İnsan üfürür ama bu kadar olmaz. Ocalan bu son görüşmesinde
yine atmış.
Nasılmı?
"Ben, yedi yaşından beri kadın sorunuyla ilgileniyorum. Saflarımıza katılan kadınlara mücadelenin zor olduğunu, yapamıyorsanız katılmayın dedim."
İnsaf.. Bekaa'ya giden bir çok kadının zorla orada tutulduğunu herkes biliyor.
Öcalan: Katliamın sorumlusu hükümettir
Posted on Cuma, 08. Mayıs 2009
Topic: Güncel
Öcalan Mardin katliamına ilişkin şunları belirtti: “Mardin olayı koruculuk sisteminin ürünüdür. Bu sistem derhal gözden geçirilmelidir. Bu sistemle, devletin silahıyla bu zavallı köylüleri şiddet makinasına çevirip, vahşileştirdiler," dedi.
Ocalan Mardin katliamını da değerlendiriyor.
Nasıl mı?
Bu katiamın sorumlusu "Hükümettir" diyor.
İnsan sormazmı bu katliamın sorumlusu Hükümet mi yoksa Ordu mu?
Yani Ocalan'a göre Türk devletinin esas gücü ve tek hükümeti olan
Koruyuculuk sisteminden sorumlu değil, Ak Parti hükümeti sorumludur.
Türk devletini tanıyan hiç kimse böyle saçmalayamaz.
Ocalan'ın amacı belli orduyu koruma ve kolamadır.
Hedef şaşırmaktır.
Birde kullandığı bazı adamları ERgenekon ilan etmiş.
Navê min navê te kulkê min serê te..
Hürmetler
Edinilen bilgilere göre Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan Çarşamba günü gerçekleşen haftalık görüşmesinden önemli mesajlar verdi. Öcalan, Türk ve İran ordularının operasyonları ve Mardin katliamını değerlendirdi.
Türk ordusunun gerillaya karşı operasyonlarına ilişkin, “Dersim'den Amanoslar'a kadar geniş bir alanda imha amaçlı operasyonlarla PKK bitirilemez. Bu böyle bilinmelidir“ diyen Öcalan, Kürt konferansı konusunda ise geniş katılım sağlanması mesajını verdi. Öcalan, “Toplanacak Kürt Konferansında önerilerimiz çerçevesinde değerlendirme yapılmalıdır. Kürt Konferansı'na İran, Suriye, Türkiye, Irak'taki tüm kesimler katılabilir, çözüm üretebilirler. Konferansın geniş katılımlı olmasında büyük fayda vardır“ diye belirtti.
İRAN TÜRKİYE'Yİ KULLANIYOR
İran'ın Türkiye'yi kullandığının altını çizen Öcalan, “İran; Türkiye'yi kullanıyor, PKK'ye karşı yirmi bin kişilik operasyonlar yapıyor. Suriye'yi de kullanmak, Beşar Esat'ı yanına almak istiyor. Ama Beşar Esat'ın pek destek vereceğini sanmıyorum, belki kısmen olabilir ama bunu fazla ileriye götürmez. Türkiye, Suriye ile ortak tatbikat yaparak, Sadr'ı buraya getirerek, Putin'le görüşerek, AB desteğiyle, arkasına da Obama'yı alarak, beni de buraya tıkayarak, biz operasyon yaptık, bitirdik, başardık diyor. Bu kadar kolay mı? Bu politikalarla başarmak mümkün değil. Bu şekilde Kürt sorununu çözemezler“ ifadelerini kullandı.
KCK BİR ÖRGÜT VEYA YAN ÜRÜNÜ DEĞİL
DTY'ye yönelik operasyonlarda KCK'nin gerekçe gösterilmesini bu hafta da değerlendiren Öcalan, KCK'nin yasalara aykırı olmadığını vurguladı. Öcalan, “Tutuklanan DTP'liler, herhalde KCK'den sorumlu tutuluyorlar. Fakat KCK demokratik çalışmadır. Bu çalışma yasa ve anayasalara aykırı değildir. Bu sistem, demokratik yasal bir örgütlenmedir, yapılanmadır. Kürtlerin demokratik örgütlenmesidir. KCK, demokrasinin oturtulmasıdır. KCK bir örgüt ya da bir örgütün yan ürünü değildir. Anayasal ve yasal çerçeveler dikkatlice incelenmelidir“ diye kaydetti.
