Skip to main content
Submitted by Anonymous (not verified) on 27 August 2009

bu kaniya uzun yazisinin sadece ilk bolumlerini okuyarak vardim.
bir kere surekli konusulan kavramlari cok net ele aliyor.
tarifine ve tahliline katilin katilmayin, onemli kavramlari ele alis bicimi,
tartisma bicimi ve gerektigi kadar icerikle yuklemesi tam yerli yerinde.
Hayrek bir noktada bir tesbite katilmamis. bir suru tesbitine katilmasak bile (henuz benim boyle bir degerlendirmem olmadi-genel konusyorym) fuat onen kurdlerin ihtiyac duydugu berrakligi saglayan bir lider profili ciziyor. lider deyince her dediginiamentu gibi belleyecegimiz bir egnekci akliniza gelmesin, Hayretin yaptigi gibi hic benimsemedigimiz (ve cok da onemli olabilecek) bir noktada net itirazimizi belirtmeye ragmen akil yurutmesini, donanimini genel olarak begenip temsil hakkimizi bir sureligine(sonuna kadar asla olamaz) verebilecegimiz biri, boyle bir lider, aydin vs artik her ne ise.
sade yazi -yprum yetenegi ile de lider olunmaz KAREKTER (bu insan iliskileriden tutun, ustelenmeye soyundugu role uygun CESARET miktari vs de icine alan kompleks ozelliklerin tumu-kisisel INTEGRITI olmazsa olmaz bir sey mesela (nedir bu diyene ne olmadigini anlatamak icin apo ya bakmalarini tavsiye edeyim-detaya girersek yazi dagilir.

simdi yazinin devamini da okuyayaim.ancak iki sayfalik bolumu yukaridaki yazdiklarim icin fazlasiyla yeter-detay hususunda fikrimi degistirme hakkim var amam genel olarak Fuat onen in kafasi gayet berrak calisiyor.

hurmetler
HeK

نەناسراو (not verified)

Thu, 08/27/2009 - 11:35

kadro konusunda da hakli. ben de emin degilim yeterli kadromus oldugundan. bugune kadar fuat onen gibi meseleyi kisa ve oz koyabilen en az 100 aydin-ara lider, liderimiz (siyasi alanda) olmaliydi. ilavetten benzeri turde itirazlari sanatci-bilimci kurdler de ifade etmeliydi. ASo bize bircogunun benim ilk kez ASo gorusunce tanidigim siyasi munevverlerimizin son surecle ilgili goruslerini okuttu. ortada FO nin berrakligina yakin bana gore bir kisi cikti. bu munnevlerimiz belkide FO kadar deneyimli(daha fazla olabilir daha az olamaz) onu duzeyinde zeki olabilir. ancak etkilesimle geldikleri nokta meseleyi ifade bicimleri, esip gurleme halleri vs alti bosh kalan seyler olarak yansidi bana. FO oyle yapmiyor. ne yaptigi nasil yatigi icerigi ve BICIMI (bu ozellgi asla kucumsemeyin, kapali bir kapidan anahtar olmadan giremezsiniz, ifade bicimi anahtar gibidir) FO nun yazisinda duruyor, konusma o kadar berrak ki uzerine yazi yazmak ayip oluyor. mutlaka okunmali ve her satiri da elestirel gozle okunmali. hayret tartisilabilecek bir noktayi bulmus. ben de FO nun iyi dilegi (wisfull thinking) gibi geldi. nede bize yeterli kadro? ben goremiyorum. ancak FO memleket te belkide orda bize gorunmeyen br potansiyel olusmustur(insallah) diyelim. diaspora eger izledigimiz kadariysa burda kadro denilecek bir sey filan yok henuz. hurmetler HeK

FO nun yazilarinda kurdler diye tanimladigi br TOTAL sey var. ben koca bir ulusu tek bir isimle tanimlayip o isme sifatlar yakistirmanin gerceklerle ortusmedigini idda edenlerdenim. FO kurdler baris istemiyorum hak hukuk istiyor (mealen) diyor. bu cok yerli yerinde bir cumle ama hangi kurdler bunu istiyor? ulus deyince o ulusun tum ferdlerini ayni torbaya koymak sosyolojik olarak mumkun degil. aramizda sen kursun sen degisinci lavuklar da var-noter gibi kurdluk tescili yapacak tiyniyetler. bu tur bir zihniyet marjinal, bunlarin kurdluge sokmayacagi kislerin sayisi da milyonlari bulabilir. bu milyonlar icinden disariya aktarilan talepler nedir? baris mi hak hukuk mu kastamonulu da durup duruken kavga mavga istemez hak hukuk ister. kurdlerin ulusal taleplerle ortaya cikan kesimlerinin hak hukuk pesinde oldugu asikar ama cok da buyuk bir kurt kitlesinin "hak hukuk" pesinde oldugu da kuskulu. demek ki henuz bizde bir tebaliktan bir sisteminin icnde hak hukuk sahibi olmaya niyetli vatandas olma bilinci yeterli yayginlikta degil. bu konu agir bir konudur, zaten yku agir kurd ulusacilarinin su an icin kaldiracagi yuk degil. ama onlara da en buyuk ayakbagi olacak problem de burda yatiyor. bu nasil bizim cikarlarimiza uygun hallere cevirlir? KADROLAR ile. bu kadro deyince parti hiyerasisi ile kalkip oturan militanlasmis robot kadro akliniza gelmesin. toplumun damarlari icinde kendi donanimi ile serbestce hareket eden gundelik organik kadro. bu kadrolar hak hukuk taleplerini tebanin damarlarina tasir-tebbayi bir hak-hukuk cercevesinde varolmasi gereken vatandas olmayi ozendirir. bir secim mitingi dernek vs de bu islere tetikleyici roller oynayabilir ama asil kadro kulturel olarak toplum icinde dogaligi ile yeralan kislerin olusmasinda yatar. kurdlerde kelle sayisi olarak bu potansiyel var ama henuz ici icerik acisindan yeterince berraklasmis degil. bu keleler apo nun zirvalari ile dolup bosaliyor. kite de o kanala mesruiyet vermis durumda. FO nun gorsulerinde berraklik var. ancak bu berrakligi toplumda yayginlastiracak kadolar yok. bu dilemmayi _kitlesellesmemisler- diye aktaran cikabilir. dogru soyleyen kitle destegine sahip degil. zirvalayan ise kitle destegine sahip. demek ki kitlede cozulmesi gereken bir problem var. demek ki kadro (benim kadro dedigim sey yukarida kisaca tariflendi) problemi - siyasi kultur- problemi var. kisaca ve hizla benden bu kadar. HeK

