Skip to main content
Submitted by Anonymous (not verified) on 23 May 2010

PKK'nın kaybettiği kardeşi için İHD'nin kapısını çaldı

Kayıplar, faili meçhul cinayetler ve yargısız infazlarla ilgili başvuru çağrılarında bulunan İnsan Hakları Derneği'ne (İHD) yurtdışından ilginç bir dilekçe geldi.

İsviçre'de yaşayan Kalender Şahin, 1998 yılında PKK'ya katıldıktan sonra kaybolan kardeşi Aydın Şahin ve beraberindeki üç kişinin akıbetini İHD'ye sordu. Kardeşinin PKK tarafından kaybedildiğini iddia eden Şahin, akıbetinin araştırılmasını istiyor.

İHD Diyarbakır Şubesi'ne gönderilen dilekçede şu ifadelere yer veriliyor: “Kardeşim Aydın Şahin, Sevim Adıbelli, Levent Büker, avukat İhsan Durukal, Balkanlar'da Bulgaristan-Yunanistan arasında 29 Kasım 1998 tarihinde PKK tarafından kayıp edildiler. Kayıp edilen insanların nasıl ki her türlü insan hakları ve yaşama hakları varsa, kayıp edenler de kim olursa olsun teşhir edilmeleri ve lanetlenmesi gerekmiyor mu? Bu konuda taraflı davranmak insan haklarıyla ve insanlıkla bağdaşmaz. Bu konuda gerekenleri yapacağınıza ve bizlere yardımcı olacağınıza inanmak istiyoruz.“

Kalender Şahin'in anlatımına göre kardeşi Aydın Şahin'in kayboluş hikâyesi, 1998 yılına dayanıyor. 1998 yılında PKK'ya katılmak için İstanbul'daki evinden ayrılan Aydın Şahin'i aramaya başlayan ağabeyi Kalender Şahin onun önce İstanbul'dan Romanya'ya, oradan da Bulgaristan'a geçtiğini öğreniyor. Kardeşinin Bulgaristan'a geçmesinden sonra ise izini kaybediyor. İlişkiye geçtiği örgüt mensupları ona kardeşinin Bulgaristan-Yunanistan sınırını geçerken kaybolduğunu söylüyorlar. Kalender Şahin, kardeşini bir süre Balkanlar'da arıyor. Edindiği bilgilere göre PKK'nın paravan örgütü Bulgaristan Kürt Derneği, Aydın Şahin ve beraberindekileri Yunanistan'daki PKK kamplarına ulaştırmak için Bulgar bir şebekeyle anlaşıyor. Grubun en son bu yola çıktığı biliniyor. Bir daha kendilerinden haber alınamıyor. MELİK DUVAKLI İSTANBUL

ZAMAN 23 mayis 2010

http://www.zaman.com.tr/haber.do?haberno=987142

Anonymous (not verified)

Sun, 05/23/2010 - 03:41

Kalender Sahin`in Bu Cabasini takdir ediyorum Keske her Kürt bu duyarliligi gösterseydi. Kürt halkina dayatilan kirli savasa karsi durmak bir insanlik görevidir. Keske herkes bu insanlik görevinin arkasinda durup bu kirli savasin magdurlarini gün yüzüne cikarip, tarihe karsi görevini yerine getirseydi..

Anonymous (not verified)

Sun, 05/23/2010 - 14:12

Yukardaki yaziyi okudugumda daha cok kardesi PKK de iken kaybolmus. Bu durumda sorumlu herkes olabilir. Yazinin geneldinde PKK sorumlu imis gibi bir hava cikiyor olsa da hikaye ye bakarsak kaybolmaya herkes karismis olabilir. Hatta ve hatta bu sahis PKKden kacip izini de kaybettirmis olabilir. Peki o zaman aile ile niye iliskiye gecmiyor da denilebilinir. Bu durumda onlarca yil kayip olup bir gun ortaya cikan insanlari ornek olarak verebilirim. PKK kaybettirmisse bir sebebi olmasi gerekir ki orgute bu sekilde katilmis bir kisi icinde bu ihtimali kucuk goruyorum, cunki bu durumda kayip kisi ile birlikte orgute katilanlarinda kaybedilmis olmasi gerekir. Aklima bu sorular takildi. Yinede kayip sahsin bolunmasi ve gerceklerin, her ne ise, ortaya cikmasini ben de isterim.. Insallah IHD bir sey yapabilir.