DEMOKRASİ BİR BİLİNÇ İŞİDİR
Siyasetin teorisiz olmayacağını ifade eden Öcalan, bu amaçla Demokratik Siyaset Akademisi önerdiğini hatırlattı. Öcalan şöyle dedi: “Siyaset teori gerektirir. Güçlü bir teori yapıldıktan sonra en güçlü bir irade ile pratikleşir. Teori olmadan pratik olmaz. Bu becerilmezse yarı yolda kalınır. Bu örülen çorabı yırtılabilinmesi için güçlü bir siyasal teoriye sahip olmak gerekir. Siyasette teori, bilgiyi; bilgi gücü getirir. Politika asla bilgisiz ve teorisiz olamaz, altı boş kalır. Siyasi çalışmada bulunanların politik eğitimden geçmesi gerekir. Demokratik Siyaset Akademisi'ni bunun için önermiştim. DTP'de bu başarılamadı şimdiye kadar. Bu bir eğitim işidir. Bu önerimi AKP hayata geçirdi, ama DTP geçiremedi. Demokrasi iyi anlaşılmalıdır. Demokrasi bir bilinç işidir, bir kültürdür. Ben bunun için Demokratik Siyaset Akademilerini önemsiyorum. ABD ve İngiltere bunu çok iyi uyguladıkları için başarılı oldular, ilerideler. Başarıları demokrasiyi uygulama güçlerinden geliyor.“
KATLİAMIN SORUMLUSU HÜKÜMETTİR
Mardin'in Mazıdağı ilçesine bağlı Bilge köyünde yaşanan katliama da değinen Öcalan, katliamdan korucuların eline silah verenlerin sorumlu olduğunu söyledi. Öcalan Mardin katliamına ilişkin şunları belirtti: “Mardin olayı koruculuk sisteminin ürünüdür. Bu sistem derhal gözden geçirilmelidir. Bu sistemle, devletin silahıyla bu zavallı köylüleri şiddet makinasına çevirip, vahşileştirdiler. Yüz bin katil ortaya çıkardılar, ortalıkta dolaşıyorlar. Sorumlu ne ölenler ne de öldürenlerdir. Burada ilan ediyorum; bunun sorumlusu bunların eline silah verenlerdir, bu da Hükümettir. Cahilin eline silah yetki verirsen ya adam öldürür ya da kadın kaçırır. Cahilin eline silah vermezsen adam öldürmeyi bilmez, öldürmeyi bırakın bir sinek dahi öldüremez. Ben o bölgedeki köylülerin özelliğini biliyorum, karakol desteği olmazsa bir sineği dahi öldüremezler. Radyoda dinledim, çoluk çocuk öldürüp PKK'ye mal etmeyi düşünüyorlarmış.
VİCDAN SAHİBİ OLSAYDINIZ ONLARA SİLAH VERMEZDİNİZ
Bunlardan iki kişiyi de PKK içine sızdırarak da bu katliamı yaptırmış olabilirlerdi! O zaman da bu katliamı PKK mi yapmış olacaktı! Daha önce de Mardin bölgesinde çocuk, kadın katliamı yaptılar. Bunu da bize mal etmişlerdi! PKK'ye sızdırılan Hogir kod isimli, Cemil Işık bunu yapmıştı. Cemil Işık'ın Ergenekon sızması olduğu bugün ortaya çıkmıştır. Aynı şekilde Kör Cemal, Şırnaklı Metin ve Şemdin Sakık dörtlü çete vardı. Bunlar beni de öldürmeye çalıştılar ama önce yetkilerimi alarak bunu yapmaya çalıştılar. Ben kıl payı kurtuldum. Bunlar kendilerine ekmek veren köylüleri dahi öldürdüler. Bu son olayda da görüldüğü gibi bunu yapanlar biz değil, Ergenekon'dur. 33 asker olayı, Bahtiyar Aydın'ın öldürülmesi, Rıdvan Özden olayı var. Ve Muş-Lice-Kulp üçgeninde yaşananlardan daha önce de bahsetmiştim. Bu işleri de bize mal ettiler, bizimle ilgisi olmadığı açığa çıkmıştır. Basından duyduğum kadarıyla Erdoğan, bunu yapanlar için vicdan sahibi değiller demiş. Vicdan sahibi olsaydınız bu insanlara silah vermezdiniz. Başta Hürriyet Gazetesi olmak üzere Ertuğrul Özkök, bana iftira etti, beni ’bebek katili' ilan etti! Yaşanan durumlar görülüyor, bugün bir bir açığa çıkıyor. Tüm bu kadın çocuk katliamlarını yapanlar devletin birer yapılanmasıdır.“
MARDİN OLAYI BİR YÖNÜYLE DE KADIN TECAVÜZÜ OLAYIDIR
Mardin olayının diğer bir boyutuna da dikkat çeken Öcalan şöyle devam etti: “Mardin olayı, bir yönüyle de kadın tecavüzü olayıdır, basında bu katliamdan önce yaşanan bir tecavüzden de bahsediliyor. Kadınlara sesleniyorum; kadınlar öz bilinç ve güçlü irade ile kendilerini koruyabilirler. Ben kadınlara beş bin yıllık erkek egemen kültürünün kırılmasının kolay olmadığını, derinlikli bir mücadele gerektirdiğini hep anlattım. Ben bir yere kadar onları korudum ve kolladım ancak en çok onlar kendilerine sahip çıkmalı, kendilerini koruyabilmelidirler. Namus kesinlikle cinsellik değildir. Namus, öz bilinç ve güçlü iradedir. Kadınlar kendilerine, ruhlarına ve bedenlerine sahip çıksınlar. Kapitalist aşk ilişkisinde emek yoktur, gerçek sevgi, aşk yoktur. Sevgi, aşk, emek ister. Ferhat ile Şirin buna örnektir. Orda Kandil bölgesinde olan bir olaydır. Tarihsel bir olaydır. Ferhat, Şirin'e ulaşmak için, aşkı için binbir emek vererek, eziyet çekerek dağları deler. Hatta aşkı için İran Şahı'nın egemenliğini ve iktidarını yıkması gerekiyordu. Bunu başaramayınca, İran iktidarını yıkamayınca kendisini dağlardan aşağı attı. Asıl aşk budur. Kendi halkı ve ülkesi için çaba ve emek içermeyen bir aşk ve sevgi anlam ifade etmez. Beş bin yıllık erkek egemen kültürünü savunmalarımda çok geniş açmıştım.“
KADINLARA SESLENİYORUM
Öcalan kadınlara seslenerek, “Eğer öz bilinç gelişmezse ve güçlü irade olmazsa erkek egemen kültürün tecavüzünden kurtulamazlar. Kadınlara sesleniyorum, öz bilinçlerini geliştirsinler ve özgürlükleri için çalışsınlar. Biz, erkek egemen kültürün yıkılması konusunda kısmen başarılı olduk. Bunun için demokratik belediyecilik işleyişinden bahsetmiştim. İnşallah başarılı olurlar“ diye ifade etti.