bugun turk gazetesinde yer almis: raslanti degil bu tip orneklerin coklugundan. ornekteki kadin gercek duygularini soyleyemiyor denilebilir gercek duygularini soyleyememek ile yitirdigi evladina yanmak balansi da kaymis demektir bu da basli basina bir tebaalik isaretidir. kadina kizyor degilim-bunlar gercekler. bu gerceklerin birlesip biryerlere mesruyet verdigini unutrak politika yapilmaz buyrun ornegi okuyun: "Çankaya Köşkü'nde şehit yakınlarına iftar... Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, çaprazındaki kadına da soruyor, “Peki sizin bir isteğiniz var mı?“ Kadın başını kaldırıp öylece bakıyor. Gül tekrar soruyor. Kadın yine öylece bakıyor. Şehit yakınlarından biri Gül'ün kulağına eğiliyor; “Sayın Cumhurbaşkanım o Türkçe bilmez.“ Gül susuyor. Sonra da, “Peki o zaman tercüme edin söylediklerimi“ diyor. ÖNCEKİ akşam Cumhurbaşkanı Gül'ün şehit yakınlarına verdiği iftar yemeğinde çok duygusal bir olay yaşanıyor... Öylesine duygusal ki dinlerken tüylerim diken diken oldu... Şimdi bir an olsun kendinizi o masadaymış gibi düşünerek okuyun... Gül, iftara gelen şehit yakınlarının gruplar halinde masalara dağıtılmasını istiyor... Her masaya Cumhurbaşkanlığı'ndan bir görevli oturuyor... Görevlilerin elinde bir kart var, bu karta şehit yakınlarının düşünceleri ve talepleri yazılıyor... Cumhurbaşkanı da kendi masasına oturan şehit yakınlarıyla konuşup düşüncelerini ve isteklerini alıyor... Gül tek tek konuşurken bir ara hemen çaprazındaki kadına soruyor: “Peki sizin bir isteğiniz var mı?“ Kadın başını kaldırıyor, Cumhurbaşkanı'na dönüyor, öylece bakıyor... Gül bir kez daha soruyor: “Sizin benden bir isteğiniz var mı?“ Kadın yine öylece bakıyor... Masada bir sessizlik... Gül de şaşırıyor... Malum Türkiye şu anda sıcak ve gergin bir dönemden geçiyor... Şehit yakınları çok tepkili... Bu yüzden masadaki sessizlik giderek ağırlaşıyor... DUYGU PATLAMASI Cumhurbaşkanı bir kez daha sormak üzereyken, yanındaki bir başka şehit yakını Gül'ün kulağına eğilerek şöyle diyor: “Sayın Cumhurbaşkanım o Türkçe bilmez...“ İşte bu söz masada bir duygu patlamasına neden oluyor... Gül kısa bir süre susuyor, sonra şöyle diyor: “Peki o zaman tercüme edin söylediklerimi...“ Evet işte sözünü ettiğim o duygusal atmosfer budur... Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı'nın iftar masasında, PKK'yla çatışırken şehit düşen bir Kürt evladımızın anası Cumhurbaşkanı'yla konuşuyor... O Kürtçe konuşuyor, Cumhurbaşkanı Türkçe dinliyor... DEVLETİMİZ SAĞ OLSUN Cumhurbaşkanı Gül: “Sizin adınız nedir? Nerelisiniz?“ Şehit Anası: Adım Sultan Gidiş. Gaziantepliyim. Şehit yakınınız kim? Oğlum Mehmet Gidiş. Jandarma erdi. PKK'yla çatışırken şehit düştü. Peki benden bir talebin var mı? Sağ olun. Devletimiz sağ olsun her şeyi yaptı... " bugunku hurriyet ten aktarma

Mübarek öyle bir isim almiski, kisasi ayni,uzatsan ayni:HeK.bunun kisa acilimi,uzun acilimi ne olaki.Taharetten Teyemmüm deyip MÖ diye düsündürelim?"Kürd acilimi"baslikli yapilan her söylesiye dalan HeK in ne söyledigi malumunuz,durusuda kabulunuz olsun da amma velakin su zatusungur HeK i söyle bir saygiya davet etmediniz ya ben ona yanarim. TC nin bile "terorist basi denilen zati muhtereme"artik sayin derken, su "ezip gecen"HeK e burdaki degerlerin adini anarken terbiyeni takin demeninizya.... IB.IG.IK.FO-HB diye hitap ettigi degerlerin isimlerini kisaltan Hek NEDE UZUN YAZIYOR DEGILMI?

Add new comment

Plain text

CAPTCHA This question is for testing whether or not you are a human visitor and to prevent automated spam submissions.