Skip to main content
Submitted by Anonymous (not verified) on 3 April 2009

PKK`de
yönetici kademesinde görev ve de sorumluluk almis kisilerin
bugün gecmise yönelik günah cikarmalari ve elestirileri olurken
okurken bunlari
bulunduklari noktada aciz kalmalarinin neden ve etkenleri nelerdir?
sömürgeci devlete karsi savasmak icin yola cikacaksin
mücadele edeceksin
bedel ödeyeceksin
ama bir apo ya"düsüncesine ,kültürüne" karsi cikamayacak
durus gösteremeyeceksin
bu nasil bir sekillenmedir?
ideolojik anlayistir?
siyasi bilinctir?
kültürdür?
ahlaktir ki
yillarca militanligini yaptigin
davanin
bas adamini
bu kadar tanimama basireti
gösterirken
hangi yola bas koydun
ben bu yola bas koydum derken
kic koltuktayken
rahat
kelle yastikta mi
uykulariniz kacar oldu
gercekleri gördünüz.
kendi gerceginden
kacan
her birinin bir bas cektigi
asil PKK benim diyen efendiler.
her seyde kendinizi milat olarak görürken
neyin iddia sahibisiniz
misyonunuz ne?
30 yil Kürdistana nasil "hizmet" ettiginiz
kime hizmet ettiginiz
orta da artik
bir bir afise olan
desifre olan
ayetinizin
her sayfasinda
karanlik gerceginizi.

Jankurdıstan (not verified)

Fri, 04/03/2009 - 19:33

Sayın Balyoz güzel yazıyorsunuz da ama işler öyle anlatığınız gibi basitçe değil. Evet mantık olarak söyledikleriniz doğru ama hayat pratikleri çoğu zaman mantığa uymaz. Bir kere sizin sorduğunuz soruların cevabının çoğu iktidar, hakimiyet, güç...denen olgularda yatmakta. Bunları yaratan insanlardır ama çoğu zaman insanlar bu kendi eserlerini kontrol edemez. T.C. Cumhurbaşkanı ne diyor "[i]bende bazı gerçeklerin farkındayım ama dile getiremem"[/i] diyor. Bu salt T.C. değil , dünyadan ki çoğu devlet, iktidar yapılanmasında insanlar içinde olur, rahatsızda olurlar ama O iktidar canavarına karşı çıkmak o kadar kolay değildir. Ben sana bir örnek vereyim; Ben örgütten ayrılmaya karar verdiğimde, bir samimi arkadaşım vardı duruma ona açtım ve hak verdi. Kendisi PKK sistemini benden daha çok eleştiriyordu. [i]"Peki sen ne yapacaksın"[/i] dedim. [i]"Gelmiyormusun".[/i] [i]"Hayır bir kere geldim, artık gidemem benim için artık bu namus meselesine girdi"[/i]. [i]"Ama gidenlerde haklı, sende git sonuçta bireysel tercihlerimizdir".[/i] O arkadaş işte PKK içinde T.C. ile mücadelede öldü. Çoğu insan PKK içindeyken ne halt olduğunun farkındaydı. Bazıları halk için, onur için... sesini çıkarmadan örgüte bağlıymışlar gibi öldüler. Bazıları da bıçak kemiğe dayandı ayrılmayı tercih ettiler. PKK içinde kalmayanlar anlayamazlar, ancak içindekiler anlar hem APO ya karşı olma hem de yıllarca içinde kalmak. Tabii bu söylediklerimin çerçevesine konsey düzeyinde olanları; Osmanı, Botanı, Şemdini....katmıyorum. Onların suskunluğu, pragmatistik tavırlarında senin dediklerine katılıyorum.

Anonymous (not verified)