22-Temmuz 2005 Cuma Kaybolan 4 kişi için CDK'den açıklama CDK, 1998 yılında Kürdistan Özgürlük Mücadelesi'ne katılmak için Balkanlara çıkan 4 kişinin yaşadıklarına dair bilgiye ulaşamadıklarını açıkladı. Bu nedenle büyük üzüntü duyduklarını belirten CDK, "Kayıp arkadaşlarımızı Kürt Özgürlük Mücadelesi'nin şehitleri olarak kabul ediyoruz" dedi. HABER MERKEZİ Avrupa Kürt Demokratik Toplum Koordinasyonu (CDK) 1998 yılında İstanbul'dan Kürdistan Özgürlük Mücadelesi'ne katılmak üzere Balkanlara çıkan, ancak kendilerinden haber alınamayan Aydın Şahin, Sevim Adıbilen, Sedat Bayraktar ve Levent Büker isimli kişilere ilişkin açıklama yaptı. Kayıpların başta aileleri, hareketi ve Kürt halkını derinden etkilediği dile getirilerek, şu noktalar işaret edildi: "Bu güne kadar araştırma sonuçlarının derli toplu olarak başta kayıp aileleri olmak üzere halkımıza aktarılmamasını ciddi eksikliğimiz olarak kabul ediyor, kayıp arkadaşlarımızın bizde yarattığı üzüntüyü ve acıyı başta aileleri olmak üzere paylaşmayı bir görev biliyoruz. Yine bu çerçevede kayıp arkadaşlarımızdan başta Aydın Şahin'in ailesinin bu olay için gösterdiği hassasiyeti ve çabayı, değişik çıkar çevrelerinin kayıpları istismar etmelerine fırsat vermedikleri için kendilerine teşekkür ediyoruz." Araştırma sonucunda ulaşılan bilgiler CDK, yaklaşık 6 ayı aşan bir sürede konuya ilişkin yaptığı araştırmaların sonuçlarını ise şöyle özetledi: "Kayıp arkadaşlarımız 1998 yılının sonlarında İstanbul'dan mücadele saflarına katılmak üzere dönemin yerel sorumluları olan arkadaşlarımızla ilişki kurup Balkanlara çıkıyorlar. Bulgaristan'dan Yunanistan'a geçecek olan arkadaşlarımızı Serez kenti civarında karşılaması gereken ve o zaman hareketimizin bölge çalışanları olan 2 kişi belirlenen gün ve saatte karşılama noktasına zamanında gitmiyorlar. Bu davranışlarının kesinlikle mücadele disiplini ve anlayışına aykırı olduğu ve kesinlikle ciddi bir sorumsuzluk olduğu açıktır. Bir gün sonra karşılama noktasına giden bu iki sorumlumuzun çevre köylülerden topladıkları bilgilere göre, bir gün önce dört gencin Serez Polis karakoluna gittikleri anlaşılıyor. Adı geçen polis karakoluna giden arkadaşlarımıza polis tarafından bilgi verilmediği gibi, bölgeden uzaklaştırılıyorlar. Sonuç alamadan bölgeyi terk eden bu iki yerel sorumlu ne Bulgaristan birimine ne de Yunanistan birimine bilgi aktarmıyorlar" Yaşadıklarına dair bir ize rastlanmadı CDK açıklamasında, gerek Balkanlar'daki sorumlular ve gerekse Yunanistan'daki sorumluların tümünün ciddi bir duyarsızlık ve sorumsuzluk içinde olduklarının yapılan araştırma sonucunda ortaya çıktığı ifade edildi. Bu sorumsuzluğun ve duyarsızlığın subjektif nedenlerinin tek tek incelendiği ancak dönem sorumlularından herhangi birinin kasıtlı ve kötü niyetli bir konumunun tespit edilemediği belirtildi. Yine o dönemde Yunanistan ile ilişkilerin kötü olduğunu göz önüne alan dönemin sorumlularının, kayıp kişilerin Türkiye, Bulgaristan veya Makedonya'ya verilmiş olma ihtimallerini araştırdıkları ancak bir sonuca ulaşamadıkları belirtildi. Açıklamada devamla şunlar dile getirildi: " Haziran / Temmuz 2000'de gerek Bulgaristan'da gerekse Serez Emniyet Müdürlüğü nezdinde yapılan araştırma ve soruşturmalar da sonuç vermemiştir. Yaptığımız araştırmalar kayıp arkadaşlarımızdan Aydın Şahin'in ailesinin bireysel çaba ve gayretleri ile zorluklar içinde yaptığı araştırma sonuçlarıyla büyük oranda çakışmaktadır. Tüm çabalarımıza rağmen, arkadaşlarımızın yaşadıklarına dair bir iz bulunmamasından duyduğumuz üzüntüyü bir kez daha aileleri ve halkımızla paylaştığımızı ifade ediyoruz."Ê 'Mücadelemizde yaşatacağız' Ağır ihmal ve sorumsuzluğun çok açık olduğu ifade edilen açıklamada, sonraki süreçte konuyu araştırmaları ve takip etmesi gerekenlerinde konunun ciddiyetine uygun davranmamalarının, kayıp aileleri, mücadele arkadaşlarını ve yurtsever Kürt halkının kabul edemeyeceği gerilimli ve belirsiz bir durumun yaşanmasına sebebiyet verdiği kaydedildi. CDK açıklamasında son olarak, "sorumluluğumuzun bilincinde olarak, Aydın Şahin, Sevim Adıbilen, Sedat Bayraktar ve Levent Büker halkımızın özgürlük mücadelesinin şehitleri olarak kabul ediyor ve onların anılarını mücadelemizde yaşatacağımıza söz veriyoruz" denildi.