POLİTİKA TARAFLI OLMAZ
Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün açıklamasını da değerlendiren Öcalan, mesajı doğru algıladığını ve sorumlu davrandığını kaydetti: “Cumhurbaşkanı Sayın Abdullah Gül daha önce ’herkes üstüne düşen sorumluluğunun gereğini yerine getirmelidir' demişti. Bu benimle ilgilidir. Ben bu mesajı doğru algılıyorum ve sorumlu davranıyorum. Ben hep tek taraflı yapmaya çalıştım. Politika tek taraflı olmaz. Politika çift taraflıdır, en az iki taraflıdır. Politika müzakeredir. Beni hep tek bıraktılar. Daha önce Ecevit'in temsilcisi olduğunu söyleyenler buraya gelmişti. O zaman ben demokratik çözümü kabul etmiştim. Ama onları uyarmıştım. Demokrasi ciddi bir iştir, ben onlara bunun gereğini yapamazsanız aşılırsınız demiştim. Demokrasi oyuna gelmez. Demokrasi çift taraflı bir iştir, uğraş gerektirir, ciddi bir iştir, beni oyuna getiremezsiniz, bunun gereğini yapmazsanız siz kaybedersiniz. 2002'den beri bu kesildi. Bu hükümet hiçbir şey yapmadı. 2002'den sonra bunu tek başıma götürdüm. Çeşitli kesimler, dolaylı olarak sorunun çözümü için, hangi çözüm paketine sahip olduğumuzu öğrenmek istiyorlar. Hem devlet kesimi hem de PKK'den, Kürt çevrelerinden. Bu konuda sorumluluğum gereği çözüm paketim vardır. Üzerine çalışıyorum. Türkiye'de Kürt sorununu dışarıya havale etmememiz, bu sorunu kendi aramızda çözmemiz gerektiğini anlayanlar var. Kürt sorununu kendi aramızda çözmemiz gerekiyor. Doğru olan budur.“
CHP VE MHP ERGENEKON'UN SİYASİ TEMSİLCİSİDİR
Meclis'teki siyasi partilerin durumunu ele alan Öcalan, “CHP ve MHP Ergenekon'un siyasi temsilcileridir. AKP çözüm konusunda hiçbir şey yapmamıştır, yapmıyor, günü kurtarmaya çalışıyor. Benim gözümde AKP, bir hiçtir, günlük siyaset yapıyor ve sınıfta kalıyor. Kürt sorunu günlük siyasetle çözülecek bir sorun değildir. Eğer AKP 1 Haziran'a kadar diyalog ve çözüm yolunu açmazsa benim diyeceğim Ergenekon'u başka bir yerde aramayın, Ergenekon'un ta kendisi AKP'dir. 2002'den beri Kürt sorunun çözümü konusunda AKP, oyalıyor, bir şey yapmıyor. Ben buradan bir kez daha Hükümete sesleniyorum; diyalog ve çözüm yolunu açmalıdır“ dedi.
HERKESE SELAM
Öcalan son olarak şöyle dedi: “Cezaevlerinden gelen mektuplar var. Buradan hepsine selam söylüyorum. Trabzon Cezaevinden, Siirt Cezaevi'nden, kadınlardan gelen mektuplar var, hepsine selamlarımı iletiyorum. Yoğunlaşmalarını sürdürsünler. Cezaevi'nden birinin mektubu var. Mektubunda İktisadi projeler konusunda neden Yahudiler gibi olamıyoruz, diyor. Biz Yahudiler gibi olamayız, çünkü onlar kapitalistleştiler. Ancak iktisadi projelerimiz olmalı ve bu konuda yoğunlaşılmalıdır. Diyarbakır, Hınıs ve Tatvan'a selamlarımı iletiyorum.“
DTP batman il baskani Ozcan Erdem mehmetcik oldu