Fri, 04/03/2009 - 23:10

jankurdistan PKK`de yönetici kademesinde görev vede sorumluluk almis kisilerin gecmis döneme ait icinde bulunduklari süreci aktariken,yazarken iliskilendirdikleri mantigi nasil algilamaya calisacagiz, "teorik" ve "pratik" anlayislarindaki farkliliklari bilince cikarmadan Bu tür üst düzey sorumluluk almis kisilerin ortak paydalarinin,duruslarinin PKK icinde nasil sekillendigini anlamadan Bunla hem tanigi hem sanigi oldugu bir dönemin bas aktörleri olurken suan elestirdikleri kendi gercekliginin,tarihinin kendilerine ait olan kisminda tanigi mi saniki mi yoksa magdurlar mi diyecegiz . elbette hem tanigi hemde sanigi olunca magdur olan kurdistan halkinin yigit evlatlari daglarin doruklarinda savasip sehit düsünce zindanlarda cürüyünce bu gunah cikarmaklan da olmuyor. vicdani muhasebenin her bir sayfasinda gunahlarindan arinmak öyle yasadiklarini bir ani olarak yazmaklanda geciktirilemez ve bu kisiliklerin kullanildim,yanildim demesi de günahlarini hafifletmez. bir masal anlaticisi kadar sakin ve dingin ayganini bir canavara dönüstüren bir cok militani itirafci yapan kacanini hain iskencede öldürdügünü sehit ucurumdan attigina deli diyen "ben yanlisininda militaniyim"diyeni komutan bilen daglarin efendisi durani kicina kalkan serokuda basina tac edenlerin varmi birbirlerinden farki

Vala öyle güzel analiz etmişsiniz ki, kekeledim desem inanamazsınız!. Ama bir şey dikkatimi çekti öylesine derinden ve kemiğinden çelişkileri yakalıyorsunuz ki kendi kendime [i]"Balyoz şimdi normal Bir Kürd, yurtsever mi diyorum?."[/i] Sakın sizde vicdanlı ve sağduyulu bir sanık ve mağdur olmayasınız. Ben hiç bu kadar yani senin söylediğin; [i]"suan elestirdikleri kendi gercekliginin,tarihinin kendilerine ait olan kisminda tanigi mi saniki mi yoksa magdurlar mi diyecegiz ."[/i] gibi bir analiz ile kendimle böyle derin bir sorgulamasına giremedim. Gerçi ben hep kendimi O canavarın işkembesine giren ve tekrardan çıkan basit bir dişli olarak görüyorum. Sonuçta gerçekleşenlerden benim hiçbir iradi kararım yoktu. Aktör değildim. Ama aktörlerin kendilerini figüran ve mağdur gibi göstermeleri konusunda size katılıyorum. Bilmiyorum beklide çok derin ele alırsak bende de aktörlük vardır!. Kelebek etkisine inanıyorum; [i]Amazon ormanlarındaki bir kelebeğin kanat çırpması Çinde fırtına kopmasına sebep olur.[/i] Gerçekten de bilmiyorum, hayat çok zor ve karmaşık.

نەناسراو (not verified)