Ramo, bence meseleyi tam anla ondan sonra yorum yap. Bu tarz konuşmaları bir zamanlar kayıp olan Kürdler ve bu olaylarla ilgili OHAL valililklerin yaptığı konuşmalara benziyor söylemin. Haberin olsun. Kalender Şahinin kardeşiyle beraber üç kişi daha kaybolmuştu Bulagaristan dağlarında. Bunlardan biri de bayandı. Ve kayboldukları zaman daha yeni yetme 20lik gençlerdi. Yani öyle kastetiğin anlamda kaşarlanmış kadrolar değildi. Ki öyle olsa bile şüpheciliğin bir kere çok art niyetli. PKKyi sevmeyebilirsin ama unutma o yapının içindeki çoğu insan büyük bedeller vermiştir Ve o kaybollan 4 genç büyük ihtimal ile hayatlarını yitirmişlerdir. Zaten Kalender Şahin de kerdeşinin bir mezarı olmasının peşinde. Mesele ise PKK kendi içinde de soruşturma açmasına rağmen akibetlerinin öğrenilememesidir.Ortada ne ceset nede yaşayan bedenler var. Ve bana göre bu iş PKKyide aşıyor. PKK, aslında onların başına ne geldiğini biliyor ama o güçlü imajı sarsılmasın diye açıklamada bulunmuyor.

cevabini okuyunca, yazdiklarinda kendimi bulamadim. Ohal valisi yakistirman biraz aceleye gelmis bence. Bence sen yazimi bir daha oku. gerci hizli yazmadan meydana gelen yazim-hatalari var ama, sen yine yazimi bir daha oku. ben bu meselede tarafsiz bir gozle baktim cunku isisn aslini bilmiyorum. dikkat edersen yazimda kimseyi suclamiyorum, sadece olasalliklardan bahs ediyorum. PKKyi suclayan ben degilim, zincirin basindaki yazi bence PKKyi sucluyormus gibi geldi, ben onu soyliyorum. Kaldiki ben butun Kurd partilerine notr duruyorum. Sadece (irak)KDP'sine gonul bagi ile bagliyim.

Add new comment

Plain text

CAPTCHA This question is for testing whether or not you are a human visitor and to prevent automated spam submissions.