Kerkük ve Türkmen Cephesi üzerine bir kaç not
Güney Kürdistan halkının 15 Ekim’de çok yoğun bir şekilde sandık başına gidip Anayasa’ya “Evet” demelerinin nedenlerinden biri, Anayasa taslağında Kerkük sorunun 2007 yılının sonuna kadar çözülmesini ön gören maddedir.Kürdistan’ın başkenti Kerkük’te verilen ön bilgilere göre referanduma katılım oranı %70 cıvarındadır...Bu referanduma katılanlar sadece Kürdler değil, aynı yoğunlukta Şii Araplar, Sünni Araplar ve Türkmenlerde katıldı.Geçen Ocak ayında yapılan genel ve mahali seçimlere Sünni Araplar katılmamış ve seçimleri boykot etmişlerdi. Ama bu referanduma çok yoğun bir şekilde katılarak “Hayır” dediler..Sünnilerin gerekçeleri çok açıktır... Onlar federasyona, Kerkük’ün Kürdistana geri dönmesine, ademi merkezi yönetime karşı olduklarından , “güçlü bir Irak ve güçlü bir ordudan”( Taz, İnga Rogg) yana olduklarından Anayasa’ya “hayir” dediler...Türkmen Cephesi, tüm varlığını Kürd halkının ulusal ve demokratik istemlerine düşmanlık üzerine bina ettiğinden dolayı, Sünni Araplarla işbirliğine geçerek ve onlarla aynı gerekçelere dayanarak Anayasa’ya “Hayir” dedi..Türkmen Cephesi, Kürdistan yurtsever Türkmenleri tarafından her zaman Türk Genel Kurmayi tarafından organize ve finanse edilen bir ajan örgütlenme ve “Kürdistan’da tarihi Turova Atı” görevini üstlenen, Türkmenleri temsil etmeyen bir yapılanma olarak görüldü..1991 Raperin’inden sonra Ankara’da oluşturulan ve kendisine tek varlık nedeni olarak Kürdlere düşmanlığı edinen Türkmen Cephesi, 1991 yılından beri Güney Kürdistan’da oluşan hiç bir Kürdistani kurumu, daha açık ifade etmek gerekirse Kürdistan Parlamentosu ve Hükümetini tanımadı..Bu ajan örgütlenmesi Kürdistan’da bir çok “legal kuruma” sahip olmasına rağmen, hiç bir zaman yasal bir başvuru yapmadı..O dönemin ulusal, uluslararası ve bölgesel koşullardan dolayı bu ajan örgütlenmeye göz yumuldu..Saddam’ın kanlı rejimin yıkılmasından ve Kerkük şehrinin kurtulmasından sonra, bu ajan örgütlenme “Türk derin devletinin” emirleri doğrultusunda var olan Baas rejiminin artıklarıyla Kurdlere karşı şer cephesini kurdu..Bu ajan yapılanmanın içinde bilinçli yada bilinçsiz bir şekilde yer alan bir çok Türkmen’de “tüm siyasetini Kürdistan’daki tecrubeye”(Türkmen Cephesine tavır alan eski genel sekreteri Mu’eyed Elixanli’nın Peyaman Kurd gazetesine verdiği söyleşiye bakınız) düşmanlık üzerine inşa eden Türkmen Cephesine tavır almaya başladılar..Geçen Ocak ayında yapılan genel ve mahali seçimler esnasında Türkmen Cephesinin aldığı oylar, bu ajan yapılanmasının ve Türk devletinin tüm yalanlarını ortaya serdi.Ocak ayının seçimlerinden sonra ajan Cephesinin Hewlêr birimleri, alan sorumlusu olan Abdulqadır Bazırgan önderliğinde tüm kurumlara el koydular ve bu yapılanmanın “Türkmenleri temsil etmediğini ve Türk devletinin maşası” olduğunu söylemeye başladılar..Kerkük’ün özgürleşmesinden sonra bu yapılanma, tüm Arap basın ve yayın organlarını kullanarak anti Kürd faaliyetlerini yürütüyor..Geçmişte Saddam rejimi Irak ve Kürdistan Türkmenlerine yönelikte etnik arındırma politikalrını pratiğe aktardı.. Türk Devleti hiç bir zaman Türkmenlere yapılan haksızlıklara karşı çıkmadı. Tam tersine var olan Saddam politikalarını destekledi.Saddam rejiminin yıkılmasından sonra Türk Deveti, eski ve yeni Baasçılar ve Türk devletini bölgedeki ajan örgütlenmesi birleşerek anti Kürd politikalarını pratiğe aktarmaya başladılar.Türkmen Cephesi ve yandaşları, Kürdlere karşı düşmanlıklarına devam ederlerken, Kürd liderler ve parlamenterleri Bağdat’ta Anayasa savaşı verdikleri sırada Türkmenlerin ve Asuri-Keldanilerin haklarını anayasal güvenceye kavuşturmak için büyük çaba harcadılar.. Bugün Türkmen ve diğer azınlıkların Anayasa’da yer alan hakları Kürd delegasyonun verdiği çabanın ürünüdür. Kürd liderlerinin ve Türkmen yurtseverlerinin bu konudaki açıklamalarına bir göz atmak yeterli olacaktır.Ama Türk ajan örgütlenmesi, Kürdlerin tüm bu çabalarını hâlâ görmezlikten geliyor, Baasçılarla elele “Kürdistan tecrubesine karşı” ve “Irak’ın toprak bütünlüğü” için Anayasa’ya hayır diyor.Ne diyebiliriz ki, bir kere uşak olanlar ve bu durumu habitus haline getirenler, çok çabuk efendi değiştirip, yine yaptıklarına devam ederler. Bunun için fazla uzağa değil, Türkmen Cephesine bir bakmak yeterlidir.17.10.2005