Sat, 04/04/2009 - 04:44

İki dönem Demokrasi Partisi (DEP) başkanlığı yapan YAŞAR KAYA'nın geçen hafta bir yayılanan bir söylesi vardı. 49'lar davasında yargılanan, 1960'larda Ziverbey Köşkü'ndeki işkencelere maruz kalan, Özgür Gündem gazetesini kuran 50 bin gibi tirajlara çıkartan, Avrupa'da "Sürgündeki Kürt Parlamentosu"nu kuran ve hayatının 18 yılını çevaevlerinde geçiren, hatta Aydın Doğan'in Radikal gazetesi'nin kurarken başına geçirmek istediği YAŞAR KAYA, "PKK'nın Merkez Komitesi'nde ERGENEKON var" dedi. Gerçeklerin ortaya çıkması için PKK arşivinin açılması ve Öcalan'ın ilişkilerinin deşifre edilmesi gerektiğini söyledi. PKK'nin ERGENEKON örgütü tarafından yönetildiğini artık çıkan tanıklardan da öğreniyoruz. Şimdi bir düşünürsek, DTP'nın aldığı oylarda PKK'nin payı nedir? Bugün PKK dese ki, ben artık silah bırakıyorum, hadi herkes evine, DTP'nın aldığı oylarda ne değişiklik olur? Azalır mi? DTP gene yüzde 5 oyunu almaz mi? Belki DTP'ye PKK'nin insan öldürmesinden tahrik olup oy veren bazı ruh hastaları vardır, ama DTP en az yüzde 5 oyunu gene alır. O zaman sunu sormamız gerekir: PKK'nin İŞLEVİ NEDİR? 15 seneden fazla DTP ve geçmişteki partileri "etnik milliyetçilik" tabanında siyaset yapmaya çalıştılar. Siyaset bilimde doğrulanan bir gerçek vardır ki, Etnik milliyetçilik o etnik gruba yüzde 30'dan fazla oy getirmez. Dünya'nin bütün ülkelerinde azınlık olsun çoğunluk olsun, bütün etnik milliyetçi partilerin oy oranları o etnik grupta yüzde 30'u aşmaz. Türkiye'de de böyledir. DTP'de Türkiye genelinde yüzde 5 civarında oy alır hep, ama ondan önemlisi Kürt asıllı vatandaşların da en fazla yüzde 30'undan oy alabilir. Daha yukarı da çıkamaz. Türkiye'deki Kürtlerin %70'ı DTP' ye oy vermez. Türkiye'ki anketlerde 12 milyon civarında Kürt olduğu ve oy verme yaşındaki Kürt asıllıların sayısının 6 buçuk milyon ödüğü düşünülürse, siyaset bilimindeki "%30" kuralı burada geçerlidir. "DTP Kurtluğun ölçüsüdür" söylemiyle DTP Kürtleri itmektedir. Mesela Bulgaristan'da ki Haklar ve Özgürlükler partisi bir Türk partisidir, ama etnik milliyetçi bir parti değildir. Onun için Bulgaristan'daki Türklerin % 100'ünden oy almakla kalmaz, etnik Bulgar asıllılardan da oy alır, oy oranları Bulgaristan'daki Türklerin toplam nüfusa oranlarından bile fazladır. Peki neden bu belli iken DTP, PKK'nin kanatları altında kalarak sadece Türkiye'de yüzde 5'de Kürt asıllı halkta ise yüzde 30'da kalmaya razı oluyor? Neden bütün Kürtleri kapsamıyor? Güneydoğu'da bile DTP'ye oy vermeyen Kürtler var? Burada PKK'nin işlevini anlamak gereklidir. PKK Türkiye'de Kürtleri kullanarak devlete karşı "kontrol edilebilir" tehdit yaratma işlevini yerine getirir. Kontrolü ele geçirmek isteyen her yarı-siyasi yarı-gizli gücün dayandığı "devlet'e karşı tehlike var, dolayısıyla tedbir alınmalı" refleksini ERGENEKON PKK araçılıyla yürütmektedir. Tabii ki PKK içinde gerçekten Kürdistan kuracağını zanneden, yada hapiste işkence gördüğü için kızıp katılan vardır. Ama bu PKK'nin işlevini değiştirmez. PKK tehditi kontrol edilebilirdir, çünkü PKK'nın etnik milliyetçi söylemi ve şiddet politikasından dolayı Türkiye'deki Kürtlerin çoğu PKK'nin kuklaşı olan partiye oy vermez. Dolayısıyla tehdit sadece hep %5'de kalan DTP gibi Kürtçü partiler ile devam eder, ama yukarı çıkmadığı için kontrol edilebilirdir. ERGENEKON da bu tehditi hep Orduyu gündemde ve güçte tutarak kendi amaçında kullanır. Burada sunu bilmek gerekir ki, ERGENEKON devlet demek değildir, Asker yada başka kurum da değildir. Bu Kurumlara sızmış bir ağdır. Hem Askeriye hem MİT içindeki üylerini kullanarak Askeriye'yi ve daha birçok kurumu kullanmaktadır. Yani ERGENEKON hem Askeri, hem MİT'i hemde PKK'yi kullanmaktadır. AHMET TÜRK'ın "Kürt sorunu Kürtsüz çözülmez" sözü de çok doğrudur. ERGENEKON ve PKK bunu bildiği için zaten etnik milliyetçilik ve şiddet politikası ile Türkiye'deki Kürtlerin hepsini kapsayan bir siyasi oluşuma izin vermiyor. Kürt Partisi DTP Kürtlerin çoğunluğunun desteğinden yoksundur, yanı KURTSÜZDUR. Kürt sorunu da Kürtsüz çözülmez . Dolayısıyla ERGENEKON'un istediği de budur. Yüzde 5'lik Etnik milliyetçi DTP ve önün arkasında terör örgütü PKK ERGENOKON'un kendisine biçtiği gereken bütün işlevleri yerine getirmektedir. PKK Türkiye'de Kürt Milliyetçiliğini yüzde 5'te tutmak, kontrol etmek ve gerektiğinde kullanmak ile görevlendirilmiş bir ERGENEKON kuruluşudur. Eski DEP başkanı Yaşar Kaya da bunu söylemektedir.

Add new comment

Plain text

CAPTCHA This question is for testing whether or not you are a human visitor and to prevent automated spam submissions.