oldugu yaklasimin aynisini Güney Kürdlerine karsi gösteriyordu ve hâlâ da ayni tutumundan israr ediyor.Türk devleti bir asir boyunca Türkmen diye bir sorunu olmadi.. Ama, 1991 yilindan itibaren, Irak’ta ve Kürdistan’da milyonlarca Türkmenden söz etmeye basladilar.. Türk devleti, bir yandan her yil milyonlarca dolar harciyarak Türkmen Cephesi gibi paravan örgütleri olusturmaya calisirken, diger yandan Kürdlere karsi bölgesel ve uluslararasi arenada anti Kürd Cephesini örmeye calisiyordu..Saddam rejimine karsi savas meselesi gündeme geldigi zaman, Türklerin ABD ve yandaslariyla yaptiklari tüm toplantilarin esas maddesi, Güney Kürdistan’da mevcut olan kazanimlarin sinirlandirilmasi, Pesmergelerin silahsizlandirilmasi, Kerkük ve Musul gibi Kürdistan bölgelerinden Kürdlerin uzak kalmasini olusturuyordu..Ayrica Türk Devleti, Musuldan, Telafer, Kerkük, Xaniqin ve Mendeli’ye kadar olan Kürdistan’in isgal altindaki bölgelerini „Türk yurdu“, „Türkmeneli“ ilan etmisti... Araplarla Kürdler arasindaki Kürdistan topraklarini „Türkmen diyari“ diye her tarafa empoze etmeye calisiyordu..Türk devleti, milyonlarca dolar karsiliginda seferber ettigi "yazar“ ve „gazeteci“ mehmetcikler araciligiyla Güney Kürdistan’in %40‘ini olusturan bölgenin „Türkmen Yurdu“ oldugunu ve „Türkmen“ diye bir milletin varligini kendi „ ellerinde bulunan Osmanli arsivlerine“ dayanak „bilimsel“ bir sekilde ispat etmeye calisiyordu...Tabii ki bunun icin de alanda Türkmenlerin varligini ispat etmek gerekiyordu. Harun Resid’in bir Türkle evlendigini tespit ettikleri zaman Kürdistan’in bu topraklarini „Bin Senelik Türk Yurdu“ ilan ettiler.Türkmenlerin Irak ve Kürdistan’da bulunan nufüslarina gelince Türkmen Cephesi( Siz TC-Türk Cumhuriyeti anlayiniz) söyle diyor: „Türkmenlerin toplam sayisi 1994 yilinda Kerkük, Erbil, Musul, Salahadin ve Diyala’ya bagli köy, kasaba ve Bagdat’ta yasayanlar dahil en kötü tahmine göre yaklasik 3.000.000 kisidir“Yine Türkmen Cephesine göre „Türkmenlerin %73‘ü Kuzey Irak’ta yasiyor“....Türklerin ileri sürdükleri bu verilerin gercek payi varmi?Saddam Hüseyin rejiminin Nisan 2003 yilinda yikilmasindan sonra, Kürdistan ve Irak’ta Türkmen Cephesi Türkiye’nin kendisine sundugu devasa parasal yardimlarla, secmen satin aldigi ve büyük reklamlarla katildigi iki secim oldu.. 30 Ocak 2005 ve 15 Aralik 2005 secimleri....Türkmen Cephesi Ocak 2005 secimlerinde Irak ve Kürdistan’da aldigi toplam oy , 93470 civarindaydi.Bu oylarin 63791‘i Kerkük’te, 2384‘u Hewlêr’e ve geriye kalan oylarda tüm diger Irak sehirlerinde elde edilmisti. O dönem Türkmen Cephesi 3 milletvekili Irak Parlamentosuna gönderebilmisti....Ama, herkes secimleri boykot eden sünni partilerin kendi taraftarlarina „kürdleri dengelemek icin Türkmen Cephesine oy verin“ cagrisini yaptiklarini biliyordu.15 Aralik 2005 secimlerinde ise, Türkmen Cephesi Kürdistan ve Irak capinda toplam olarak 80.516 oy alip, ancak bir milletvekili cikarabildi.. Ama baska listelerde secimlere katilip secilen Türkmenlerde var..Türkmen Cephesinin her zaman üzerine agitlar yaktigi ve „yüzbinlerce Türkmen’in yasadigi“ söyledigi Hewlêr’de aldigi oy: 488 oydur... Ayrica „30 bin Türkmenin yasadigi“ söyledikleri Suleymaniye’de tek bir oy almadilar.Ayrica Türkiye ve Türkmen Cephesi sahtekarliklarini son secimlerde Türkiyeki Iraklilarin oy kullanmasinda gösterdiler ve kendilerini dünyaya rezil ettilerTürkiye’de bulunan Irakli ve Güney Kürdistanlilarin oy kullanma hakki olanlarin sayisi taktiben 6000 kisidir..

  1. Ocak 2005‘te yapilan secimlerde, 4178 kisi oy kullandi, bunlardan 3500 kisi „Türkmen Cephesine“ oy vermisti..

15 Aralik 2005‘de yapilan secimlerde 25000 kisi oy kullanmis ve bunlarin 23000‘i „Türkmen Cephesine“ oy vermis..Böyle bir secmen yok... Var olan secmen sayisi 6000 civarindadir, 25000 degil.. Neyse Irak Yüksek Secim Kurulu, Türkiye’deki 4 merkezden 3‘ünün oylarini iptal etti..Türkler yine burada insaflilar. Yaptiklari 6 bini 4‘le carpmislar ve bin eklemisler.. Ama, 3 milyon Türkmeni bulmak icin var olani 30‘la yada 40‘la carpmislar..Sonuc olarak Türkmen Cephesi bu secimlerde Ocak secimleriyle kiyaslandiginda 12954 oy kayip ettiler. Cünkü bir cok Türkmen Türk „derin devletinin“ bir aleti olmaktan cikmak istiyor. Ayrica Türk devletinin bölgede dagitigi rantin adil bir sekilde bölüstürülmemesi yüzünden bir cok cevre birbirine girmeye basladi ve yol ayrimina vardilar.. Güney Kürdistan ve Irak’ta ortaya cikan büyük ekonomik olanaklar sayesinde bir dizi cevre dinlerini degistirmeye basladilar.. Türkmen Cephesinin kurucularindan ve Ankara toplantilarinin „resmi“ önderlerinden eski YÖK Baskani Ihsan Dogramaci Kürdistan'da aldigi ihalelerden dolayi „Kürdcesini gelistiriyor“ , büyük Kürd sairi „Dilan’in dörtlüklerini ezbere „ okuyor.Abdullah Gül‘ün „bu nasil milliyetcilik“?(Milliyet-11.01.2006) diye tepki gösterdigi eski Türkmen Cephesi Baskani Faruk Abdullah Abdulrahman’in Cephe’den ayrilip, Ahmed Celebi listesinde secimlere girmesi, yine Cephe’nin eski baskanlarindan Dr. Muzafer Arslan’in Mam Celal’a danismanlik yapmasi yeni sürecin ürünleri olarak ortaya cikti.ABD ordularinin alanda olmasi, Türk subaylarinin kafasina „cuval gecirmesi“, Kürdlerin bir cok alanda „Türk kirmizi cizgilerini“ yerle bir etmesi bu sürecin en önemli unsurlariydi...Tabii ki Türklerin Güney Kürdistan’da var oldugu ileri sürdükleri „3 milyon Türkmen“ yalani ilk secim denemesiyle birlikte yalan sahiplerinin kafalarina bomba gibi indi ve tüm inandiriciliklarini kayip ettiler.Türk devleti „derini“yle ve AKP’siyle yine Türkmen Cephesine gereken tüm maddi, manevi imkânlari sunuyor.. Cünkü, Türkmen Cephesi’nin kendisi, Türk devleti tarafindan olusturulan bir ajan örgütlenmedir.. Türk devleti bir yandan, Türkmen Cephesini Kürdlerin kazanimlarina karsi acik saldirgan bir alet olarak kullanirken, diger yandan var olan de facto Kürdistan devletinin karsisinda caresiz kaldigindan, taktik degistirerek Güney Kürdistani ekonomik olarak kendisine bagimli kilmak istiyor.. Türk sirketleri, Oyak’da dahil olmak üzere Güney’de belirli bir plan cercevesinden hareket etmektedir. Türklerin alandaki ekonomik varligi sinirlandirilmasa, gelecekte büyük tahribatlara neden olabilir.. Kürdler dikkatli olmak zorndadir.. Türk ayisi Kürdleri oksarken öldürebilir...28.01.06[email protected]

Add new comment

The content of this field is kept private and will not be shown publicly.

Plain text

CAPTCHA This question is for testing whether or not you are a human visitor and to prevent automated spam submissions.